Strategyturk Forumları

Orjinalini görmek için tıklayınız: Enver Paşa kahraman mıydı yoksa bir hain mi?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6
resized_95e47-2ad1f94171.jpg

Soru açık. Enver Paşa kahraman mıydı yoksa bir hain mi? Forumda bazı arkadaşlarla konuşurken bu konuda kesin bir görüş olmadığını fark ettim.

Alıntı:Enver Paşa, 1881 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası devlet memuru Hacı Ahmet Paşa, annesi ise Ayşe Hanım'dır. İlkokulun ardından önce Manastır Askeri Rüştiyesi'ni, daha sonra Soğukçeşme Askeri İdadisi'ni bitirdi. 1899 yılında Harp Okulu'ndan, 1902 yılında ise Harp Akademisi'nden mezun oldu.

Mezun olduktan sonra Selanik'teki Üçüncü Ordu'da görevlendirildi. Kolağalığı ve kurmaylıktansonra 1906 yılında binbaşılığa terfi etti. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı. Makedonya'daki ihtilal hareketine katıldı. İkinci Meşrutiyet'in ilan edilmesinden sonra "Hürriyet Kahramanı" olarak anılmaya başlandı. 

31 Mart Ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu'nda yer aldı. 1911 yılında Naciye Sultan ile nişanlandı. İtalyanların Trablusgarp'ı işgal etmesi üzerine derhal bölgeye gitti. İtalya'nın işgaline karşı halkı teşkilatlandırdı. Fakat İstanbul'a çağrıldığı için bölgeden ayrılmak zorunda kaldı.

23 Ocak 1913'te Bab-ı Ali Baskını'nı gerçekleştirdi. Balkan Savaşı'nda Bulgarların elinde olan Edirne'yi geri aldı. 1914 yılında Harbiye Nazırı oldu ve 1918 yılına kadar bu görevini sürdürdü.

Birinci Dünya Savaşı'na Almanların yanında girilmesinde önemli rol oynadı. 80 bin askerin şehit olduğu Sarıkamış Harekatı'nın komutanlığını üstlendi. Birinci Dünya Savaşı yenilgiyle sonuçlanınca önce Almanya'ya ardından da Rusya'ya gitti. 

"Turan Devleti" kurmak için Ruslarla mücadele eden Enver Paşa, 4 Ağustos 1922'de hayatını kaybetti. 

Alıntı: http://1isinasli.blogspot.com.tr/2013/07...hayat.html
Kahraman da değil Hain de sadece layık olmadığı bir mevkiye gelip herşeyi mafeden elinde bulundurduğu güce göre yetersiz bir karakter.
Hep Sarıkamış faciası üzerine atılır, bu sebeple sövülüp sayılır.  Sarıkamış, Hafız Hakkı Paşa'nın halt yemesidir. Enver Paşa'ya önce " dirayetli komutanlar olsa bu harekat yapılır" diyip kendini öne atıp komutayı almış, faciadan sonra da "Ah Enver, bunca şehidin kanının bedelini nasıl ödeyeceksin" diyip harekatı üstüne atmıştır.

Megolaman bir adamdır Enver Paşa. Naciye Sultan'a yazdığı mektuplar yayınlandı. Okuyan varsa anlamış olmalıdır. Lakin ne hain ne de çok kötü bir komutandır. Saldıranlar, bilgisi olmadan atıp tutanlardır. Ciddiye almayın aldırmayın. 

Merak edenler Şevkat Süreyya Aydemir ve Murat Bardakçı'yı okuyabilir.
Goltz Paşa, https://en.wikipedia.org/wiki/Colmar_Fre..._der_Goltz :"Kafkasya'da maalesef kendilerini Napolyon Bonapart zanneden ve cahil yetişen birçok adam var. Bunlar, ordularına güçleriyle bağdaşmayan görevler vermişler ve bu yüzden ordularını büyük zarara uğratmışlardır."
Bu tartışmaya anket eklenebilir sanki.
(08-01-2017, 22:34)Trubac : [ -> ]Bu tartışmaya anket eklenebilir sanki.

Arkadaşım bilimsel bir konu bu. Bakkaldan aldığın x cikleti mi, y cikleti mi diye anket açılmaz böyle konuya. Söyleyeceği olan söyler, tezini savunur.
Çok Radikal 2 taraf var bu konuda; bir taraf sövüp saydırıp hain derken, bir taraf neredeyse tanrılaştırıyor.

