Yer: Almanya 
Tarih: 2000'li yıllar 

Bu sabah kahvaltı yaparken aklıma gece gördüğüm rüya geldi. Rüya gerçekten çok ilginçti.
Rüyamda Nazi Almanyası'nın kurucusunu gördüm. İsmini ağzıma almak istemiyorum çünkü o ismin lanetli
olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebi ise binlerce masum çocuğun milyonlarca da insanın
kanına girmesidir.Onunla aynı dinden olmak bile can sıkıcı.Aynı milletten olmaksa tam bir utanç kaynağı
Ah bu arada size kendimden bahsetmeyi unuttum.Benim adım Adne Hitler,yo yo yanlış okumadınız
soyadım hitler, o mendebur suratlı adam benim dedem, size aynı milletten ve dinden olmak utanç
kaynağı demiştim.Aynı soydan olmak bana ne hissettirir siz düşünün. A az kalsın unutuyordum 
dedem rüyamda bana "sen seçildin evlat" diyordu,ben neye diyordum ve o yine "sen seçildin" diyordu
bir kaç bu tekrarlandı, ve dedem sonunda neye seşildiğimi söyledi. "Sen Almanya'nın kurtuluşu,
4.reich'i başlatan kişi olacaksın" diyordu.Ben "Almanya'ya ne olacak ki" dedim ve sanki
kabus görmüşüm gibi uyandım. Farkındayım size hiç korkunç gelmedi.Fakat benim için öyle değil
size şöyle anlatayım rüyanıza aksakallı dedenin gelim bunları size bunları söyledğini 
düşünün belki şimdi biraz daha korkutucu olduğunu anladınız Her neyse size rüyamda ne 
gördüğümü anlattığıma göre kendimden bahstmeye devam edebilirim. Ben bir satış temsilcisiyim 
mağazalarda ürün satıyorum.Şunu gurula söylerim ki bu güne kadar satamadığım bir ürün olmadı.
İnsanlar bana büyücü diyor çünkü ben konuşurken adeta büyüleniyorlar.Bu özelliğimin
nerden geldiğini sorup duruyorlr bende meslek sırrı diyip geçiştiriryorum.Biliyorum ki bu insanlara
bu özelliğim dedemden geçtiğini söylesem bana inanmayacaklar.

Yer : Almanya 
Tarih : 2000'li yıllar

Tarih 1 Şubat 2000'i gösteriyor. Alman lider Johannes Rau ülkeyi yönetmekte zorlanıyor, neden mi ?
Çünkü ülkenin dışişleri yüksek gerilim hattından farksız. Komşularımız,bize karşı pençelerini açmış
heran saldırmak üzere duruyorlar.Üstelik aynı ittifakta olmamıza rağmen.Basın mensuplarımız bu olaylardan
habersizler fakat yakında öğrenecekler. 

