Konu Dizisi: Kayıp Halklar #7: Hititler
#1
TARİH FORUM
HİTİTLER

Hititler aynı zamanda Küçük Asya olarak da bilinen Anadolu topraklarını milattan önce 1700 yılında evleri olarak kabul etmiş ve buradaki Hatti halkıyla da etkileşim içerisinde olarak yeni bir kültür ortaya çıkartmış, Anadolu'yu merkez olarak kabul etseler de topraklarını genişleterek Mısır'la rakip haline gelmişlerdir. Hititlerden Eski Ahit'te sık sık İsrailoğullarının düşmanı olarak sözedilir. Genesis 10'a göre Kenan'ın oğlu Heth'in soyundan gelmektedirler, Kenan Ham'ın oğlu, Ham ise Hazreti Nuh'un oğullarındandır. Bugün bilindikleri Hititler ismi İncil'den ve Amarna Mektuplarında "Heta Krallığı" tabirinden gelse de, tarihte kendilerini "Nesili Krallığı" olarak isimlendirdikleri bilinir.

Hititlerin bölgedeki varlığı tarihçiler tarafından 2 aşamada incelenir:
  • Eski Krallık (milattan önce 1700 ila 1500 arası)
  • Yeni Krallık (milattan önce 1400 ila 1200 arası)
Gördüğünüz gibi Hitit tarihinde yaklaşık 100 senelik bir boşluk bulunmaktadır, bu boşlukta yer alan Orta Krallık birçok tarihçi tarafından kabul edilmemektedir ve bu 100 sene içerisinde ne olduğu tam olarak bilinmez. Hitit İmparatorluğu altın çağını Kral Suppiluliuma ve oğlu 2. Mursilli döneminde yaşamış, ardından Denizci Halklardan aldığı saldırılarla zayıflamış ve nihayetinde Asurlara yenik düşmüştür.

GlnT6ko.jpeg
Arkeoloji & Dil
Boğazkale'de yapılan kazılara kadar Hititlere dair bilinen şeyler kutsal kitaplarda yazanlara ve antik Mısırdaki bazı belgelere dayanıyordu. Günümüzde Boğazkale'ye denk gelen Hititlerin başkenti Hattuşaş'a dair tarihçi Christopher Scarre şunları yazmıştır:

Christopher Scarre :Sert bir arazinin üstünde büyük bir kale-şehir, sadece Anadolu'nun büyük bir kısmına değil aynı zamanda Suriye ve Levant bölgelerine kadar hükmeden büyük ve güçlü bir imparatorluğa başkentlik yapıyordu.

Hattuşaş'ın milattan önce 2500 senesinde Hatti halkı tarafından kurulduğu düşünülüyor. Bu şehrin varlığı 1884 senesinde İrlandalı misyoner William Wright ve ardından 1906 senesinde Alman arkeolog Hugo Winckler binlerce kil tablet bulmuştur. Profesör Doktor Erdal Yavuz bu tabletlerden birinin çevirilme sürecini şu şekilde anlatmıştır:

Erdal Yavuz :Viyana Üniversitesinde çalışan Çek Profesör Bedrich hrozny 1916 senesinde Hitit dilini çevirebilmiştir. Bu çevirinin başlangıç noktası 'Nu Ninda-An Ezzateni, Vatar-Ma Ekuteni' kısmıdır. Hitit yazıtlarında Babil dilinden çok sayıda kelimeler bulunuyordu, bu kısımdaki "ninda" kelimesi Babil dilinde "yemek" anlamına geliyordu. Hrozny kendine basit bir soru sordu, "bu tablette niye yemek yazsın?" Buradan "ezzateni" kelimeninin yemek yemek anlamına geldiğini, ninda'daki "an" ekinin ise yönelme eki olduğunu çıkarttı. Ardından Hrozny yemek anlamına gelen 'ezza'nın sadece İngilizceye değil aynı zamanda Yunanca'daki edein, Latince'deki edere ve Almanca'daki essen'e benzediğini farketti. Cümlenin ikinci kısmındaki Vatar İngilizcedeki water veya Almancadaki wasser olabilirdi, Hrozny tüm bu cümleyi "Şimdi yemek yiyorsun, su içiyorsun" olarak çevirilebileceğini önerdi ve bu çevirisi tüm araştırmalar sonrasında doğru kabul edildi.

