21-06-2020, 20:19
Tür: Macera, Dünya Klasikleri
Yayım Yılı: 1904
Jack London’ın bütün eserlerine bir simgeci natüralizm örneği olan kitabıdır Deniz Kurdu. Varlıklı bir aileden gelen Humphrey Van Weyden, geçirdiği deniz kazasının ardından Hayalet adlı uskunanın kaptanı Wolf Larsen tarafından kurtarılır. Barışçıl bir “beyefendi” olarak, iradesi dışında Larsen’in hizmetine girmesiyle kendini şiddet dolu “gerçek dünya”da bulacak; bu deneyim onu elitist bir entelektüelden, cesur bir eylem adamına dönüştürecektir.
Van Weyden’la Larsen arasındaki çatışma, yalnızca zayıf olanın ezildiği bir dövüş değil, bir fikir savaşıdır aynı zamanda. Hayatı “kutsal” olarak gören Van Weyden’ın idealizmiyle, var olmak dışında bir kaygı taşımayan Wolf Larsen’in materyalizmi arasındaki karşıtlık roman boyunca yinelenirken, Deniz Kurdu’nu farklı düzeylerde okunabilecek bir yapıt haline getirir. Ancak, London’ın en büyük başarısı hiç kuşkusuz ustalıkla geliştirip ete kemiğe büründürdüğü unutulmaz Wolf Larsen karakteridir. Nietzsche’nin “üstinsan” kavramını anıştıran Wolf Larsen, Ambrose Bierce’in de dikkat çektiği gibi, bir yazarın yaratabileceği en muazzam karakterlerden biridir...
Her ne kadar macera kitabı olsa da içerisindeki olaylar insanı fazlasıyla düşünmeye doğruları ve yanlışları değerlendirmeye zorluyor. Zira doğru bulduğunuz şeyler her zaman ve her yerde savunmanız sizi küçük düşürebilir hatta hayatınızı kaybetmenize neden olabilir. Kitapta fark ediyorsunuz ki herkesin doğruları ciddi anlamda farklılaşabiliyor. Van Weyden ile Wolf Larsen arasındaki felsefi muhabbetler ise sıkıcı olmaktan daha çok ilgi çekiciler. Kitap boyunca Larsen'e hak vermek ile haksız görmek arasında gidip geliyorsunuz. Kitap aynı zamanda zenginler ile fakirler için hayatın gerçeklerinin ne kadar farklı olabileceğini de gösteriyor. Hümanist bir yapının materyalist bir dünyada işe yaramadığını, medeniyetin ancak medeni insanlar ile var olabileceği gösteriliyor.