06-11-2017, 15:49
(Son Düzenleme: 06-11-2017, 15:51, Düzenleyen: Kierkegaard.)
Ekşi Sözlük'te gözüme çarpan bir kaç içeriği paylaşmak istiyorum.
''postmodern dünyada bozulan ahlak ve toplum düzenine karşı erkeğin kendini adapte edebilmesi ve bu durumdan fayda sağlayabilecek bir birey haline gelebilmesidir. çünkü toplumdaki kadın rolü liberalleştikçe, kadınların ilgisi tepedeki %20 erkeğe (alfa) doğru kaymakta ve diğer erkeklere (beta, omega) ilgi ciddi oranda azalmakta. bu istatistik, tabiki de dominant bir aile yapısından gelen kadınları değil, kentli ve özgür kadınları ifade etmektedir.
yani bizim derdimiz "kadınlar böyle yapıyor, kahrolsunlar" değil, "kadın zaten böyle bir canlı o zaman bu düzen içerisinde kadınlar konusunda başarılı olmak istiyorsam tepe %20'ye ulaşmaya çabalamalıyım". yani biz kadını kötü bir varlık olarak değil, olduğu gibi görüyoruz. hatta ve hatta başarısız ilişki girişimlerinde kadını değil, sadece ve sadece erkeği suçluyor ve yeriyoruz. çünkü bir ilişkide seçen kadın, seçilen ise erkektir ve erkek, kadının ilgisi olmasına rağmen seçilebilmeyi başaramadıysa birşeyleri yanlış yapıyordur.'' (Yazar: stormshadow)
''kadınlar görünüşten çok, güçten hoşlanır. burada güçten kasıt sadece maddi değil. psikolojik güç, fiziksel güç, maddi güç, sosyal statü gibi etmenlerin birleşimi gücü oluşturur. mesela benim gözlemlediğim, kadın açısından bir erkeğin psikolojik olarak güçlü olması, maddi olarak güçlü olmasından daha önemli.
trp size bu konularda kendinizi geliştirmenizi söyler. bunu derken de kas yapın, para kazanın tüm kadınlar size aksın demez. kendini geliştirirsen 100 kadın içerisinden 2 kadını etkileyeceğinize 5 kadını etkileyebilirsin der. bu sayede senin de seçim şansın artar der.
kadınların fabrika ayarları hormonları ile karar vermek üzerinedir. bu demek değildir ki kadınlar mantıklı düşünemezler, istediklerinde düşünebilirler elbette. ancak ana karar verme mekanizmaları erkeklerden farklıdır ve hormonları etkilidir.
bir kadın siz güçlü olduğunuzda size aşık olabilir ancak bu gücü yitirdiğinizde size hayatı zindan etmesi ya da başka bir erkeğe gitmesi fazlaca muhtemeldir. mesela bir kadına fazla ilgi duymak, her hareketini önemsemek, sürekli üzerine düşmek bir erkeğin artık kendine yeterince değer vermediğinin göstergesidir ve kadınlarda bir güçsüzlük algısı oluşturur. bu nedenle bir kızın peşinden koşup herşeyi yapan beta kardeşlerimizin siktiri yemesi bize çok ama çok normal geliyor.
yukarıdaki sebepten dolayı, hayatınızdaki kadına çok da fazla ilgi göstermeyin, arada söylediklerini duymazdan gelin. bu demek değil ki kadın hasta yatarken "banane amk" diyip kendi hayatınıza bakın. hepimiz biliyoruz, kadınlar arada ilgi çekmek için şımarıklıklar yaparlar, gereksiz yere kavga çıkarırlar. bunların üzerinde çok durmayın hatta hiç umursamayın.
yine aynı sebepten yıllardır kafanıza kazınmış olan (bkz: women and children first) gibi saçmalıkları unutun. hayatınızda hiçbir kadına veya erkeğe kendinizden fazla değer vermeyin (çocukları bu tanımın dışında tutuyorum). ilişkiniz ne durumda olursa olsun hayatınızın merkezinde sizden başka kimse olmasın. ceketinizi alıp gidemeyecek kadar kimseye bağlanmayın.
bir ilişkide kadının ortaya koyduğu değer seks, erkeğinki ise ilgidir. bu nedenle ortada seks yoksa ilgi de kısıtlı olmalıdır. seks olmayan ilişkide gereksiz ilgi gösteren erkek çok kısa zamanda kıçına tekmeyi temelli yiyecek yada kadın tarafından elinden geldiğince sömürülecektir.
geçmiş partner sayısı yüksek hatunlar ile, kısa süreli ilişki haricinde birşey planlamayın. kadınlarda partner sayısı arttıkça bağlanabilme ihtimali ciddi anlamda düşüyor.
