Savaşları biriler kazandığı gibi biriler de kaybediyor, ancak tarihte bazı savaşlar diğerlerine nazaran daha feci bir şekilde kaybediliyorlar. Komutanların yaptıkları bazı bariz hatalar diğer tarafın savaşı kazanabilmesini sağlayabildiği gibi kendi tarafları için de felaketle sonuçlanabiliyor.
Pliska Muharebesi (811)
Pliska muharebesi Bizans İmparatoru Nicephorus ile Bulgar Hanı Krum arasında yapılan bir dizi muharebeye verilen genel bir isim. İmparator Nicephorus 80 bin kişilik bir ordu kurup Bulgar topraklarına ilerler. Han Krum'un barış teklifini geri çeviren imparator, Bulgarların başkenti olan Pliska şehrini yağmalar. Şehre o büyüklükte ve zaman alan bir biçimde zarar verirler ki bu esnada Bulgar ordusu Balkan dağının girişlerini tutmayı başarır. Zaferinden emin olan Bizans İmparatoru Nicephorus ordusunda keşif birliklerine görev dahi vermez, dağlık araziye girdiğinde iki taraftan Bulgarlar tarafından saldırı alan Bizans Ordusu tamamen imha edilir ve İmparator Nicephorus öldürülür. Savaş sonrası Bulgar Hanı Bizans İmparatorunun kafatasını içki bardağı haline getirir.
İssus Muharebesi (MÖ 333)
333 yılında Ahameniş İmparatoru 3. Darius büyük bir orduyla henüz askeri kariyerinin başlarında olan Büyük İskender'e karşı ilerler. Darius'un ordusu İskender'in ordusundan çok daha büyüktür, ancak daha çok zorluğa sahiptir. Asker sayısının çok olması dolayısıyla askerler yiyecek yemek, binecek at gibi erzak sıkıntıları yaşamaktadır. Darius hataların en büyüğünü savaşta rakibini küçümseyerek yapmıştır. Yenildiğini anlayan Pers Kralı Darius savaş alanından kaçmak zorunda kalmış ve ordusunu katledilmek üzere geride bırakmıştır.
Teutoburg Ormanı Muharebesi (9)
Teutoburg Ormanı muharebesi günümüzde birçok tarihçi tarafından Roma'nın en büyük yenilgisi olarak kabul edilmektedir. Bu muharebede Quintilius Varus tarafından yönetilen çok sayıda lejyon Arminius önderliğindeki birleşik Cermen kuvvetlerine karşı büyük bir yenilgi almıştır. Arminius Roma vatandaşıdır ve Roma askeri eğitimi almıştır, aldığı eğitim sayesinde karşısındaki Roma generalini kendi taktikleriyle kandırabilen Arminius, Romalıların olası bir pusuya düşürülmeleri halinde nasıl tepki vereceklerini çok iyi biliyordu. Varus'un en büyük hatası o dönemki diğer Cermen soyluların kendisini Arminius hakkında uyarmasına rağmen bu uyarılara kulak asmamasıdır. Birçok hezimette görüldüğü gibi Varus da önceden geçtiği bölgelere keşif birlikleri göndermemiştir. Tek bir büyük sütun halinde Teutoburg ormanına giren Roma lejyonları çok yönlü bir saldırı almış ve 3 Roma lejyonu tamamen yokedilmiştir.
Bannockburn Muharebesi (1314)
Bannockburn muharebesi Birinci İskoç Bağımsızlık Savaşı'nda İskoçların elde ettiği önemli zaferlerden birisidir ve İskoç tarihinde büyük öneme sahiptir. 2. Edward 1314 yılında geniş, tecrübeli ve iyi ekipmana sahip bir orduyla İskoçya'ya girer, bu esnada İskoç Kralı Robert'in çok daha küçük bir ordusu vardır. Edward ordusuyla gece vakti Bannockburn nehrini geçer ve geçtiği gibi saldırıya uğrar. Nehirin yanında savaştıkları için İngiliz ordusu manevra yapamaz hale gelir. Bu durum yetmezmiş gibi İngiltere ordusundaki İskoçyalı şövalyeler savaş esnasında taraf değiştirip İskoçlar için savaşmaya başlar. Arazideki dezavantajlarından dolayı meşhur okçularından da yararlanamayan İngiliz ordusunun büyük bir kısmı bu savaşta yokedilir.
