Strategyturk Forumları
Hikaye: Zırhlı Dalgalar - Baskı Önizleme

+- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com)
+-- Forum: Paradox Forumları (https://forum.strategyturk.com/forum-paradox-forumlari)
+--- Forum: Hearts of Iron IV (https://forum.strategyturk.com/forum-hearts-of-iron-iv)
+---- Forum: HoI4: Seriler (https://forum.strategyturk.com/forum-hoi4-seriler)
+---- Konu Başlığı: Hikaye: Zırhlı Dalgalar (/konu-hikaye-zirhli-dalgalar)



Zırhlı Dalgalar - napolyon94 - 02-03-2019


Military-Tanks-as-Mechanical-Cavalry.jpg
ZIRHLI DALGALAR
Bir Rusya Seferi Hikayesi

Ön Açıklama
Herkese Merhabalar, 
Nihayet genişleme paketimiz "Man in the Guns" çıktı ve herkes gibi benim de uzun bekleyişim sona erdi. Yaklaşık 6 aydır yeni ve "benim için" son bir Hoı4 hikayesi kaleme almak istiyordum. Aklımda bir kaç farklı ülke ve kurgu vardı. Açıkçası gelecek olan genişleme paketi denizlere odaklandığından, bende denizci bir ülke ile bir hikayeyi kaleme almayı düşündüysem de bundan çabuk vazgeçtim. Hali hazırda tam 2 sene evvel, denizlere fazlasıyla odaklanmış bir hikayeyi zaten kaleme almıştım. Japonya ile geçen bu hikaye de uzun bir serüven atlatmış ve bu deneyimi makyajlayarak size aktarmıştım. Bugün 2000'den fazla kişiye ulaştığını düşündüğüm bu hikayenin ardından uzun zaman geçti, ve benimde denizlere olan ilgim eski nabzında atmamaya başladı. Üstelik Japonya hikayesinin ardından yeniden bir deniz odaklı hikaye kaleme almak hem fazlasıyla benzer olacak, hemde daha kısıtlı bir harp alanını bana sunacaktı. Sanılanın aksine muazzam okyanus coğrafyaları pekte geniş bir harp alanı sunmuyor. Öte yandan eklenen yeni yakıt mekaniği ve artan yapay zeka kapasitesine güvenerek, yüzümü kara muharebesine odaklı bir kurguya döndürdüm. Bunun için önümde bir çok seçenek vardı, fakat ben "Doğu Avrupa Harp Sahasını" tercih ettim. İtiraf etmeliyim ki oyunun bunca yıldır en çok zevk aldığım kısmı olan kudretli "Doğu Cephesini" anlatan bir hikayeyi yazmayı hep istiyordum. 2016 Haziranın da, yani oyunu ilk tecrübe ettiğim zamanlardan beri hep bir "Barbarossa Harekatı" hikayesi kurgulamayı istedim. Ama bu güzel konsepti acemiliğim ile harcamak istemiyordum. Zaman geçti ve ben oyunda yüzlerce ve hatta binlerce saati devirdim. Daha önce denemediğim bir kültür olan AAR ile tanıştım. Başlangıçta hayli kötü olan Türkiye odaklı bir AAR, ardından gelen gayriciddi bir Etiyopya hikayesi, akabinde hayli uzun ve ilgi toplayan Japonya hikayesi ile gereken yazı tecrübesine ulaştım. Bir dönem iki kişili AAR denemem oldu fakat uygulanabilirliği pek zordu. Birkaç başarılı kısa ve maalesef başarısız birkaç da büyük "modlu" hikaye denemesinden sonra modlara karşı ilgimi kaybettim ve tamamen kayıtsız kalmayı tercih ettim. 2018 yazında yeniden ve daha ciddi bir Türkiye hikayesi kaleme aldım. Zayıf bir ilgiyi yakalasa da bana kazandırığı anahtar bir deneyim oldu. Özellikle "yeniden derlediğim çevrimiçi" sürümü sayesinde editöryal olarak çıktığım seviye bir başka noktaya çıktı, kendime olan güvenimi arttırdı. Geçen bu sürede Google Play Kitaplar aracılığı ile Japonya ve Türkiye hikayelerimi çevrimiçi servislere taşıdım ve şaşırtıcı bir ilgi ile de karşılaştım. Şimdi ise tüm bu birikimi son bir hikaye ile noktalama vakti. Şimdi biraz "Zırhlı Dalgalar" hakkında konuşalım.

