İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
(03-01-2019, 13:56)basileus : Kendi çevremden yola çıkarak böyle bir kanaate vardım. Tek etken o değil tabi ki, İttihatçı romantizmini besleyen başka isimler-kanallar de var ama hem yazdığı kitaplar hem yaptığı program sayesinde bu teşkilata olan ilgiyi canlandırmada başat etken olduğunu , etrafımdaki kişilerin İttihat ve Terakki sempatisi kazanırken geçtikleri aşamalarda açık biçimde görüyorum.
Murat bardakçının enver adlı kitabını okudum zerre kadar bu duyguları besleyecek ifadeye rastlamadım tamamen objektif şekilde yansıtmış ama dediğin gibi ittihatçı romatizmini besleyen yazarlar doğrudur ama murat bardakçı onlardan biri değil
•
İleti Sayısı: 219
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
4
Ya ben ''Fake'' Enver okudum ya da Enver'i okuyanlar yarım yamalak, eksik okudu. Enver'in ön sözü bile başlı başına Enverci romantizmi içerir.
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
(03-01-2019, 22:26)EspadadelAlba : Ya ben ''Fake'' Enver okudum ya da Enver'i okuyanlar yarım yamalak, eksik okudu. Enver'in ön sözü bile başlı başına Enverci romantizmi içerir. İlginç cidden ilginç , sendeki önsözü at bende akşam atayım karşılaştıralım
•
İleti Sayısı: 219
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
4
(04-01-2019, 19:09)Ferreke : İlginç cidden ilginç , sendeki önsözü at bende akşam atayım karşılaştıralım
Önce romantizmin tanımı yapayım da sonra ''Bunun Enverci romantizm ile ne alakası var?'' gibi karşı sorularla karşı karşıya kalmayayım.
Romantizm: Akıl ve sağduyuya verilen anlamsız önemi reddeder ve asıl önem verilmesi gerekenin duygu ve hayaller olduğunu savunur.
Ön sözde yer alan şu anlatılar bile yeterli; Enverci romantizmini anlamak için:
O anda gözünün önünden akıp geçen hatıralar silsilesine daldığı için acı hissetmiyordu, belki vurulduğunun bile farkına varmamıştı.
İstanbul'da, ''Yaşa!'' diye haykıran yüzlerce kişinin arasında beyaz bir atın üzerinde Babıali'ye doğru ilerlediğini gördü. Sonra bir anlığına Dolmabahçe Sarayı'nda büyük avizelerin aydınlattığı salonlarda dolaşıp temennah edenlere nazikçe mukabele eder gibi oldu, derken İstanbul'dan çok ötelere uzandı, Sarıkamış'ın ayazını iliklerinden de derinde hissetti.
Sarıkamış'tan tekrar İstanbul'a döndü.
Şimdi, Kuruçeşme'de sarayı andıran büyük bir yalının haremindeki geniş salonda idi. Seneler boyu devam etmiş hasretin nihayete ermesinin sevinciyle derinden ve candan gülümseyen iri mavi gözlü genç bir kadın ellerini uzatmış, onu bekliyordu.
Koşarcasına iri mavi gözlü o kadına doğru yürüdü, uzanmış ellere gözyaşı katılmış bir hasret busesi kondurdu ve o andan itibaren artık hiçbir şeyi duyamaz, göremez, hissedemez oldu.
Önünde bir anda açılan ve o zamana kadar hiç hissetmediği kadar ferahlık veren devasa beyaz boşluğa ilerledi, buluttan da parlak gibi görünen boşluğa adımını attı, daha da ötelere gitti, gitti, gitti ve derinlerde hayal halini alıp kayboldu.
Meçhul seyahatine devam edip sonsuz gibi görünen beyaz boşluğun çok daha ilerisine vardığında Rus mitralyözünün sustuğunu, etraftan ''Paşa şehit oldu!'' haykırışlarının geldiğini ve hıçkırıklara karışan tekbirlerin göklere yükseldiğini işitemiyordu.