Peki ne oldu da ilişkilerimiz bu hale geldi ? Hikayemiz pek uzun

Fransa'dan başlayalım,Fransa'da son günlerde artışa geçen aşırı milliyetçi - faşist kalkınmalar ülkenin sonunun
pek hayra gitmeyeceğinin belirtisiydi.Halkın her kesiminden insan bu hareketlere katılıyordu.Demek istediğim 
her meslkten bir faşist ya da milliyetçi (kısaca bunlara nat diyelim.) çıkıyordu.İşte o natlardan biride 
Fransa cumhurbaşkanının doktoruydu.Bu doktor idealleri için canını verebilecek türdendi.Natlıkla tanışması
napolyonun kitaplarıyla (veya başka bir milliyetçi liderin) olmuştu.Küçük doktorumuz okuduğu kitaplardan
sonra aşırı nat olmuştu ve işi nat gruplara üye olmaya kadar götürmüştü. İşte bu nat gruplardan
birisi Fasc French ( ki biz bunlara kısaca FF diyeceğiz.) bizim bu doktorun çok işlerine yarayacağını
düşünüyordu ki öylede oldu.Size biraz FF den pek bahsetmedim fakat size bunları 4-5 kelimeyle çok güzel
açıklayacağım. Devletin her yerinde adamları var. (Feto gibi düşünün.)Evet artık örgütü ve doktorumuzu
tanıdığınızı düşünüyorum.Şimdi gel gelelim yaptıkları faaliyete. Fransa cumhurbaşkanı son günlerde
çok sık hastalanmaya başladı.Doktor yaptıkları tetkikler sonucunda bu hastalığın çözümünün ameliyatta olduğunu
buldular.Cumhurbaşkanına bunu söylediler ve cumhurbaşkanı kabul etmek istemedi çünkü ameliyat olmaktan çok korkuyordu.Fakat bizim bu doktor (cumhurbaşkanının kankisi sayılır) bizim bu cumhuru ikna etti. Cumhurun ameliyat olacağı haberi örgütün kulağına anında ulaştı ve cumhuru öldürmek için bir plan yaptılar 'Yapılacak olan ameliyatta
ameliyat odasında  örgütün adamlarından başka kimse olmamalıydı ve cumhurun ölüm sebebi kayıtlara 
kalp krizi olarak geçmeliydi' 2. yapacakları en kolayıydı çünkü cumhur zaten ameliyattan korkuyordu ve 
kalbinden de rahatsızlığı vardı. Fakat 1.de bir sorun vardı, bizim doktorun yerine onun kadar iyi 
hatta belki ondan daha iyi olan başka bir doktor olabilirdi,ama olmamlıydı.Bu doktorun işi bitirilmeliydi.
Neyse ki doktor biraz tuhaf bir adamdı ve haftasonları dağın başına yaptırdığı evine gidiyordu,bu yüzden işerli
kolaydı.Adan dağ evindeyken durduk yere tüp patlatı ve adam yanarak öldü.Bu hastanede ki (örgütten olmayan)
çalışanlar üzerinde bir şok etkisi yarattı. Çünkü herkes o doktoru seviyordu. Bu yüzden kimse cumhurun
ameliyatına morali bozuk girmek istemedi ve ameliyatta sadece bizim adamlar oldu. O ameliyat odasından
cumhur malesef sağ çıkamadı. Ölüm sebebi kayıtlara kalp krizi olarak geçti. Bunu haber alan başbakansa 
(başbakanla cumhur çok sıkı dostlardı) ani bir kalp krizi geçirdi ve o da hayatını kaybetti.Ardından
ülkede kaos çıktı ve natlar yönetimi ele aldılar. İşte Fransa'nın durumu bu.

Gel gelelim İngiltere'ye ve Polonya'ya İngiltere cumhurbaşkanı ve başbakanı aynı şekilde Polonya cumhurbaşkanı ve başbakanı Fransa da ki yeni hükumeti kutlamaya gideceklerdi.Elbette uçakla gidecekler o kadar yol kara yoluyla çekilmez.2 Farklı noktadan farklı zamanlarda uçaklar kalktı. (Önce Polonya'dan kalktı) Cumhurbaşkanı ve başbakan olacaklardan habersiz içeceklerini yudumluyorlardı.

O gün havaalanı kulesinde görevli olan Algernon Algy olacaklardan habersiz kahvesini yudumluyordu.
Kahve içiyordu çünkü uykusu dayanılmazdı. Gözleri 10 sn kapalı 5 sn açık oluyordu. Bu meslekte bu gibi şeyler
çok tehlikeliydi ve bu gibi durumlarda işe gitmemesi gerekiyordu.Fakat Algy, o gün işe gitmek zorundaydı çünkü işte ilk günüydü ve ilk gün işe gitmezse kovulurdu.Kısa keselim, uçaklar Fransa üzerine yaklaştıklarında aynı yörüngeye girdiler ve Polonya cumhurbaşkanın ve başbakanın uçağı İngiltere cumhurbaşkanı ve başbakanının uçağıyla çarpıştı.Bunun sebebiyse  düşündüğünüz gibi elbette bizim Algy'di. İşte ki ilk günü onun son günü oldu ve hapse atıldı.