Ancak Hronzy'nin Hitit diline dair yaptığı çalışmaları yayınlandığında Hitit tarihine dair çok sayıda bilgi verse de, aynı zamanda Hitit tarihine dair bazı soru işaretleri oluşturdu. Tarihçiler arasında Hindistan'ın kuzeyden Aryanlar tarafından istilaya uğradığı kabul ediliyordu, ancak Winckler tarafından bulunan kil tabletlere bakıldığında bu dönemde burada Hint-Avrupa dil ailesinin konuşulduğu da bilinmediği için aynı şekilde yine Hindistan'da gerçekleştiği düşünülen bir tür istilayla bölgeye bu dilin geldiği düşünüldü. Tarihçi Marc Van die Mieroop bu konuyla ilgili şunları yazdı:

Marc Van die Mieroop :Kuzey Hindistan'da Hint-Avrupa dili konuşan bir halk olduğu önermesinin çökmesiyle birlikte tarihçiler Hindistan'a istila düzenlenmiş olabileceği konusunda kanıtlar aramaya başladı, ancak bu aramalar sonuçsuz kaldı. Anadolu'da her zaman Hint-Avrupa dili konuşan halk olduğunu kabul etmemek için bir sebep yok, tabletlere baktığımızda bazı halkların Hint-Avrupa dilini kullandığını görürken bazı halkların farklı yapıda olduğunu görüyoruz.

wkJjE8p.jpeg

Hattuşaş

Eski Krallık
Eski Krallığa dair bilinen ilk şey Hitit Kralı Anitta'nın Hattuşaş'ı yağmalamasıdır. Hatti şehri milattan önce 2500 senesinden beri ayakta kalmayı başarmış, Hititlerin fethinden sonra da bölgenin önemli merkezlerinden birisi olarak kalmıştır. Bu şehir Büyük Sargon tarafından saldırılar almış olsa da, şehri almayı Kral Anitta başarmış, Anitta şehri aldıktan sonra şehri yakıp, bu şehri tekrar inşa etmeye çalışan herkesi lanetlemiştir. Ancak bir süre sonra Kussara Kralı Hattusili tarafından şehir yeniden inşa edilmiştir.  16. yüzyıldaki The Edict of Telepinu belgesine göre Hattusili geniş topraklar fethetmiş önemli bir savaşçıydı.

Marc Van die Mieroop :Hattusili kral olduktan sonra oğulları, kardeşi ve diğer aile üyeleri onun etrafında birleştiler. Hattusili gittiği her yeri güç kullanarak ele geçirdi. Önüne çıkan ülkeleri teker teker yıkıp onların gücünü edindi ve kendisine denizi sınır bildi. Seferden döndükten sonra oğullarının her birinin ülkenin bir başka yönüne atadı ve bu şehirler refah içerisinde yaşadılar. Ancak bu prensler yozlaştılar ve krallarına karşı hareket edip kan dökmeye başladılar.


Bu kısım Hattusili'nin ailesinin de yardımıyla birçok devleti yıkıp geniş bir ülke kurduğunu ancak bir süre sonra oğullarının onlara verdiği topraklardan edindiği güçle ona karşı geldiğini anlatır. Hattusili ölüm döşeğinde torunu Mursilli'yi varisi seçmiştir. Dedesinden farklı olarak Mursilli toprak fethetmek peşinde olmamış, daha çok toprak yağmalamakla ilgilenmiştir.

Marc Van die Mieroop :Mursilli Hattuşaş'ta kral olduğunda Halep şehrine ilerlemiş, Halep'i yıkmış ve Halep'ten kaçanlarla buradaki malvarlıklarını Hattuşaş'a taşımıştır. Ardından Babil şehrine yürümüş, buradaki zenginlikleri Hattuşaş'a taşımıştır. Mursilli'nin kız kardeşiyle evlenen Hantili, Mursilli'yi öldürüp kan dökmüştür.