Yukarıda uzun bir süredir "Büyük Vatanseverlik Savaşı" hakkında yazmak istediğimi samimice dile getirdim. Bu yüzden hikayeyi kurgularken iki seçenek vardı. Bu pek açıktır ki ya Berlin yada Moskova olacaktı. Rus tarafı için pek Türkçe yada İngilizce hikaye üretilmiyor, öte yandan Almanya için milyonlarca HoI4 AAR'ı yada hikayesi var. Burada mantıklı olan Sovyetler Birliği ile oynamak gibi görünse de ben aksini yapacağım. Çünkü yazılan, çizilen Alman hikayelerinin hem kalitesini genelde beğenmiyorum, hemde HoI4 ile vedalaşmak için "Alman Savaş Makinesi" adeta bir madalya gibi duruyor. Bu yüzden Almanya'yı tercih ettim. Oyunu en zor ayar olan"elite" zorlukta seçecek, ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Sovyetler Birliği'ne tam "boost" vererek oynayacağım. Zırhlı Dalgalar Barbarossa Harekatı'nın hemen öncesinde başlayacak ve tamamen Doğu Cephesini konu edinecek. Asla Kuzey Afrika, Fransa yada başka potansiyel cephelere odaklanılmayacak. Bu imkansız muharebenin nasıl bir sonuçla perdeleri indireceğini hep birlikte göreceğiz. 

İçerik olarak ise Zırhlı Dalgaları burada bölüm bölüm yayınlamayacağım. Aslında hiç bir yerde bölüm bölüm , yada parça parça yayınlamayacağım. Zırhlı Dalgalar'ı bir bütün olarak bitirecek, düzenleyecek, inceleyecek, yeniden şekillendirecek ve sizlerin önüne sunacağım. Yayınlanacağı tek yerde son zamanlar da pek verim aldığım Google Play Kitaplar servisi olacaktır. Fakat bu bir reklam konusu değil. Zırhlı Dalgalar'ı yazmak kısmen uzun süreceğinden, arayı bazı yazım raporları ile geçireceğiz. Potansiyal okurlar ile aramı sıcak tutmam, kendi motivasyonumu korumam, ve ön eleştiriler ile kendimi muayene etmem gerek. Bu yüzden düzenli aralıklar ile bu konu altında hikayenin yazımı konusunda karşılaştığım zorluklardan, araştırdığım materyallerden, yaptığım ve çizdiğim haritalardan, resimlerden küçük raporlar halinde bahsedeceğim. Ve evet, Zırhlı Dalgalar'da oyun içerisinden bir tek ekran görüntüsü bile olmayacak. Görsel olarak hayli kısıtlı bir içeriğe sahip olacak olan Zırhlı Dalgalar'ın eser miktarda ki resimlerini ve birçok haritayı kendim çizeceğim. Umarım onları da en az metinler kadar ilgi çekici bulur ve beğenirsiniz.


Zırhlı Dalgalar - Sezar - 02-03-2019

Hani "Yaptiklarim yapacaklarimin kanitidir" diye bir soz varya, senin icinde onceki hikayelerinin guzelligi bunun da guzel olacaginin gostergesidir diyebilirim. Hikayeni ilgiyle takip edip okuyacagim. Ayrica yeni AAR`ni bu platformda paylasip bizlerinde okumasini sagladigim icin simdiden tesekkur ederim. Kalemine(veya klavyene) kuvvet!


