Modern Tarih: Bolşevik Devrimi (1917)
#21
Başımı ağrıtan işletme sınavı sonunda daha da ilgi duyduğum düşün... Şaka şaka derslerden, ezberlerden sıkıldım sadece.

Tarihi şu anki haline getiren olaylardan birisi.

Tarih... Sen yok musun? Kırım'da İngiliz-Fransız dan dayak yedin diye altyapılaştır ülkeni sonra da altyapı üzerinden devrim... This is why we play havasında resmen :)
Geri Döndüm (Sayılır)
Ara
Cevapla
#22
(10-11-2017, 10:18)Awake : @strateggy

Bilim ve eğitim para gerektirirken kültür ve sanat hayal gücü gerektirir, tek tipleşmiş, çirkin betonlarla çevrili komünlerin ve yarışa dayalı eğitim sisteminin hayal gücü üretmesi pek mümkün değil. Kültürel açıdan Çarlık Rusya'sının tüm baskıya rağmen daha üstün olduğu açık.

Tek tipleşme konusunda hak verebilirim ama kimsenin evsiz kalmaması için belli bir standartta -sana göre ''çirkin beton''- evler yapılmalıydı. Bir tarafta milyonlarca evsizin yaşadığı diğer tarafta ise belli bir zümrenin lüks evlerde oturduğu ABD örneği var. Herkesin ev veya araba sahibi olabilmesi için kaliteden feragat edilebilmeli. Televizyonlarda gördüğümüz muhteşem evler ve arabalar hayaller olurken evsizler, gettolarda yaşayanlar gerçek oluyor. İnsanların bir ev alabilmesi için ömür boyunca çalışması gibi bir gerçek dururken beni herkesin başını soktuğu ''çirkin betonlar'' rahatsız etmiyor açıkçası.

Yarışa dayalı eğitim sistemi ise en güldüğüm nokta. Kapitalizmde hep bir yarış halinde değil miyiz? Büyük balık küçük balığı yutmuyor mu? Sosyalizm rekabet yerine iş birliği hakımdir. Bireyselci değil kollektivisttir. Sosyalizme getirilen eleştirilerden biri rekabetin olmaması iken neden insanlar yarışa dayalı bir eğitim sistemi içerisinde olsunlar?
"... Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür.."
[+] 1 üye strateggy nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#23
@strateggy

Çirkin beton yapılaşmaların sosyal alanda etkilerinden bahsediyorum sadece, sen bu yapılara idealist gözle bakıyorsun, gerçekse bundan fersahlarca uzakta, çirkin, çirkindir bunun başka bir açıklaması olamaz.

Yarış ise Sovyetler ile ABD arasındaki bilimsel yarışı ifade ediyordu, eğitim sisteminin bu yarışa odaklı olmasını, maalesef bunu da anlamamışsın. Direk savunmaya geçmen objektif olamayacak kadar bir fikrin taraftarı olduğunu gösteriyor.
[+] 1 üye Awake nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#24
Madem cokeceksin devrim yapaysin ula lenim
Ara
Cevapla
#25
(10-11-2017, 12:02)Awake : @strateggy

Çirkin beton yapılaşmaların sosyal alanda etkilerinden bahsediyorum sadece, sen bu yapılara idealist gözle bakıyorsun, gerçekse bundan fersahlarca uzakta, çirkin, çirkindir bunun başka bir açıklaması olamaz.

Yarış ise Sovyetler ile ABD arasındaki bilimsel yarışı ifade ediyordu, eğitim sisteminin bu yarışa odaklı olmasını, maalesef bunu da anlamamışsın. Direk savunmaya geçmen objektif olamayacak kadar bir fikrin taraftarı olduğunu gösteriyor.

Ad hominem yapmayalım lütfen. Yarışa dayalı eğitim sistemini kişiler arası yarış olarak anladım. Diğer türlü olsa bile eğitim sistemini başarılı buluyorum. SSCB'yi bir çok noktada eleştirmek istiyordum (Stalin dönemi özellikle) aslında ama tartışma başka bir noktaya kaydı. (Bunu körü körüne SSCB'yi savunduğumu düşünme diye ekliyorum.)

