Ebu Eyyûb el-Ensarî Halid bin Zeyd yani Eyüp Sultan, vasiyeti üzerine surlara yakın bir yere defnedilmişti. Kabrin yerini Fatih'in İstanbul'u fethi sırasında Akşemseddin manevi keşifle belirledi. Peki nasıl türbe oldu?
Ebû Eyyûb el-Ensârî ihtiyarlık döneminde bile savaşır. Katıldığı seferlerin sonuncusu Müslümanların ilk İstanbul kuşatması olur. Onun bu kuşatmadan bir yıl sonra (49/669) gönderilen Yezîd b. Muâviye kumandasındaki takviye birliğin içinde bulunduğu da rivayet edilir.
Ebû Eyyûb, kuşatma devam ederken hastalanarak 669 yılında vefat eder. Cenaze namazını Yezîd b. Muâviye kıldırır ve vasiyeti üzerine surlara yakın bir yere defnedilir.
Eyüp Sultan Hazretleri şehit olunca, mezarını şu an bulunduğu yere defnederler. Surlardan cenaze törenini seyreden imparator güler: ‘Bunlar da amma akılsız’ der, ‘Onlar gidince bizim o mezarı yok edeceğimizi bilmiyorlar mı?’ Bunun üzerine Halife El Mehdi sert bir mektup yazar ve öyle bir şey olduğu taktirde İstanbul’da taş üstünde taş bırakmayacağını sert bir dille bildirir. Bu sert mektup üzerine İmparator bizzat gelerek şu anki yeri koruma altına alır. Kuşatma kaldırıldıktan sonra Rumlar ve Bizans İmparatoru da burayı sık sık ziyaret ederlerdi, ta ki LATİN İŞGALİ olana kadar. Latinler İstanbul’un her yerini olduğu gibi burayı da talan eder ve TÜRBEYİ ORTADAN KALDIRIRLAR.
Akşemsettin hazretleri manevi keşif üzerine mezar yerini tespit eder ve mezarın biri başına biri de ayak ucuna olmak üzere iki fidan dikip ertesi gün tekrar gelmek üzere ayrılır.Fatih Sultan Mehmet Han, kalbinin mutmain olması için o iki fidanı gece vakti söktürüp şu anki girişte çeşmelerin bulunduğu yere diktirir. Yüzüğünü ise Akşemsettin Hazretlerinin tespit ettiği yere gömer. Ertesi gün sabahın erken saatlerinde Akşemsettin Hz. gelir ve doğruca ağacın olduğu yere değil birgün önce tespit ettiği yere gider. Ve yüzüğünü padişaha iade eder. Gerçekten o bölge kazılır ve Eyüp Sultan Hazretlerinin hiç bozulmamış cesedine ulaşılır. Kendisine sorarlar: ‘Efendim o ağaçlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?’ Gülerek ‘İyi yapmışsınız o bölge de Eyüp Sultan Hazretlerinin yıkandığı yerdir’ der. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet Hazretleri o bölgenin çevrilmesini ve her bölgeye bir çeşme yapılmasını emreder. İşte bugün gördüğümüz çeşmeler o çeşmelerdir.