Zırhlı Dalgalar - napolyon94 - 04-03-2019

Zırhlı Dalgalar Yazım Raporu #1

WW-France-3-HTMar04-1.jpg
Birkaç gün evvel yukarıda bulunan mütevazi yazı ile “Zırhlı Dalgalar” hikayesini duyurmuştum. Duyuru metninde de hikâyeyi Google Play Kitaplar’ da yayınlayana kadar çeşitli raporlar yazarak okurları bilgilendireceğimi de belirtmiştim. Dünde yeterince vakit bulduğuma inanarak oyuna başladım. Yaklaşık 6 saat kadar aralıksız oynadıktan sonra ilk raporu yazmak için kendimi hazır hissettim. O halde ilk raporumuza giriş yapalım.
                Bu raporun odaklandığı nokta daha çok yeni genişleme paketi olan “Man the Guns” ve onunla beraberinde gelen “yama değişiklikleri” üzerine olacak. Fakat oyunda yaşadığım tecrübeyi de kısa bir özetle anlatacağım.  Yorumumu ve deneyimimi aktarmadan önce söylemeliyim ki, Man the Guns harika olmuş. Deniz mekaniklerini çıkarsanız dahi birçok güzel ve oyunun kalitesini arttıran ince dokunuşlar var. İlk olarak haritada gerçekleşen değişiklikleri hayli beğendim. Eskiden Batı Ukrayna, Batı Polonya, Belarus vs. gibi bölgeler hayli boş ve bitmek tükenmek bilmeyen arazilerden oluşuyordu. Yeni güncelleme ile artık birçok yeni kent ve bölge haritaya eklenmiş. Sadece Polonya’da 10 yeni kent görmek bile heyecan verici, geliştirici ekip Kielce’yi bile eklemiş. Eskiden en çok şikâyet ettiğim konulardan birisi de Lwow-Kiev arasında kalan Batı Ukrayna’da bir tane bile kendin olmamasıydı. Şimdi ise beni oldukça mutlu eden ve daha çok ayrıntı barındıran bir harita var. Ayrıca birkaç yeni bölge de eklenmiş. Doğu Prusya 3 parçaya ayrılmış, fakat benim oyunuma bir etkisi olacağını sanmıyorum, daha çok savaş sonrası gerçekçi Polonya sınırını yaratmak için bu bölgeler ayrılmış gibi duruyor. Bunun dışında Fransa’da bile birçok yeni kent ismi görebildim. Daha evvel Sedan’ı gördüğümü hatırlamıyorum haritada.  
i-445-7db-2-f.jpg