İngiltere de ve Polonya da milli yas ilan edildi ve tabii birçok Dünya ülkesinde. Yastan sonra elbette yönetime birilerinin geçmesi gerekliydi.İngiltere ve Polonya da aynı Fransa da olduğu gibi milliyetçiler çoğunluk gösteriyordu.İki ülkenin yönetimi de Milliyetçi oldu. 

Eveet hikayemizi az çok anladınız.Şimdi sıra Almanya'ya karşı tutundukları duruma geldi.



İngiltere,Polonya ve Fransa hükümetleri (Biz bunlara 3lü diyelim.), ülkelerinde ki nat popülerliğini artırmak için harekete geçtiler ve kısa sürede büyük işlere imza attılar. Fakat Almanya için bir sorun vardı bu 3 hükümette sanki anlaşmışlar gibi mitinglerinde sürekli Almanya'ya laf sokup, Alman büyüklerine özellikle de 
Hitlere laf ediyorlardı.Almanya ise bu durum karşısında göze göz dişe diş politikasını izliyordu ve hükumet bu 3'lüye daha sert  karşılık veriyordu.Bu durum birkaç ay devam etti ve artık ipler koptu.Almanlar sanki çok güçlülermiş gibi 3'lüye ağızlarını geleni sayıyorlardı, aynı şekilde 3'lü de almanya'ya ve sonunda 3'lü Almanya'ya savaş ilan etti. (Şimdi siz diyeceksiniz NATO var nereye savaş ilan ediyor diye fakat bu olanlardan sonra NATO felan ortada kalmadı.) Savaş ilan edildikten sonra Almanya ne halt yediğini çok iyi anladı 3'lü, 1 hafta aç bırakılıp ardından önüne kızarmış et atılan köpekler gibi Almanya'yı yemeye başladılar. Ülke o kadar çaresizdi ki etrafı aç aslanlarla sarılmış bufalo gibiydi. Böyle bir ortamda Almanya'ya iyi bir lider gerekliydi...

İşgalciler Almanya'nın 4 bir aynını işgal ettiler.Fakat nereyi işgal ederlerse etsinler Almanya teslim olmuyordu.Bunun sebebini ilk anlayan ülke Polonya oldu ve Almanya'nın kalbine yani Berlin'e hançerini saplamak için hemen yola koyuldu. Almanlar Berlin düşerse tarihe karışacaklarını biliyorlardı bu yüzden Berlin'e bolca asker yerleştirmişlerdi.Bu askerlerin direnişi Polonya'nın askeri gücünü büyük ölçüde kırdı fakat Berlin'in düşüşünü önleyemedi. Malesef Berlin'in düşmüştü ve peşinde Almanya'yı da götürmüştü.

