Hikaye: Dünya'nın İlk Süper Gücü 2. BÖLÜM GELDİ!
#1
5fff3a915d3dad879660db1f43c7126b.jpg

SINIRSIZ İMPARATORLUK ROMA

Roma ile açtığım bir oyunu forumda hikayeleştirmeye karar verdim. Şu ana dek iki kere Roma ile oynadım ve ikisinde de en fazla İtalya'yı tamamlayabildim. Açtığım oyunda tek bir hedefim var. Sınırsız İmparatorluk adı verilen Roma İmparatorluğu ile haritada alabildiğim kadar şehri ele geçirmeye çalışacağım. 

Oyunda herhangi bir mod kullanmayacağım. Oyundan ekran görüntülerini çok sık atmayacağım, bunun yerine daha çok yazı kullanacağım. Müsait oldukça yazacağım için bölümler iki günde bir şeklinde de haftada bir şeklinde de gelebilir. Düzene oturtmaya çalışacağım.

Şimdilik hikayemde kullanacağım birkaç resmi bırakıyorum en kısa zamanda birinci bölüm gelecektir.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
[+] 4 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
ROMA NASIL KURULDU ?

1071479-482424-34.jpg

Herkese güneşli bir Roma sabahından merhaba, Nasıl dünyaya geldiler? Kim tarafından kutsandılar? Tek bir tanrıya mı yoksa var olan tüm tanrılara mı inanıyorlar? Kendilerine bahşedilen birşey var mı? Asıl soru şu kim bunlar?  Roma inanılmaz bir şehir ve şuan senato tarafından yönetilen antik dünyanın en ileri toplumu. Kuruluşu hakkında birçok efsane bulunsa da gelin buz gibi gerçek olan şeyi sizlere anlatarak hikayemize başlayalım. Roma şehrinin güneydoğusunda Alba Longa adlı bir şehir bulunmaktadır. Alba Tepelerinde bulunan bu şehir eşsiz bir İtalya manzarasına sahiptir. Bu şehirde iki kardeş doğar Romus ve Remulus. Babaları Savaş Tanrısı Mars anneleri ise sonradan rahibe olmaya zorlanan prenses Rhea. Bu iki kardeş bahçelerinde oyun oynarlarken parlak ve temiz kıyafetlere sahip iri yarı bellerinde keskin büyük bir bıçak bulunan sadece kas ve terden oluşan et yığınları tarafından zorla Tiber nehrine götürülmek üzere çuvallara atıldılar. Kimine göre tesadüf kimine göre ise Tanrı Mars’ın oyunu olacak ki dün akşam bu iki kardeşin canı sıkılmıştı ve bu iki kardeş oyun olarak birbirlerinin ellerini bağlamışlardı en kısa sürede kurtulan oyunu kazanacaktı. Remus kardeşinin ellerini daha yeni bağlamıştı ki Romulus sanki elleri hiç bağlanmamışçasına hareket etmeye başladı. Remus sonrada anlamıştı ki son düğümü attıktan bir sinek kanat çırpınışı sonrasında kardeşi ellerinin bağını çözmüştü. Romulus’un bu yeteneğine karşı Remus ise çok hızlı hareket edebiliyor ve birşeyler aşırabiliyordu. Çuvalın içerisinde bağlı düğümleri çözmek zamanını alsa da çok geçmeden Romulus kendisinin ve kardeşinin düğümlerini çözdü. Ardından iki kardeş çuvalı ısırmaya başladılar ve ses çıkarmamaya çalıştılar. Tiber nehrine tamı tamına 349 adım kalmıştı ki çuvalı yırtmayı başardılar ve sadece kaslardan oluşan beyinsiz iki adet et yığınından kolayca bıçakları aldılar. Sığır doğrar gibi sert ve isabetli darbelerle iki kardeş rakiplerini delik deşik ederek kana buladılar. Tiber nehrinde düşman kanlarından kurtulmak için birbirlerini yıkıyorlarken nehrin tepesinde bembeyaz bir ışıltı gördüler. İlk başta güneşin yansımaları sandılar ve çok zaman geçmeden babaları Mars’ın hediyesi olan saf ırk dişi bir kurdu farkettiler. Dişi kurdu takip ettiler ve akşamı onun yuvasında geçirdiler. Kurdun üç yavrusu vardı, o akşamdan itibaren beş yavrusu oldu bu iki kardeşi yavrularından hiç ayırmadı. Kurt yavrusu gibi emzirilen ve temizlenen bu iki kardeşi bir italyan çoban buldu. Kısa bir süre sonra iki kardeş bahçesinde ihanete uğradıkları krallığa saldırdı haini indirdi ve dedelerini tahta oturttu. Fakat bunlar onlara yetmedi. İkisi de birşeylerin ters gittiğini biliyorlardı ve krallığı terk ettiler. Daha sonra kurt tarafından kurtarıldıkları yere gittiler ve bir şehir kurmaya karar verdiler. Fakat kısa zaman içerisinde önemsiz bir tartışmaya girdiler. Kavga sonucunda Remus kardeşi tarafından öldürüldü. Kavganın sebebini ise biri ölen diğeri yaşayan iki kardeş dışında kimse bilmemekte. Romulus kurdukları şehrin lideri oldu ve şehir onun ismini alarak “Roma” oldu.