                Bir diğer mekanik ise tabi ki akaryakıt oldu. Zırhlı Dalgalar benim aynı zamanda ilk Man the Guns oyunum olmakta. Almanya ile “elite” zorlukta ve 4 büyük rakibim olan Fransa, İngiltere, SSCB ve ABD’ye tam “boost” vererek başladım. Elite zorluk hayli can yakıcı, çok çok az miktarda üretim yapabiliyorsunuz. Bu zorluk seviyesi size %30 daha az üretim yapma zorunluluğunu getiriyor. Özellikle oyunun başında bu hayli can yakıcı. 1936’da fabrikalar %20 seviyesinde çalışmaya başlıyor, ben her bir tank üretirken, rakiplerim o esnada 2-3 tank üretir konumda olabiliyor. Yeni yakıt mekaniği de bana bu konuda pek yardımcı olmadı. Çünkü 1939 Eylül ayına kadar birçok silo ve rafineri inşa etmeli, aynı zamanda bu yeni mekaniği tam olarak kavramalıydım. Biraz kurcaladıktan sonra mekaniği hızlıca çözebildim. İlk olarak, lojistik ekranından akaryakıtın kime öncelikli gideceğini ayarlayabiliyorum ki bu güzel olmuş. Direk donanmaya giden yakıtı kısıtladım. Almanya başlangıçta 150 bin “ton” ya da “varil” akaryakıt ile başlıyor. Ton mu varil mi diye çok düşündüm, ama ben bundan sonraki paragraflarda ton demeyi tercih edeceğim. 150 bin ton akaryakıtın bende somut bir değeri yoktu. Bende biraz hazır barış döneminde iken rezervlerimi zorlamaya giriştim. Evet donanmada ki büyük savaşa gemileri hakikaten akaryakıtı içiyor. Aynı zamanda yeni gelen hava ve deniz tatbikatları da adeta tüm akaryakıtı kurutuyor. Birkaç deneme ile ve tankların yakıt tüketimlerine bakarak kendime bir hedef belirledim. Almanya kendi kendine yetecek bir noktaya gelecek ise eğer, savaşa girmeden evvel 2 milyon ton akaryakıtı güvenli bir biçimde depolaması gerekiyordu. Bunun için önce sivil sermayenin genişlemesine ağırlık verdim. Yaptığım bir dalgınlıktan ötürü MEFO’yu daha 2.turunda kaçırdım ve Alman sanayisi bu yüzden bir miktar geride kaldı. Yine de sivil endüstriyi birkaç ay erken gelen Avusturya ve Çekoslovakya ilhakları ile geliştirme fırsatını buldum. Birkaç rafineri, birkaç silo ve birkaç askeri fabrikayı inşa etmem ile zaten Eylül 1939’a kadar geldim. Fakat her konuda hedeflerimin arkasında kaldım. Özellikle akaryakıt hedefim olan 2 milyon ton değil, 1.5 milyon ton ile savaşa başladım.
                1 Eylül 1939’da Alman Ordusuna emri verdim ve yaklaşık 1.5 milyon personel, 4500 tank, 2400 uçak ile taarruza geçtim. Polonya seferini sadece 11 günde, 3100 zayiat ile kapatsam da bu sefer bende dehşet etkisi yarattı. Sadece 2 hafta içinde 100 bin ton yerine yenisi koyulamayan akaryakıt tüketmiştim. Romanya’dan gelen akaryakıt, rezervlerimde ki boşluğu doldurmaktan epey uzak görünüyordu. SSCB’den de yakıt alımını düşük tutmak istedim ve netice de rezervlerime güvenmeyi tercih ederek yüzümü önce kuzeye sonra batıya döndüm. Danimarka Şubat 1940’da işgal edildi, sadece 550 zayiat verdim. Fakat Norveç çok çetin çıktı. Alman Donanmasının yaptığı birkaç operasyon 50 bin ton akaryakıtın ve kendi su üstü gücünün erimesine yo açtı. Akabinde gelen hava kara harekatları erzak sıkıntısı nedeniyle verimli olamadı. Dahası Alman ordusunun ateş gücü hayli düşük bir seviyedeydi. Kara, hava doktrinlerin de gerideydim. Teçhizat eskiydi, tanklar hafifti, uçakların yarısına yakını çağ dışıydı. Bu yüzden Norveç işgali 6 ay sürdü. 3 tümenim imha edildi, 5 tanesi imha edilmeye çok yaklaşarak resmen operatif gücünü yitirdi. Büyük Britanya’nın sert muhalefeti yüzünden 180 bin kayıp vermek zorunda kaldım. Yine de zırhlı birliklerimi Norveç’te kullanmamış olmam, bu felaket derecede ki işgalde en büyük neden gibi duruyor. Polonya’da sadece 5 zırhlı tümenim vardı. 10 Mayıs 1940’da eş zamanlı biçimde Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa’ya hücum ettim. Yeni katılan 3 zırhlı tümen ve birkaç motorize tümen ile pek klasik olarak Ardenler-Sedan-Calais hattına yüklendim. 4 ay süren sert muharebeler sonucunda toplam 17 bin düşman tankının da aralarında olduğu 1,3 milyon müttefik ordusunu imha ettim, 800 bin Fransız gücünü de teslim aldım. Hava kuvvetlerim çok zarar gördü, fakat ele geçirdiğim endüstrileri uçak üretimine yönlendirdim. Sentetik kauçuk üretimini 4 katına çıkarmam ile hava kuvvetleri gücümü nispeten koruyabildim. Şunu açıkça belirtmem gerekir ki düşman iyi çarpıştı, özellikle Fransa dur durak bilemeyen karşı saldırıları ile defalarca beni geri püskürttü. Yapay Zekâ 1.6 yaması ile birlikte beklentilerimin çok ötesine geçmiş. Nerede o 2016’nın aciz yapay zekâsı. Zırhlı Dalgalar’ da ki Fransa seferi benim tecrübe ettiğim en zorlu seferdi. Çok sınırlı ve hayli kabiliyetsiz bir Alman Ordusu ile, 4 ay süren sert çarpışmalar sonucunda, 20 Eylül 1940’da zafere ulaştım. Tüm bu süreci oyun içerisinde 1 hızında oynadım ve minimum zarar ile atlattım. Eş zamanlı olarak Norveç ile de ilgilenmem gerekiyordu. Tükettiğim akaryakıtı umursamadım, zira Fransa’nın rezervine el koyma umudu ile operasyonlardan tasarruf etmedim. Elimde çok az miktar da yakın hava destek uçağı ve çift motorlu bombardıman uçağı vardı. Bu yüzden hava da sadece düşmanın hava gücünü engellemeye çalıştım. Netice de 310 bin zayiat verdim, elimde ki tank gücünün %70’inden fazlasını kaybettim. Binlerce kamyon ve top kaybettim. Motorize tümenlerim o kadar zarar gördüler ki, bazıları gücünün %5’inde bile değiller.
hqdefault.jpg

