[PashaZade]

The Elder Scrolls III : Morrowind, Bethesda tarafından geliştirilen ve yayınlanan RYO oyunu ve The Elder Scrolls serisinin üçüncü oyunudur.

The Elder Scrolls III : Morrowind'e dair iletiler, görseller ve oyuncu paylaşımları bu konu altında yer alır.

 

 

[Aytaç]

Bölge ve konu olarak morrowind ve oblivion skyrimden daha çekici gelse de oynamak henüz nasip olmadı. Grafikler de Skyrim'e göre baya düşük gibi. Önerir misiniz?

[perverende]

Morrowind oynamadım ama Oblivion Skyrim'den konu olarak daha iyiydi bence.

[Attila the Hun]

Skyrim'in geçtiği bölge bana fazla karanlık ve boğucu geldi. Birkaç defa denememe rağmen fazla devam edemedim çünkü görevlerin çoğu kapalı mekanlarda geçiyordu. Morrowind de böyle mi? Videolarından ve görsellerinden gördüğüm kadarıyla aydınlık ve renkli bir dünyası vardı ama oynayanların fikrini de almak isterim.

[Defterdar]

Morrowind oynamadım ama Oblivion Skyrim'den konu olarak daha iyiydi bence.

İki oyunu da uzun uzun oynadım. Oblivion'un konusu biraz klişe.

[altnkurt]

Klostrofobik misin @Attila the Hun?

[Attila the Hun]

Klostrofobik misin @Attila the Hun?

Gerçek hayatta klostrofobik olduğumu düşünmüyorum ama nedense oyunlarda klostrofobik davranışları sergiliyorum. Bunun yüzünden RPG türünü sevsem bile oyunların çoğundan tam keyif alamıyorum ve yarım bırakmak zorunda kalıyorum.

[Dothor_]

Evet @Attila the Hun . Oyunun dungeonları biraz karanlık. Skyrime göre Morrowind daha boğucu gelebilir.

[Ahrep]

Grafiklerini geliştiren bir mod yapılıyordu hazır oldu mu acaba ? Ayrıca oyun şuan steamde 9.30 TL

[Defterdar]

Grafiklerini geliştiren bir mod yapılıyordu hazır oldu mu acaba ? Ayrıca oyun şuan steamde 9.30 TL

Skywind projesinden bahsediyorsunuz galiba?

Şuralardan bilgi alınabilir:
https://www.youtube.com/user/TESRSkywindOfficial
https://tesrskywind.com

[Vivec]

Serinin en sevdiğim (ve tek oynadığım :D) oyunu olur kendisi. Hala tam olarak bitiremediğim için (o kadar uzun değil tabi ki, gerçek hayatın imkansızlıkları) oblivion'a dahi başlamadım, Skyrim'i ve Online'ı zaten söylemiyorum. Bu oyun 2002de çıktı ben daha sonraki yıllarda oynamıştım bu arada. Gerçek bir nostalji her noktasıyla. Bu oyunda size görev yerleri üç aşağı beş yukarı tarif edilirdi, şu  dağın güney batısından nehri takip et, zemin düzleşince karşına çıkan ilk eve git, gibi. Hiç unutmam oyunda Seyda Neen adlı şehirden Morrowind'e ayak basıyoruz. Orada evraklarımız bize teslim edildikten sonra Balmora'ya gidip birini bulmamız söyleniyor. Balmora'nın nerede olduğuna dair tek ipucu Seyda Neen'in kuzeyinde yer aldığı. Zaten oradan oraya giderken oyunun basiclerini öğreniyoruz. Sonra Balmora'ya girdiğimizde country club'a bak diyor yerlilerden biri, aradığımız adamı sorduğumuzda. Sonra oraya gidiyoruz, oradan adamın evi tarif ediliyor, sonra görev adamımızı buluyoruz. Caius Cosades, imparatorun has adamı. O bize ilk görevimizi veriyor, bu görevin yanında da bir guild ya da cluba katılmamızı öneriyor. Böylelikle Morrowind dünyasına giriyoruz. 