014_army.jpg

Roma ilk başlarda kaçaklara ve sürgün edilmiş insanlara yani içi nefretle dolmuş ve kan dökmekten kaçınmayan insanlara sığınak sundu. Şehir kurulmuş halkı ve ordusu oluşturulmuştu fakat birşey eksikti. Kadın! Şehirde kadın sayısı yok denecek kadar azdı. Varolanlar ise dünyanın var oluşuna şahit olacak kadar yaşlıydı. Bu yüzden Romulus komşuları Sabineleri festivale davet etti. Festival sırasında kadınlarını kaçırdı. Daha sonra Sabineler Roma’ya savaş ilan etsede kaçırılan kadınlar bir teklif sundu ve iki toplum Romulus ve Sabine kralı Titus’un emri altında birleşti. Çok geçmeden belki de Romulus’un neden  olduğu bir zehirlenmeden ötürü Titus çok geçmeden vefat etti. Savaş yapmadan hem kadınları alan hemde topraklarını genişleten Romulus tek kazanan oldu.   


KILIÇ,KAN ,TER,MEDENİYET ve ENTRİKA!
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
[+] 4 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
Güzel bir başlangıç olmuş, takipteyim.
tTRiYax.png
[+] 1 üye reddga nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
başarılı, aklıma mary beardı getirdin. :)
[+] 1 üye Vakanüvis nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#5
Hikayede ara bölüm olarak Roma insanlarından bazılarının küçük hayat hikayelerini paylaşma kararı aldım. İlk ara bölüm olarak yarın Paulinus’u paylaşacağım.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
[+] 1 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#6
Paulinus



Roma’nın yakınlarında küçük bir köyde yaşayan, bütün gün çalışmasının karşılığında evine sadece bir somon ekmek ve biraz et suyu götürebilen Paulinus Roma’ya sığınan kaçaklardan biri. Önceki hayatından geriye sadece vücudundaki izler kalan bu genç geçmişe dair asla söz etmeyen sadece işini yapan bir demirci çırağı. Demir ustası eski asker Silvanus bu gence evine sadece bir somon ekmek ve et suyu götürebilme lütfunu verdi. Paulinus, civardaki işsizleri de düşünecek olursak daha ordusunu kurmamış yeni şehir devleti Roma’da gayet güzel bir maaş alıyor. Her geçen gün daha da ileriye giden ailesi ve geçmişi hakkında konuşmayan bu çalışkan gencin hayat hikayesini kısa zaman içerisinde herkes merak etmeye başladı. Ustası yeni malzemeler almak için köyden uzaklaştığı sırada üstü temiz sayılacak kadar az kirlenmiş, yolda yürürken çamura veya hayvan pisliğine neredeyse hiç basmamış fakat yaşamdan ahlak dersini asla alamamış kel sıska ama sürekli gülen bir adam gelir. Adam dükkandaki en güzel kılıca gözünü diker ve fiyatını sorar. Bu kılıç aslında bu demir ocağında dökülmemiştir. En az Paulinus kadar geçmişini saklayan Silvanus’un kılıcıdır. Kabzası diyarın en güzel boğasının boynuzlarından yapılmıştır. Demiri o kadar sıcak ateşte dövülmüştür ki sanki demir ve ateş tanrısı Vulcan tarafından yapılmışçasına sağlam ve keskindir. Paulinus kılıcın satılık olmadığını sergilenmek amacıyla ustası tarafından  dükkana asıldığını ifade etse de bu ahlaksız yabancı amacına ulaşmıştır. Yabancının isteği Paulinus ile dalga geçmektir kılıcı almak istemesi bahanedir. Yabancı dükkanda sergilenen herşeyin satılık olduğunu bunun da elbet fiyatının olacağını söyler. Paulinus mütevazi bir şekilde tekrar satılık olmadığını açıklar. Yabancı ahlaksız sözlerini bıçak saplarcasına Paulinus’a savurur. Yabancı “ Kibar olmaya çalışma sakın! Geçmişindeki pisliklerinin kibar olarak ve pis bir işte çalışarak bedelini ödeyemezsin kahrolası köylü! Geçmişte naptın ha söylesene? Söyle de bilelim. Şehir devletlerinin herhangi birinden atılmak için hırsızlık mı yaptın? Cinayet mi işledin? Yoksa sende o pislikler gibi tanrılara inanmadığın için mi atıldın? Söylesene niye susuyorsun köylü! Doğru değil mi? İnançsız bir köpeksin sen?”. Evet doğruydu heykeli yapılan tapınakları inşa edilen hiçbir tanrıya tapmamayı tercih etmişti. Hiçbir tanrı o zor dönemlerinde yanında olmamıştı. Eğer tanrılar varsa hepsine kızgındı bu genç. İnanmadığı için yapılan sözlü ve uygulamalı cezaların hepsini sanki tekrar yaşıyordu o an. Çok sinirliydi ve birşeyler yapmalıydı.