                Fransa hayli ağır bir zafer oldu, savaşın son günlerinde İtalya ve Macaristan yanımda savaşa dahil oldular. Fransa’da akaryakıt hariç çok büyük miktarda malzemeyi ele geçirebildim, akaryakıt olarak sadece 70 bin ton rezerve el koyabildim. Vichy hükümeti kurulamadı, çünkü toplamda iki tarafta 1.6 milyon kayıp verdi. Özellikle Britanya’nın 850 bin zayiat vermesi çok iyi oldu, zira tek bir İngiliz tümeni dahi anakarasına kaçamadı. Gerçi bu rakama Norveç seferide dahil. Alman Ordusuna gelirsek, kayıpların yerini telafi edecek insan gücüm ve malzemem var. Sanayi üretimim ciddi bir noktaya geldi. Bu şartlar altında 8 ay içerisinde orduyu modernize edip, kapasitesini iki katına çıkarmalıyım. Polonya ve Fransa seferlerinde piyade tümenlerinin bazılarında uçaksavar, bazılarında tanksavar, bazılarında ise sadece tek tük sahra topçusu vardı. Şimdi bunları bir standarda olabildiğince bağlamalıyım. Yeni nesil model III ve model IV tanklar ile daha kabiliyetli tank tümenleri hazırlamalıyım. Bu yüzden ordumu 8 ay dinlendireceğim. Sadece gerekirse kısıtlı bir güç ile Afrika ve Balkanlar da operasyonlar yürütebilirim. Elimde ki 1,2 milyon ton kalan akaryakıt ile sanıyorum ki 6 ay boyunca Doğu’ya doğru kesintisiz bir taarruz başlatabilirim.
                Fransa’nın düşmesi içimi hayli rahatlattı, zira Zırhlı Dalgalar’ ın 22 Haziran 1941’den evvel olabildiğince tarihi olmasını istiyordum. Bu yüzden en büyük endişemden kurtulmuş oldum. Bu yazdığım ilk rapordu, bundan sonra oyun içeriği ve süreci ile ilgili bilgi vermeyeceğim. Zira bu noktadan sonrası yazılacak büyük metin için spoiler vermek olur, bu da işin sihrini kaçırır doğrusu. Bir sonraki raporda Alman Ordusunu tümen ve kolordu seviyesinde nasıl tarihsel olarak gruplandırdığımıza bakacağız.

                Oyunda geldiğim Tarih: 10.10.1940


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - napolyon94 - 05-03-2019

Zırhlı Dalgalar Yazım Raporu #2
İkinci raporumuz ile birlikteyiz. Bu raporda daha çok oyunu ne kadar simülasyon seviyesinde oynayabilirim ve muharebe düzenimde ne gibi sıkıntılar yaşadım gibi konulara değineceğim.

                HoI4’ün en güzel kısımlarından birisi de oyunun, oynayan kişiye göre bir oynanabilirlik skalasına girebilmesidir. Yani bu ne demek, acemi bir kişi birkaç panzer tümenine sağ tıklayarak Paris’i nispeten kolayca alabilir. Daha az acemi birisi de yoğun hava desteği ve paraşütçü birimleri kullanarak Paris yolunu daha kolay bir biçimde hızla açabilir. Hayli profesyonel birisi de sadece Paris’i kuşatarak kalan tüm Fransız ordusunun erzaksız kalmasına yol açabilir. Bu örnekler birçok kez çoğaltılabilir. Oyunu ne kadar ayrıntılı oynamak istediğiniz size kalmış durumda. Benim de amacım bu oyunda olabildiğince oyunun sınırlarını zorlamak ve simülasyon tadına ulaşmaktır. Bu yüzden oyundaki her türlü enstrümanı ve mekaniği dibine kadar kullanmaya gayret ediyorum. Böylece elimde ki ülkeyi en verimli şekilde kullanmaya yaklaşıyorum.

