(13-12-2017, 21:58)Kaiser-i Rum : Arkadaşlar biz uyurken düşman uyumuyor. Lütfen bir an önce karar verip Safevilerin başına kim geçecek karar verelim . hayınlar her yerde

(14-12-2017, 19:30)Lothebork : @jh74
@LakeVanMonster
@SpeeDeath
@Heliaca

Bu kişiler forumda az aktif olduğundan buradan sesleniyorum. Sıranız yaklaşmak üzere. Oynamayacaksanız söyleyin ki sırada tıkanmalar olmasan hemen bitirelim.

Spoiler

Spoiler

Mohammad Sadiq I Safavid 1671 - 1696



5 Eylül'de babamın vefat etmesinden dolayı aynı gün içerisinde 28 yaşında tahta çıkarılıyorum. Her ne kadar babamdan abimi öldürtmesinden dolayı pek sevemesemde bunun devletin iyiliği için yapmış olduğunu biliyor ve devlete getirmiş olduğu düzeni devam ettireceğime dair yemin ediyorum.

İlk yaptığım iş dini bütünlüğe zorlamak oluyor. Böylelikle misyonerlerim kafirlere karşı daha güçlü oluyorlar.


Tahta çıktığımda dini bütünlük %69'da. Görüyorum ki dedelerim,babalarım dinde eşitlik ilkesini uyguluyorlar fakat ben mistisizm'i ilke ediniyorum.


Gözüm hemen baş düşmanımız Osmanoğullarına çevriliyor. Her ne kadar başları Moskof ve Ming ile belada olsada bu şuanlık bizi ilgilendirmiyor. Devlette istikrarı sağlamadan olmaz.


İlerleyen günlerde Konstantiniyye'de Moskof bayrağı dalgalandığı haberini alıyorum. Bu Osmanoğulları
 için bir utanç olmalı...


Çok geçmeden müftüleri denetleyecek bir şeyhülislam atamam gerekiyor. Bende Sufi Mezhebinden en ünlü din adamını şeyhülislam ilan ediyorum. Böylelikle meşruluğum daha hızlı kabul edilecek.


Ming'in haraçgüzarı olmamızdan dolayı ticaretimiz hiç olmadığı kadar iyi.Her ne kadar babamın bağımsızlığımızı kısıtlamasından dolayı bu kararını pek tasvip etmesem de Moskof-Ming ittifakı bu kararını sorgulamama yetiyor.
Bu konuları düşünürken Ming'den kaçan 'suçluların' bizim ülkemizde yaşamak istediği haberini alıyorum. Fakat onlar 'suçlu' olduğu için reddediyorum.

Ordumuz her ne kadar tamamen olmasa'da profesyonel denilebilecek seviyede professiyonelliğe sahip. Bu sebeple atalarımı iyi anıyorum.



Babamın vefatı isyankar hainlerin kulağına gitmiş olmalı ki yakın bir zamanda isyan edecekleri haberini alıyorum ve bende derhal isyan edilecek şehirlerin yakınlarına 2. orduyu konuşlandırıyorum. Böylelikle isyan ettikleri anda kellelerini alabileceğim.


Her ne kadar adımdan bile Sadık olacağım belli olsa da Azerilerin beni çok iyi karşılamaları Persler'in bana karşı isyankar olmasına sebep oluyor.


25 Aralık 1671'de ilk eşim Tajlu ile evleniyorum. Birkaç gün sonra ise Oğlum ve varisim olan Rukh doğuyor. Bu ismi koymamın sebebi ataları gibi zorluklarla başa çıkabilsin.


Ming'e ilk haracımı veriyorum fakat gönlüm hiç hoşnut değil...


Hem ordunun sayıca azlığından hemde savaşlarda daha bitirici olması amacıyla yeni bir ordu topluyorum.Bu ordu uzun seneler sadece eğitim yapacak böylelikle ordularımız hem daha proffesiyonel olacak hemde bu ordu daha bitirici olacak..


Moskof ile Kazanın (dolayısıyla Osmanlının) Barış yaptığı çalınıyor kulağıma. Barış anlaşmasında Moskof'un kazanı tamamen ilhak ettiği fakat Osmanlıdan sadece 3 toprak aldığını görüyorum. İstanbulu bile düşürebilecek bir Devlet neden 3 toprakla yetinir ki?..





Ming durduk yere hiçbir problem yokken artık haraçgüzarı olmadığını bana bildiriyor. Bu haber bana bir şok gibi geliyor çünkü biliyorum etraftaki düşmanlarımın bana karşı dişlerini çıkartmalarına sebep olacağını.

Bir ay sonra ise  Mingin bizimle ittifak kurmak istediğini öğreniyorum ve hiç beklemeden anlaşmayı onlara ben sunuyorum. Böylelikle Asyadaki bu iki koca devlet ittifak yapmış oluyor.

Aynı zamanda Müttefikimiz olan Bengal'ın bizi davet etmeden Bahmanise saldırdığını öğreniyorum. Fakat umarım biliyorlardır o topraklarda gözümün olduğunu.