Bu sıralar da Andy kormuş bir şekilde evinde gizleniyordu.Fakat ülkesini kurtarmak için planlar düşünmüyorda değildi.Aklında binbir türlü fikir geçiyordu fakat hepsinde de halkın desteği gerekliydi.Halk desteğide bildiğiniz üzere ha deyince olacak bir şey değil.Andy kara kara düşünürken bi anda evin kapısı yumraklanmaya ve tekmelenmeye başladı. Andy'nin vüdudunda ki adrenalin bezleri ilk yumruktan itibaren coşmaya başladı. Kapı kırıldı ve içeri
bir Polonya askeri girdi. Andy'i biraz uğraş sonucunda saklandığı delikten çıkardı ve sokakta dizilmiş olan halkın arasına bir yere koydu. Andy sokağa indiğinde adeta dehşete kapılmıştı çünkü sokağında 300'den fazla insanın yaşadığını bilmemek onu şaşırtmıştı.Ayrıca bu 300 insanı ikişerli sıra halinde dizen Polonya'lı askerlere de şaşırmıyor değildi. Andy'nin şaşırmaları bir yana dursun Andy'nin yanında ki adam bir türlü duramıyordu adam bi sağa dönüyor bi sola dönüyordu ve sürekli olarak sırayı bozuyordu. Bunu gören bir asker adamın yanına hızla ve sinirli bir şekilde geldi .Ardından ona "N'apıyorsun be adam dursana !" dedi, ingilizce. Adam ingilizce biliyordu ama cevap vermedi ve hareket etmeye devam etti.Askerin sabrı taşıyordu,elini sıkarak "Sana durmanı söyledim,seni lanet Alman köpeği" dedi. Bu lafı başta Andy olmak üzere orada ki bütün Almanları kızdırdı.Adam hastaydı ve laftan anlamıyordu. Asker de çok sinirlenmişti. Artık askerin sabrı taşmıştı ve adama küfür eşliğinde bir adet yumruk attı.Sadece adama değil tüm Almanlara ediyordu.Aslında Almanlara ettiği ilk küfürden sonra Andy askere sağlam bir yumruk attı, adamın feleği şaşmıştı. Andy bir yumruk daha attı ve şunları söyledi. "Yüce Alman ırkına hangi cüretle hakaret edersin, seni Polonya'lı köpek"dedi, ve adamı dövmeye başladı.Bu olanları gören diğer askerler hızla oraya koştular.Fakat bir sorun vardı (askerler için)Any'nin lafına herkes son derece hak vermişti ve Andy'i destekliyorlardı ama Andy'i desteklediklerine dair bir uygulamaları yoktu.Ta ki Andy dayak yemeye başlayıncaya kadar Andy'nin de yumruklandığını gören halk askerleri dövmeye başladı.4-5 dk içerisinde 10 Polonya askerini dayaktan öldürdüler.(Alemdara özel)Almanlar aradıkları lideri bulmuşlardı o kişi Andy HİTLER'di.Herkes Andy'e teşekkür ediyor ve ona sevgi gösterisinde bulunuyorlardı.Fakat bu uzun sürmedi sürmezdi de çünkü koca şehir de 10 asker olacak hali yoktu. Kargaşayı duyan karargahta ki askerler "hızla"kargaşanın olduğu yere doğru geldiler orada bir çatışma çıktı,çatışmanın galibi isyancılar oldu.

Size biraz Polonya ordusundan bahsedeyim.Ordu modern silahların bir çoğundan yoksun asker sayısı da az bir ülkeydi,milliyetçi partiden önce,milliyetçi partinin gelişiyle orduya daha fazla önem verilmeye başlandı.Fakat orduya ne kadar önem verilirse verilsin hiç bir zaman tam bir ordu olmamıştır ve olamayacaktır.Bunun sebebi ise Polonya'lı insanların savaşçı bir kişiliğe sahip olmamasıdır.Polonya,Almanlara savaş ilan ettiğinde halk büyük korku ve telaşa kapıldı. Polonya'yı sanki çikolata yemiş gibi afiyetle yemesiydi.Polonya halkı ve askerleri tarihte ki olayın tekrarlanacağını düşünüyorlardı. Fakat bildiğiniz üzere Polonya Almanya üzerinden iyi bir pay aldı. Halk ülkesinin ne olursa olsun Almanları yenemeyeceği kanatindeydi. Bu düşünce askerlere çok fazla yansıyordu.Bu yüzden hep bir isyanın çıkmasından korkuyorlardı.

İşte askerlerin korktuğu isyanın haberi 3.karargaha ulaştı.3.karargahta ki askerlerin neredeyse tamamı genç ve tecrübesizdi.Genç askerler korku ve telaşla daha tecrübelilerin bulunduğu 2.karargahı aradılar.2.karagahtan 3-4 dk haber alamayınca 2.karargahın ele geçirildiğini düşündüler bu düşünceden dolayı korktular düştü, korkuları arttı.3-4 dakika sonra 2.karargahtan telefona yanıt geldi. Askerler sevinç ve mutluluk içinde bağırmaya başladılar, bu 10-15 sn
sürdü.Bu yüzden 2.karargahta ki askerler kendileriyle dalga geçildiğini düşünp bir daha cevap vermemek üzere telefonu kapattılar.3.karargahtakiler 5-10 dk 2.karargahı aradı. Fakat yanıt veren olmadı :(

