Sicilya ordularını bu kutsal görevi yerine getirdikleri için kutluyoruz. Haçlı seferinin bir çırpıda bitirilmesine gayret ettikleri için de minnettarız. Tanrı sizleri ve ordunuzu kutsasın. Tüm bu süreç sona erdiğine göre Roma şehrinin gerçek sahibine, Papalık'a devredileceğini temenni ediyoruz. Efendimiz hazretleri, kuzeyin amansız topraklarında yaşamaya mecbur kalmadan evine dönsün. 

İberyada oradan oraya kaçıp asker toplamaya çalışan Sultan Miswar bu sabah çadırında ölü bulundu. Kalbine saplanan hançere bir not iliştirilmişti ve diğer hanedan üyelerinin ismi yazıyordu. Artık hiçbiri güvende değildi. /RP Dışı: Başarı oranı %14'tü. Görüntü almamışım.

Bu sırada ordularımız Leon şehrini de kuşatmıştır. Bir Hristiyan toprağı daha kısa bir süre sonra özgürlüğüne kavuşacak. Prens Ahmed'i gafil avlayıp ordusunu ve kendisini yok eden Perrin Gassou, bir sonraki hedefi için hazırlıklara başladı. Yol üzerindeki küçük bir Murabıt birliğini de yok etti.

İspanya Krallığı ile olan müttefikliğimiz yeni bir boyuta taşındı. Bir süredir İspanyol halkına ve soylularına ev sahipliği yapan ülkemiz, misafirlerine huzur ve refah getirdi. Artık kendilerini güvende hissetmemeleri için bir sebep kalmadı. Ordusunu ciddi anlamda kaybeden ve halkı ile Zaragoza şehrinde zor günler geçiren İspanya Kralı çok radikal bir karar verdi. Kendisi ve Lordları, Fransa Kralının himayesine girmeyi teklif ederek ülkesini Fransa topraklarına katmayı önerdi. Bu isteği memnuniyetle karşılayarak İspanyol halkına sahip çıkacağımıza söz verdik. İspanya Kralı hiçbir itibar kaybetmeyecek şekilde İberya'da Fransa adına hüküm sürmeye devam edecektir.

Mısır Sultanlığı

Mısır Sultanlığı yeni kralı Sultan Mübarek önderliğinde uzun seneler boyunca Türklerle savaşmış; her ne kadar şuana kadar başarılı sonuçlar alınamamış olsada ülkenin her yerindeki yüksek istihkamlar sayesinde başarılı savunmalar verilmiş ve kahramanca direnilmiştir.
------------------------------------
Her ne kadar Sultan Mübarek bu savaşı aşağılayıcı bir barışla bitirmek istememiş; kendi ölümüyle sonuçlanacak bir direnişe girmek istemiş olsada son gelen gelişmeler tüm fikirlerini değiştirdi.
------------------------------------
Batıda İslamın ışığını yansıtan güçlü Emevi Sultanlığı'nın 2 cepheden kafirlerce saldırı altında bırakıldığını ve zor günler yaşadığını haber aldık. Oysaki bizler Müslümanlar olarak birbirimizle savaşıyor ve Müslüman dostumuza yardım etmiyorduk.
------------------------------------
Türklerden artık bu anlamsız savaşa son vermelerini ve kendileri katılmak istemiyorlarsa bile en azından bizim kutlu Cihad sancağını batıya; kardeşimiz Emevi Sultanlığına taşımamıza izin vermelerini istiyoruz.
-------------------------------------
Bütün bunların ışığında Türklere sınırların korunmasını öngören kalıcı bir barış antlaşması öneriyor, Sicilya Dükalığına da bir ÜLTİMATOM yolluyoruz: eğer 2 sene içerisinde (1 tur) Marrakeş kentini hakkı olan Emevi Sultanlığına geri teslim etmezseniz devletimiz sizinle savaşmaktan çekinmeyecektir.
-------------------------------------
Aynı zamanda kendileriyle uzun yıllarıdır ticaret yaptığımız Venedik Doçu'nun kendilerine müslümanlara iyi davranması koşuluyla bıraktığımız Trablus şehrindeki Müslümanlardan şikayet mektupları almaya başladık. Duyduğumuza göre şehirde zorla din değiştirmeye çalışıyor, yerel halkı ağır vergiler altında eziyormuşsunuz. Venedik Doçuyla Trablus kentinin geleceği hakkında konuşmak üzere yola çıkan diplomatımız Trablus kentine varmak üzeredir. Dileğimiz elçimizi dinlemeniz ve güzel ağırlamanızdır.