•
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
07-01-2019, 10:13
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 10:57, Düzenleyen: Ferreke.)
orası önsöz mü , önsöz sayfa 31de bitiyor dikkat edersen altına adını ve tarihi yazmış bu orada önsözün bittiği anlamına geliyor. Kitap daha çekici olsun diye kozmetik amaçla öyle yazmıştır sonuçta bu kitap ve okuyucuda ilgi uyandırması lazım bunun gibi konuya girmeden önce küçük bölümler çoğu kitapta var tutupta bunu bütün neo ittihatçılar bunun içinden çıkıyor demek aklı bir kenara koyup düşünmek gibi bir şey
İttihatçı romantizmini besleyen önsözdeki bazı ifadeler
ittihatçılar en ufak muhalefete bile izin vermeyen ve sadece muhaliflere değil potansiley muhalif olarak gördüğü hemen herkese uzak sürgünleri tatturan koyu istibdada son vermek memleketi tam bir özgürlüğe kavuşturmak için yola çıkmışlardı. 'Türkiye , istibdadın 1908'de sona ermesinin ardından yaşadığı Balkan Bozgunu'na ve bir-iki kesintiye rağmen bir müddet tarihinin belki de en sınırsız, hatta en çılgın özgürlük havasını teneffüs etti. Bu özgürlük, 1913'e kadar devam etti. Enver'in o senenin 23 Ocak'ında arkadaşlan ile beraber Babıali'yi basıp hükümeti istifa ettirmesinin ve hemen o gün sadarete getirilen Mahmud Şevket Paşa'nın da dört buçuk ay sonra, ll Haziran'da katledilmesinin ardından Türkiye'ye bir başka istibdat geldi: ittihad ve Terakki iktidan tamamen elde etti ama İttihadçılar da gittikçe şiddetleneo muhalefet karşısında önceden vermiş oldukları büyük sözlere ve ettikleri parlak vaadiere rağmen istibdat yoluna girdiler. Peşpeşe sürgünler yapıldı, mesela siyasi muhalifler Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesinden hemen sonra adi suçlularla beraber bir vapura doldurulup Sinop'a gönderildiler, ardından Anadolu'da şehir şehir dolaştırıldılar, basma sıkı bir sansür uygulandı, hatta halk Sarıkamış'taki büyük bozgunu bile öğrenemedi ve onbinlerce can kaybından ancak seneler sonra haberdar olunabildi. Bu yeni istibdat ile Sultan Hamid'in istibdadı arasında önemli bir fark vardı: Abdülhamid döneminin muhalifleri sadece sürgüne gönderilir; can kaybı, idam yahut siyasi cinayet pek bilinmezdi ama İ ttihad ve Terakki zamanında muhalifler, özellikle de muhalif gazeteciler artık ardarda katlediliyor, üstelik cinayetierin failieri de hep meçhul kalıyordu!
Süleyman Nazif "Enver Paşa, Hürriyet Kahramanı Binbaşı Enver Bey'i öldürdü" derken bunu, yani hürriyet kahramanının birkaç sene içerisinde memleketin en güçlü ama en korkulan ismi haline gelmesini; Şair Eşref de "Devr-i istibdatta söz söylemek memnu idi / Ağlatırdı ağzını açsan hükümet ananı / Devr-i hürriyetteyiz, sanma değişti kaide / Söyletirler evvela sonra s .... ler ananı" dörtlüğü ile İttihad ve Terakki'nin muhaliflere muamelesini kastediyordu. Romantik ittihatçılığı destekleyen bir ifade daha
