12. yy'ın en büyük bilim insanı Şerif el-İdrisi'nin o dönemde çizmiş olduğu dünya haritası. Ortaçağ Avrupası'nın en büyük coğrafya kitabı ve haritalar kataloğu olan Tabula Rogeriana'nın sayfalarında yer alır.
İspanyol ve Portekiz İmparatorlukları
(27-01-2019, 17:48)Voidian : [ -> ]Güzel harita, değil mi ?
güzelden çok lezzetli gibi , amerika bölgesi filan
1908, 3. dönem Meclis-i Mebusan mebusları etnisite haritası.
Batı Balkanların Osmanlı hakimiyetinde kalma süresi.
500 yil Osmanli hakimiyetinde kalan Bulgaristan ve suanda pek bir iz kalmamis bile. Ayri din ,ayri dil,ayri kultur. Birde sadece 100 yilda Cezayirlileri Fransizlara ceviren Fransa'ya bakmali. Bugune baktigimizda iyi ki de oyle yapmis bile denilebilir Fransa acisindan.
Sadece Cezayir değil, bugün Türkiye'ye gelen Afrikalı arkadaşların kendi aralarında dahi konuştuğu dil ya İngilizcedir ya Fransızca. Çoğu birden fazla dili çok iyi konuşur. Ve 2019 yılında bile gelirinin büyük kısmını kendisini sömüren devletin bankasına yatırmak zorunda olan Afrika ülkeleri var. Ne şanslıyız ki bizim ecdadımızın özellikle balkanlarda yaptığı imar ve iskan siyasetiyle gittiği yöreleri kalkındırdığını biliyoruz. 300 yıl Osmanlı yönetiminde olan Cezayirde osmanlı'nın bir çok eseri olmasına karşın Türkçe bilen insanlara çok nadir rastlanır.
Fetret Devri'nde Osmanlıyı ayakta tutan Balkanlardaki hakimiyetiydi.
Osmanlının en büyük hatalarından biri bence bu. Kendi dilini, dinini yaymamak.
Gayet değerli bilgiler paylaşmış herkes. Hepinize teşekkürler.
1914 yılında Osmanlı'nın nüfusu 21 milyon ve bu rakama o zamanki sınırlar içerisinde yer alan Ortadoğu topraklarındaki ahali dahil. Bu rakam rakipleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktü. Savaşlar, yoksulluk, hastalık, olmayan sağlık ve eğitim sistemi bu durumun başlıca nedenleridir. Savaşın kaybedilmesinden sonra geriye kalan topraklardaki nüfus 8 milyon kadardı ki bu nüfus ancak Bulgaristan'ın nüfusuna denkti. 10 yıl sonra yani 1933-1934 yıllarında ülke nüfusu ancak 15 milyona kadar arttırılabilmiştir ve o zaman için önemli bir başarıdır
(15-06-2019, 17:22)Mabella : [ -> ]Sadece Cezayir değil, bugün Türkiye'ye gelen Afrikalı arkadaşların kendi aralarında dahi konuştuğu dil ya İngilizcedir ya Fransızca. Çoğu birden fazla dili çok iyi konuşur. Ve 2019 yılında bile gelirinin büyük kısmını kendisini sömüren devletin bankasına yatırmak zorunda olan Afrika ülkeleri var. Ne şanslıyız ki bizim ecdadımızın özellikle balkanlarda yaptığı imar ve iskan siyasetiyle gittiği yöreleri kalkındırdığını biliyoruz. 300 yıl Osmanlı yönetiminde olan Cezayirde osmanlı'nın bir çok eseri olmasına karşın Türkçe bilen insanlara çok nadir rastlanır.
Cezayir, Tunus ve Libya'da aslı Yeniçerilere dayanan Kuloğulları var. Yerli Tuaregler ya da Bedevîler gibi Mâlikî değil, Osmanlı gibi Hanefî mezhebine mensuplar. Günümüzde sayılarının bölge genelinde 10 ila 20 milyon arasında olduğu söylenir. Soyadları arasında Stambullî, Karamanî, Bursevî, Sabuncu, Kundakcı filan var. Arapçayla karışık bir Türkçeyi de hâlâ konuşurlar. Fransa işgali olmasaydı Türkçe konuşma oranı muhtemelen çok yüksek olurdu.
Cezayir'de konuşulan Arapçada 700 civarında Türkçe kelime olduğu söylenir. Osmanlı tarafından hiç fethedilmemiş Fas'taki Dericede bile Türkçe kökenli kelimeye rastlanır. Osmanlı, batılı ülkeler gibi pek sömürgecilik ve asilmilasyon faaliyeti yürütmemiş olsa da kendi kültür ortamını birçok millete yaymayı başarmış. Batı gibi zorlamamış. Adam kendinden, doğal olarak kültürlü. İster istemez aurasına kapılıyorsun. Böylesi daha havalı.
Ayrıca Trablusgarp Savaşı sırasında Kuloğlu eşrafından Hacı Salih Rumelili, Aliyyüttürkî, Senûsî gibi şeyhler ve kanaat önderlerinin desteklerinden faydalanılmış. Hatta bir kısmı minnet borcunu ödemek üzere Anadolu'ya gelip Kurtuluş Savaşı'na destek olmuş.
Minnet demişken...
Trablusgarp'ta görevli Nuri Paşa bir gün bir Kuloğlu'nun belindeki babadan kalma eğri Türk kılıcını kınından çeker ve üstünde altınla yazılmış şu Türkçe ibareyi görünce hayret eder:
Bir can için bin cana minnet eylemem
Minnet-i dünya için sultana minnet eylemem