Modern Tarih: Erwin "Wüstenfuchs" Rommel (1891 - 1944) - Baskı Önizleme +- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com) +-- Forum: Genel Forumlar (https://forum.strategyturk.com/forum-genel-forumlar) +--- Forum: Tarih Forum (https://forum.strategyturk.com/forum-tarih-forum) +---- Forum: Tarih Ansiklopedisi (https://forum.strategyturk.com/forum-tarih-ansiklopedisi) +---- Konu Başlığı: Modern Tarih: Erwin "Wüstenfuchs" Rommel (1891 - 1944) (/konu-modern-tarih-erwin-wustenfuchs-rommel-1891-1944) |
Erwin "Wüstenfuchs" Rommel (1891 - 1944) - Oberhauser - 31-05-2016 Erwin Rommel Kimdir?
Erwin "Wüstenfuchs" Rommel 1891-1944
İkinci Dünya Savaşı' nın kuşkusuz en çok tanınan askeri Rommel' dir. Bir Almandır, Nazi yanlısı olarak bilinir ve anılır. Ama hakkında daha fazla yazı yazılan, araştırma yapılan, suçlanan, kahraman ilan edilien bir başka asker yoktur. 15 Kasım 1891' de Ulm yakınlarında doğmuştu. Ailesi orta sınıf bir burjuva idi. Babası ve dedesi matematik öğretmeniydi ve ailesi aile mesleklerini sürdürsün istemişlerdi fakat o 16 yaşında askerlik mesleğini seçecekti. Orduda yükselme şansı hiç yoktu. En fazla Yüzbaşı olarak emekli olurdu. Üst rütbeler asillere özeldi. O günlerde Walburga Stemmer adlı bir kadınla aşk yaşayacaktı ve bu ilişkiden bir kızı olacaktı. Kız annesinin soy adını almıştı. Rommel eğitim için gittiği Danzig' de hayatının kadını ve eşi Lucie-Maria Mollin ile tanışmış ve Walburga' ya veda etmişti. Rommel kızı Gertrude' nin her ihtiyacını karşılayacaktı. Getrude, Rommel' in ailesinde 'Kuzen Gertrude' olarak her zaman sevildi. Bir ara babasına kendi elleriyle ördüğü bir atkı hediye etti. Rommel bu atkıyı tüm çöl savaşları boyunca boynundan çıkarmadı. Öldüğünde de boynunda bu atkı vardı. Rommel diğer savaş lordları gibi ününün zirvesine çıktığında bile karısına sadık kalmıştı. Ondan ayrı kaldığı her gün ama her gün karısına mektup yazmıştı. Derken I. Dünya Savaşı patlak vermişti. Rommel'in piyade alayı, 124. Würtemberg alayı, savaş ilanını takip eden 3 gün içerisinde cepheye doğru yola çıkmıştı. Rommel özellikle başarılı bir subaydı, askerlerine hakimdi ama üstlerine dahi acımasız eleştiri yapabilen az sayıdaki doğru subaydan birisiydi. Rommel ilk çatışmasını Verdün yakınlarında yaşadı ve yaralandı ama komuta noktasını ve cepheyi terk etmeyecek, 2. sınıf Demir Haç' ını da burada alacaktı. Fransız hatları içine yaptığı nefes kesen bir akından hemen sonra 1. sınıf Demir Haç' ı boynuna takacaktı. Savaşın bu aşamasında Romanya cephesine gönderilmişti. Rommel burada yeni kurulan Yıldırım Kıtalarına ait bir bölüğe komuta ediyordu.(Yıldırım Kıtaları günümüzün Özel Harekat askerleri gibidir.) Nitekim Rommel bunun en çarpıcı örneklerini arka arkaya vermeye başlayacaktı. Tahkimli bir tepeyi 24 saat içinde ele geçirmeyi başarmıştı. Bir avuç askerle gerçekleştirdiği bu akında yüzlerce Romen askerini esir almıştı ve Romen Ordusunun karşı taaruzlarını geri püskürtmüştü. Bundan sonraki görev cephesi İtalya olacaktı(Avusturya-Macaristan orduları aslında hiç güçlü olmayan İtalyan ordusunu yenememiş ve Almanlardan yardım istemişlerdir). Almanya 'Alp Kolordusu' isimli bir