Antik Yunan Dünyasında Yönetim Biçimleri
#1
xtLr1sf.png

Antik Yunan dünyasında yönetim biçimleri Yunanların "kim yönetmeli?" ve "nasıl yönetmeli" sorularına verdikleri farklı cevaplar neticesinde farklılıklar göstermiştir. Yönetme yetkisi yasalara mı, politikacılara mı, yoksa vatandaşlara mı ait olmalı? Bu sorular etrafında şekillenen farklı cevaplar ve yorumlar farklı şehir devletlerinin farklı yönetim biçimlerine sahip olmalarıyla sonuçlanmıştır. Bu şehir devletlerin bazılarında tüm güç tek bir kişinin elinde toplanırken, bazılarında bir elit sınıfta, bazılarına ise halkın tüm erkek bireylerine bölüştürülmüştür, "demokrasi" günümüzde Yunanların batı uygarlığına yaptığı en büyük katkı olarak görülmektedir.

Antik Yunan dünyasında en sık rastlanılan 4 yönetim biçimi aşağıdaki gibidir:
  • Demokrasi - Halkın kendisini yönetmesi (sadece erkek bireyler).
  • Monarşi - Verasetle başa geçmiş birinin halkı yönetmesi.
  • Oligarşi - Öne çıkan bir grubun halkı yönetmesi.
  • Tiranlık - Bir kişinin yasal olmayan yollarla gücü elinde toplayıp halkı yönetmesi.
Bu farklı politik sistemlere dair çok sayıda tarihsel kaynak bulunmaktadır. Sadece Atina'ya dair 150 politik konuşma, 20 bin tarihsel kayıt, 500 kanunname ve 10 yasa bilinmektedir. Bunların yanı sıra aynı başlığa sahip "Atinalıların Anayasası" isminde biri Aristotle diğeri ise Xenophon'a ait olmak üzere 2 önemli bilgi kaynağı bulunmaktadır.

Bu konuda bu 4 farklı yönetim biçimini ele alacağız.

RFBkKVE.gif

Atinalı Demokrat Perikles

DEMOKRASİ
Perikles :Atina'nın yönetim biçimine demokrasi denmesinin sebebi devletin ülkeyi oluşturan belli bir kesimin değil, tüm halkın çıkarlarını gözetmesidir. Atina'da herkes yasalar önünde eşittir. Kimin hangi konuma geleceği hususunda kimin halkın hangi kesiminden geldiği değil, kimin o işin ehli olduğu önem taşır.

Demokrasi kelimesi Yunanca halk anlamına gelen demos'tan gelir. Her ne kadar demokrasi Atina ile özdeşleşmiş bir kavram olsa da, milattan önce 460 senesinde özellikle Argos, Syracuse, Rodos ve Erythrai gibi birçok Yunan şehir devleti demokrasiyle yönetilmekteydi. Atina'da meclis en az ayda 1 kere olmak üzere, kimi zaman 2 kimi zamansa 3 kere toplanır ve halkın sorunlarını görüşürdü. 18 yaşını geçen her erkek (teoride) burada konuşma yapabilir ve oyunu verebilirdi. Kimi zamanlarda özellikle uzakta yaşayan kesimi çekmek veya iş güç sebebiyle katılım gösteremeyen kişilerin zararını karşılamak adına meclis oturumlarına katılanlara para dahi verilirdi.

Vatandaşlık haklarına sahip olan kesim şehir nüfusunun yaklaşık %10 ila %20 arasını oluştururdu, bu kesim içerisinden de yaklaşık 3 bin kişi bu tarz oturumlara katılım gösterirdi. Bu 3 bin kişi içerisinde 100 kadar kişi zenginlik ve geri kalan kesim üzerinde bir nüfuz sahibiydi. Bu nüfuz sahibi azınlık gizli politik görüşmeler ve gruplar kurarak meclis oturumlarında oyları manipule ederdi. Thucydides ve Aristophanes gibi demokrasiye şüpheyle yaklaşan kişiler halkın iyi hitabet yeteneğine sahip popüler kişiler veya demagoglar tarafından duygusal reaksiyonlarla kolaylıkla etkilenebileceğini vurgulamıştır. Belki de bu tarz verilen kararlara bir örnek, milattan önce 399 senesinde Sokrates'e verilen idam cezasıdır.