Bir noktadan sonra görevler çok biriktiği, hangisi aktif hangisi pasif karıştırmaya başladığım için günlük sayfalarını SS alıp görevleri öyle yapardım, zaten uzun aralıklarla oynadığım için unuturdum nerde kaldığımı. Görevleri bitirdiğimizde journal güncellenirdi sadece. Bilmiyorum sonradan çok kolaylaştırmışlardır muhtemelen ama bu haliyle cidden o dünyada gibi hissediyordum, sürekli defter karıştır, ne nerdeydi hatırlamaya çalış. Çoğu yere yürüyerek gidiyorduk çünkü başlangıçta. Sonra zaten mark recall büyülerini keşfetmek inanılmaz olmuştu.



Oyunun bütünüyle her görevi sürprizdi çünkü ne gideceğimiz yeri tam olarak biliyoruz ne gittiğimiz yerde, mesela mağaranın içinde, neyin nerede olduğunu. Oyunun hikayesi ve anlattıkları da çok eski ve ufak boyutlu bir oyun olmasına rağmen oldukça geniş. Politik spektrumu çok kapsamlı. Kutsal Roma İmparatorluğunun 400 devleti gibi bir siyasi haritası var. Çok karmaşık ilişkiler çıkar ağı. 

Morrowind öncelikle Dunmer'ların yani kül rengi tenleri ve kırmızı gözleri olan elflerin anayurdu. Dunmer yabancılardan nefret ederler, hatta oyuna Dunmer olarak başlasanız bile kimle konuşsanız size outlander diye seslenir, o derece zenofobiklerdir. Diğer ırkları sevmezler, kimseye güvenmezler vs. Aile ilişkilerine ve atalarına çok değer verirler. Bu yüzden oyunda bir sürü ancestral tomb var, firavun mezarları gibi aynı. İçleri türlü yaratık dolu. Dunmer bi zamanlar altın rengi tenleri olan Chimer iken adını unuttuğum bir başka yerde peygamber bildikleri bir adamın peşinden çeşitli baskılardan kurtulmak için Morrowind'e göç ediyorlar. Daha sonraları yine Morrowind'de mukim olan bizim dışarıdan cüce diyebileceğimiz ancak elflerle de bir takım genalojik bağlantıları olan Dwemer ile savaşa tutuşuyorlar. Dwemer yer altında  ve dağ eteklerinde yaşayan, teknolojiye aşırı düşkün bir ırk. Morrowind'e başladığımızda Dwemerr'in gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğunu öğreniyoruz (baya bildiğiniz bütün ırktan bir tane (bir tane var aslında ama unuttum yaşayan Dwemer) bile birey kalmamış). Morrowind e yayılmış çeşitli terk edilmiş şehirleri var onların da. Dwemer bir noktada çok güçleniyor.

Bu arada Morrowind imperial eyaletin adı. İki parçadan oluşuyor, VVardenfel adası ve Morrowind ana kıtası. Oyunun adı morrowind olmasına rağmen VVardenfelde geçiyor.



Dwemer adanın ortasındaki Red Mountain'da Heart of Lorkhan adlı sahibine tanrısal güçler veren bir aygıt keşfediyor. Bunu kullanarak devasa bir robot yapmaya ve tüm düşmanlarını (muhtemelen bütün Morrowind'i) domine etmeye çalışıyorlar. Ama bu sırada Chimerden (şimdinin Dunmeri) Dagoth Ur, ki kendisi Morrowind'deki esas antagonist olur, bu durumu chimer lideri Lord Nerevar'a bildirir ve cüceler ve elfler savaşmaya başlar. Nerevar Morrowinddeki bütün elfleri kendi çatısında toplar. Nerevar'la cücelerin kralı dumac da çok eski dosttur bu arada, o da enteresan. En sonunda Lord Vivec'in anlatımına göre ikisi birbiriyle dövüşürken ölüyorlar. Chimer galip geliyor. (Vivec morrowind'in yaşayan tanrısı, evliya, peygamber hepsi bir arada) Bu savaşın sonunda Dwemer komple ortadan yok oluyor. O sırada bu heart of lorkhan ın gücünü kullanmaya yarayan çeşitli aletleri buluyorlar, cücelerin icat ettiği, bu aletleri (kagrenac's tools) bir şekilde yok etmiyorlar. Nerevar'ın oyunda Tribunal olarak geçen üç tane yakını var. Almalexia (Nerevarın karısı, bir nevi elf kraliçesi), Sotha Sil (nerevar'ın bilgi büyücü dostu) ve Lord Vivec (nerevar'ın sadık takipçisi ve askeri). Bu noktada herkes başka bir şey söylüyor. Vivec'in nerevarı öldürdüğünü söyleyen de var, kabul edilen ise Dagoth Ur bu aletleri herkesten önce buldu başka yok etmek istediyse de Tribunal'a vermeyi reddedince birbirleriyle savaştılar, Nerevar'ı ölümcül şekilde yaraladı, kendi de çok kötü yaralandı hatta öldü sanıldı ve ortadan kayboldu. Dagoth Ur'un kendi beyanları 180 derece farklı tabi ki.