Agincourt Muharebesi (1415)
İngiliz okçularının önemli bir yere sahip olduğu bu muharebe, yüzyıl savaşlarında İngilizlerin aldığı en büyük zaferdir. Orduların büyüklüğü tartışma konusudur, Fransız kaynaklara göre Fransızlar İngilizlerden sadece birkaç bin asker kadar daha fazla askerle muharebe girmişken İngilizler Fransızların onların 6 katı askere sahip olduğunu öne sürer. Ancak tek bir şey kesindir, o da Fransızların sayıca İngilizlerden çok daha fazla olduğu. Muharebe esnasında Fransızlar İngiliz ve Galler mızraklı birimlerine karşı felaketle sonuçlanan bol miktarda süvari taarruzu gerçekleştirmiştir. Yaygın bir şekilde kabul edilen görüşe göre bu muharebede İngilizlere zaferi İngiliz okçularının zırh delmeyi başarabilen okçuları getirmiştir.
Tenochtitlan'ın Düşüşü (1521)
İspanya'nın günümüz Meksika topraklarını ele geçirmesinde en büyük rol Azteklerin başkenti Tenochtitlan şehrinin ele geçirilmesidir. Tenochtitlan'ın düşüşünde hastalıklar, Aztek İmparatorluğu'nun yaşadığı iç karışıklıklar ve daha da önemlisi birbirini sırtından vuran Azteklerin yeri büyüktür. Sadece 350 İspanyol Conquistador askeri Meksika kıyılarına çıkmıştı ve bu 350 asker 2 yıldan kısa süre içerisinde Aztek İmparatorluğu'nu fethetmeyi başardı. Bu fetihte ise ana unsur beraberlerinde getirdikleri hastalıklardı.
İspanyol Armadası (1588)
16. yüzyıl Avrupa'sının süpergücü İspanya'nın önemli bir isteği vardı. O da İngiltere Kraliçesi Elizabeth'i devirmek. Bu amaç uğruna 130 gemiyle İngiltere'ye bir istila düzenlemek istediler. 130 gemiden oluşan bu donanma devasaydı ancak çağının çok gerisinde denizcilik metodlarını uyguluyorlardı. Yapılan savaş sonrası İspanyollar yaklaşık 20 bin asker kaybetti, gemilerin ise büyük çoğunluğu İngilizlerin karşısına bile çıkamadı çünkü fırtınada batmışlardı.
Karansebes Muharebesi (1788)
Bu listede bir ordunun kendi kendisini imha ettiği tek muharebe bu. Sarhoşluk ve kafa karışıklığı bu felakette büyük rol oynuyor, belki de savaş tarihinin en büyük felaketi. Yaklaşık 100 bin askerlik bir orduya sahip olan Avusturya ordusu Karansebes kasabasının yanına kamp kurar. Keşif birliği Osmanlı ordusunun yerini tespit etmek için ilerler, ancak Hussar askerleri hiçbir şeyle karşılaşmazlar. Onun yerine çingenelerle karşılaşırlar ve bu çingeneler onlara alkollü bir içecek satmak ister. Hussarlar alkollü içeceği alarak keşif gezilerinden geri dönerler. Geri döndüklerinde piyadelerden oluşan başka bir bölük Hussarların içeceğini paylaşmak ister, sarhoş Hussarlar bunu reddeder ve içki fıçılarının etrafında konuşlanırlar. Sonuç olarak tartışma büyür ve askerlerden biri ateş eder. Ordunun geri kalanı ateş sesini duyar ve kaos başlar. Türklerin saldırıya geçtiğini düşünen Avusturya ordusu hareket ettiğini gördüğü her gölgeye ateş eder, askerlerin geri kalanı ise korku içerisnde kaçar. Bu felakette Avusturya ordusunun büyük çapta birbirinin dilini anlamayan farklı milletlerden oluşması ve Avusturya generalinin 'durun' anlamında söylediği halt kelimesinin sık sık tekrarlandığında Türklerin savaş narası olan 'Allah Allah' olarak anlaşılması da rol oynamıştır. 2 gün sonra asıl Osmanlı ordusu bölgeye gelir ve 10 bin ölüyle birlikte bol miktarda yaralı Avusturya askeriyle karşılaşır.