birlik kurarakİtalya cephesine böylece müdahil olmuştu, Rommel de bu kolordudaki dağ bölüklerinden birine komuta ediyordu. Monte Matajur isimli bir dağ İsonza Vadisi isimli önemli bir geçite vaziyet ediyordu. Ele geçmesi halinde önce vadiye girilecek ve ön cephedeki İtalyan orduları kapana kıstıralacaktı. Roma da çok geçmeden barış istemek durumunda kalacaktı. Rommel' in Würetmberg alayının görevi düşmanı oyalamaktı. Bavyeralı askerler taaruza kalktığında Rommel ve adamları filmlerdeki gibi dağa arka taraftan bir akın gerçekleştirip bir topçu mevziini esir almışlardı. İtalyanlar bir anda arkalarında beliren bu düşman kuvveti karşısında paniğe kapılmış ve teslim olmuşlardır. Çok korkulan Monte Matajur düşmüştü. Rommel, normal bir orta sınıf subayına verilmesi hayal bile edilemeyen savaş nişanı 'Pour la Merit:Blue Max' ile ödüllendirilmiştir. Alman Genelkurmayı 1918 senesinde yaklaşan sonu görmüş ve İkinci savaş hazırlıklarına başlamıştı. Cesur ve parlak subayları cephenin en gerisine karargahlara atıyor ve ölmemesini sağlıyordu. Rommelde bunlardan biriydi. Versay Barışı, Alman ordusunu adeta budamıştı, 4 milyonluk askeri güç 100 bine inecekti, 50 bin subay terhis edilmek zorundaydı, ast subaylar da dahil olmak üzere 4 bin subaya izin vardı. Adolf 1933 te Alman şansölyesi olarak iktidara geldiğinde kırgın subaylara ilk mesajı verecekti; Versay Antlaşmasını yırtıp atacaktı. Diğer bütün subaylar gibi Rommel' de 1918' den beri aynı rütbedeydi. Bir piyade subayı olan Rommel 'piyade Saldırıyor' isimli bir askeri gitip yazmıştı (400 bin sattı). Hitler de bu kitabın okuyucuları arasındaydı. Yazarın adını beyninin bir köşesine not etti. İlk karşılaşmaları Goslar diye bir yerde olacaktı, sene 1933' tü. Adolf' un yalakaları Führerlerinin güvenliği için merasim taburunun önüne bir sıra SS askeri dizmek istiyordu. Taburun komutanı olan Rommel, hiç bir pazarlığa yanaşmadan böyle bir durumda taburunu tören alanından çekeceğini duyurdu. O gün askerliği ve belkide hayatını tehlikeye atmıştı. Yüksek sesle yapılan tartışmaları önce Goebbels duymuştu. Goebbels, bu genç binbaşıya hayran olmuştu. Adam tam nazilerin istediği tarzdandı, halk çocuğuydu, savaş kahramanıydı, asil değildi. Olaya müdahale etmiş ve Rommel' i haklı bulmuştu. Adolf ise Rommel' i kendi muhafız alayının başına atayacaktı. (Bu alayda tek bir SS askeri bile yoktu.) Adolf ve Rommel zamanla çok iyi anlaşacaktı. Hitler Rommel' in tavsiyelerine uyuyordu. Adolf Rommel' i önce yarbaylığa sonra da albaylığa terfi ettirmeyi de becerecekti. 1939 Polonya seferi sırasında Rommel Adolf' un korumalığını yapıyordu, içi içini yiyordu. Hitler' e hayrandı ama cehpede olmak istiyordu, oysa Polonya seferi 1 ayda bitmişti. Fransa ve İngiltere savaş ilan etmesine rağmen Batıda hiç bir hareketlilik yoktu. (Tuhaf Savaş) Zamanla batı hareketlendi ve Batı cephesi taaruzu için geri sayım başladı. 1940 Şubat aynıda Adolf Rommel' e 'Ne istiyorsun?' diye sorunca Rommel hiç eğilip bükülmeden '1 panzer tümeni!' demişti. 