Çirkin beton dediğin yapıların varoluş amaçlarını açıklıyorum sen ise karşındakini objektif olmamakla suçlayıp subjektif bakış açını dayatmaya çalışıyorsun.
"... Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür.."
Ara
Cevapla
#26
@strateggy

Benim bir bakış açısı dayatmaya çalıştığım yok, aksine objektif temelde komünizmin kültür ve sanata olan etkilerini ele almak istedim.

Dünyanın en anlamlı binasını da inşa etsen yine de o bina çirkinse insanların üzerindeki etkileri karamsar ve boğucu oluyor. Bunu kendi adıma hayranı olduğum İstanbul'un bazı kısımları, Amsterdam, Paris ve Brüksel'in mimari yapılarını gözle görüp, havasını koklayıp, eve döndüğümde etrafımdaki çirkin rengarenk betonlaşmanın bende yarattığı etkiye dayanarak söylüyorum.

Eğitim konusunda ise iddia edilecek bir şey yok, Sovyetler eğitim sisteminin hayal gücünü desteklemeye yönelik olmadığını ikimiz de biliyoruz, öte yandan Sovyetler'in özgürlükçü olmayan yapısının insanları farklı düşüncelere nasıl kapattığını da benim anlatmam gerekmiyordur.

Bolşevik devrimi diğer pek çok devrim gibi iktidarda kalabilmek adına kendi hegemonyasını yaratmak zorundaydı, bunun sonuçları kültürel ve sanatsal açıdan yıkıcı oldu.
Ara
Cevapla
#27
komünist rusyanın 1917 den 91ekadar rusyaya kazandırdığı tek şey abd ile girdiği soğuk savaş sonucu ürettiği silahlar. bunun dışında eşitlik adı altında yapılan uygulamalar ise bana göre halkta karşılığını bulmamıştır. nitekim sistem 91de çökmüştür.bu tekdüze baskıcı sistem ,ortaya bir ucube çıkardı. bana göre çarlık döneminde rusya çok daha güçlüydü. son yıllara bakıldığında komünizm sonrası rusya yeniden kendine geliyor.
FxO_A92WYAI--2l.jpg
Ara
Cevapla
#28
Diriliş:Romanov
[+] 1 üye Kaiser-i Rum nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#29
(10-11-2017, 14:59)jax61 : komünist rusyanın 1917 den 91ekadar rusyaya kazandırdığı tek şey abd ile girdiği soğuk savaş sonucu ürettiği silahlar. bunun dışında eşitlik adı altında  yapılan uygulamalar ise bana göre halkta karşılığını bulmamıştır. nitekim sistem 91de çökmüştür.bu tekdüze baskıcı sistem ,ortaya bir ucube çıkardı. bana göre çarlık döneminde rusya çok daha güçlüydü. son yıllara bakıldığında komünizm sonrası rusya yeniden kendine geliyor.

 Sürrealist bir bakış açısı.
Ara
Cevapla
#30
(10-11-2017, 15:23)Ibn Khaldun :
(10-11-2017, 14:59)jax61 : komünist rusyanın 1917 den 91ekadar rusyaya kazandırdığı tek şey abd ile girdiği soğuk savaş sonucu ürettiği silahlar. bunun dışında eşitlik adı altında  yapılan uygulamalar ise bana göre halkta karşılığını bulmamıştır. nitekim sistem 91de çökmüştür.bu tekdüze baskıcı sistem ,ortaya bir ucube çıkardı. bana göre çarlık döneminde rusya çok daha güçlüydü. son yıllara bakıldığında komünizm sonrası rusya yeniden kendine geliyor.

 Sürrealist bir bakış açısı.

Komunistlere surrealist geliriz.
Ara
Cevapla
#31
(10-11-2017, 14:49)Awake : @strateggy

Benim bir bakış açısı dayatmaya çalıştığım yok, aksine objektif temelde komünizmin kültür ve sanata olan etkilerini ele almak istedim.

Dünyanın en anlamlı binasını da inşa etsen yine de o bina çirkinse insanların üzerindeki etkileri karamsar ve boğucu oluyor. Bunu kendi adıma hayranı olduğum İstanbul'un bazı kısımları, Amsterdam, Paris ve Brüksel'in mimari yapılarını gözle görüp, havasını koklayıp, eve döndüğümde etrafımdaki çirkin rengarenk betonlaşmanın bende yarattığı etkiye dayanarak söylüyorum.