Ama bu uygulamalar, İstihlal Savaşı'nın Enver Paşa sayesinde kazanıldığı şeklinde son zamanlarda ortaya atılan iddiaları hiçbir şekilde doğrulamaz. Enver'in İstihlal Har bi senelerinde Avrupa' da, Moskova'da ve özellikle de Batur'da bulunduğu sıralardaki faaliyetleri ve yazışmaları okunduğunda, Sakarya Savaşı sırasında Anadolu'ya geçme konusunda ciddi hazırlıklar yaptığı ama maksadının sadece işgale karşı mücadele olmadığı, gerektiğinde bir İttihadçı darbe ile Mustafa Kemal'i yerinden ederek Ankara'daki yönetimi ele almayı, yani Türkiye'nin yeniden başına geçmeyi arzuladığı görülür. Üstelik, bunu yapabilmek için bazı tehlikeli yolları denemeyi de düşünmüştür: Anadolu'ya isim değiştirerek ve bir nefer kimliği ile girmek, kendi yanlısı olan birliklerde nefer olarak görev almak, zamanı geldiğinde iktidar için harekete geçmek, yahut imkan bulabildiği takdirde Anadolu'ya Sovyetler'in Türk bölgelerinden toplanmış askerlerden teşkil edilecek ve kendi kumandası altında bulunacak süvari alayları ile girmek! Kimlik değiştirerek bir nefer olarak gitmesi Kazım Karabekir'in uyarılarının ardından Ankara'nın aldığı tedbirlerle önlenmiş, süvari birlikleri projesine de Moskova maru olmuştu. Enver'in Baturo'da kurduğu bu hayalleri hakikat olsa idi, o günlerde zaten işgal altında olan Anadolu'da kimbilir nasıl bir kardeş kavgası yaşanır, uğranacak felaketler yüzünden memleket kimbilir nasıl perişan olurdu ... Böyle bir felaketler silsilesinin değil yaşanması, tahmini bile ürkütücüdür!
Enveri Kahraman yapan bir ifadesi daha
Benzer yüceitme çabaları son senelerde Enver Paşa'nın üzerinde yoğunlaştı, Enver ideolojik bir meta haline getirildi, ismi etrafında bir efsaneler yumağı oluşturuldu, "Sen hayal kur, biz ölelim Paşam" gibisinden sloganlar ortaya çıktı ve Enver mübarek neslin başbuğu yahut şehfd-i a'la gazi-i namdar gibisinden unvanlarla anılır oldu. Zira, maceraperesttiği kahramanlık olarak görmek eski adetimizdi ...
Şimdide Turancıları besliyor
Turan, Enver Paşa için zaten bir hayal yahut hedef değil, sadece coğrafi bir bölgenin ismidir. Özel yahut askeri hiçbir yazısında Turan kavramı yoktur, Basınacılar'ın arasında bulunduğu günlerde Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı ve Merkezler Merkezi Reisi Enver diye attığı imzasında ve üzerinde Turan İhtilal Ordusu yazan mühürlerinde geçen Turan sözü ile de hayalini değil, bulunduğu bölgeyi kasdetmektedir. Zaten, kurduğu teşkilatların ve çıkarttığı derginin isimleri de Turanı değil, İslami'dir: İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı ve Livayü'l-İslam, yani İslam Tugayı!
Kibir sahibi olduğu ve en doğru kararları kendisinin verdiğine inandığı belli idi, yenilgiye uğradığı belki de bu yüzden hiçbir şekilde kabul yahut farkedemiyordu.
(04-01-2019, 21:06)EspadadelAlba : Önce romantizmin tanımı yapayım da sonra ''Bunun Enverci romantizm ile ne alakası var?'' gibi karşı sorularla karşı karşıya kalmayayım.Romantizm: Akıl ve sağduyuya verilen anlamsız önemi reddeder ve asıl önem verilmesi gerekenin duygu ve hayaller olduğunu savunur.Ön sözde yer alan şu anlatılar bile yeterli; Enverci romantizmini anlamak için:
O anda gözünün önünden akıp geçen hatıralar silsilesine daldığı için acı hissetmiyordu, belki vurulduğunun bile farkına varmamıştı.
İstanbul'da, ''Yaşa!'' diye haykıran yüzlerce kişinin arasında beyaz bir atın üzerinde Babıali'ye doğru ilerlediğini gördü. Sonra bir anlığına Dolmabahçe Sarayı'nda büyük avizelerin aydınlattığı salonlarda dolaşıp temennah edenlere nazikçe mukabele eder gibi oldu, derken İstanbul'dan çok ötelere uzandı, Sarıkamış'ın ayazını iliklerinden de derinde hissetti.
Sarıkamış'tan tekrar İstanbul'a döndü.