WhatsApp_Image_2019-04-30_at_12.07.47.jpeg

Hemen kılıcı kaptı ve karşısındakine gardını alması için bir süre tanıdı. Karşısındaki her ne kadar ahlaksız da olsa iyi eğitimli bir askerdi. Vatana ihanetten yargılanmış ve hapse atılmıştı. Ertesi gün idam edilecekken hapisten kaçmış ve Roma’ya doğru koşmuştu. Kılıcını çekti ve Paulinus’u yenebileceğinden o kadar emindi ki seni tavuk gibi doğrayacağım tamirci çırağı dedi ve ilk darbesini savurdu. İsabetli bir darbe Paulinus’un vücudunda yeni bir yara açtı. Sadece birkaç kez kılıç kullanmıştı fakat o da tahta kılıçtı babası asker olsun isterken o gücünü demir dövmeye vermişti. Yabancı bacaklarına ve kollarına birkaç kesik açtıktan sonra bitirici bir darbe için gücünü topluyordu. Birşeyler yapmalıydı aptalca bir kararı onu ölüme götürecekti. Birden gür sesiyle tüm köyü “Vulcan” diye bağırarak inletti. Birden ahlaksız yabancı bağırmaya başladı. Evet o da bağırıyordu fakat o “Yanıyorum kurtarın benii!” diyerek bağırıyordu. O gün ahlaksız genç yanarak kül oldu. Paulinus ise mütevazı hayatına devam etme kararı verdi. Günü arkasında bırakıp gece evine yatmaya gitti. Bu gece biraz geç gitmişti çünkü dükkanı toplaması uzun sürdü. Rüyasında ilk defa sanki bilinci yerindeymiş gibiydi. Vulcan rüyasında gözükmüş ve bir kılıç sunmuştu bu gence. Bu gencin mütevazılığı kadar sadeydi kılıç. Birden kendini Tanrı Vulcan ile talim yaparken buldu rüyasında. Sabah işe gitmeden talimlere devam ediyor gün geçtikçe hem demircilikte hem de kılıç kullanmakta ustalaşıyordu. Kim bilir belki bir gün bu genç ileride bir Roma askeri ve hatta komutanı olacaktı. O gün gelir miydi bilinmez ama bu genç rüyalarında ve gerçek hayatta talim yapmayı asla bırakmadı. Tek bir yemin etti Tanrısı Vulcan için yaşayacak ve tanrısına kavuştuğu bu şehir için Roma için ölecekti.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
[+] 2 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#7
Guzel yazi severek takip ediyoruz. Yalniz okuyucuların arada soluklanmasi icin paragraflara ayirman iyi olur yazini. Cunku cabuk sıkılabilir okuyucu bunu okurken
[+] 1 üye Mabella nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#8
Dikkate alacağım, önerin için teşekkür ederim.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
Ara
Cevapla
#9
Imperator: Rome - Türkçe Yamasının çıkışından sonra seriye yama ile devam edeceğim. Bugün içerisinde yeni bir bölüm gelecek. Artık hikayemizde oyun içinden görsellerde yer alacak.

5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
Ara
Cevapla
#10
Cumhuriyet için!


          Roma'nın kuruluşundan bu yana tamı tamına 450 yıl geçmişti. 23 şehirli bu devletin içerisinde 3 kale yer almaktaydı. Nüfusumuzun çoğunluğunu Romalılar sağlasa da azınlık halklar da devletimizde yaşamaya devam ediyorlar. Tek bir şehirden 23 şehirli devlet olan Roma'da herşey değişti. Aristokratik Cumhuriyet rejimine sahip bu devlette senatonun önemi hiç hafife alınacak cinsten değil.