Oynadığımız oyunun bir zorluk sunması da önemli. HoI4 standart ayarları ile hayli kolay bir oyun. Fakat zorluk ayarlarını köklerseniz sizi hangi ülke olursanız olun ciddi bir seviye bekliyor. Oyunun zorluk ayarları ile oynarsanız yapay zekanın artmadığına, daha çok kaynak, üretim ve askeri değerlerin değiştiğine şahit olursunuz. Buda bu sizi bu tarz zorluk ayarlarından soğutabilir. Fakat asıl olan şu ki Paradox burada dürüst davranıp nelerin değişeceğini gösteriyor. Diğer benzeri oyunlarda da zorluk seviyesi aynı biçimde çalışsa da oyuncular neyin değiştiğini bilemeyip göremiyorlar. Buda o oyunlarda sanki zor seviyeyi seçince yapay zekanın daha iyi oynadığı algısını yaratabiliyor. Bu yüzden zorluk ayarlarını arttırarak oynamanız, aslında diğer oyunları zorda oynamanız ile hiçbir farkı yok demek. Toparlar isek, ben zorlanmayı sevdiğim için en zor olan ayarları oyuna yedirmeyi tercih ettim. Oyunu tek başınıza oynarken zevk almanın anahtarı da kendi seviyenize uygun bir zorluk ayarı kullanmanızdır. Her oyun kademe kademe zorluğu arttırırsanız daha çok zevk alabilirsiniz.

7be94c552310.jpg

Gelelim Barbarossa Harekatı’na, evet oyunda neredeyse savaş başlamak üzere. Hazran 1941’deyim. Olabildiğince tarihi bir dizilim ile sefere başlamak istiyorum. Savaşa başladığım an tüm o tarihsel gitme endişemi bir kenara bırakarak kendi yolumu çizeceğim. Bu noktaya kadar iyi geldim, Finlandiya, Romanya ve Bulgaristan tarihi sınırları ve politik durumları ile birlikte benim paktımdalar. Vichy Fransa’sı kurulabildi fakat event ekranı 3 ay sonra geldi ilginç bir biçimde. Yine de Akdeniz’de tarihi bir konuma geldiğim için şanslıyım. Ayrıca Molotov Paktınıda tam zamanında imzalamışım. 14 Haziran’da pakt bitecek ve 24 Haziran 1941’de Rus seferi başlayacak. Tarihi savaştan sadece 2 gün gecikmeli olarak bu kadim operasyona başlayacağım. Tabi işin tarihsel gitme endişesinin altında birde ordu düzenini tarihi yapma çabası var.

Zırhlı Dalgalar hikayesinde kolordu seviyesinde bir askeri operasyonlar dizisini okurlarıma aktarmak istiyordum. Fakat görünen o ki bu mümkün değil. Bir kere elimde şu an bile 20 kadar ordu var ve bunlara mareşal, general bulamıyorum. Oyunda ciddi anlamda bir hiyerarşi de olmadığından subay konusu bir problem olarak kalıyor. Yine de bu en büyük problem değil, zira generalsiz biçimde birçok kolordunun operasyona katılmasına göz yumabilirdim. Asıl problem haritanın buna uygun olmaması. Doğu cephesi Kuzeyden Güneye 40 province genişliğinde. Doğu sınırımda şu an ki ordu düzenimde bile 13 Ordu ya da onun seviyesinde grup var. Buda aşağı yukarı ortalama her ordunun 3 province hat tutması demek oluyor. Kolordu seviyesine geçsem aşağı yukarı her kolordu 3-4-5 tümenden meydana gelecek ki bu da bazı noktalarda ki koca kolordunun bile aynı province de durması gerekeceğini gösterir. Fakat kolordu seviyesine inmemin asıl sebebi bu mu? Hayır en büyük derdi sona sakladım. Oyunda ki cephe ya da “frontline” mekaniği düzgün çalışmıyor. Büyük askeri hamlelerde iç içe geçiyor ve kontrolü çok zorlaşıyor. Bende kalkıp 50 kolordu ile Doğu cephesine girsem 2 ay içinde 15 katlı cepheler görmeye başlarım. İstediğim kadar 1 hızında oynayayım bunun altından kalkamam, kimse de kalkamaz. Her şeye rağmen bu üç sorunu göze alıp kendime kolordu seviyesinde bir muharebe sunacağıma söz vermiştim. Bunun için Yugoslavya işgalinde bir deneme yaptım ufak çaplıda olsa. Sonuç fiyasko oldu, benim içinde kolordu seviyesi de yalan olmuş oldu. Belki HoI5 daha iyi olur bu konuda, fakat şimdilik ordular seviyesinde devam edeceğiz.