Şimdi, Kuruçeşme'de sarayı andıran büyük bir yalının haremindeki geniş salonda idi. Seneler boyu devam etmiş hasretin nihayete ermesinin sevinciyle derinden ve candan gülümseyen iri mavi gözlü genç bir kadın ellerini uzatmış, onu bekliyordu.
Koşarcasına iri mavi gözlü o kadına doğru yürüdü, uzanmış ellere gözyaşı katılmış bir hasret busesi kondurdu ve o andan itibaren artık hiçbir şeyi duyamaz, göremez, hissedemez oldu.
Önünde bir anda açılan ve o zamana kadar hiç hissetmediği kadar ferahlık veren devasa beyaz boşluğa ilerledi, buluttan da parlak gibi görünen boşluğa adımını attı, daha da ötelere gitti, gitti, gitti ve derinlerde hayal halini alıp kayboldu.
Meçhul seyahatine devam edip sonsuz gibi görünen beyaz boşluğun çok daha ilerisine vardığında Rus mitralyözünün sustuğunu, etraftan ''Paşa şehit oldu!'' haykırışlarının geldiğini ve hıçkırıklara karışan tekbirlerin göklere yükseldiğini işitemiyordu.
basilyus neo ittihatçıları besliyor dedi , bende enver kitabında objektif şekilde anlattığını söyledim , sende benim söylediğimin yanlış olduğunu ima edip enver kitabının önsözünün başlı başına enverci romantizmi içerdiğini söyledin ki yazarken sende anlamışsındır. alakası yok ,yukarıda anlamını yazmışsın güya ama saçmaladığını sende farketmişsin sanırım romantizmin edebiyattaki düşüncesini yazma gereği duymuşsun. kısaca üstteki salatayı ne anlatmak maksadıyla yazdın
•
İleti Sayısı: 134
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
0
Bardakçı'nın yazılarında bariz bir biçimde ittihadçı romantizm var. Gerçekleri sadece aptallar reddeder bardakçı da aptal bir adam olmadığından gerçekleri inkar etmiyor bunun yerine olaylarda duygusal ifadelere yer vererek romantizm yapıyor.Eminim ne dediğimden anlamadınız zaten ben de anlatamadım ama örneği verdiğimde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Mesela osmanlıcılar içinde sadece aptal olanlar kardeş katli yok diyorlar.Aptal olmayanlar kardeş katlinin var olduğunu kabul ediyor ama padişahın bunu yapması gerekliymiş padişah bunları yaparken çok acı çekiyormuş gibi anlatıp katili olayın mağduruymuş gibi gösteriyorlar.
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
kavrayamadığınız olay şu o kitap 2 sayfadan ibaret değil orada yazar kitapta anlatacaklarına gelmeden önce kozmetik amaçlı 2 sayfa oluşturmuş, orayı görüncede ışık gören tavşan gibi kalmışsınız, o 2 sayfadan çıkamıyorsunuz , akıl müessesesinden çıkmadan düşünmenizi tavsiye ederim
•
İleti Sayısı: 219
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
4
07-01-2019, 19:50
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 21:32, Düzenleyen: EspadadelAlba.)
O alıntı ön sözde yer alıyor. Kitabı aç ve oku lütfen. Sana yalan söylemem için hiçbir sebep yok. Ön söz sayfa 9'da başlıyor 34'de bitiyor. 35'de zaten Birinci bölüm ile kitabın içeriğine dair anlatımlar başlıyor. Ben de kitap yok mu sanıyorsun? Kendi kendime uydurmuyorum bunları.
Ön sözün tanımı belli. O 25 sayfanın tamamı ön söz anlatımı. İçindekiler kısmında bile belli ön sözün kaç sayfa olduğu. Bunu tartışmayalım lütfen.
O tanımı da neden yaptığımı açıkladım. Bu soruyu sorman anlamsız.