Derken ALM-SI-VI olarak kısaltabileceğimiz (oyunda da almsivi intervention olarak divine intervention benzeri büyüden kolayca alışacağınız üzere) Tribunal, Morrowindin yaşayan tanrıları olarak chimerin ve morrowindin kontrolünü ele alıyorlar. Sotha Sil bir şekilde aletlerin nasıl kullanıldığını öğreniyor. Nerevar aletlerin yok edilmesini vasiyet ettiyse de bunu çiğneyerek kendi güçlerini arttırmak için kullanıyorlar. Tam bu sırada Azura (meşhur daedric prince) geliyor, (hiyerarşide bunların daha üstünde belki LOTR'daki maiar'a karşılık gelebilirler emin değilim) Azura nerevar'ın en sadık kullarından (doğru tabir olmayabilir) biri. Oyuna başlayan bizim de koruyucumuz, savaşçı, büyücü, öfkeli bir tanrıça. Tribunal'ın yaptığını görünce onları ve tüm chimer'i lanetliyor. Kendisi aynı zamanda chimer'in de bütün olarak patronu zaten. Bir gün şampiyonum (nerevardan bahsediyor) geri dönecek ve sizi bu yaptığınız için cezalandıracak. Tribunal onu takmıyor, azura'nın laneti sonucu bütün chimer'in teni altından kül rengine dönüyor ve Dunmer olarak hayatlarına asabi elfler olarak devam ediyorlar. Bir tek Lord Vivec'in bir yanı sarı bir yanı gri kalıyor. 

Tribunal kendi adını taşıyan şehirler kuruyor, örneğin Vivec muhteşem bir şehir, oyunun gezmesi en zevkli lokasyonu. Tapılan tanrılar arasına katılıyorlar ve halk onlara tapmaya başlıyor. (tribunal temple oyunda katılabildiğimiz bir diğer guild) Bir de bu arada Morrowindin uzak yerlerinde yaşayan, Nerevarın da (yanlış hatırlamıyorsam) aralarından geldiğim ashlander kabileleri var, bunlar kırsal Dunmer, tribunal'ın gücü ele geçirmek için nerevar'ı öldürdüğünü düşünüyorlar. Vivec özellikle tribunalın defacto lideri gibi bir şey, baya da hizmeti geçiyor Morrowind'e mesela oyundaki bir kitapta morrowind işgal edildiğinde dunmer'a yüzmeyi mi ne öğretiyordu sonra bütün adayı bir süreliğine batırıyordu suyun altına, işgalcileri öldürüyordu vs. Bir keresinde de bir meteor'u durduruyordu. Zaten oyun boyunca vivec'in erdemlerini, marifetlerin, hatta onun için yazılan şiirleri falan okuyoruz. menkıbelerini dinliyoruz. tapınaklarına mucizelerini betimleyen resimleri görüyoruz. hatta sırf vivecle alakalı bir görev vardı çok lokasyonlu. 