Eğitim konusunda ise iddia edilecek bir şey yok, Sovyetler eğitim sisteminin hayal gücünü desteklemeye yönelik olmadığını ikimiz de biliyoruz, öte yandan Sovyetler'in özgürlükçü olmayan yapısının insanları farklı düşüncelere nasıl kapattığını da benim anlatmam gerekmiyordur.

Bolşevik devrimi diğer pek çok devrim gibi iktidarda kalabilmek adına kendi hegemonyasını yaratmak zorundaydı, bunun sonuçları kültürel ve sanatsal açıdan yıkıcı oldu.

Hayal gücünün mevcut sistemi daha iyi hale getirebileceğini ve Stalin'in oluşturduğu halkın elinden yetkiyi alarak kurulan bürokratik devletin işine gelmeyeceğini biliyorum. Hatta şuan üzerinden konuştuğumuz devrimi yapan insanların, daha iyisi nasıl olur diye düşünen insanların nasıl ''tasfiye'' edildiğini de biliyorum. Yine de şunu söylemek istiyorum. Çarlık dönemi Rus topluluğunu eğitmesi, fırsat eşitliğinin olmadığı bir dünyada en ücra köylere kadar sanatı (kütüphaneler, tiyatrolar) götürmesi, yoksul ailelerin çocuklarına dahi parasız ve kaliteli bir eğitim sunması, dünyada ırkçılığın tavan yaptığı bir dönemde ırkçılık karşıtı olması, kadın hakları konusundaki tutumu ise yabana atılmamalı. Büyük felaketler yaşamaları ve asla rekabet ettikleri ABD ile eşit şartlarda olmamalarını da göz önünde bulundurmak gerekli.
"... Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür.."
[+] 1 üye strateggy nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#32
dünyada ırkçılığın yaygın olduğu dönemde ırkçılık karşıtı stalin ..stalin katliamlarıyla stalin oldu. komünist rusya asla cici çocuk değildi olmadı..komünizm hayranlığınız anlaşılır olabilir ama hiçbir vakit cici olmamıştır. stalin bunun haricinde türkiyeden de toprak isteyen adamdır.bu dönemde türkiye abd nin kucağına itilmiştir.kimi der ki stalin korkusundan kimi de der ki danışıklı dövüştür diye.. halkına (kendi halkına ) dahi katliamlar yapan , devrimi gerçekleştirmek adına kıymadık can bırakmayan komünist rusya nasıl oluyor da ırkçılık karşıtı oluyor? stalin döneminde özellikle müslüman türkler ve tatarlar büyük katliamlara uğradılar. camiler mescitler yokedildi. büyük katliamlar yaşandı. ortaya çıkan fikir kimsenin kimliğine bakılmaksızın ırkçılıktan arındırılmış bir sscb iken pratikte asla bu böyle olmadı.
FxO_A92WYAI--2l.jpg
Ara
Cevapla
#33
Hasan reis abimiz her ne kadar vebi sebepsiz sekilde sevmese de biz onun iletilerini olumlu karsiliyoruz. Komunistler moskovaya
Ara
Cevapla
#34
(10-11-2017, 21:34)jax61 : dünyada ırkçılığın yaygın olduğu dönemde ırkçılık karşıtı stalin ..stalin katliamlarıyla stalin oldu. komünist rusya asla cici çocuk değildi olmadı..komünizm hayranlığınız anlaşılır olabilir ama hiçbir vakit cici olmamıştır. stalin bunun haricinde  türkiyeden de toprak isteyen adamdır.bu dönemde türkiye abd nin kucağına itilmiştir.kimi der ki stalin korkusundan kimi de der ki danışıklı dövüştür diye.. halkına (kendi halkına ) dahi katliamlar yapan , devrimi gerçekleştirmek adına kıymadık can bırakmayan komünist rusya nasıl oluyor da ırkçılık karşıtı oluyor? stalin döneminde özellikle müslüman türkler ve tatarlar büyük katliamlara uğradılar. camiler mescitler yokedildi. büyük katliamlar yaşandı. ortaya çıkan fikir kimsenin kimliğine bakılmaksızın ırkçılıktan arındırılmış bir sscb iken pratikte asla bu böyle olmadı.