Demokrasi yönetimlerinde tartışılan unsurlar bakanlıkların organizasyonundan yemek depolarına ve askeri meselelere kadar farklılık göstermiştir. Atina, Elis, Tegea ve Thasos gibi şehirlerde boule adı verilen daha küçük hacimli bir komisyonda mecliste tartışılacak unsurlar belirlenir ve bu unsurlar arasında öncelik sırası çizilirdi. Bunların yanı sıra kriz veya savaş durumlarında bu komisyon meclis toplanmadan bazı kararları alabilirdi. 500 kişiden oluşan bu komisyona vatandaşlar seçimle gelir, herkesin bir görev süresi bulunurdu.


mugxpce.jpeg

Makedonya Kralı 2. Filip

MONARŞİ
Antik Yunan dünyasında monarşilere nadir rastlanırdı. Tiranlıkla monarşinin en büyük farkı monarşide hükümdarın verasetle güce ulaşmasının dışında genellikle monarkların daha yumuşak ve sevilen isimler olmasıdır. Makedonya ve Epirus'taki monarklar sahip oldukları gücün bir kısmını meclisle paylaşırlardı. Sparta'da da meclis bulunsa da, diğer Yunan devletlerinden farklı bir biçimde 2 krallı bir sisteme sahipti ve dolayısıyla mutlak bir monarşiden söz etmek mümkün değildi.

Sparta Kralları savaş durumunda sonsuz yetkilere sahip olsalar da, barış döneminde yetkileri meclis tarafından seçilen Ephoroi sınıfı tarafından denetlenirdi. Bu krallar Sparta'da yargı sistemini denetleyen, 60 yaşını geçen erkeklerin katılabildiği Gerousia'ya bu tarz bir kısıtlama olmadan katılabilirlerdi. Sparta'da monarşinin zayıflığının en büyük göstergesi, kralların dahi yargılanabilmesi ve hatta sürgüne gönderilebilmesidir.


wqmNWlu.jpeg

Atinalı Oligark Alkibiades

OLİGARŞİ
Oligarşi halkı belli bir grubun yönetmesidir. Bu grup kimi zaman çok az sayıda kişiden oluşurken, kimi zaman oldukça geniş de olabilir. Yunanlar vatandaşların eşit haklara sahip olmadığı, tiranlık veya monarşinin bulunmadığı tüm yönetim biçimlerini oligarşi olarak isimlendirmiştir. Bu kapsamda oligarşiler antik Yunan dünyasında en çok görülen yönetim biçimiydi ve çoğu zaman bir demokraside işler beklendiği gibi gitmediğinde teknik olarak oligarşiye geçilmiş oluyordu.

Milattan önce 411 senesinde Atina'da 400 kişiden oluşan bir grup gücü ele geçirmiş, sonrasında 5000 kişiden oluşan daha ılımlı bir oligark grup ülke yönetimini devralmıştır. 404 senesinde Sicilya'da Atina güçlerinin yenilgisi sonrasında Atina "Otuz Tiran Dönemi" adı verilen kanlı bir döneme girmiştir. Diğer oligarşiyle yönetilen devletlere örnek olarak Megara ve Thebes gösterilebilir.


XId13ys.jpeg

Atinalı Tiran Peisistratos

TİRANLIK
Tiranlar yönetimi yasal olmayan yollarla, genellikle kendilerinden önce gelen yönetim erkini ortadan kaldırarak ele geçirmiş kişilerdir. Burada önemli bir kavram, Yunan tiranlarının illa ki tiran kelimesinin günümüzdeki karşılığı çerçevesinde "kötücül kişiler" olarak görülmemesi gerektiğidir. Sicilya'da Syracuse kenti Dionysios gibi meşhur tiranlara ev sahipliği yapmıştır. Atina'daki Pesisistraos şehrin demokrasiye geçişinde önemli bir rol üstlenmiş, Argos'taki Pheidon ve Thessaly'de Lykophron antik Yunan dünyasının tiranlarına diğer örneklerdir.

Atinalılar için tiranlık demokrasinin tam zıttıydı ve oligarşi ile monarşi bu iki zıt kutup arasındaki basamakları oluşturuyordu. Atinalılar bu basamaklarda demokrasiyi en üstün yönetim biçimi olarak görürken, tiranlığı en alt seviye olarak yorumluyordu. Bu durum Pers Kralları Darius ve Xerxes'in birer monark değil, tiran olarak yansıtılmasında da görülebilir.
[+] 5 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.