1 Hafta sonra kendisini 7. Panzer Tümeni' nin komutanı olarak bulacaktı. İşi zordu çünkü diğer 10 panzer tümeni başındaki komutanların hepsi tank eğitimi almış ve Polonya da savaşmıştı. Bir de kendini karşılayan subaylara geleneksel asker selamı yerine Hitler selamı verince, geleneksel subaylar da ona düşman olacaktı. Ama içi hırs doluydu, askerdi, asker kalmak zorundaydı. Savaşa girmesi ve kazanması lazımdı. Subayların ruhlarını okşayacak zamanı yoktu. Rommel bu tümene yıldırım gibi çarpacaktı. Eğitimler ikiye katlanmıştı, çokça gece eğitimi yapılmaktaydı, tatbikatlar canlı cephane ile yapılıyordu. Tüm subaylar erlerin yanı başlarında olacaktı. Tümen görüp, görebileceği en acımasız eğitimlerden geçmişti ve cephede yerini almıştı, büyük batı seferinde. Belçika üzerinden Meuse Nehri' ne ulaşacaklardı. Harekat 10 Mayıs' da başladı. 7. Panzer Tümeni aldığı sert eğitimin meyvelerini vermeye başlamıştı. Rommel artık o kadar da nefret edilen bir komutan değildi, özellikle astları ona hayrandı. Çünkü adam cephenin en ateş yiyen kısmında beliriveriyor, onlara cesaret veriyor, bizzat kendisi ileri atılıyor, keşif yapıyor geri dönüyor, adamlarını saldırı düzenine sokuyor ve onlar hedeflerine ulaşıncaya kadar yanlarından ayrılmıyordu. Onlar ne yerse onu yiyor, onlar nerede yatarsa orada yatıyordu. Uykusu ve molası yoktu, hiç dinlenmeden o taburdan öbürüne gidiyordu.
Tümen yokuş aşağı giden bir lokomotif gibiydi, önüne gelen her düşmanı yok edip yoluna devam ediyordu. Rommel nerede ise cephe oradaydı. O kadar süratliydi ki komşu 5. tümen çok çok geride kalmıştı. Rommel her türlü askeri protokolu ve nezaketi bir yana bırakarak rast geldiği 5. tümen birliklerini de kendi tümenine katıyor ve hızını hiç düşürmüyordu. Alman ordusunun, diğer birliklerinin ilerleyişine bakan İngiliz ve Fransız subaylar fiili Alman hatlarının bu kadar önünde ilerleyen tümene bir anlam veremiyordu. Fakat bir lakap bulmuşlardı bu tümene: 'Hayalet Tümen'
1940 Fransa seferinin kuşkusuz en göz alıcı birliği Rommel' in 7. Panzer Tümeni' ydi. Ve Rommel' in yıldızı daha yeni parlamaya başlamıştı. 1940 10 Mayıs' tan Fransa' nın mütareke istediği 20 Hazirana kadar Rommel ve Tümeni, 4 Amiral 1 adet kolordu komutanı 4 Tümen karagahı, komutanları ile birlikte 277 top 64 tanksavar topu 458 tank 5000 kamyon 2000 binek araç 300 motorsiklet 100 bin asker esir almışlardı. Ayrıca 52 düşman uçağı düşürmüşler, 15 tanesini de yerde iken ele geçirmişlerdi. Bütün bunlara karşılık 700 ölü, 1500 yaralı ve 40-50 kadar tank kaybetmişlerdi. (Savaş tarihinde halen buna benzer bir başarı görülmemiştir.) Mussolini Almanya' nın Fransa seferine pek imrenmiş ve kendisi de Afrika' da bir sefer yapmak istemiştir. Fakat Askerleri tabiri caizse tokatı yemiş ve eldeki İtalya sömürgelerini de tehlikeye atmıştır. Almanya Kuzey Afrika' yı kaybedince Akdenizi ve dolaylı olarak Balkanları kaybedeceğini anlayınca buraya bir ordu göndermeye karar vermiştir. Erwin Rommel' e Kuzey Afrika yolları görümüştü. Emir kendisine tebliğ edildiğinde karısına yazmıştı;'Nereye tayin olduğumu sana söyleyemem, ama romatizmalarıma çok iyi gelecek' Kuzey Afrika' daki İtalyan ordusu Libya' ya kadar geri çekilmiş durumdaydı. İngilizlerin Tripoli' ye girmesi an meselesiydi. Rommel kendisine verilen 'İtalyan ordusunu eyer