Germania'daki sık bir ormanın ortasında balista ve mancınıkların bulunmasını görmezden gelsem bile filmle ilgili çoğu sorunum filmin ilk kısmıyla ilgili. Bir kere Marcus Aurelius bir Roma imparatoru. Roma imparatorunun saçı sakalı karman çorman hâlde. Gerçekte böyle olduğunu hiç zannetmem. Koskoca imparatordan bahsediyoruz yahu. Sakallı ve uzun saçlı yapın tamam da, bari bir imparatora benzesin.

Bu arada "Ben öldükten sonra senatoyu tekrar hâkim güç kılın." vasiyeti saçmalık, Marcus Aurelius gibi bir imparator için bile. Filozof ve bilgin bir imparator, savaş çadırında bile kitap yazması (ki tarihte de öyle yapıyor) ve söylediği sözlerle bu yansıtılmış en azından.

Bir de bu kadar büyük prodüksiyonlu bir filmde örneğin Lucius isminin "luşyus" değil de o zamanlar denileceği gibi "lukyus", veya Caesar unvanının "sizır" olarak değil de "kaysar" olarak okunmasını beklerdim.

Commodius'un kafayı sıyırmışcasına davranışları güzel yansıtılmış. Gladyatör dövüşleri dersen bol keseden var, hayatın anlamından tutun da Roma'yı sorgulayan felsefi sorulara kadar birçok beğendiğim söz var. Dövüşleri izlemesi keyifliydi ama Maximus bir general için de olsa fazla iyi bir savaşçı olarak gösterilmiş. Şikayetçi değilim, sadece bir iki çizik olsun alabilirdi azıcık daha inandırıcı olması için. Beklediğim kadar "olağanüstü" bir film değil fakat izlediğime memnun oldum.

And now we are free. I will see you again... but not yet... Not yet!