Wabash Muharebesi (1791)
Bu muharebede Amerikalı General Arthur St. Clair Midwest bölgesine sahip olduğu ordudaki sıkıntılara rağmen ilerlemeye devam eder. Orduda ciddi bir disiplin ve ordudan kaçış sorunu vardır. Yerliler St. Clair ve ordusuna Wabash nehrinin yakınlarında pusu kurar, yerliler saldırıya geçtiğinde St. Clair'in askerleri savaşmak yerine kaçıp saklanmaya çalışırlar. Muharebenin sonunda St. Clair'in yanındaki 1000 askerden yalnızca 48'i hayatta kalabilmiştir.
Adwa Muharebesi (1896)
Afrikalı bir ülkenin Avrupalı bir süpergücü muharebede yenigiye uğratma şansı ne kadardır? Yoktur diyorsanız yanılıyorsunuz. 1896'da Etiyopyalılar İtalyanları büyük bir yenilgiye uğrattı. Üstelik bu zafer sonrası Etiyopyalılar bağımsızlığına dahi kavuştu. Bu felaketin yegane sebebi İtalyan komutanlar tarafından yapılan 2 büyük hatadır. Birinci hata General Oreste Baratieri'nin getirdiği ordunun Etiyopyalılara nazaran sayıca çok az kalmasıdır, ikincisi ise beraberinde getirdikleri ekipmanın - buna yanlış haritalar dahil - ucuz ve genellikle yanıltıcı olmasıdır. Baratieri'nin askerleri gece ilerlemeye başlar ve 2 parçaya ayrılır, ancak bir türlü organize olamazlar çünkü ellerindeki harita yanlıştır. İtalyanlar muharebede büyük bir yenilgiye uğrar, İtalyanlar ekipmanlarını da geride bırakarak Etiyopya'dan çıkmak zorunda kalır.
Pliska Muharebesi (811)
Pliska muharebesi Bizans İmparatoru Nicephorus ile Bulgar Hanı Krum arasında yapılan bir dizi muharebeye verilen genel bir isim. İmparator Nicephorus 80 bin kişilik bir ordu kurup Bulgar topraklarına ilerler. Han Krum'un barış teklifini geri çeviren imparator, Bulgarların başkenti olan Pliska şehrini yağmalar. Şehre o büyüklükte ve zaman alan bir biçimde zarar verirler ki bu esnada Bulgar ordusu Balkan dağının girişlerini tutmayı başarır. Zaferinden emin olan Bizans İmparatoru Nicephorus ordusunda keşif birliklerine görev dahi vermez, dağlık araziye girdiğinde iki taraftan Bulgarlar tarafından saldırı alan Bizans Ordusu tamamen imha edilir ve İmparator Nicephorus öldürülür. Savaş sonrası Bulgar Hanı Bizans İmparatorunun kafatasını içki bardağı haline getirir.
İssus Muharebesi (MÖ 333)
333 yılında Ahameniş İmparatoru 3. Darius büyük bir orduyla henüz askeri kariyerinin başlarında olan Büyük İskender'e karşı ilerler. Darius'un ordusu İskender'in ordusundan çok daha büyüktür, ancak daha çok zorluğa sahiptir. Asker sayısının çok olması dolayısıyla askerler yiyecek yemek, binecek at gibi erzak sıkıntıları yaşamaktadır. Darius hataların en büyüğünü savaşta rakibini küçümseyerek yapmıştır. Yenildiğini anlayan Pers Kralı Darius savaş alanından kaçmak zorunda kalmış ve ordusunu katledilmek üzere geride bırakmıştır.