Bu Neo-İttihatçılığı da hiçbir zaman anlamadım. Ben İttihatçıların her zaman savundukları ideolojinin yapısını sorgulamayan ve gereksiz muhafazakarlaşan kişiler olduğu düşünmüşümdür. Körkütük kalpten bağlılar bu ideolojiye. Bunun yenisi eskisi olmaz. İttihatçılar her zaman böyleydi. Ne ideolojiyi ne de ideolojinin başındaki kişiyi sorguladılar. Sorgulayanlar zaten terk etti o ideolojiyi, o ayrı mesele. Enverci romantizmi tam anlamıyla İttihatçı romantizmidir. Bunun da yenisi eskisi olmaz. Enverci romantizmi beslemeyen adam nasıl İttihatçı romantizmini benimseyecek? İdeolojilere bağlanmak için önce kişilere bağlanmak gerekir. Atatürk'ü anlamadan ona bağlanmadan nasıl Atatürkçü düşünceye bağlanılmıyorsa, Enver Paşa'ya da bağlanmadan İttihatçı düşünceye bağlanılmaz. Bugün Alparslan Türkeş'i kalbinde taşımayan kaç tane ülkücü var?
Umarım sorularına cevap bulmuş olursun.
•
İleti Sayısı: 95
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
1
Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb (gün batımı) ihtişamıyla batmıştır.
M. Kemal Atatürk.
Son söz Gazi'ye ait.
We will watch your career with great insterest
•
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
07-01-2019, 21:43
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 23:01, Düzenleyen: Ferreke.)
(07-01-2019, 19:50)EspadadelAlba : O alıntı ön sözde yer alıyor. Kitabı aç ve oku lütfen. Sana yalan söylemem için hiçbir sebep yok. Ön söz sayfa 9'da başlıyor 34'de bitiyor. 35'de zaten Birinci bölüm ile kitabın içeriğine dair anlatımlar başlıyor. Ben de kitap yok mu sanıyorsun? Kendi kendime uydurmuyorum bunları.
Ön sözün tanımı belli. O 25 sayfanın tamamı ön söz anlatımı. İçindekiler kısmında bile belli ön sözün kaç sayfa olduğu. Bunu tartışmayalım lütfen.
O tanımı da neden yaptığımı açıkladım. Bu soruyu sorman anlamsız.
Bu Neo-İttihatçılığı da hiçbir zaman anlamadım. Ben İttihatçıların her zaman savundukları ideolojinin yapısını sorgulamayan ve gereksiz muhafazakarlaşan kişiler olduğu düşünmüşümdür. Körkütük kalpten bağlılar bu ideolojiye. Bunun yenisi eskisi olmaz. İttihatçılar her zaman böyleydi. Ne ideolojiyi ne de ideolojinin başındaki kişiyi sorguladılar. Sorgulayanlar zaten terk etti o ideolojiyi, o ayrı mesele. Enverci romantizmi tam anlamıyla İttihatçı romantizmidir. Bunun da yenisi eskisi olmaz. Enverci romantizmi beslemeyen adam nasıl İttihatçı romantizmini benimseyecek? İdeolojilere bağlanmak için önce kişilere bağlanmak gerekir. Atatürk'ü anlamadan ona bağlanmadan nasıl Atatürkçü düşünceye bağlanılmıyorsa, Enver Paşa'ya da bağlanmadan İttihatçı düşünceye bağlanılmaz.
Umarım sorularına cevap bulmuş olursun.
ne anlatıyorsun sen ,murat bardakçının kitabında enverci romantizmini anlattığını söyledin şimdide birşeyler karalamışsın yok onu benimsemezse onu nasıl benimsemeyecek falan filan yukarıda herifi karaladığının yanlış olduğunu örnekleriyle belirttim şimdide yan çiziyorsun
sorulara cevap aradığım filan yok , gereksiz yere karaladığın bir kişiyi ithamlarından arındırmaya çalışıyorum
•
İleti Sayısı: 253
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
1
07-01-2019, 22:36
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 22:37, Düzenleyen: ragnarl7.)
Kitabı okumadım ondan kitap hakkında yorumda bulunamayacağım ama dedesi İttihat ve Terakki üyesiymiş belki objektif davranamıyor olabilir. Ama kesinlikle taraflı diyemem çünkü çok araştırmadım.
Ha Enver Paşa hain denmesi saçmalıktır bu arada.
•
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
(07-01-2019, 22:36)ragnarl7 : Ha Enver Paşa hain denmesi saçmalıktır bu arada.