Akdenizde yürüttüğümüz operasyon neticesinde Venediğe bağlı iki büyük ada olan Girit ve Rodos ele geçirilmiştir. Bu sayade doğu Akdenizde mutlak hakimiyete ulaştık.

Mısır sultanlığına gerçekleştirdiğimiz istihbarat ve ajanlık görevleri ile sultanlığa bağlı bir general öldürülmüştür.

Polonya Krallığı

Yeni Venedik Doge'u eskisinin ölümünden ders almamış olacak ki Viyana'ya yaklaşma cesareti göstermiş.




Ragusa şehrinden ayrılıp ordumuzla savaş alanında karşılaşmak isteyen Giorgio'ya da gerekli dersi verdik.

---

Önce hiçbir sebep yokken prensesimizi öldüren Venedik, şimdi de sırf Polonya ile savaşabilmek için şehirlerini, kalelerini Müslümanlar alsın diye bomboş bırakıyormuş.

Savunmasız bırakılan topraklardaki Hristiyanlar için endişe ediyor, her geçen gün Haçlı ilanının ne kadar doğru olduğunu görüyoruz.

Mısır Sultanlığı

Türklerin barış teklifimizi umursamaması bizi derinden üzmüş ve eski kararlılığımıza geri döndürmüştür. Generalimiz Nasreddin'in ölümüne derinden üzülen Sultan Mübarek ajanlarına Kıbrıs'ı alevler içinde bırakmalarını emretti.

Aynı zamanda son olaylardan habersiz Trablusa varan elçimiz  Venedik Doçunun 

sadece afrikada toprağı kaldığını öğrenmiş, bunun üzerine Trablus kentiyle ilgili şartlarımızı yenileyerek gözlemlemek üzere Trablusta kalmıştır.

Guillemot de Lyon komutasındaki ordumuz Leon şehrini zorlanmadan aldı. Halk sevincini gizleyemedi, askerlerimizi çiçeklerle karşıladı. Bize gelen istihbaratlara göre genç Sultan savunmaya geçmiş. Çok yakın zamanda ordumuzla yüzleşecek.  

Topraklarımızda ajanlık faaliyeti yapan Sicilyalı casus yakalanmış, hücreye atılmıştır. İşkence korkusundan olacak ki ölü olarak bulunmuştur. İntihar ettiğinden şüpheleniyoruz. Yazık, değerli bir takas olabilirdi. 

Polonya Krallığı

Venedik Doge'u büyük bir şansla Zagreb'i geri kuşatmayı başarmış. Kuşatma başarılı olsa bile kuşku olmasın ki ordularımız ensesindedir.
Biz Avrupa'da kafir ordusu kovalamaya alışığız.




Ordularımız Ragusa'yı ele geçirdi. Kafirlerin tek kalan toprağı artık Libya çöllerinde Müslümanlar alsın diye boş bırakılan bir kale.

Murabıtlarla olan savaşımız karada başarılı bir şekilde devam ederken denizlerde de nefes aldırmıyoruz. Kara gücümüzün yanında donanmamızı da büyütmeye başladık. 

Ayrıca Toledo'da istihbarat topladığından emin olduğumuz sözde diplomat ortadan kaldırıldı.

Marsilya - Sicilya sınırında devriye gezen askerlerimize suikast girişiminde bulunan bir kişi öldürüldü. 

   

Süregelen Fransız agresifliği, sürekli taht için çalışan görevlilerimizin haince öldürülmesi ve ardı arkası kesilmeyen tehditler sonucu Sicilya Kralı zalim Fransızlara karşı SAVAŞ kararı almıştır. Arkamızdan iş çeviren Fransızlara cevabımızı savaş alanında vereceğiz.

Fransa Krallığı barış yapmak için tüm fedakarlığı yapmaya hazırdır. Biz savaş istemiyoruz. 
Gerekirse tazminat öderiz.

Ülkesini, dindaşlarını ve barışı savunan tüm Katolik Krallara çağrımızdır,

Sicilya Kralı hata yapıyor. Biz şu zamana kadar sadece ülkemizdeki Sicilyalıların ajan faaliyetlerini önledik. Hiçbir devlet topraklarında serbestçe dolaşan ajanlara izin vermez, vermemeli. Ajanlık yapanlar ölümü göze alan kişilerdir. Sicilya Kralı bu sebeplerle savaş çağrısı yapıyorsa gaflete düşmüş demektir. Yok, eğer Sicilya sınırında bulunan ordularımız kendisini rahatsız ettiyse bize söylesin ve dostane ilişkiler kuralım. 