Benim düşüncem ülkesine hizmet etme amacı güden, zeki olduğunu düşündüğüm bir komutan.
Girdiği her savaşı kaybetmesine rağmen sırf ittihatçı lideri ve padişah damadı diye müşirliğe getirilen makamına layık olmayan bir adam.
Hain demek saçmalık, kahraman da öyle.
(09-01-2017, 00:19)cemal : [ -> ]Girdiği her savaşı kaybetmesine rağmen sırf ittihatçı lideri ve padişah damadı diye müşirliğe getirilen makamına layık olmayan bir adam.

Girdiği her savaşı kaybetmesi mi. Derne'de Bingazi'de İtalyanlar'ı M. Kemal ile beraber kıyıdan içeri sokmamış , Makedonya'da komitelere kök söktürmüş, ordunun modernizasyonu ve apolitize etme konusunda tek başına çalışmış, orduyu gençleştirmiş bir komutandan bahsediyorsun. Onuncu ordudaki hizmetleriyle Bulgarlar'ın ilerlerken ki kayıplarından bahsetmiyorum. 

Çanakkale diyoruz, kurtuluş mücadelesi diyoruz, kusura bakma da o orduyu gençleştiren ve adam gibi ordu yapan adam Enver Paşa'dır. 

Tahminimce lise öğrencisisin ve kıytırık tarih kitaplarında " Alman aşığı " , " Sarıkamış'ın suçlusu " diye okuyorsun. Bilgi sahibi olmadan  fikir sahibi olma. Fesli, bastonlu adamların konferanslarını (!) dinleyip kendini zehirleme. Oku, çıkarımlarda bulun. Her yazılanı tekrarlama. Hele nefret tarihçilerinden uzak dur kardeşim. Selametle.

Son olarak müşir olmadı. Birinci ferikti, o da yanlış yani.
Enver Paşa Dünya Savaşına katılmasaydı elimizdeki Anadolu bile bizde olmayacaktı arkadaşlar kusura bakmayın
1950 yılından beri yayınlanan Amerikancı tarih sistemiyle okumuş olduğunuzdan dolayı objektif düşünemiyorsunuz.

Gelin objektif olalım.Ruslar ve İngilizler Reval görüşmelerinde Osmanlı'yı pay etmemişlerdi yarısı senin yarısı benim diye Osmanlı topraklarının tamamını ele geçirme konusunda anlaşmamışlar mıydı? Ne içeriyor Reval Görüşmeleri gidin araştırın bakalım.

Siz Enver Paşa'nın yerinde olsaydınız devletinizin tüm topraklarının düşman tarafından paylaştırıldığını bilseydiniz ne yapardınız?

Osmanlı Dünya Savaşına girmeseydi Çanakkale Savaşını kazanıp Rusya Çarlığını yıkamayacaktı. 2 milyon kişilik İngiliz ordusu Irak ve Suriye'yi işgale gitmek yerine Fransa'ya desteğe gidip Almanları pat diye rahatça temizleyeceklerdi.

Bir düşünün bakalım İngiltere ve Rusya dünya savaşında fazla kayıp almadan çok güçlenerek çıksaydı ne olurdu? Sana bırakacaklar mıydı zannediyorsun Anadolu'yu?

Anadolu'yu Yunanlar işgal ettiğinde topu topu sadece 50 bin kişi katıldı Kurtuluş Savaşına. Yunan ordusu bile bizim sayımızın iki katıydı. Bir düşünün halkının yüzde 99.99'u kurtuluş savaşına katılmayıp 90 sene boyunca Kerkük-Musul edebiyatı yapan iki yüzlü halkımız milyonlarca kişilik İngiliz-Rus orduları Osmanlı topraklarının tamamını işgale gelseydi direnişe tek bir kişi bile katılır mıydı?
Reval görüşmelerinde ne görüşüldüğü hala bilinmiyor dostum. Biliyorsan, arşivlerden bulduysan lütfen bizimle de paylaş.

Not olarak ekleyeyim, senin de hiçbir dediğine katılmıyorum.
(09-01-2017, 00:45)brkrs : [ -> ]
(09-01-2017, 00:19)cemal : [ -> ]Girdiği her savaşı kaybetmesine rağmen sırf ittihatçı lideri ve padişah damadı diye müşirliğe getirilen makamına layık olmayan bir adam.

Girdiği her savaşı kaybetmesi mi. Derne'de Bingazi'de İtalyanlar'ı M. Kemal ile beraber kıyıdan içeri sokmamış , Makedonya'da komitelere kök söktürmüş, ordunun modernizasyonu ve apolitize etme konusunda tek başına çalışmış, orduyu gençleştirmiş bir komutandan bahsediyorsun. Onuncu ordudaki hizmetleriyle Bulgarlar'ın ilerlerken ki kayıplarından bahsetmiyorum. 

