" Uyanıp dışarıya baktığında güneşin ışıl ışıl yüzüne vurduğunu ve Venedik sokaklarındaki insanların neşeli şarkılar söylediğini duyuyorsun. Elbiselerini giyip garnizon kuvvetlerinin toplandığı, Venedik tüccarlarının olduğu limana gitmek üzere harekete geçiyorsun. Limana yürürken sağında olan Adriyatik denizinin güzelliğini seyrederken seslerin yaklaştıkça daha da arttığını fark ediyorsun. Orada bulunan bir insana ne olduğunu sorarken sesler kulağını çınlatıyor ve insanların içerisinden ilerledikçe gözün bir çivi ile asılmış mektuba ilişiyor. Daha yakından okuyabilmek için yaklaşıyorsun. "
Bartolomeo'dan gelen bir mektup bir çivi ile limana asılmış.
Mektubun girişinde Bartolomeo'ya ait yüzüstü çizilmiş bir resim gözüküyor.
Bartolomeo Venediği selamlıyor. Büyük amaçlarla çıktığımız bu seferde Asilerden Zagreb kalesini alarak Yüce Tanrımıza inanmayanların cezasını kendi ellerimizle verdiğimizi, aynı zamanda Adriyatik denizi içlerinde tüccarlarımıza saldırıda bulunan korsanların gemilerini teker teker yaktığımızı bildirmek isteriz. Ordumuz Yüce Tanrının ışığında daha da doğuya ilerleyecek ve Venedik ticaret gücünü arttıracağız. Tanrı Venediği korusun. DEUS VULT
Venedik Cumhuriyeti
" Zagreb kalesinin işgalinden sonra Venedikli askerler evlerine bile dönemeden Adriyatik denizi kıyılarında kendilerini bekleyen büyük bir donanmaya hızlıca bindiler. Venedik Doçunun hazırladığı donanmanın yanında Venedik tüccarlarına ait ticaret gemileri ordu için hazırda bekliyordu. Donanma denizin seyrini takip ederken ufukta birkaç gemi gözüktü. Gemiler Venedik bayrakları taşıyordu. Bunlar Venediğe ait olan Ragusa kalesinin askerleriydi. Ragusa valisi Doçun emri üzerine donanmaya bir miktar ordu ve gemi göndermişti. Denizde uzun bir yolculuk yapıcaklardı. Uzun yolculuklar her zaman yorucu olurdu. Bunu bilmelerine rağmen askerler mutlu gözüküyordu. Çünkü birkaç günde olsa küçük asi donanmaları hariç savaşmayacaklarını biliyorlardı. Adriyatik denizinin keyfini çıkartıyorlar, Zagreb kalesinin işgalden yağmaladıkları şarapları yudumluyorlardı. Belki de uzun sürecek olan seferden birçoğu evine bir daha dönemeyecekti. Şu çok barizdi ki askerlerde bunu biliyordu... "
" Adriyatik denizinden Akdeniz'e doğru yolculuk devam ediyordu. Ordudaki askerler ganimet elde edemedikleri için artık sıkılmaya başlamışlardı. Savaşı dört gözle bekliyorlardı. Adriyatik denizi artık daha hırçındı. Bir Venedik donanma gemisi büyük bir hasar alıp, Ragusa kıyılarına tekrar çekilmek zorunda kalmıştı. Diğer donanma gemileri yoluna devam etmek üzere harekete geçtiler. Kıyıdan birkaç Venedik müfrezesi donanmayı takip ediyor, kıyıda güvenliği sağlıyordu. Adriyatik denizinden sonra İyon Denizi ve Akdeniz Venedik önderliğinde tamamen Hristiyan bir deniz olma yolunda ilerliyordu. Askerler oldukça hevesliydi. Çoğu her an savaşa hazır durumdaydı. Deniz yolculuğun ne zaman biteceğini arada kendi aralarında konuşuyor, bunu duyan gemi kaptanları askerleri rahatlatmak ve olası bir isyanı önlemek amacı ile günleri yanlış veriyorlardı. Ordu Adriyatik denizinde seyir halindeyken, Venedikten birkaç paralı asker ve bir diplomat Papaya doğru yola çıktı. "
Venedikten Papaya giden bir diplomat
" Askerler savaş pozisyonunda bekliyordu. Venedikliler savaş pozisyonunda durmaktan sıkılmıştı. Bizans ordularını bekliyorlardı ancak Bizans ordusuna dair hiçbir iz yoktu. Ne bir büyük donanma gemileri ne de bir karadan gelecek piyade ve atlılardan oluşan Bizans'lı askeri birlikler gözükmüyordu. Bizans İmparatoru olayın yanlış anlaşıldığını belirtmişti ve Venedik doçundan birkaç saat sonra gelen haberle, kaptanlar çapalarını kaldırdı, donanma gemileri harekete geçmeye başladı, askerler miğferlerini çıkardı ve günlük kıyafetlerini giymek amacıyla geminin altına doğru indiler. Akdenize doğru sürecek olan yolculuk tekrardan başladı. Venedik Doçu aldığı bir kararla Rodos kalesini işgal etmeleri üzerine bir mektup yolladı. Amaçları Müslümanlara ve inanmayanlara karşı savaşta kendilerine yeni bir kale belirlemekti. "