Biz, Fransa olarak şu an İberya'daki Müslüman istilasına son vermeye çalışıyoruz. Kafirlerle mücadele ediyoruz. Sicilya Kralı sudan sebeplerle savaş ilan ediyor. Biz hiç kimseyi tehdit etmedik. Neden tehdit edelim? Her devlet geleceğini düşünüp önlemler alır. Müttefikleriyle görüşür. Eğer bu durum arkadan iş çevirmek oluyorsa Sicilya Kralı paranoyak olmuş demektir.

Tekrar ediyorum, biz barıştan yanayız. Artık Avrupa'da Hristiyan kanı dökülmesini istemiyoruz. Gidip Kutsal Topraklarda Tanrı'nın Krallığı'nı kurmak varken ısrarla bu savaş hırsı nedir anlamıyoruz. Bunun önüne geçmek için savaş haricinde bir yol bulabiliriz. 

Ayrıca Haçlı seferine katılıp da Roma'yı Papa'ya geri vermeyen Sicilya Kralı önce bunun hesabını versin. Demek ki amacı Haçlı Seferinin dışındaymış. Biz bu yola Roma'yı sahibine geri vermek için çıktık. 

Bu son çağrımdır, eğer bir geri adım atılmazsa Sicilya bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. 

Polonya Krallığı

Zagreb kasabası geri ele geçirilmiştir. Böylece kâfirlerin son toprağı da alınmıştır.

 Tüm uyarılarımıza rağmen Marrakeşi terketmeyen, Trablus üzerindeki iddialarımızı hiçe sayan ve topraklarındaki Müslümanlara zulmeden Sicilya Dükalığına Cihad ilan edilmiştir.



Aynı zamanda Emevi Sultanlığına saldıran Fransa Krallığınada Savaş ilan edilmiştir.

Birinci Haçlı Seferinden bu yana hiçbir Katolik devlet ile savaşa girmeyen, Hristiyan kanı dökmeyen ve barışın sağlanması için çalışan Fransa Krallığı; kendisine savaş ilan eden din kardeşi Sicilyalılara karşı bu saldırgan tutumlarından vazgeçmelerini istemiş, gereken tavizi vereceğini söylemiş ancak muhatap bulamamıştır.

Hâlbuki biz, beraber Haçlı Sancağı altına girip kâfirlere karşı savaşmayı arzu ederdik. Sicilya Afrika’da kutsal bir vazifeyi yerine getirirken biz sadece müttefikimiz İspanya’yı koruyorduk. Sicilyalılar ne hikmetse Afrika’dan İberya’ya adımlarını dahi atmadılar. Devamında ise Murabıt Sultanı ve orduları kapılarımıza dayandılar. Bu gelişmeler ışığında Sicilya Kralı’nın Murabıtlarla iş birliği yaptığı sonucuna varıyoruz.

Kafirlerle iş birliği yapan Kral, bununla da yetinmemiş olacak ki Haçlı Seferine katılmış, aziz Roma şehrini ele geçirmiş ve Papa Efendimize geri vermemiştir. Aforoz edilen Venedik Doçundan bir farkı da kalmamıştır. Aynı gaflete kendisi düşmüştür.

Tüm bu tatsız olaylar devam ederken, Sicilya Kralı bu gaspçı davranışlardan vazgeçer derken bize savaş açtı. Üstelik sınırlarımızda cirit atan ajanlarını da bahane etti! Ne yapsaydık, saraylarda mı ağırlasaydık? Hangi devlet gizli bilgilerini ele geçirmeye çalışanlara müsamaha gösterir? Hangi devlet kendisine suikast girişiminde bulunacaklara kucak açar? Buna kargalar bile güler.

Sicilya Kralı gerçekliği olmayan iddialarına savaş alanında cevap verecekmiş. Biz onun cevap vermesini beklemeden kendi cevabımızı çok sert verdik. Bu saatten sonra hala savaşa ısrar edecekse kendi mezarında cevap verebilir. Tabi artık kim duyarsa!

Marsilya sınırındaki garnizonumuza saldıran kafir Sicilya askerlerine istedikleri cevabı verdik. Marsilya’dan destek birliklerle yardıma yetişen Françoys du Lac komutasındaki askerlerimiz ve paralı gönüllüler savaşa dahil oldular. Bunu gören kuşatma altındaki askerlerimiz kapıları açarak ani bir baskın yaptılar. Kesin ve net bir zafer kazandık. 