Türkiye elinde sonunda bir taraf seçecekti zaten Soğuk Savaş döneminde. Bu da ABD yönünde oldu doğal olarak. Toprak istemenin -eğer varsa- bahane olduğunu düşünüyorum. Burada kimse Stalin'i övmüyor ki zaten. Hatta net bir SSCB övgüsü bile yok. Sadece bence doğru olan hareketlerini saydım. Stalin Gürcü olmasına rağmen Gürcülere de katliam yapmıştır yani burada bir ırkçılık yok. Kendine tehdit gördüğü herkesi öldürttü. Türkler özellikle çarlığın politikalarına karşı Lenin döneminde SSCB'ye sempati duydu ve Türk aydınlar sayesinde halktan önemli bir destek de aldı SSCB. (Lenin çağrısını da atayım.) Stalin ise Türk aydınlarını öldürdü (örnek olarak Sultangaliyev ki kendisi de sosyalisttir hem de SSCB Türklerinin lideridir. Ayrıca devrimdeki önemli isimlerdendir.) ve Türk halklarını tehcir yoluyla ortadan kaldırdı. Tatarlar ve Türklere yapılanların gerekçesi bana göre yanlış olsa da bazı Türklerin Nazi saflarına katılması. Bir köyde 1 aile böyleyse bile 10 aile birden tehcire gidiyordu. Ermenilere uygulanan tehcir gibi bu da bana göre yanlış. Belli bir grubun işlediği suç koca halka kesilmemeli.

Din konusuna gelirsek bu baskı sadece İslam dinine değil tüm dinlere yapıldı. İktidara gelince binlerce papazı astırdı örneğin. Bu yapılanları ırkçılık olarak algılayamayız çünkü bu sadece belli bir millete değil Rus, Gürcü, Türk demeden yapıldı. 

Bu da Lenin'in çağrısı

Alıntı:"Rusya Müslümanları, Volga ve kırım tatarları , Sibirya ve Türkistan Kırgızları ve Sartları, Transkafkasya'nın Türkleri ve Tatarları, Çeçenler ve kafkas dağlıları; Çarların ve Rusya'nın zalimle­rinin camilerini ve tapınaklarını yıktığı, inançlarını ve geleneklerini alaya aldığı sizler! 

İnançlarınız ve adetleriniz, ulusal ve kültürel kurumlarınız bundan böyle özgür ve dokunulmaz olacaktır. 

Ulusal yaşamınızı özgürce ve müda­halesiz olarak örgütleyin. Bu sizin hakkı­nız. biliniz ki sizin haklarınız, Rusya'nın tüm halklarının hakları gibi, güçlü devri­min ve onun organlarının, işçi, asker ve köylü temsilcileri Sovyetlerinin koruması altındadır. 

Yoldaşlar! kardeşler! gelin, dürüst ve demokratik bir barışa doğru birlikte yürü­yelim. Bayraklarımızda bütün baskı altın­daki halklara özgürlük yazılıdır. 

Haydi bu devrimi destekleyiniz..."

Ayrıca SSCB'de tüm haklar anadilde eğitim alıyorlardı. (Stalin dönemi dahil.) https://www.wikiwand.com/tr/Sovyetler_Bi...eki_diller Kızıl Ordu'nun da önemli bir bölümü Türk veya Müslümandır. Uzaya çıkan ilk Türk (Çuvaş Türkü) Andrian Nikolayev de buradan çıktı.
"... Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür.."
[+] 1 üye strateggy nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#35
Derin araştırmadığım veya gözden kaçırdığım yeni bilgiler öğreniyorum ellerinize sağlık @strateggy :) birinin üstün gelmesi üzerine koşulan boş tartışmadansa böyle güzel bilgiler herkesin işine yarar :)
Ara
Cevapla
#36
Ozet: Lenin i Almanlar Rusyanin ustune salmasa bilmem kac bin orduyla devrim olmazdi yani aslinda sovyetlerin tum degerleri bir qlmanlarin irticai faaliyetine dayaniyor
[+] 1 üye Kaiser-i Rum nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#37
Dünya tarihi üzerine konularda 'bu da bize şunu yapmıştı' şeklinde argümanlarla yaklaşmak pek bilgi verici olmaz ve genelde çok duygusal tepkilere açık olur.  Çünkü tarih katliamlarla doludur. Geçenlerde İngiltere vs Almanya maçını izledim -ki bu ülkeler 2. DS'ını yaşamış ülkeler- maç öncesi saygı duruşu yaptılar. Geçmiş geçmişte kalır. Benim bu bölümdeki yazıdan okuduğum Bolşevik Devrimi 1917'de başlar 1922'de biter ve ideoloji tartışmasına dönmez. Gerisi başka tartışma.