üstünde tutacaksın başka bir şeye kalkışma' emrine rağmen beklemek niyetinde değildi. Gelir gelmez üniformasını bile değiştirmeden çöle keşfe çıkmıştı, henüz Alman kuvvetlerinin nakli tamamlanmamıştı, bir iki taburdan ibarettiler. Hafif zırhlı keşif araçları ve 40-50 tank, biraz uçaksavar, biraz istihkam birliği, işte hepsi buydu. Ama Rommel kararlıydı, İngiliz ordusunun yorulduğunu hesaplıyordu, doğruydu. İkmal yollar çok uzamıştı. Almanlar henüz sayıca azdılar ama tank sayısında ve araç kalitesinde üstündüler. Hava keşifleri İngiliz birliklerinin bulundukları yerlerde zor şartlarda bulunduğunu rapor ediyordu. İleri sızan Alman askerleri getirdikleri esirlerin çok az direniş gösterdiğini çok az direniş gösterdiğini söylüyordu. Rommel, tüm gücüyle İngiliz ordusunu vurmaya niyetliydi öyle de yapacaktı. Çok geçmeden Bingazi düşmüştü (İleri harekatın başarısını sabırsızlıkla bekleyen Mussolini, Rommel' e bir mesaj göndermişti ' mümkünse ilk Bingazi' yi alın demişti' Rommel' in cevabı nezaketten uzak fakat çok tatmin ediciydi 'Bingazi dün alınmıştır!'). İngiliz ordusu panik halinde geri çekiliyordu. Kuzey Afrika' daki en önemli üssü Tobruk kuşatılmıştı. Londra takviye yollamaya başlamıştı ama Rommel ve Afrika Kolordusu durmuyordu. ( 12 Mart 1941' de Afrika topraklarına ayak basmıştı, 3 Nisan günü yüzlerce km uzaktaki Tobruk kuşatılmıştı) Nisan ayı sonunda hedefta Süveyş Kanalı ve Kahire vardı ama İngilizlerin de aklı başına gelmişti. Şimdi de Rommel kendi kuvvetlerinin gücünü abartmakta, sıkışan İngilizlerin gaddarca saldırdığını unutmaktaydı. Yine de askeri tarihin en parlak zaferlerinden birine daha imza atacaktı. Akıllara zarar bir operasyon ile önce Gazala tahkimatı yarılmış (1942 Mayıs) sonrada geçen sene 9 ay dayanan Tobruk' u 48 saatte zapt etmişti (20 Haziran) Rommel Mareşal rütbesine yükselmişti fakat ordusu da dökülüyordu. Kurmay subaylarından yarısı çöl hastalıkları veya savaş zayiatı olarak erimişti. İskenderiye yalnızca 60 km ötedeydi... El-Alemeyn' de artık nefesi tükenmişti. ABD' nin de savaşa dahil olması ile İngilizler silah ve asker üstünlüğünü iyice ele geçirmişti. İngilizlerin başında Montgomery' i vardı. Fransa çökerken Avrupa' da savaşmıştı. Son derece tedbirli ve akıllıydı. Silah üstünlüğü 1/10 olana kadar Rommel' e saldırmayacak kadar akıllıydı en azından... Ekim 1942' de Monty, bir taaruz başlatmış ve hiç de başarılı olamamıştı. Birlikleri 10-20 km ilerlemiş ve sonra da verdikleri ağır zayiatlar nedeniyle durmak zorunda kalmışlardı. Rommel son izinini 1941 Şubatında almıştı o günden beri izin almamıştı. Ağır bir burun iltihabı vardı ve böbrekleri iflas etmek üzereydi. Zorunlu sağlık izni ile Almanya' ya döndü. Adolf tedavisin yarısında onu arayıp "Afrika' da işler sarpa sardı İngilizler büyük bir taaruza kalkıştı, geri dönebilir misin?" diye sormuştu. Rommel, cepheye geri döndüğünde askerleri zaten çarpışmayı kaybetmişti. Elinden geldiği kadar panzerleri savunma için pozisyona sokmak istemiş ise de tek damla petrol yoktu. İngilizler hava ve deniz üstünlükleri sayesinde Akdeniz' den bir tane takviye gemisinin geçmesine izin vermiyordu. Ne cephane geliyordu ne