Çanakkale diyoruz, kurtuluş mücadelesi diyoruz, kusura bakma da o orduyu gençleştiren ve adam gibi ordu yapan adam Enver Paşa'dır. 

Tahminimce lise öğrencisisin ve kıytırık tarih kitaplarında " Alman aşığı " , " Sarıkamış'ın suçlusu " diye okuyorsun. Bilgi sahibi olmadan  fikir sahibi olma. Fesli, bastonlu adamların konferanslarını (!) dinleyip kendini zehirleme. Oku, çıkarımlarda bulun. Her yazılanı tekrarlama. Hele nefret tarihçilerinden uzak dur kardeşim. Selametle.

Son olarak müşir olmadı. Birinci ferikti, o da yanlış yani.
Evet lise 2 ye gidiyorum hergün kadir mısıroğlu izliyorum ondan böyle yazdım
Pejoratif anlamda söylemedim. Liseye gitmek eğitim görmek güzel şey. Hatta insan o günlerini özlüyor.

Konuya dönecek olursak yanlışlarını ortaya koydum. Varsa itirazın belirtebilirsin. Hani bir anti tez koyabilir misin söylediklerimin önüne bilemiyorum ama buyur, dinlerim. Konuşuruz, tartışırız. Medeni insanlarız neticede.

Enver'in Bulgarlara karşı hizmetlerini pek teferruatlı bilmiyorum. Bildiğim o dönem Enver, bir tümenin kurmay başkanı idi.

Bulgar orduları, Çatalca hattını aşamayınca Gelibolu Yarımadası’na yönelmeye başlamış ve Bolayır Kolordusunu boğazda sıkıştırmıştır. Burası aynı zamanda Enver Paşa'nın Cumhuriyet'in kurucularıyla yolunun kesiştiği yerlerden biridir.

Harita:

Bolayır Kolordu Komutanı Fahri Paşa, Kurmay Başkanlı Fethi Okyar ve Hareket Şube Müdürü de Mustafa Kemal’dir. Şarköy’den çıkarma yapması için kurulan Onuncu Kolordunun komutanı Hurşit Paşa ve Kurmay Başkanı ise Enver’dir. Şarköy Çıkarması için amacı Edirne'yi kurtarmak falan dense de Bulgar kuvvetlerini ikiye bölmek ve Bolayır'da imha edebildiğimiz kadar Bulgar birliğini imha etmekti. Ya da en azından bu yolda girişimlerde bulunulduğunu ortaya koymaktır ki durum kötü. Harbiye Nezareti bir taarruz için plan/istihbaratı Fahri Paşa ve Kurmay Başkan Fethi Okyar’dan istemiştir. Fethi Okyar'ın da bu yönde gönderilmiş olan bir raporu mevcut. Fethi Okyar daha acele ve Bolayır Kolordusunun yapacağı bir taarruzda ısrarcı olsa da Harbiye Nezareti gönderilecek 10. Kolordu ile koordineli olarak yapılması gerektiği yönünde emir vermiştir. Burada Bolayır karargahı vapurlarla girişilecek bu işin organizasyonunun çok sıkıntı olacağı ve buna hazır olunmadığını belirtse de 10. Kolordu yerine getirmesi muallak bazı taahhütlerde bulunmakta. 

Fethi Okyar'ın savaş sonunda yazdıklarında bu destek kuvveti beklerken Bulgar ordusunun 3 bine yakın takviye aldığını (bir alay) 14 yeni top bataryası getirdiğini yazıyor. Çıkartma sabahı vapurlar ortadan kaybolmuş harekata girişmek istememiş ve 10. Kolordu olması gerekenden saatler sonra harekata geçebilmiş tabi bunun yanında her şeyden habersiz Bolayır Kolordusunun sabaha karşı taarruza geçmekle başarısız olması bir olmuştur. Havanında etkisiyle Enver ve 10. Kolordunun sadece bir kısmı saatler sonra Şarköy'e çıkabilmiştir. Şarköy'de ki Bulgar birlikleri de Bolayır'a transfer olmuştur. Şarköy’e çıkan Yarbay Enver illa da bir taarruz yapmak için ısrar etmişse de bu fikre herkes karşı çıkmıştır. Duruma sinirlenince de Bolayır Karargâhına gitmiş, durumun kötü olmadığını taarruzun devamını istemiş lafı oradakilerin beceriksizliğine getirmiştir. Bu durum, Fethi Okyar, Mustafa Kemal ve Enver arasında ciddi tartışmaya yol açmakla birlikte yenilginin sebeplerini birbirlerine atmışlardır. Savaş sonunda anonim bir yazı çıkmış ve Bolayır için Fethi Okyar'ı sorumlu tutmuştur. Fethi Okyar da bu yazıya cevap niteliğinde başka bir yazı yayınlamış olsa da savaştan sonra askerlikten istifa etmiştir.