Savaşın bitiminde fark ettik ki Sicilyalılar daha kendi askerlerine dahi yardıma gelemiyorlar. Gregorio Perfelti komutasındaki 2402 asker, Vitale Guerrieri ve ordusu yenilgiye uğrarken izlediler. Çok büyük bir utanç.

Bu büyük utancı cezalandırmak da bize düştü. Gregorio Perfelti komutasında bulunan genç bir komutan canından oldu. Cevap sadece cephede verilmiyor Sicilya Kralı. Nefesimizi ensenizde hissedeceksiniz.

Marsilya’daki savaş sürerken Sicilya sınırında bekleyen ordularımız çok büyük bir taarruza geçtiler. St. Renaldus, eski adıyla Staufen kuşatıldı. Sıkı bir savunmaya sahip olduğundan Metz kalesi garnizonu komutanı Lancelot de Plater aynı zamanda babası olan Hugues de Plater’e yardıma geldi. Ballistalar kale kapılarını yerle bir ettikten sonra amansız bir mücadele başladı. Neticede Sicilyalıların hiçbir çaba sarf etmeden hüküm sürdüğü Staufen ele geçirildi.

Sicilya sınırındaki bir diğer ordumuz da boş durmadı. Gervaisot le Sueur’dan daha tecrübeli olan Dijon komutanı Michiel ordunun başına geçti. St. Nicander, eski adıyla Bern kalesi casuslarımızın kontrolündeydi ve şehirde ne olup bittiğini biliyorduk. Harekete geçen ordumuzun haberini alır almaz gözcüleri öldürüp savaş günü kalenin kapılarını açtılar. 

Kalenin kapılarının açıldığını gören ordumuz ani bir hücum gerçekleştirdi. Kalede eli tırpanlı köylüleri bile zorla savaştıran Sicilyalılar çıkardıkları savaşın bedelini ağır ödediler.

Bern kalesinin yakınlarında ise bir Sicilyalı garnizonu daha bulundu. Ajanlarımız garnizonda Azzerello Perfelti’nin bulunduğunu öğrendikten sonra suikastçılarımız harekete geçti. Bu komutan muhtemelen Gregorio Perfelti’nin oğluydu ve daha savaşamadan öldü. Korkak Gregorio bu haberi alınca ne tepki verecek acaba?

Bu sırada Akdeniz’de Granada’yı fethetmek için yola çıkan ordumuz, Sicilyalı kafirlerin savaş açtığı haberini alınca rotasını Algiers’e çevirdi. Karaya çıkar çıkmaz kaleyi kuşattı. Bize Ortadoğu’dan Cihad ilan eden Mısır Sultanı iyi duysun. Afrika Sicilyalılara mezar olacak, Mısırlılar için de yer açarız elbet. 

Tekrar ediyoruz, biz barıştan yanayız. Çok geç olmadan bu savaşı bitirelim. Avrupa'da yeni bir düzen kurulsun. 

İberya’da savunmaya geçip ordularımızı karşılamaya hazırlanan genç Sultan’ı kötü bir son bekliyordu. Kendisinin hanedanının son üyesi olduğu istihbaratını alınca suikastçılarımızı görevlendirdik. Çok zor bir görevdi. Bunun bilincinde olan ajanlarımız suikastçılarımıza gereken bilgiyi verdiler. Sultan o gece son kez uyudu, bir daha uyanamadı.

 

Böylece Murabıt hanedanı son buldu ve ölüm haberini alan şehir isyana kalkıştı. Sultan’ın askerleri birbirlerini katlediyorken Toledo Fatihi Perrin Gassou komutasındaki ordumuz şehrin kapılarına dayandı. Şehirdeki kargaşa sırasında kapıları açan ajanlarımız Fransız ordusunun şehre girmesini sağladı. Ordu şehre girince direnen herkes öldürüldü. İspanyol kardeşlerimizin hesabı soruldu.

Ele geçen ganimet ise zulüm çeken İberya halkına ve Sicilya ile olan savaşımızda bize yardımcı olacak.

Koca bir ömrü barış için harcayan, inancı için çabalayan, Papa'nın sadık hizmetkarı, mazlumların kurtarıcısı, düşmanlarının korkulu rüyası, zalimlere merhamet etmeyen Kral Philip the Tyrant 70 yaşında hayata gözlerini yumdu. Huzur içinde olsun.