Bu suikast sonrası Hantili tahta geçip yaklaşık 30 sene boyunca ülkeyi yönetmiş, ancak bu 30 sene içerisinde pek bir öne çıkan başarısı olmamıştır. Hantili'nin kızıyla evlenen Zidanta Hantili'yi ve varislerini öldürtmüş ve tahta geçmiş, o da 10 sene hükmettikten sonra oğlu Ammuna tarafından suikaste uğramıştır. Ammuna 20 yıl boyunca tahtta kalmış ve bu 20 sene boyunca kendisinden önce gelen 3 hükümdardan da kötü bir iş çıkartmıştır.
Bu süre zarfında Hattusili'nin kurduğu geniş krallık birer birer şehir kaybetmiş, Ammuna bu isyanları engelleyememiştir. Ammuna'nın doğal sebeplerle hayatını yitirdiği ve sıralamada kendisinden önce gelen 2 varisi öldüren Huzziya'nın tahta geçtiği biliniyor. Huzziya 5 sene hükmettikten sonra tahttan Telepinu tarafından indirilmiştir. İyi bir hükümdar olan Telepinu elinden gelen her şeyi yapsa da Hititler için artık çok geçtir. Kendisi The Edict of Telepinu'da yazanlarla bilinir ve bu eserde Hititlerin eski görkemli günlerini arayışları ve devletin şu anki kötü hali anlatılmaktadır. Telepinu Eski Krallığın son kralıdır.

susqzCW.png

Suppiluliuma Dönemi Hititler

Yeni Krallık
Hititlerin tarihi yeni krallık adı verilen bu dönemlde devam eder, tarihte "Hitit İmparatorluğu" olarak bilinen ülke bu dönemdeki krallıktır. Her ne kadar kendisinden önce gelen Hitit Kralları olsa da bu dönem tam anlamıyla milattan önce 1344 senesinde tahtı ele geçiren Suppiluliuma ile başlar. Tarihçi Erdal Yavuz bunla ilgili şunları yazmıştır:

Erdal Yavuz :Hitit Kralı Suppiluliuma milattan önce 14. yüzyılda Orta Doğu coğrafyasının en önemli isimlerinden biri olmuştur. Kendisinin tahta milattan önce 1380 senesinde çıktığı ve yaklaşık 40 yıl boyunca hükmettiği düşünülüyordu. Hükümdarlığının ilk senelerinde Suppiluliuma Hitit topraklarında güç sahibi olmuş ve Hattuşaş'ın savunmalarını güçlendirmiştir. Ardından Hitit İmparatorluğu yavaş yavaş güneydoğuya doğru genişlemeye başlamıştır.

Suppiluliuma döneminde Mittani Krallığı Hititlerin vassalı haline gelmiş, Byblos gibi birçok önemli liman Mısırlılardan alınmıştır. Suppiluliuma'nın 3. Amenhotep ve ondan sonra gelenlere yazdığı çeşitli mektuplar Amarna Mektupları dahilinde saklanmaktadır ve bu mektuplardan birisi Mittanni Krallığından sözeder. Mısırlılar Mittanni Krallığının eski müttefiğidir ve 3. Amenhotep'in desteğini Mittani Kralı Tushratta'dan çekmesi Suppiluliuma'nın elini kolunu sallaya sallaya bu devleti ele geçirmesini sağlamıştır. Amenhotep'ten sonra başa çıkan Akhenaten'de Suppiluliuma Mısır'ın koruması altında olan şehirleri ele geçirmeye devam etmiş, Akhenaten'in ölümü sonrası oğlu Tutankhamun general Horemheb'i bölgeye göndererek Hititleri durdurmaya çalışsa da, başarılı olamamıştır.

Tutankhamun'un milattan önce 1327 senesinde ansızın ölüşü sonrasında karısı Ankhsenamun Suppiluliuma'ya mektup yazarak oğullarından birini evlenmesi için göndermesini istemiştir. Kral Suppiluliuma oğlu Zananza'yı Mısır'a göndermiş, Zananza firavun olmak için Mısır'a giderken yüksek ihtimalle general Horemheb tarafından ülke yönetiminin yabancıların eline geçmemesi için yolda öldürülmüştür. Oğlunun ölümü sonrası Suppiluliuma Mısır'a daha çok saldırılarda bulunmaya başlamış ve Levant bölgesinin tamamını fethetmiştir.