çocuk istemiyorsanız evlenmeyin. mevcut kanunlar boşanma durumunda erkeği, kadının hayatını finanse edecek cüzdandan başka birşey olarak görmüyor. erkeğin kendi çocuğu üzerinde neredeyse hiçbir söz hakkı yok. kadın genelev'de çalışsa bile, kadının çocuğu genelev'e götürdüğünü kanıtlayamadığınız sürece çocuk üzerinde söz sahibi olamazsınız. ömür boyu ödenen yoksulluk nafakası saçmalığına girmiyorum bile. kadını daha fazla küçülten birşey olamaz herhalde.'' (Yazar: stormshadow)
''postmodern dünyada bozulan ahlak ve toplum düzenine karşı erkeğin kendini adapte edebilmesi ve bu durumdan fayda sağlayabilecek bir birey haline gelebilmesidir. çünkü toplumdaki kadın rolü liberalleştikçe, kadınların ilgisi tepedeki %20 erkeğe (alfa) doğru kaymakta ve diğer erkeklere (beta, omega) ilgi ciddi oranda azalmakta. bu istatistik, tabiki de dominant bir aile yapısından gelen kadınları değil, kentli ve özgür kadınları ifade etmektedir.
yani bizim derdimiz "kadınlar böyle yapıyor, kahrolsunlar" değil, "kadın zaten böyle bir canlı o zaman bu düzen içerisinde kadınlar konusunda başarılı olmak istiyorsam tepe %20'ye ulaşmaya çabalamalıyım". yani biz kadını kötü bir varlık olarak değil, olduğu gibi görüyoruz. hatta ve hatta başarısız ilişki girişimlerinde kadını değil, sadece ve sadece erkeği suçluyor ve yeriyoruz. çünkü bir ilişkide seçen kadın, seçilen ise erkektir ve erkek, kadının ilgisi olmasına rağmen seçilebilmeyi başaramadıysa birşeyleri yanlış yapıyordur.'' (Yazar: stormshadow)
''kadınlar görünüşten çok, güçten hoşlanır. burada güçten kasıt sadece maddi değil. psikolojik güç, fiziksel güç, maddi güç, sosyal statü gibi etmenlerin birleşimi gücü oluşturur. mesela benim gözlemlediğim, kadın açısından bir erkeğin psikolojik olarak güçlü olması, maddi olarak güçlü olmasından daha önemli.
trp size bu konularda kendinizi geliştirmenizi söyler. bunu derken de kas yapın, para kazanın tüm kadınlar size aksın demez. kendini geliştirirsen 100 kadın içerisinden 2 kadını etkileyeceğinize 5 kadını etkileyebilirsin der. bu sayede senin de seçim şansın artar der.
kadınların fabrika ayarları hormonları ile karar vermek üzerinedir. bu demek değildir ki kadınlar mantıklı düşünemezler, istediklerinde düşünebilirler elbette. ancak ana karar verme mekanizmaları erkeklerden farklıdır ve hormonları etkilidir.
bir kadın siz güçlü olduğunuzda size aşık olabilir ancak bu gücü yitirdiğinizde size hayatı zindan etmesi ya da başka bir erkeğe gitmesi fazlaca muhtemeldir. mesela bir kadına fazla ilgi duymak, her hareketini önemsemek, sürekli üzerine düşmek bir erkeğin artık kendine yeterince değer vermediğinin göstergesidir ve kadınlarda bir güçsüzlük algısı oluşturur. bu nedenle bir kızın peşinden koşup herşeyi yapan beta kardeşlerimizin siktiri yemesi bize çok ama çok normal geliyor.
yukarıdaki sebepten dolayı, hayatınızdaki kadına çok da fazla ilgi göstermeyin, arada söylediklerini duymazdan gelin. bu demek değil ki kadın hasta yatarken "banane amk" diyip kendi hayatınıza bakın. hepimiz biliyoruz, kadınlar arada ilgi çekmek için şımarıklıklar yaparlar, gereksiz yere kavga çıkarırlar. bunların üzerinde çok durmayın hatta hiç umursamayın.
yine aynı sebepten yıllardır kafanıza kazınmış olan (bkz: women and children first) gibi saçmalıkları unutun. hayatınızda hiçbir kadına veya erkeğe kendinizden fazla değer vermeyin (çocukları bu tanımın dışında tutuyorum). ilişkiniz ne durumda olursa olsun hayatınızın merkezinde sizden başka kimse olmasın. ceketinizi alıp gidemeyecek kadar kimseye bağlanmayın.
bir ilişkide kadının ortaya koyduğu değer seks, erkeğinki ise ilgidir. bu nedenle ortada seks yoksa ilgi de kısıtlı olmalıdır. seks olmayan ilişkide gereksiz ilgi gösteren erkek çok kısa zamanda kıçına tekmeyi temelli yiyecek yada kadın tarafından elinden geldiğince sömürülecektir.
geçmiş partner sayısı yüksek hatunlar ile, kısa süreli ilişki haricinde birşey planlamayın. kadınlarda partner sayısı arttıkça bağlanabilme ihtimali ciddi anlamda düşüyor.
çocuk istemiyorsanız evlenmeyin. mevcut kanunlar boşanma durumunda erkeği, kadının hayatını finanse edecek cüzdandan başka birşey olarak görmüyor. erkeğin kendi çocuğu üzerinde neredeyse hiçbir söz hakkı yok. kadın genelev'de çalışsa bile, kadının çocuğu genelev'e götürdüğünü kanıtlayamadığınız sürece çocuk üzerinde söz sahibi olamazsınız. ömür boyu ödenen yoksulluk nafakası saçmalığına girmiyorum bile. kadını daha fazla küçülten birşey olamaz herhalde.'' (Yazar: stormshadow)