benzin. Rommel bu güne kadar savaşı hep düşmandan ele geçirdiği cephane ve benzinlerle yürütmüştü. Derken 8 Kasımda Kuzey Afrika' nın batısından bir haber gelmişti. Anglo-Amerikanlar Fas ve Cezayir' e çıkartma yapmışlardı. Rommel iki taraftan da sıkıştırılacaktı. Geri çekilip tekrar gruplaşmak için hazırlık yapıyordu. Hitler gözdesine kızgındı, madem kazanamıyordu öyleyse ölebilirdi. Rommele' e yolladığı mesajda 'Son asker ve mermiye kadar direneceksin ya zafer kazanacaksın, ya da öleceksin!' deyice Rommel' in aklı ilk kez başına gelmişti. Neydi bu saçma sapan emir ? Orta çağın en gerizekalı savaş lordu bile böyle emir vermezdi. Çöldeki askerler Hitler için değil Rommel için savaşıyorlardı. 75 bin cephe tecrübeli adam böyle ipe-sapa gelmez bir emir için feda mı edilecekti ? Hayır. Geri çekilme emri hazırlanmış ve uygulamasına geçilmişti. 1943 yılında girildiğinde Afrika' daki savaş kaybedilmişti. Müttefikler buradan İtalya' ya sarkacaktı. Bu askerlere orada ihtiyaç vardı fakat Berlin bunu kesin olarak ret etmişti. Halka 2. bir facia haberi vermek istemiyorlardı (ilki Stalingrad). Fakat Rommeli Mart ayında geri çağırmıştı. Askerler ölecekti fakat Rommel başarılı bir subaydı esir düşmesine gerek yoktu. Rommel önce Yunanistan' da sonra da İtalya' da görevlendirilmişti. İtalya görevindeyken sürekli çizmenin tahliye edilerek savunmanın Alp dağlarına çekilmesini gerektiğini söylüyordu. Hitler yine onu değil Kesserling' i dinledi ve savunmayı çizmede verdi. Erwin Rommel, çizmenin kaybedilmesiyle Batı cephesine atanmayı bekliyordu. Fransa cephesinde başkomutan Alman ordusunun en saygın ismi Gerd Von Runsdent idi. Erwin Rommel' in Fransa' ya B ordular grup komutanlığna atandığı dönemeçte aslında savaş kaybedilmiş gibiydi. Almanya denizde ve havada hiç varlık gösteremiyordu. Elde bir tek kara kuvvetleri kalmıştı. Rommel Anglo-Amerikanların kuvvetli yanlarının hava kuvvetleri olduğunu biliyordu. Bu yüzden tüm savunmanın sahilde olmasını ve düşman karaya ayak bastığı anda geri atılması gerektiğini savunuyordu. Tüm kıtalar sahile çok yakın konulmalıydı. Sahil mayın ile doldurulmalıydı. Fakat Von Runsdent aynı fikirde değildi. Von Runsdent tam tersini savunuyordu. Düşmanın karaya çıkmasına izin ver, tanklarla onları fransa düzlüklerinde döv ve arkadan dolaşıp ikmal hatlarını kes. Olay Adolf' a kadar ulaştı en sonunda Adolf bir karar verdi. Tanklar ne sahilde ne de Fransa' nın içlerinde duracak. İkisinin tam ortasında olacak ve Hitler' in kendi komutasında olacak. Bu hiç kimsenin istemediği bir çözümdü ama Rommel daha şanslı gibiydi. Führerle iyi anlaşan oydu sonuçta. Normandiya çıkarması başladığında Rommel Almanya' da idi, karısının doğum gününü kutlamak istemişti. Alelacele geri döndüğünde ilk 24 saat geçmişti, müttefikler küçük ama sağlam bir köprübaşı tutmuşlardı. Hitler ve Runstedt hala Normandiya' nın bir aldatmaca olduğunu asıl saldırının Pas de Calais' den geleceğini bekliyorlardı. Bunun içinde 15. Orduyu Normandiya' ya yollamıyorlardı. Rommel bile artık bu akını durduramazdı. Alam askerleri olmadık fedakarlıkla çarpışıyorlardı. Nitekim Anglo-Amerikan askerler köprübaşına sıkışıp kalmıştı