oyunda da dagoth uru öldürmek için kendisiyle tanışıyor ve yardım istiyoruz. Çok uzun süre binlerce yıl olabilir, tribunal'ın saltanatı ve gücü sürüyor. Tribunal her yıl ( ya da daha sık) kalbi buldukları Red Mountain'a hacca gidiyorlar ve güçlerini yeniliyorlar. Bir noktada dagoth ur'un ölmediğini eskisinden çok daha güçlü olarak geri döndüğünü görüyorlar. Hatta tribunal ın kalple erişimini kesiyorlar. Bu sefer dagoth ur güçlenmeye tribunal gücünü kaybetmeye başlıyor. iki taraf da kalbi bulmaya çalışıyor. dagoth ur biz oyuna başladığımızda yüzüklerin kardeşliğindeki sauron gibi oluyor artık. onu tutan tek şey de dağın etrafına tribunalın inşa ettiği ghost fence. zaten bunun ötesi oyunda da göreceğiniz üzere kıpkırmızı gökyüzü olan sürekli fırtınaların olduğu dagoth urun muhiplerinin doldurduğu bir bölge. Kalbi kullanmaya yarayan aletleri de dagoth ur a kaptırıyorlar. 

Bu noktada biz devreye giriyoruz, hem azuranın da kehaneti doğrultusunda, tabi bu rolümüzü (kim olduğumuzu söylemeyeyim) oyun ilerledikçe keşfediyoruz. Seçildiğimiz bizzat azura'nın kendisi tarafından bize tebliğ ediilyor.



"Kısacası" nostalji arayan herkese tavsiye ederim. Bir de bir şey daha söyleyeceğim, oyun genel olarak çok renksiz ve ruhsuz gelebilir ancak bu oyunun eski olmasından ziyade contextiyle alakalı. Dagoth ur nedeniyle (yanlış hatırlamıyorsam) yayılan blight diye bir hastalık var, o yüzden bitki örtüsü hayvanlar vs her şey çok cılız, insanlar gergin, mutsuz vs.

[Attila the Hun]

[Attila the Hun]

Seyahat rotaları

[yafeshan]

Gelmis gecmis en iyi bethesda oyunu

[Attila the Hun]

Eğer bir yere sıkıştıysanız "é" tuşu ile konsolu açarak "TCL" yazın. Sıkıştığınız yerden kurtulunca tekrar "TCL" yazarak bu komutu etkisizleştirmeyi unutmayın.

[BeRDuSH]

Türkçe yaması çıkmış.

https://www.elderscrollsturk.com/forum/m...calismasi/

[Yasin Ahmet]

Gerçek hayatta klostrofobik olduğumu düşünmüyorum ama nedense oyunlarda klostrofobik davranışları sergiliyorum. Bunun yüzünden RPG türünü sevsem bile oyunların çoğundan tam keyif alamıyorum ve yarım bırakmak zorunda kalıyorum.

Haha zamanın %50sinin bunkerlarda geçtiği Fallout'u hiç oynayamazsın o zaman ?

[Attila the Hun]

Dwemer harabelerini görünce fikrim değişti. Fallout'taki mekânlar da böyleyse sıkıntı yaşayacağımı sanmıyorum.

[Attila the Hun]

Oyunda bir türlü ekran görüntüsü alamıyorum. Kullandığım MGE XE'de ekran görüntüsü kısayolu Print Screen tuşu ama ona basınca hiçbir şey olmuyor. İnternetten bu sorunu araştırdım ve Morrowind.ini dosyasında Screen Shot Enable=x kısmına 0 yerine 1 yazılması gerektiğini söylüyorlardı fakat bende 1 yazmasına rağmen ekran görüntüsü alamıyorum. Sorunum neden kaynaklanıyor olabilir?

[Dothor_]

Oyunda bir türlü ekran görüntüsü alamıyorum. Kullandığım MGE XE'de ekran görüntüsü kısayolu Print Screen tuşu ama ona basınca hiçbir şey olmuyor. İnternetten bu sorunu araştırdım ve Morrowind.ini dosyasında Screen Shot Enable=x kısmına 0 yerine 1 yazılması gerektiğini söylüyorlardı fakat bende 1 yazmasına rağmen ekran görüntüsü alamıyorum. Sorunum neden kaynaklanıyor olabilir?

Programı yönetici olarak çalıştırmayı deneyin.