Teutoburg Ormanı Muharebesi (9)
Teutoburg Ormanı muharebesi günümüzde birçok tarihçi tarafından Roma'nın en büyük yenilgisi olarak kabul edilmektedir. Bu muharebede Quintilius Varus tarafından yönetilen çok sayıda lejyon Arminius önderliğindeki birleşik Cermen kuvvetlerine karşı büyük bir yenilgi almıştır. Arminius Roma vatandaşıdır ve Roma askeri eğitimi almıştır, aldığı eğitim sayesinde karşısındaki Roma generalini kendi taktikleriyle kandırabilen Arminius, Romalıların olası bir pusuya düşürülmeleri halinde nasıl tepki vereceklerini çok iyi biliyordu. Varus'un en büyük hatası o dönemki diğer Cermen soyluların kendisini Arminius hakkında uyarmasına rağmen bu uyarılara kulak asmamasıdır. Birçok hezimette görüldüğü gibi Varus da önceden geçtiği bölgelere keşif birlikleri göndermemiştir. Tek bir büyük sütun halinde Teutoburg ormanına giren Roma lejyonları çok yönlü bir saldırı almış ve 3 Roma lejyonu tamamen yokedilmiştir.
Bannockburn Muharebesi (1314)
Bannockburn muharebesi Birinci İskoç Bağımsızlık Savaşı'nda İskoçların elde ettiği önemli zaferlerden birisidir ve İskoç tarihinde büyük öneme sahiptir. 2. Edward 1314 yılında geniş, tecrübeli ve iyi ekipmana sahip bir orduyla İskoçya'ya girer, bu esnada İskoç Kralı Robert'in çok daha küçük bir ordusu vardır. Edward ordusuyla gece vakti Bannockburn nehrini geçer ve geçtiği gibi saldırıya uğrar. Nehirin yanında savaştıkları için İngiliz ordusu manevra yapamaz hale gelir. Bu durum yetmezmiş gibi İngiltere ordusundaki İskoçyalı şövalyeler savaş esnasında taraf değiştirip İskoçlar için savaşmaya başlar. Arazideki dezavantajlarından dolayı meşhur okçularından da yararlanamayan İngiliz ordusunun büyük bir kısmı bu savaşta yokedilir.
Agincourt Muharebesi (1415)
İngiliz okçularının önemli bir yere sahip olduğu bu muharebe, yüzyıl savaşlarında İngilizlerin aldığı en büyük zaferdir. Orduların büyüklüğü tartışma konusudur, Fransız kaynaklara göre Fransızlar İngilizlerden sadece birkaç bin asker kadar daha fazla askerle muharebe girmişken İngilizler Fransızların onların 6 katı askere sahip olduğunu öne sürer. Ancak tek bir şey kesindir, o da Fransızların sayıca İngilizlerden çok daha fazla olduğu. Muharebe esnasında Fransızlar İngiliz ve Galler mızraklı birimlerine karşı felaketle sonuçlanan bol miktarda süvari taarruzu gerçekleştirmiştir. Yaygın bir şekilde kabul edilen görüşe göre bu muharebede İngilizlere zaferi İngiliz okçularının zırh delmeyi başarabilen okçuları getirmiştir.
Tenochtitlan'ın Düşüşü (1521)
İspanya'nın günümüz Meksika topraklarını ele geçirmesinde en büyük rol Azteklerin başkenti Tenochtitlan şehrinin ele geçirilmesidir. Tenochtitlan'ın düşüşünde hastalıklar, Aztek İmparatorluğu'nun yaşadığı iç karışıklıklar ve daha da önemlisi birbirini sırtından vuran Azteklerin yeri büyüktür. Sadece 350 İspanyol Conquistador askeri Meksika kıyılarına çıkmıştı ve bu 350 asker 2 yıldan kısa süre içerisinde Aztek İmparatorluğu'nu fethetmeyi başardı. Bu fetihte ise ana unsur beraberlerinde getirdikleri hastalıklardı.