-Girit adası resmi -
" Girit adası doğuya karşı yapılacak seferler için önemli bir pozisyondaydı ve askeri garnizonu yüksek tutulan bir kaleydi. Ancak Venedik Doçu Rodos'un işgalini istiyordu. Çünkü Bizans İmparatorunun bir iyimser bir kötümser hareketleri Doçun planlarını erteliyordu. Bizans'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu ya da anlam veremiyordu. Bizans orduları önce Girit'i kuşatmışlardı. Daha sonra bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu öne sürdüler. Bu olaylar üzerine Doç donanmayı Akdeniz'den tamamen çekmelerini beklemiyordu. Venedik tüccarların iyi bir ticaret ağı oluşturmaları ve Girit adasının etrafının tüccarlara açık alan olmasını istiyordu. Ancak Girit adasının etrafında Bizans donanması daha da çoğalmıştı. Doç doğuya doğru gidecek olan bu yolda arkasını sağlama almak istiyordu ve Akdeniz'de ikinci bir kale olan Rodos'u ele geçirmeleri Venedik adına çok yararlı olacak bir hareketti. Venedik kalenin işgali ile Girit ve Rodos arası ticaret rotasını kontrol edebilirdi aynı zamanda Rodos, doğu seferinde askeri destek gönderebilecek bir pozisyondaydı. "
- Rodos Kuşatması -
" Doç Bizans'a doğru bir elçi gönderdi. Bizans ile savaş durumunda bulunmak istemiyordu. Bu durumları bir daha yaşamamak adına ticaret ve saldırmazlık anlaşması talebi, anlaşmanın içerikleri arasındaydı. Bİki ülke arası ya bir savaş ya bir barış olacaktı. Son sözü Bizans imparatoruna bıraktı. Girit adasının garnizon birliklerini kuvvetlendirdi ve Bizanstan gelecek mesajı beklemeye başladı ...
- Bizans'a doğru giden bir elçi ve sürücü -
Güzel gidiyor, devam edecek misin hocam ?
Teşekkür ederim. Evet devam edeceğim lâkin şehir dışında olduğumdan dolayı turları ben oynamıyorum. Haliyle ne olup ne bitiyor görmekte zorluk çekiyorum. En kısa zamanda bilgisayar başına geçip hikayeyi devam ettireceğim.
" Rodos kuşatması biteli günler olmuştu. Askerler daha savaş yorgunluğunu üzerlerinden atamadan, Tripoli seferi için hazırlığa başladılar. Bütün bu olaylar olurken, Adriyatik denizi sert dalgalarını azaltmış, İtalya'da ve Balkanlarda barış ortamı hakim olmuştu. Sıcak güneşin altında Venedikliler kutlama yapıyor, Tüccarlar rahatlıkla ticaretini yerel halk ve kendileri arasında yapabiliyordu. Doç Domenico'ya bir Bizans İmparatorundan müttefiklik çağrısı gelmişti. Doç bu anlaşmayı uzun bir süre düşündü ve en sonunda Venedik için yararlı olduğunu düşününce anlaşmayı imzaladı... "
" Bizans ile Venedik anlaşma imzalıyor "
" Venedik'te olaylar seyrinde ilerlerken, Avrupa'da hiç beklenmeyecek bir olay yaşandı; Kutsal Roma İmparatorluğu hakkı olmayan toprakları işgal ediyordu. Doç bu olaya aşırı derece de şaşırmıştı. İmparatorun böylesine agresif bir hareket yapacağını beklemiyordu. Bu olaylardan dolayı Papa bütün Katolik delegeleri Roma'ya çağırmıştı. Bütün Katolik ülkeler gibi, Venedik'te Papa'nın çağrısına uymaya hazırdı. Doç Domenico diplomat yerine bizzat kendisi korumaları ile Roma önlerine geldi."
" Doç Domenico korumaları ile Roma önlerinde "
" Doç'un amacı sadece bu olaylar üzerine Roma'ya gelmek değil, Papa ile birkaç gizli anlaşma yapma amacı da taşıyordu. Delegelerin yaptığı görüşmeler sonucu Kutsal Roma İmparatorluğuna haçlı seferi ilan edilmesi kararı aldı. Doç daha sonra Papa ile gizli görüştü ve Venediğe doğru yola çıktı. Aynı zamanda Tripoli haberi Doç'a ulaştığında Doç, gayet mutlu bir tavır sergileyerek, sarayına doğru devam etti.