Edirne'ye gelirsek Tertip bakımından, zaten boşalmış olan Edirne'ye onun tümeni girmeyecekti. Fethi Bey'in Kurmay Başkanı olduğu tümen girecek. Enver, Balkan Savaşının tek fetih şerefini rakiplerine bırakmamak için, süvarisini olanca hızı ile ileri atmış, bu yüzden eski arkadaşları ile arasıda açılmıştır.

Enver''in romantik mizacının askeri muvaffakiyetinde ağır zaaflara neden olduğu kanaatindeyim.


Kesinlikle katılıyorum. Lakin cevap benim içinse ben Edirne'yi mevzu bahis etmedim. O işin aslını herkes biliyor zaten ki sen de yazmışsın. Romantik mizacına, katılmamak elde değil.
Son ana kadar Türklük için savaşmış, Turan ülküsü adına hayatını vermiş fakat başarısız olmuş bir vatan evladıdır. Klasik Türk insanı işte, kahraman olmak için bir başarı elde etmen gerekiyor. Başarı elde etseydi kim bilir Selanik'ten Urumçi'ye bir halk kahramanı olarak türkülere konu olurdu.



Yazının ilk başlarına katılıyorum. Fakat son paragrafında saçmalamışsın ve tarihten uzaksın. 
Anadolu insanı yıllardır savaştan savaşa koşmuş, insan gücü tükenmiş sefalet içerisinde yaşıyor. Yapabilecek en büyük fedakarlıkları yaptılar, daha ne yapmalarını bekliyorsun anlamıyorum?

I. Dünya Savaşı'nda bile asker bulunamadığı için çoçuk yaştaki insanlar cepheye gitti. Hey On Beşli Türküsü'nü bilirmisin? Anadolu'nun o dönemdeki sefaletini, insanların hepsinin hastalıklı ve bağırsaklarının parazitlerle dolu olduğunu? Açlıktan süründüklerini?

Bunların hepsi dönemin raporlarında yazıyor. Anadolu insanının Kurtuluş Savaşı'ndaki cefakarlığını ödeyemezsin, ödeyemeyiz.
Sürgündeyken Ankara Hükûmeti'nin başarısız olup Anadolu'nun tamamen işgal edilmesini ve akabinde Anadolu'ya bir kurtarıcı edâsıyla girmeyi hayal etmiştir. Her fırsatta Millî Mücadele'de öncü olarak yer almak istemiş fakat bu talebi Atatürk tarafından şiddetle reddedilmiştir.
Bu itirazın nedenleri arasında Enver Paşa'nın beceriksizliğinin yanı sıra asıl gaye siyasî rekabetin önlenmesidir.
Örneğin, zamanında Enver Paşa, Huruf-u Munfasıla'yı icat edip dilde devrim yaptığında Atatürk tarafından eleştirilmiştir.
Hatta Pan-Turancılık gibi boş hayaller peşinde koştuğunu da dile getirmiştir.
Fakat iktidara geçtiğinde eleştirdiği kişi hâline gelmiştir. Siyaset tam olarak böyle bir şeydir.
Arkadaşlar bu yazdığım bu konuyu açan ve burada yorum yazan herkese bir uyarı olsun ,

TCK md. 125-131 - (TCK md.125/1-2-3), Ceza Genel Kurulu – 2014/386 karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi - 2014/5495 , Yargıtay 18. CD. 2015/12196 karar , Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/54 karar ,Yargıtay 18.CD - 2016 / 14515 karar,Yargıtay 16.CD - Karar No:2015/3294,Yargıtay 18.CD - Karar No:2015 / 14094,Yargıtay 18.CD - Karar No:2015 / 10563, TCK-301. Madde 1-2-3-4, MADDE 301 , gereğince alınan kararlar ve kanunların şu sıralar sert bir şekilde uygulandığını , Yargıtay'ın bazı hadiseler üstüne almış olduğu kararlar doğrultusunda bu durumdan bir sürü kişinin başı yandı.

İster Vahdettin ister Enver Paşa olsun , temsil ettikleri devlet ve ordu bellidir. Bu hususlarda ''Hain'' gibi bir nitelendirme yapmak kanuna aykırıdır. Sizler şahısa söylüyor olabilirsiniz fakat temsil ettikleri kurum ve devlete hakaret etmiş bulunuyorsunuz kanunlarca.
Bilginize...
Sarıkamış diyorum baska birsey demiyorum.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6