Yerine geçen Kralımız Louis bütün Hristiyan Kralları selamlıyor. Bu hususta Sicilya Kralı'na barış teklifimizi yineliyoruz. Yeni bir sayfa açalım. Bunu sadece biz değil, Papa hazretleri de istiyor. Bugüne kadar görülen en kanlı savaşın bitmesi için bizlere ulak gönderdi. Umarım siz de bu durumdan haberdarsınızdır. Efendimizin gözünde iyice yok olup gitmeden bu gidişata artık dur diyelim. Aksi halde sonuçlarına katlanmaya devam edeceksiniz. Unutmayın, bu savaşı siz başlattınız, siz bitireceksiniz.



Sicilyalılar ile olan savaşımızda 3 cephede de çok büyük zaferler kazanan ordularımız güneye doğru ilerlemesini sürdürdü. Yol üzerinde herhangi bir engel ile karşılaşılmadı. Gözcülerimizin haberlerine göre Sicilyalılar kendi şehirlerinde savunmaya çekilmişler. Bilsinler ki çanlarınız ibadet için değil, Fransız ordusu için çaldığında artık çok geç olacak.

St. Cesare şehrindeki ajanlarımız şehrin kışlasını ateşe verdi. Şehir artık hiç güvende değil.





Algiers kuşatmasını başarıyla sonuçlandıran ordumuz doğuya doğru ilerlemeye başladı. Sicilya ile savaşımızda yeni bir cephe daha açılacak.

Sultan Batrawi önderliğindeki ordumuz Cihad için çıktığı yolda önemli bir durak olan Trablus kentini fethetti. Müslüman olan halk ordumuzu seviçle karşıladı. Sicilya Dükünün bıraktığı garnizon kalenin içine çekilerek savunma yapmaya çalışssada başarılı olamadı.

Savaş İlanı

Uzun süredir müttefiğimiz olan Fransa İmparatorluğuna büyük bir üzüntüyle etrafına olan agresif genişlemesi sebebi ile savaş açıyoruz.
Avrupada huzuru sağlamak için giriştiğimiz bu yol neticesinde hızlı saldırılarla önce

Angers kalesini ardındanda

Paris şehrini ele geçirdik.

Müttefiği savaş verirken arkasından bıçaklayan hain İngiliz Kralı kısa bir süre sonra neye uğradığını şaşıracak. Bizi agresif olarak suçlamış. Bir kere biz kimseye savaş açmadık. Müslümanlar haricinde hiç kimseye saldırgan tavır göstermedik. Önce Sicilya geldi boyunun ölçüsünü aldı, şimdi de sıra sizde. Bu söylediğiniz yalanların bedelini çok ağır ödeteceğiz. Sizin soyunuzu kurutmadan da durmayacağız.

Barış tekliflerimize bir türlü cevap vermeyen Sicilyalılara karşı elde ettiğimiz kazanımlar sürüyor. Sicilya sınırını iyice kuşatan ordumuz zafer için kısa bir sonra harekete geçecek. Ancak ordularımızı sadece sınırda sananlar büyük gaflet içindedirler.

Askerlerimizin başarısı bir yana, ajanlarımız da etrafa korku saçmaya devam ediyor. Sicilyalı bir general daha layığını buldu.





Bitti mi? Tabi ki hayır. St. Raphael kışlası da yanıp kül oldu.

Mısır Sultanlığı 

Kahire ve İskenderiyye gibi önemli tüm kentlerimizi kaybettikten sonra hala Müslümanları düşünerek verdiğimiz Ültimatomu dikkate almayan ve bizimle dalga geçme cüretini gösteren Sicilya Dükalığına açtığımız cihata son hızıyla devam ediyoruz. Hedefimiz Marrakeş kenti yolundaki önemli bir kale olan Tunus kalesi önemli bir direniş olmadan fethedildi.



Kendi kalelerini ve şehirlerini korumayan Sicilya Dükası hakkımız olan Afrika topraklarına çıkarma yapmaya çalışıyor. Venediğe karşı efsanevi zaferleriyle ünlenmiş Amiral El-Mehd'nin başında bulunduğu Mısır Donanması, çıkarma için kullanılan Sicilya donanması tespit etmiş, sonrasında hızlı bir baskınla tamamen imha etmiştir.


Donanmanın tamamen imhasından sonra amiralimiz Sicilya ordusunu kıstırmak için gemilerini dağıtarak büyük bir ablukaya başlamıştır.