          Konsül yani hükümdar olan Publius Sempronius Sophus'un görevi çok zor. Öyle ki senatoda 5 farklı grup bulunmakta. Bunlar: Yurttaş, Askeri, Ticari, Dini ve Populist partiler. Hepsini aynı anda memnun etmek zorken bir de barbar sorunu ortaya çıktı. Barbar saldırıları nedeniyle hazinede sadece 206 altın bulunmakta. Hazineye giren aylık kazanç ise sade 0.27 altın. Bu gidişle Roma gelişmekten öte düşüşe geçecektir. 

Life2650.jpg

          Ekim ayına yeni girilecektir ki Publius gece bir rüya görür. Rüyasında tüm deprem olmaya başlamıştır. Öylesine büyük bir depremdir ki bu sanki Roma'nın kurulu olduğu kara parçası konuşuyordur. Evleri yutan yarıklar oluşmuştur. Askerler ne yapacaklarını bilemeden savaş durumuna geçmişlerdi. Bir düşman bekliyorlardı. Roma'nın kapıları öylesine titriyordu ki sanki dünyada geriye kalan tüm ordular birleşmişte Roma'ya saldırıyorlardı. Publius balkonuna çıktı. Bu balkon konumuna dikkat edilerek inşa edilmişti. ''Şehrin en zengin konumunu görüyordu böylece konsül halkının refahını görerek mutlu olacaktı. Fakat şehrin en fakir kısmı da rahatlıkla gözüküyordu bunun önemi de fakir halkının ihtiyacını unutmamasını sağlamaktı. Tüm askeri garnizonlarını ve hatta askerlerin talimlerini dahi görebiliyordu. Sadece bunlarla kalmıyordu şehrin surlarının ardını da görebiliyordu. Bunun amacı da fethedilecek toprakları görerek konsülün rahatlığa kapılmayarak plan yapıp Roma'nın genişlemesini sağlamasıydı.'' Balkona çıkan Publius gördükleri karşısında hayrete düştü. Roma'yı fethetmeye gelen bir ordu yoktu, ülkede deprem olmuyordu. Bunlar Tanrılardı. Tanrılar Roma'ya saldırıyordu. Sabah terler içinde uyanan Publius altınla süslenmiş sürahisinden suyu bardağa koymadan kana kana içti. Ardından derhal senatodaki parti liderleriyle bir toplantı ayarladı.

20190513122153_1.jpg

        Salona gelen parti liderleri konsülün bu denli aciliyet ile kendilerini çağırmalarından kuşkular duyararak endişe içerisinde Publius'u beklemeye başladı. Salona gelen Publius kimi çocukluk arkadaşı parti liderlerine rüyasını anlatarak tanrıların kendilerine kızgın olduğunu belirtti. Herkesin kendi sorumlu olduğu alan ile geliştirmeler yapması gerektiğini ve en kısa zamanda bu çalışmalara başlanmış olmasını söyledi. 

       Hazinedeki 200 altının yarısı ile büyükçe bir market inşasına başlandı. Valiler denetlenerek ticari rotalar ve belgelerin her hafta detaylı olarak senatoya sunulmasına karar verildi. Zengin kısımların davetlerinden para toplamak açısından yeni sistemler düşünülmeye başlandı. Pluton'a adaklar sunuldu. Böylece verginin artacağına inandılar. Fakir halka daha fazla ilgi göstermek için her eyalete senato tarafından adam görevlendirildi. Askerle gelecek olursak onlar Roma'nın aslanları onlarda hiçbir zaman bozulma olmaz onlar Roma'nın güvencesi. Askeri parti lideri Quintus Fabius Rullianus bunu bildiği halde rehavete kapılmayarak tek tek garnizonları gezip teftiş etti. Askerlerinin gerçekten düşündüğü gibi olduklarını hiçbirinin bozulmadığını gördü ve mutlu oldu ancak bunu yüz ifadesine yansıtmayarak o geceyi garnizonda geçirdi. Askeri parti liderinin garnizonda gece geçirmesi askerlere moral verdi. 

Roma die uno non aedificata est
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
[+] 2 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#11
Hikayenin 3. Bölümü en kısa sürede gelecek ancak sürüm değişikliğinden sonra kayıt dosyamda arıza oldu. Daha yeni başladığım için hikayeye herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
Ara
Cevapla
#12
Biraz yavaş ilerlemiyor mu :D
Ara
Cevapla
#13
Sınav dönemim ve kişisel hayatım sebebiyle araya süre girdi.
5bac4e30d414a7eda8d137af0b1b33d4_2.jpg
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.