ama Alman zayiatı çok yüksekti ve kayıpların yerine asker gelmiyordu. Beklenen 'yarma' çok uzak değildi. Cherbourg' un düştüğü gün Berlin' den,Keitel, von Runsdeddt' i arayarak 'Yahu Führer' e verecek hiç iyi haberim kalmadı. Şimdi ne yapacağız?' diye sorduğunda Alman ordsunun bu yaşlı ve fantastik Napolyon hayranı generali 'barış yapın ahmaklar, başka ne yapabilirsiniz ki?' diyerek telefonu Keitel' in yüzüne kapatmıştır. Bu olaydan 48 saat sonra görevden alınacak von Runsdeddt'in yerine Rommel' in atanması bekleniyordu. Fakat Adolf onun yerine Hans von Kluge' yi atamıştı. Kluge göreve geldiği ilk gün Batı cephesinin yorgun ve sadık subaylarını Rommel' in önünde azarlayacaktı. Sıra Rommel' e geldiğinde 'siz de sayın mareşal, politik çözümlerle ilgilenmek yerine kendi cephenize ilgi göstereceksiniz!' demişti. Fakat daha sonra cepheyi gezip durumu kendi gözleriyle görünce tüm subaylardan ve Rommel' den özür dilemiştir. Von Kluge 20 Temmuz suikastinden sorumlu tutalacak ve yolda bizzat çarpıştığı Verdün' de arabası durduralacak ve kafasına sıkılacaktı. 17 Temmuz günü Livarot' ta Rommel' in arabası bir Spitfire uçağı tarafından taranmış ve Rommel ağır yaralanmıştı, ilk sevk edildiği hastanede 'sabaha çıkmaz bu adam' teşhisi konulacaktı. Fakat ileri Alman tıp tekniği sayesinde hayatta kalmıştı. Ama bir gözü nerede ise kapanmıştı, bedeninin iyileşmesi uzun zaman alacaktı. Almanya ise 20 Temmuz suikast denemesi ile çalkalanıyordu. Gestapo insan avına çıkmıştı. Alman ordusu içinde nazilerden hoşlanmayan ne kadar subay varsa acımasızca işkencelere tabi tutuluyordu. Bunlardan biri de Rommel' in en yakın arkadaşı General Hans Speidel' di. İşkence sırasında baygın bir anda Rommel adını vermişti. Ayrıca suikastin önemli figürlerinden koyu bir anzi-nazi olan von Stüpnagel de işkence sırasında Rommel' in adını suikastçiler arasında saymıştı. Ortada saf bir kanıt olmamasına rağmen sadece işkence altındaki iki ifadeyle Gestapo bu bilgiyi Hitler' e iletmişti. Hitler tabiri caizse çığırından çıkmıştı. İşin aslı Rommel, suikast ekibini tanıyor ve kolluyordu. Onunla temas edilmişti fakat o Hitler' in suikast ile öldürülmesinden değil yargılanmasından yanaydı. Ayrıca fikirlerini sadece dinlese bile Hitler onu seviyor ve koruyordu bu işe bulaşmayı pekte istemiyordu. Ama her geçen gün savaşın kaybedildiği bir kez daha kesinleşiyordu. Hitler ' in etrafı artık alaka dolmuştu. Hiç bir eleştiriye tahammülü yoktu. Evet Hitler iktidar' dan uzaklaştırılmalı Anglo-Amerika ile bir ateşkes sağlanmalıydı. Sovyetler ile savaş sürmeliydi bu durumda Anglo-Amerikanlar Almanya' ya yardım eder ve Sovyetlerin Avrupa tehdidi kaldırılırdı. Ama ABD başkanı Roosvelt daha 1943' te 'Japonya ve Almanya kayıtsız şartsız teslim olmalı' demişti. Kim garanti ederdi Hitler gidince Anglo-Amerikanların ateşkes isteyeceğini ? Hitler bir mucize eseri suikastten dönmüştü. Ama artık bir gram aklı varsa onu da kaybetmişti ve tamamen çıldırmıştı. Adolf gözdesini yaralandığından beri hiç aramamıştı bu normal değildi. Rommel, yakın çevresine 'Çok meşguldür' diyordu. Ama o bile buna inanmıyordu. Evi Ulm şehri yakınlarındaydı,Ulm şehrindeki ve ordudaki bazı subaylar, mareşali korumaya hazırdı. Bir iç savaş olacaksa Hitler ve Rommel arasında olacak gibiydi. Rommel ve bir uçaksavar taburunda görevli oğlu Manfred sürekli silahlarını yanlarında taşıyordu. Şehirdeki gerilim elle tutulur gibi değildi. 