Hain denmesi saçmalıktır doğrudur ama kahraman demek hain demekten çok daha yanlıştır
•
İleti Sayısı: 253
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
1
Kahraman denmesi -kendisini kahraman görmüyorum nasıl hain denmesinden saçma olabilir ki? Sizce nedir vatan hainliği belirtisi Enver Paşa'nın?
•
İleti Sayısı: 1,036
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
10
07-01-2019, 23:32
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 23:34, Düzenleyen: Ferreke.)
Sizin kahraman görmenizden değil o ibare o kahraman mıydı hain miydi ifadesine ithafen yazılmıştı.
Alparslan Türkeş'in bir sözü var
"Becerisizlikle ihanetin arasında kıldan ince bir çizgi vardır.
Beceremediği halde mevki-makam işgal etmek en büyük ihanettir"
•
İleti Sayısı: 796
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
20
07-01-2019, 23:36
(Son Düzenleme: 07-01-2019, 23:49, Düzenleyen: Ecdad Computer.)
Bu vatan uğruna çalışmış her insan, başarısız olsa bile hainlikle itham edilemez. Ama tarihi bir şahsiyet değerlendirilirken her yönü ile objektif değerlendirilmelidir. Enver Paşa'da böyle birisidir. Hep ideolojik açılara göre değerlendirilir. Peki Enver Paşa'ya, ve dolayısıyla İttihatçılığa kimler ideolojik bir gözle bakıyor?
1- Abdülhamidçiler: İslamcı/Muhafazakar kitlenin içine dahil olduğu bu grup genellikle Osmanlı Devleti'nin yıkılış sebeplerini 2. Meşrutiyete ve İttihatçıların (Ve hali ile Enver Paşa'nın) üzerine yıkarlar. Aslen bu grup, kendi fikirlerine öncülük eden bir Liderin tahttan indirilmesinden hoşnutsuzlardır.
2- Liberaller: Liberaller İttihatçıların Askeri dikta yönetimine, pek demokratik olmayan yönetim uygulamalarına ve özellikle uyguladıkları Milliyetçi düşüncelere karşı çıkarlar, bu grup için Enver Paşa ve diğerleri birer seri katil, İTC ise bir dikta örgütüdür.
3- Bazı Turancılar ve Yeni İttihatçılar: Bu grup genelde Türkçü-Turancı fikirleri romantik düzeyde savunan bazı kişilerden oluşur. Kimileri de İttihatçılıktan etkilenip, İttihatçılığı sadece Turancı bir fikir sanarak "Yeni İttihatçılar" dediğimiz alt kümeyi oluştururlar. Bazı Turancılar neden Enver Paşa'ya körü körüne bağlıdır?
Çünkü Turan için onun kadar savaşan birisi yoktur. Atatürk'ün gerçekçi bir tutum ile yeni Türk Devletini kurup bu devletin kalkınmasına odaklanması, uç hedeflere bulaşmaması yüzünden, azınlık da olsa bazıları Enver'i, Mustafa Kemal'den üstün tutar.
4 - Kimi Atatürkçüler: Bu grup aslında bayağı istisnai bir örnek. Kimi Atatürkçüler ve hatta bir üstteki grup, Enver ile Mustafa Kemal arasındaki ilişkiyi entrika meselesi haline getirip liderlik yarışına dönüştürürler. Kimileri, Kurtuluş Savaşı'nda Enver Paşa'nın Atatürk'ün yerini almak istediğini düşünür. Kimileri de, İttihatçı komitacılığın son kalıntıları olan İzmir Süikasti Girişimini de bütün İttihatçılara yıkar.
Fakat sonuç olarak; İttihatçı romantizmi de, İttihatçılık karşıtı romantizmin de bir anlamı yoktur. "İttihatçılar Ölür, İttihatçılık ölmez." fikri de yoktur. Bu gün Türk Siyasetinde hiçbir etkisi olmayan İttihatçılığı ölmüş sayabiliriz. Hukuken, başarısız çıktığı savaş sonucunda son bulmuştur. Geriye kalanlar Mustafa Kemal'in yanına katılmış, Fakat bunu ihtiras meselesi haline getirenler 1926'da İttihatçılığın son kalıntılarını da kendi elleriyle gömdürmüşlerdir. İttihatçılık, Jön Türklerden aldığı bayrağı; devamı olan Atatürkçülüğe bırakmıştır.