" Tripoli resmen Venedik tarafından işgal edildi. "
" Doç'un yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Çok fazla çalışıyor, yeni müttefikler edinmeye başlıyor ve aile arası sıkıntıları çözüyordu. Ancak Papa hazretleri çoktan haçlı seferi ilanını vermişti bile. Hiç beklemeden ordusunu alıp yola koyuldu. Amacı diğer Katolik ülkeleri ile iyi geçinmek, onlara yanlarında olduğunu göstermekti. Bir yandan İspanya ile görüşmeleri devam ediyor, haçlı seferine katılmanın daha başka müttefikler getireceğini biliyordu. Doç ve ordusu yola koyuldu. Alpleri geçmek Venedik ve ordusunu yıpratacaktı. Ancak Doç, bunu yapmak zorundaydı... "
" Doç, Alpleri geçmeye hazırlanıyor "
" Haçlı seferi bitmişti. Doç ve ordusu tekrardan Venedik kalesine çekildiler. Papa İtalyan ülkelerine toprak sözü vermişti. Bizzat kendisi Doç'a delege yollamasını söylemiş ve Venedik Cumhuriyetine toprak vereceğini söylemişti. Doç, Papanın sözünde duracağını biliyordu. Ancak Papa sözünde durmamıştı. Doç ve Papa arasında geçen bir diyalogda Papanın Fransa'dan askeri bir hareket beklediğini söylemişti. Doç buna çok şaşırmıştı, çünkü Fransa açıklamalar yapıyor, Papa ile bir sorunu olmadığını vurguluyordu. Yine de Papa toprakları Venedik Cumhuriyetine vermekten vazgeçmişti. Doç tanrıya dua etti ve verilmeyen toprakların Tanrı tarafından lanetlenmesini diledi. Doç, Papaya olan güvenini kaybediyordu... "
" Papa haçlı seferine katılan Venedik Cumhuriyetine toprak vermekten vazgeçtiğini açıklıyor. "
" Artık Doç, kendi dinine mensup kişilerle savaşmaktan vazgeçmişti. Ne olursa olsun Kutsal Roma İmparatorluğuna açılacak yeni bir haçlı seferine katılmayacaktı. Doç, ordusunu hazırladı ve Akdeniz'e Müslümanlar ile savaşmaya doğru yol aldı. Kudüs'ü yağmalayan, masum insanları katleden Müslümanların cezasını kesmeye geliyordu... "
" Doç Domenico "
" Domenico Adriyatik denizine doğru yola çıkmışken; Akdeniz'de Admiral Federico ve Admiral Marco, Müslümanlara karşı iki deniz muharebesi kazandı. Bu bir başlangıçtı. Venedik bütün Müslüman donanmalarını batıracak ve müttefik olan Bizans İmparatoruna yardım ulaştıracaktı. "
" Venedik donanması Müslümanlara karşı büyük zaferler kazanıyordu. Her şey yolunda giderken savaşın seyrini değiştirecek bir olay yaşandı; Konstantin Müslümanların eline geçmişti... "
" Türkler, Konstantine karşı saldırıya geçiyor"
" Venedik her ne kadar denizde büyük zaferler elde etmiş olsa da, en büyük kara ordularına sahip olan Bizans İmparatorluğu resmen parçalanmıştı. Doç, çok endişeli gözüküyordu. Bütün planları Bizans'ın düşüşü ile yerle bir olmuştu. Deniz muharebelerinde çok başarılı olan Venedik ordusu, kara muharebelerinde Türklere karşı gelebilecek güçteydi. Ancak beklenmeyen bir olay daha yaşandı ve Mısır Sultanlığı, Türklerin cihat çağrısına ses verdi... "
" Venedik donanması, Rodos kıyılarına geri çekiliyor"
" Doç aşırı derece de sinirliydi. Bu siniri Müslümanlara karşı değil; Bizans'ın düşüşünü seyreden, Müslümanlara karşı kutsal görevini yerine getiren Venediğe yardım etmeyen ve cumhuriyete söz verdiği halde Kutsal Roma İmparatorluğundan işgal edilen kaleleri bırakmayan Papa'ya karşıydı. Doç Domenico aşırı öfkeliydi. Derhal ordusunu ve donanmasını toplayıp Venediğe dönme kararı aldı. Tripoli kentini Müslümanlara satacaktı. Artık Müslümanlara karşı savaşmanın boş bir uğraş olduğunu öğrenmiş oldu. Çünkü düşman Doğuda değil, Hristiyan kanı dökülürken, sarayından izleyen Papaydı. Doç bu zamana kadar düşmanı çok yanlış yerlerde aramıştı. Papanın kendisiyle dalga geçtiğini düşünüyordu. Kendi kafasında bir plan oluşturdu, donanma Venedik limanına geldiği zaman Venedik şehri içerisinde bulunan Papaya bağlı rahipleri birer birer öldürdü. Romalı tüccarların teker teker malına el koydu. Daha sonra da ordunun dinlenmesine bile izin vermeden Roma'ya doğru yola çıktı. "
" Doç Domenico, Venedik ordusu ile birlikte Roma önlerinde "
" Venedik ordusu Romayı kuşatmadan ele geçirdi. Çünkü Venedik casusları, güneş battıktan sonra kapıyı koruyan Roma kuvvetlerini öldürüp, kapıları Venedik ordusunu açmışlardı. Doç, bütün Roma rahiplerini katletti. "
" Doç'un varisi Cristiano Selvo, Papa ordularına karşı zaferler elde ediyor "
Hikayeyi sonlandırmış bulunmaktayım. Destekleriniz için teşekkür ederim.