Suppiluliuma milattan önce 1322 senesinde bölgeyi etkisi altına alan bir salgında hayatını kaybetmiştir, bu salgının Mısırlı köleler tarafından Hattuşaş'a yayıldığı düşünülür. Suppiluliuma'dan sonra tahta oğlu Arnuwanda geçmiş, Arnuwanda da salgından ölmüş ardından 2. Mursilli geçmiştir. Hitit tahtında Suppiluliuma kendisinden sonra gelmesi için Arnuwanda'yı hazırlıyordu ve Arnuwanda'nın ölümü sonrasında Mursilli krallık için yeterli donanıma sahip değildi. Üstelik bölgedeki kralların hiçbiri bu çocuk kralı ciddiye almıyordu, kısa bir süre sonra çok vahim bir hata yaptıklarını farkedeceklerdi.

Babasının hükümdarlığı esnasında yaşadığı sıkıntıları iyi izleyen Mursilli, ilk olarak Kaska gibi sadakatsiz ve sürekli sorun çıkartan kabileleri fethetti. Hitit İmparatorluğu'nun sınırlarını güvenceye aldıktan sonra fetihlere başladı. 25 senelik hükümdarlığı sonrasında tahtı oğlu 2. Muwatalli'ye bıraktı. Muwatalli Kadeş Muharebesinde Büyük Ramses'le karşılaşmasıyla tanınır. Daha sonraları tahta çıkacak olan 3. Hattusili dünyanın ilk yazılı barış antlaşması olan Kadeş Antlaşmasını imzalayacaktı.

Milattan önce 1237 senesinde Hattusili öldü ve tahta 4. Tudhaliya geçti, bu dönemde artık yavaş yavaş Asurlar bölgede güç kazanmaya başlıyordu ve ilk olarak milattan önce 1230 senesinde daha önceleri Mittani Krallığına bağlı olan bir bölge için Hititlerle karşı karşıya geldiler. Nihriya muharebesi olarak bilinen bu muharebede Hititler büyük bir yenilgi aldı, tarihçi Erdal Yavuz bunla ilgili şunları not eder:

Erdal Yavuz :Nereden geldikleri bilinmeyen 'denizci halklar'ın yaptıkları saldırılar Anadolu'nun büyük bir kısmının yıkılmasıyla sonuçlandı. Hititler bu dönem sonrası asla eski güçlerine kavuşamadılar.

Hitit İmparatorluğu'nun son kralı 2. Suppiluliuma olmuştur, 2. Suppiluliuma tarihteki kayıtlara girmiş ilk deniz muharebesini yapan kral olarak bilinir ve bu muharebede Hititler Kıbrıslılara karşı zafer kazanmıştır. Ancak bu zafer Suppiluliuma'nın hükümdarlığında bir istisna olarak yer alır. Asurluların gittikçe güçlenmesi ve yeniden ayaklanan Kaska kabilesi gibi etkenler imparatorluğun parçalanmasıyla sonuçlanmış, Hattuşaş milattan önce 1190 senesinde Kaska kabilesi tarafından yağmalanmıştır. Suppiluliuma'nın Hattuşaş'ı savunurken hayatını kaybettiği düşünülür.

Christopher Scarre :Hititler 1. Suppiluliuma ve ordularının Mısır ve Mitanni gibi krallıklara üstün gelmesiyle güçlenmişse de, milattan önce 1200 senesinde çökmüş, bu çökme sonrası Hitit şehir devletleri zamanla Asur İmparatorluğu'nun egemenliği altına girmiştir.

Asurlar Hitit İmparatorluğu'nun eski topraklarında yayılmış ve burada kendi kültürlerini yaymışlardır. Bu bölge milattan önce 630 senesinde kadar Hattuşaş olarak bilinmeye devam etse de bölgedeki insanlar ne Hattileri ne de Hititleri tanımamış ve bilmemişlerdir.

9gIhCTn.jpeg

Günümüzde Hattuşaş
[+] 6 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#2
Eline sağlık. Gayet bilgilendirici bir konu olmuş. :up:
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.