Benzer örnek olarak ABD iç savaşını ele alan bir konuda Irak,Suriye veyahut Ortadoğu üzerinden güncel bilgilerle yola çıkılırsa konu önemini yitirir.
Ara
Cevapla
#38
(13-11-2017, 00:17)Barış : Dünya tarihi üzerine konularda 'bu da bize şunu yapmıştı' şeklinde argümanlarla yaklaşmak pek bilgi verici olmaz ve genelde çok duygusal tepkilere açık olur.  Çünkü tarih katliamlarla doludur. Geçenlerde İngiltere vs Almanya maçını izledim -ki bu ülkeler 2. DS'ını yaşamış ülkeler- maç öncesi saygı duruşu yaptılar. Geçmiş geçmişte kalır. Benim bu bölümdeki yazıdan okuduğum Bolşevik Devrimi 1917'de başlar 1922'de biter ve ideoloji tartışmasına dönmez. Gerisi başka tartışma.

Benzer örnek olarak ABD iç savaşını ele alan bir konuda Irak,Suriye veyahut Ortadoğu üzerinden güncel bilgilerle yola çıkılırsa konu önemini yitirir.

Eninde sonunda o iş devrim sonrası olanlara geliyor yapacak pek bir şey yok. Bir kaç yıl öncesine kadar kanlı bir yavaşa giren (WW2) ülkelerin AB'yi kurması Türkiye'den baktığınızda imkansız gibi görünüyor. Kan davası ve nefret hakim duygular Türkiye ve Ortadoğu için.

Madem öyle biraz bu süreçle ilgili bir şeyler yazmak istiyorum.

Aslında Çarlık Şubat Devriminde devrilmişti. Peki neden Ekim Devrimi oldu? Bu sürece nasıl gelindi? Öncelikle konuda yazdığım ilk iletideki Bolşevik-Menşevik farkını bilmeniz gerekli. 1905 Devrimi (bastırılmıştır) ile Bolşevik-Menşevik ayrımı derinleşti ve Menşeviklerin itibarı halkın gözünde arttı.

Şubat Devrimi savaştan bıkan askerlerin ve halkın II. Nikolay'ı devirmesiyle gerçekleşti. Geçici bir hükümet kuruldu. Bu hükümet çoğunlukla Menşeviklerden oluşmuştu ve hükümetin bir çok üyesi savaş yanlısı idi. Hükümetin ilk ayları özgürlükçü geçti. Yasaklı Pravda (Bolşeviklerin gazetesi) açıldı ve Bolşevikleri, halkı rehavete sürükleyecek küçük reformlar ve bazı politikalar izlendi. Bu sırada Lenin ünlü Mühürlü Tren ile Rusya'ya geldi. 

Öncesinde Lenin kaldığı İsviçre'de Geçici Hükümeti ve Bolşevikleri eleştiren 5 mektup kaleme almıştı. Bunların sadece biri Stalin ve Kamanev'in yönettiği Pravda gazetesinde sansürlü yayınlandı. Lenin'in görüşlerinin şahsi olduğu ve partiyi bağlamadığı söylendi. Lenin başlarda partisinden dahi destek bulamamıştı. (Bir kaç isim hariç.) Halk ve Bolşevikler Geçici Hükümete güveniyordu. Lenin Rusya'ya gelince kendisinden bekleneni yapmadı ve şaşırtıcı bir biçimde Geçici Hükümete cephe aldı. Nisan Tezlerini kaleme aldı.