681ebebc6826.jpg

Ordu Düzenim kâğıt üstünde de olsa tarihi 22 Haziran 1941 düzeninde. Kuzeyden güneye orduların isimleri ve başladıkları hat aynı seviyede. Hatta yığınaklar bile çoğunluk ile aynı seviyede. Fakat burada bir problem var ki oyunda ki Alman generalleri sayısı hayli az. Bu yüzden Doğu Cephesinde ki generallerin sadece %50’si gerçek isimler, kalanları alternatif uygun gördüklerimi koydum. En kötüsü de Kuzey Ordular Grubun’un sadece maraşeli olan von Leeb oyunda var. Kuchler, Hoepner ve Busch gibi nice Alman generali oyunda yer almıyor. Bunun dışında kendimi havaya sokmak için ordu ikonlarını da gerçekçi yaptım. Paradox sadece Doğu Cephesi ikonlarını oyuna aktardığından neredeyse tüm ordu ikonları gerçeğine uygun duruyor şu anda. Birde Rumen 3. Ve Rumen 4. Orduları var ki onlarında kontrolünü kendim aldım fakat başlarında birer Alman Generali var.

Bu raporda şimdilik bu kadar. Kolordu seviyesine inememem dışında tüm Barbarossa hedeflerime ulaştım. Oyun şu an inanılmaz tarihsel konumda duruyor. Öyle ki güzel bir save dosyası aldım, Zırhlı Dalgalar çıktıktan sonra bu save dosyasını Steam Atölye’de İngilizce haline getirip mod olarak yayımlayacağım. Bir sonraki raporda yapay zekada gözlemlediğim gelişmelere değineceğim.


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - napolyon94 - 25-03-2019

Yeni Rapor öncesi Teaser tadında yaptığım taslaklardan bir kare,

image0.png

orj.
Military-Tanks-as-Mechanical-Cavalry.jpg


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - Mabella - 25-03-2019

Merakla bekliyoruz takip


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - Sezar - 25-03-2019

Takipteyiz,eline saglik.


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - Menars - 25-03-2019

Çok güzel olmuş,eline sağlık.


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - Dreyfus - 26-03-2019

Merakla bekliyoruz takip


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #2 - napolyon94 - 04-04-2019




Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #3 - İstatistik Yaratmak ve Yorumlamak - Faramir - 26-05-2019

Son durum nedir? @napolyon94


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #3 - İstatistik Yaratmak ve Yorumlamak - napolyon94 - 26-05-2019

Yazmaya devam :) bu hafta bir rapor yazıcam @Faramir


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #3 - İstatistik Yaratmak ve Yorumlamak - Faramir - 26-07-2019

(26-05-2019, 08:15)napolyon94 : Yazmaya devam :) bu hafta bir rapor yazıcam @Faramir

2 Aya yakın zaman geçti ne durumda acaba?


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #3 - İstatistik Yaratmak ve Yorumlamak - napolyon94 - 30-08-2019

Zırhlı Dalgalar tam bir arap saçına döndü. Biraz boyumdan büyük bir işe kalkışmış gibiyim. Hikayenin sonunu getirdim. Fakat sağlam bir editöryal düzenleneye ihtiyacı var. İnş bir dahaki ay yayınlyabilirim.


Zırhlı Dalgalar - Yazım Raporu #3 - İstatistik Yaratmak ve Yorumlamak - napolyon94 - 15-12-2019

R3A6Hf.png

Zırhlı Dalgalar 1 yıla yakın süren yazımı, çizimi, planı, düzeltilmesi, iyileştirilmesi derken nihayet bitti. Şu an ne zaman yayımlamam gerektiği üzerine düşünmek kaldı sadece.  :sunglasses:


Zırhlı Dalgalar - Faramir - 15-12-2019

1 yıldır bekliyoruz daha fazla beklemeyelim artık yayınlayınız gitsin. :D


Zırhlı Dalgalar - Faramir - 04-01-2020

@napolyon94 ne yaptın acaba son durum nedir aklında bir tarih var mı? Merakla bekliyorum şahsen.


Zırhlı Dalgalar - napolyon94 - 07-01-2020

Bir yayın eviyle görüşüyorum, bakalım bir sürpriz olabilir. Olmaz ise direk dijital yayınlayacağım. Bekletmemin sebebi bu.


Zırhlı Dalgalar - Faramir - 17-03-2020

Ne oldu Zırhlı Dalgalar? Bir karara varabildiniz mi?