14 Ekim tarihinde Rommel' in evindeki telefon çalmıştı. Arayan Berlin' den Keitel' di. Berlin'e gelip gelemeyeceğini sordu. Rommel daha henüz iyileşmediğini 2-3 hafta sonra gelebileceğini söyleyince. Keitel o halde sana 2 tane subay yollayacağım onları karşılayabilir misin diye sordu. Rommel istemeden de olsa evet diye yanıt verdi. Wilhem Burgdof ve Ernst Maisel adlarında iki tuğgeneral gelmişti, Rommel' in karısı onlara bir şeyler ikram etmek istedi ama generaller kibarca ret etmişlerdi. Mareşal ve iki general birlikte çalışma odasına geçtiler. Misafir subaylar lafı uzatmadı. Mareşal, 20 Temmuz suikasti suçluları arasında sayılıyordu. Kendisine seçim hakkı verilecekti, ya sessiz sedasız generallerin önerisini kabul ederdi, ya da halk mahkemesinde yargılanırdı. Seneler sonra Maisel' in anlattığına göre Rommel, önce mahkemede yargılanmayı istemişti. Generaller şaşkınlıkla öneriyi tekrarlamışlardı. Eğer Rommel, olayı suhuletle ve sukunetle hal etmeyi kabul ederse ailesi zarar görmeyecekti. Neden mahkemede o çirkin sahnede kendisini savunmayı çabalasın ki. Hüküm zaten verilmişti... Rommel diğer öneriyi kabul edecekti... Ailesine veda etmek için izin istemişti ve doğruca karısı Lucie Maria' nın yanına çıkmıştı. Sadık yol arkadaşı ve yaveri yüzbaşı Aldinger de onlara katılmıştı. "15 dakikaya kadar ölmüş olacağım, şimdi hepinizden metin olmanızı istiyorum, biraz sonra evi arayacaklar ve benim öldüğümü söylecekler." Aldinger ve Rommel' in oğlu Manfred silahlarının olduğunu Ulm Garnizonuna kadar çarpışarak ilerleyebileceklerini söylemişlerdi. Rommel ise askerlerin bir suçu yok diyerek onları ret etmişti. Çöl Tilkisi olarak anıldığı günden kalma üniformasını ve deri paltosunu giymiş ve kızı Gertrude' nin ördüğü atkıyı boynuna dolamıştı. Generaller ile birlikte arabaya binip uzaklaşmışlardı. 25 dakika sonra beklenen telefon geldi... Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - Justicar - 26-07-2016 Başarılı bir yazı. Bilgilendirici. Yanlız bazı noktalarda yazım şeklin komik durmuş. Dikkat edilebilir, değiştirebilirsin de. Bu kadar bilgilendirici bir konu için, geç yorum af diliyorum. Yeni fark ettiğim bir konu. Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - forever_ducale - 27-07-2016 Eline sağlık. Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - Atakan - 05-08-2016 Çok iyi yazı Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - jax61 - 06-09-2016 şüphesiz tarihin gördüğü en iyi generalelrden birisi. hitler az aklı başında birisi olsa bu adamı dinlese savaşın seyri değişebilirdi belki. ama nihayetinde işin içine atom bombası girince yenilgi kaçınılmazdı o ayrı mesele.. Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - napolyon94 - 06-09-2016 Eline saglik lakin 17 temmuz degilde 17 haziranda spitfire vuruyordu sanki aracii. Erwin "Wüstenfuchs" Rommel - BigEye6 - 06-09-2016 Mükemmel bir yazı @Oberhauser |