Bugün İttihatçı geçinen insanlar kişiliğe kapılmış romantikler, İttihatçı düşmanları ise hala bu fikrin öldüğünü fark edemeyip 2019 senesinde Enver Paşa'yı ezeli düşman gibi eleştiren kişilerdir.
İleti Sayısı: 10
Üyelik Yılı: 2019
Imperium:
0
Enver Paşa ne Hain ne Kahraman kendisi başarılı bir asker , zeki bir adam fakat kendisi inatı ve hırsına yenik düşmüştür kendisi ileriyi hırsı yüzünden görememiş bir hayal üzerinde gitmiştir.
•
İleti Sayısı: 38
Üyelik Yılı: 2020
Imperium:
0
Enver Paşa kesinlikle hain değil.Vatansever bir adamdı.Lakin sultan Abdülhamid Han'ın indirilmesinden tut imparatorluğun yıkılışına kadar herşeyin baş sorumlusu.Yani kahramanda değil.İyi şeyler için yanlış yoldan giden bir adam.Lakin aynı zamanda şehit.
•
İleti Sayısı: 1,695
Üyelik Yılı: 2019
Imperium:
2
Enver paşa ve kendilerine ittihatçı diyen o kişilerin kazandığı zaferler yönettikleri ordu ve zeki komutanları sayesindedir.Yoksa onlar Bırakın şehir almayı küçük çaplı bir isyanı bile zor bastırırlardı.
Enver Paşa'nın hain olduğuna dair 2 sağlam kanıtım var;
1-)Ülkeyi Alman gemilerini (Uluslar arası kurallara göre almaması gerektiği halde)ülke karasularına almak ve Rus topraklarını bombalama için gemilerle destek olmak suretiyle ülkeyi Kaybedeceklerini bildiği bir savaşa kaybedecek tarafta soktu
2.Bab-ı Ali Darbesi ve Gerekli olduğu halde Milletin iradesine karşı gelerek Meclis hükümetini devirmek istemesi
Yukarıda ki sebepler onun vatan Haini olduğunun kanıtıdır
Bilim hayattır ama onun dahi bilemediği tek şey kıyametin zamanıdır
•
İleti Sayısı: 253
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
1
Katılmıyorum. Kaybedilecek bir savaşa sokmak vatan hainliğine delil teşkil ediyorsa Türk tarihinde birçok hükümdar hain demektir.
Aşağıdaki 1 üye ragnarl7 nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye ragnarl7 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• Gurt
İleti Sayısı: 4,788
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
61
(04-05-2020, 15:19)korkusalan : Enver paşa ve kendilerine ittihatçı diyen o kişilerin kazandığı zaferler yönettikleri ordu ve zeki komutanları sayesindedir.Yoksa onlar Bırakın şehir almayı küçük çaplı bir isyanı bile zor bastırırlardı.
Enver Paşa'nın hain olduğuna dair 2 sağlam kanıtım var;
1-)Ülkeyi Alman gemilerini (Uluslar arası kurallara göre almaması gerektiği halde)ülke karasularına almak ve Rus topraklarını bombalama için gemilerle destek olmak suretiyle ülkeyi Kaybedeceklerini bildiği bir savaşa kaybedecek tarafta soktu
2.Bab-ı Ali Darbesi ve Gerekli olduğu halde Milletin iradesine karşı gelerek Meclis hükümetini devirmek istemesi
Yukarıda ki sebepler onun vatan Haini olduğunun kanıtıdır
Lise tarih kitaplarında bile anlatılır önce ingilizlere gidildiği. Taraf olmayanın bertaraf olduğu bir savaş için müttefik arayışları vardı. Neyse zaten ne anlarlar ki. Sonuçta her savaşı kazanan ve hiç kayıp vermeyen bir ırkız dimi .s
•
|