İsveç, kuzeyli insanların ülkesi bir süredir çok sessiz idi. Fakat bu sessizlik yavaş yavaş bozulmakta ve yerini İskandinavya'nın soğuk ve zalim kışına bırakmak üzereydi o zamanlar kimse İsveç'in bu kadar güçleneceğini hayal edemezdi işte bu Demirbaş Şarl'ın ve İsveç'in şahlanış hikayesidir. Devleti değiştirmek için ilk olarak bakanlarımızı değiştirmeliydik ki bunu hemen yeni bir ayarlama ile yaptık.

Ülkemiz hem Ruslar hem de Lehlere karşı bir savaşa girişmişti. Baltıkta savunma amacıyla bir garnizon, Petersburg'da büyükçe bir ordu ve Oslo ile Kopenhag'da olası bir isyan yüzünden bulunmak zorundalardı. İlk iş olarak ise Petersburg'daki ordunun küçük bir kısmıyla İskandinavya'nın son kısmını da Rusların elinden kurtardım ve orayı da Protestanlaştırmak için misyonerimizi yolladım. 


 
Baltıklardaki eski ticaret ortağımız bizi zorda görmüş olacak ki savaş ilan etti. Ama Lehlere karşı bulundurduğumuz garnizon saldırılarını püskürtmekle kalmadı, şehirlerini de alarak devletlerini yok etti. 



Petersburgdaki ordumuz ise hazırlıklarını tamamladıktan sonra Rusların kalbi Moskova'ya yürdü. Moskova garnizonun yanı sıra bizim kadar kalabalık ve donanılmı olmayan başka bir Rus Ordusu ordumuzu Moskova önlerinde karşıladı. 



Kanlı bir savaştı. İki ordu da çok fazla adam kaybetti. Ama yetkin süvarilerimiz ve korkusuz askerlerimiz sayesinde savaşı kazanmayı başardık. 



Ardından da neredeyse savunmasız kalan Rus Başkentine girdik. 



Rus orduları savunma halinde bu konumda konuşlanmışlardı. Biz de Baltıklarda ve Petersburg'da yeni bir ordu kurmak için girişimlerde bulunduk. 



Prusya ile ticaret anlaşması imzaladık. Teknoloji paylaşımı karşılığında ordumuz için küçük bir miktarda para da kazandık. 



Baltık topraklarımızı taciz eden küçük Leh ordusunu yok ettik. 



Moskova'da bir türlü memnun edemediğimiz halk ayaklandı. Ama isyanları çok uzun sürmedi. 



İngilizler topraklarımıza bu kadar büyük bir ordu ve donanma getirmişlerdi. Nedenini az buçuk tahmin etmek zor olmadı. 



Bunun karşısında Oslo'daki orduyu Stokholm'e çekerken, Kopenhag'daki orduyu Baltıklara zaten çektim. 



Baltıklara gleen yeni ordumuz ise Lehistan'ın sınır karakolunu kuşattılar. Amacım savaşı benden sonraki oyuncuya bırakmakken Lehlerin küçücük ordusu ordumuza saldırdı ve savaşı zorunlu hale getirdi. 



Çok zorlandığım bir savaştı. Hatta sonuna kadar kaybedeceğimi düşünerek oynamıştım. Ama askerlerimizin üstün moral ve cesareti ile düşmanın dağınık stratejisi sağ olsun, savaşı çok kanlı da olsa kazanmayı başardım. 



Diplomatik durumumuz bu şekilde. Prusya'nın da İngilitere'nin saldırısından sonra müttefikliği bozması sonucunda ittifaksız kaldık. 



Ülkemizin diğer ülkere kıyası. Ordu bakımından birinci olsak da, diğer alanlara da yatırım yapılmalı. 



Ve ekonomik durumumuz. Dönemimde yapabildiğim kadar ekonomik yatırımlar yaptım. Donanma, kültür ve sanayi araştırmalarına yöneldim. Ama sadece bir gemi siparişi verebildim dönemim boyunca. İngiltere'nin limanımıza girmesi ise hiç iyi olmadı. 

Herhangi bir vasiyetim yok. @Gurt eminim ne yapacağını biliyordur.