Bu sıralarda 1.karargahı ele geçiren Andy ve yandaşları sevinçten cirit atıyordu.Bunun sebebiyse bariz ortada Polonya ordusu ezik olunca komutanların akıllı olması beklenemez.Berlini kontrol alan general bilmem ne İngiltereden gelen sen teknoloji silahları 1.karargahta toplanmasını ve oradan dağıtılması emrini vermiş,mal işte.Bizimkilerde silahları görünce şok oldular.Çünkü daha önce böyle böyle silah görmediler bu sebeptendir ki kullanmayı da bilmiyorlardı fakat öğrenmeleri uzun sürmedi çünkü kullanım klavuzu vardı.30dk içerinide bir plan yapmaya başladılar.Binaları birer stratejik bölge gibi kullanıp oralara yerleştiler.Bazıları arabalardan oluşturulan barikatın arkasından mevzilendi.Herkes yerini almak üzeriydi ki Andy'nin aklına başka bir fikir geldi...

3.kargahta korku ve gerlim artıyordu.Korkudan mıdır mallıklarından mı bilinmez bir tanesi de "ulan atlayın arabaya 2.karargaha gidip haber verelim" demiyordu.Askerlerin ne kadar akıllı olduğunu anlamışsınızdır artık.Neyse Polonya'lı askerleri gömmeye sonra devam ederiz.Askerler ellerinde Wz-1996 Beryl operasyona hazırlanmaya başladılar.Gerekli gereksiz ne varsa yanlarına aldılar.Neyse bunlar hazılarndı kendilerinide dedelerimize yaptıklarını ödeteceğiz diye motive ettiler.Atladılar arabalara,motorizelere,tanklara(tanklara dediysek 2 tane 60 yapımı tank,zırhı 50-60mm bişe) koyuldular yola,1.karargah 30 km kadar uzaktaydı.Tanklarla 1 saate anca vardılar. 1.karargahın bulunduğu caddeye geldiklerinde durdular ve araçlardan indiler.Dürbünle sağ solu kolaçan
etmeye başladılar.Ardından bi askerin aklına karargaha girmek geldi ve komutana söyledi. Hemen ardından komutan karargahın kapısını kırmak için bir gönüllü istedi.Gönüllü çıkmayınca fikri ortaya atan kapıyı kırmak zorunda kaldı. Yok yok düşündüğünüz gibi karargah havaya uçmadı hemen.Aslında sizin düşündüğünüz olmayınca tüm askerler şaşırdı ve içeriye bir bir 20 asker girdi. (Bunlar koyun sürüsü gibi biri uçurumdan atlayınca hepsi atlıyor.)Fakat dışarda etrafı kolçan eden 100 asker daha vardı. 20 asker karargahın içinde dağıldılar.7 oda vardı.Baştan sona 6sına baktılar.7.odaya giren asker 5-6 snlik şoktan sınra "BOMBAAAAAA" diye haykırdı.Bu ses tüm caddeye yayıldı. Çünkü içeride bir mikrafon vardı ve mikrafondan gelen ses caddedeki megafonlardan duyuluyordu. Bomba sesini duyan Andy de anında kırmızı düğmeye bastı
ve karargah cehenneme döndü.Sadece karargah olsa aslında yine iyi binanın parçaları mermi gibi sağa sola dağıldı.İçerden kimse sağ çıkamadı.Dışarıda kilerdinde 10'u binanın parçalarının saplanmasıyla öldü. Şanstır ki(Almanların) ölenlerden 5'i sıhhiyeydi ve tek sıhhıyeler onlardı.Geriye kalan 90 asker de binalardan çıkan kurşunların kurbanı oldular. :rifle: Bazıları kapandan çıkmak istedi fakat giriş çıkışlar arabalarla tutuluyordu ve arabaların olduğu yere bakan 2 adet makinalı vardı.Oradan sağ çıkan olmadı,tankçılar hariç.Çünkü onlar kaçmışlardı...