Bu sırada hala Rusya savaştaydı. Halk savaşın bitmesini beklerken beklenen olmadı 18 Nisan'da Geçici Hükümetin dış işleri bakanı Milyukov Rusya'nın savaşa zafer gelene kadar devam edeceğini açıkladı. Halk ve askerler cevap olarak ise büyük gösteriler yaptılar ve Milyukov'un istifasını talep ettiler. Milyukov ve bazı bakanlar istifa etti fakat Hükümet savaş yanlısı tutumundan vazgeçmedi. Burada bir dipnot verelim. Geçici Hükümetin en önemli isimi Alexander Kerensky'dir. (Menşeviktir.) Kendisi gerek savaş öncesi gerek Şubat Devrimi sonrası savaş yanlısı idi. Milyukov ve diğer bakanları halkın önüne atmıştı ama kendisi ikili oyunlarla iktidarını sürdürdü.

Temmuz ayında Kerensky Alman-Avusturya ordularına Galiçya'da saldırdı. Sonuç ağır bir yenilgiydi. Askerler ve halk yoğun protesto gösterileri düzenlediler. (Bu sırada hükümeti oluşturan gruplar da birbirine düşmüştür.) Gösterileri Bolşevikler başlatmamasına rağmen sonrasında Bolşevikler kontrolü ele aldı. Gösterilerin barışçıl yapılması önemliydi çünkü Lenin'e göre henüz devrim için yeterli şartlar oluşmamıştı. Hükümet ise göstericilere silahlarla saldırdı ve  Bolşevik avı başladı. Troçki ve bazı bolşevikler tutuklandı. Pravda kapatıldı ve Lenin için idam kararı çıktı.

Bu süreçte Bolşeviklerin desteği halk nezdinde arttı. Temmuz öncesi dönemde Parti içinde ise Lenin görüşmeler ve konferanslarla görüşlerini partide yaymaya başladı. Bu olaylar ise Lenin'i haklı çıkardı. Nisan Tezlerine duyulan güven arttı.

Bu sırada olan bir olay ise Bolşeviklerin bu karanlık durumdan kurtulmalarını ve güçlenmelerini sağladı. Kerensky iktidarının tehdit altında olduğunu görünce General Kornilov ile hükümetini güçlendirecek bir darbe planladı. Kornilov Rusya'nın itilaf devletlerine olan sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini bu yüzden savaşa 
devam edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Lenin ve yanındakiler  asılmalı, askeri disiplin tesis edilmeli ve Geçici Hükümet yeniden yapılandırılmalıydı. Bu sıralar Kerensky ile Kornilov arasında rekabet başladı ve Kerensky Kornilov'un kendisini Geçici Hükümetten temizleyeceğini düşünmeye başladı. Kornilov ve askerleri başkente yürümeye başladı. Kerensky cevap olarak hapisteki bolşevikleri dışarı çıkarttı. Bolşevikler büyük şehirlerde savunma hatları kurmaya başladı. Lenin ise şunu söyledi: ''Önce Kornilov’un işini bitireceğiz, sonra Kerenski’nin icabına bakacağız'' Öyle de oldu ve Bolşevikler darbecileri püskürttü ve darbe başarısız oldu. 

Artık Geçici Hükümetin hiçbir etkisi kalmamıştı. Ekim ayında saklandığı Finlandiya'dan dönen Lenin Bolşevikleri Geçici Hükümeti devirmeye çağırdı. 7 Kasım (eski takvimle 25 Ekim'de) Kışlık Saray ele geçirildi ve Kerensky kaçtı.

Alıntı değildir. Bir kaç saatlik emek ve yarım paket sigara eşliğinde yazılmıştır. :)
"... Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür.."
[+] 4 üye strateggy nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#39
SSCB döneminde milyonlarca insan hayatını kaybetti sanki çarlık döneminde herkes açlıktan ölürken devrim sonrası herkes rahata kavuşmuş gibi konuşuyorsun. Çarlık dönemi komünist dönemin daha az kötü hali o kadar.
İnternetten kısa bir araştırma ile o dönem neler olmuş görebilirsin. Kızıllar en çok sözde savundukları kendi halklarına zarar vermiştir.
giphy.gif
Ara
Cevapla
#40
Kadıköyde SSCB'de bilim sempozyumu vardı awake gitseydin keşke komünizmin bilimsel üstünlüğünün farkına varırdın yahudiler olmasaydı sscb yıkılmazdı şimdiye marsa koloni atmıştık
俺たち 自由 に なれる の か ?
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.