İspanyol Armadası (1588)
16. yüzyıl Avrupa'sının süpergücü İspanya'nın önemli bir isteği vardı. O da İngiltere Kraliçesi Elizabeth'i devirmek. Bu amaç uğruna 130 gemiyle İngiltere'ye bir istila düzenlemek istediler. 130 gemiden oluşan bu donanma devasaydı ancak çağının çok gerisinde denizcilik metodlarını uyguluyorlardı. Yapılan savaş sonrası İspanyollar yaklaşık 20 bin asker kaybetti, gemilerin ise büyük çoğunluğu İngilizlerin karşısına bile çıkamadı çünkü fırtınada batmışlardı.
Karansebes Muharebesi (1788)
Bu listede bir ordunun kendi kendisini imha ettiği tek muharebe bu. Sarhoşluk ve kafa karışıklığı bu felakette büyük rol oynuyor, belki de savaş tarihinin en büyük felaketi. Yaklaşık 100 bin askerlik bir orduya sahip olan Avusturya ordusu Karansebes kasabasının yanına kamp kurar. Keşif birliği Osmanlı ordusunun yerini tespit etmek için ilerler, ancak Hussar askerleri hiçbir şeyle karşılaşmazlar. Onun yerine çingenelerle karşılaşırlar ve bu çingeneler onlara alkollü bir içecek satmak ister. Hussarlar alkollü içeceği alarak keşif gezilerinden geri dönerler. Geri döndüklerinde piyadelerden oluşan başka bir bölük Hussarların içeceğini paylaşmak ister, sarhoş Hussarlar bunu reddeder ve içki fıçılarının etrafında konuşlanırlar. Sonuç olarak tartışma büyür ve askerlerden biri ateş eder. Ordunun geri kalanı ateş sesini duyar ve kaos başlar. Türklerin saldırıya geçtiğini düşünen Avusturya ordusu hareket ettiğini gördüğü her gölgeye ateş eder, askerlerin geri kalanı ise korku içerisnde kaçar. Bu felakette Avusturya ordusunun büyük çapta birbirinin dilini anlamayan farklı milletlerden oluşması ve Avusturya generalinin 'durun' anlamında söylediği halt kelimesinin sık sık tekrarlandığında Türklerin savaş narası olan 'Allah Allah' olarak anlaşılması da rol oynamıştır. 2 gün sonra asıl Osmanlı ordusu bölgeye gelir ve 10 bin ölüyle birlikte bol miktarda yaralı Avusturya askeriyle karşılaşır.
Wabash Muharebesi (1791)
Bu muharebede Amerikalı General Arthur St. Clair Midwest bölgesine sahip olduğu ordudaki sıkıntılara rağmen ilerlemeye devam eder. Orduda ciddi bir disiplin ve ordudan kaçış sorunu vardır. Yerliler St. Clair ve ordusuna Wabash nehrinin yakınlarında pusu kurar, yerliler saldırıya geçtiğinde St. Clair'in askerleri savaşmak yerine kaçıp saklanmaya çalışırlar. Muharebenin sonunda St. Clair'in yanındaki 1000 askerden yalnızca 48'i hayatta kalabilmiştir.
Adwa Muharebesi (1896)
Afrikalı bir ülkenin Avrupalı bir süpergücü muharebede yenigiye uğratma şansı ne kadardır? Yoktur diyorsanız yanılıyorsunuz. 1896'da Etiyopyalılar İtalyanları büyük bir yenilgiye uğrattı. Üstelik bu zafer sonrası Etiyopyalılar bağımsızlığına dahi kavuştu. Bu felaketin yegane sebebi İtalyan komutanlar tarafından yapılan 2 büyük hatadır. Birinci hata General Oreste Baratieri'nin getirdiği ordunun Etiyopyalılara nazaran sayıca çok az kalmasıdır, ikincisi ise beraberinde getirdikleri ekipmanın - buna yanlış haritalar dahil - ucuz ve genellikle yanıltıcı olmasıdır. Baratieri'nin askerleri gece ilerlemeye başlar ve 2 parçaya ayrılır, ancak bir türlü organize olamazlar çünkü ellerindeki harita yanlıştır. İtalyanlar muharebede büyük bir yenilgiye uğrar, İtalyanlar ekipmanlarını da geride bırakarak Etiyopya'dan çıkmak zorunda kalır.