Kazan'dan kaçan 3binlik ordu ise gelip hindistan topraklarımı yağmalamaya çalışıyor. Yetinmeyip 30 binlik orduma kafa atıyor.Her ne kadar liderlerini canlı yakalamayı emretsemde savaşmadan teslim olmuyor.


Benden öncekiler, atalarım, babalarım her ne kadar devleti büyüyüp geliştirselerde devleti tamamen savunmasız bırakmışlar. Savunma kurdukları yerlerin hise kendilerine hayırları yok. Danışmanlarımla yaptığım görüşmeden sonra 'Savunma Planı' yürürlüğe koyuyoruz. Böylelikle Önemli bölgelere Kale inşa edilecek ve bu kaleler İran bölgesine hiçbir askerin girmemesini sağlayacak. Şuanki Kaleler ise geliştirilecek.


Bir süre sonra Bahmanis'e bende savaş ilan ediyorum. Yanlarında ise müttefikleri Assam gelsede coğrafik olarak bizden hayli uzaktalar.



Ticarette bile dini yaymayı ön plana koyuyorum. Böylelikle misyonerlerimiz yetişemese bile o bölgeler Şii olacak.



Kulağıma müttefikimiz olan Avusturya'dan Fransa'nın Kri'nin lideri olarak seçildiği haberi geliyor. Bu haber bana şaşkınlık veriyor ve birsüre sonra Kri'nin üyelerini öğrendiğimde iyice şaşırıyorum. Çünkü ispanya bile Kri'nin bir üyesi...



Doğuda Bahmanilerle savaşım bittikten sonra (ss almayı unutmuşum barışta) Nogay türkleri büyük bir isyana kalkışıyorlar. Bu hainliğin cezası kötü olacak.


Müttefikimiz Lehistan'a Osmanlılar savaş ilan ediyor. Leh kralı her ne kadar yardım istese'de reddetmek zorunda kalıyorum.
Çünkü Ülkemiz henüz büyük bir savaşa hazır değil.



İsyanı bastırırken ölen generalin yerine yeni bir general atıyorum. Bu general yaptıklarımın doğru olduğunu kanıtlıyor bana. Sadece askeri anlamda değil ekonomik anlamda da her yere atölyeler ve Fabrikalar kurmayı ihmal etmiyorum.


Babama uzun süre hizmet eden danışmanımın vefat ettiği haberini alıyorum. Yerine yenisini atarken hakettiği şekilde gömülmesini emrediyorum...



Derken ülkemizde ticaret krizi vuku buluyor.Her ne kadar etkilerini azaltmaya çalışsam da ticaret gelirimiz %10 azalıyor.



Bohemyalılar çökmek üzere olan Memlükler'e büyük miktarlarda para yolluyor. Her ne kadar bu haberi gereksiz olarak görsemde Osmanlıların bize diplomatik hakareti aklımda daha büyük bir yerde oluyor.



Savunma eksiğimiz Mewar devletinin son topraklarını alırken yine karşımıza çıkıyor. 3 binlik mewar ordusu önüne hiç bir engel çıkmadan iran içlerinde gezerken bizim ordumuz onu kovalamakla meşgul oluyor.


Karımın vefatından bir süre sonra Ming hanedanlığından kız alıyorum. Her ne kadar ilk karımdan daha yetenekli olsa da kültürel farklılıklar hiçbir zaman bitmiyor...


Osmanlı'daki ajanlarımız Padişahın Mikhlaf'a saldıracağını bize bildiriyor. 

Müttefikimiz Ming ise bizlerden Delhi devletine karşı yardım istiyor. Böylelikle uzun yıllardan beri dostumuz olan Bengal'e karşı savaşmış oluyoruz.


Hızlı bir şekilde Delhi'nin içinden geçiyor ve geçmişten dolayı bengalin topraklarına adım dahi atmıyoruz. Ming bengal ile savaşıyor ve bir süre sonra barış yapılıyor. Barıştan bize 2 toprak verilmiş oluyor. Karşılığında ise bize borçlanmış bir Ming buluyoruz



Batı'da Osmanlıların bizi görmezden gelerek Milan'a savaş ilan ettiğini görüyoruz. Karşılarında ise Fransa-İngiltere ve tabiki Milan bulunuyor. Bu durumu lehimize çevirmemiz gerekiyor.



Bir süre sonra bizde Ming ile beraber Osmanlı'ya savaş ilan ediyoruz.Bütün inancımla bu günleri görmek isteyen Atalarımın gücüyle bu emri veriyorum. Her ne kadar batımızda olan Oyratlar 70 binlik güçleriyle bize tehdit olsalarda onları Ming'e bırakıyorum. Ve Bütün ordularıma suriyeden girme emrini veriyorum.



Moskof ise kendini Rus çarı ilan ediyor...

Yeri geliyor Bizzat ben ordunun başına geçip cenk ediyorum


İstanbula kadar dayanmış orduları görmezden gelerek  sadece bize odaklanan Osmanlı biraz korkutucu olsa da 2 toprak karşılığında barış yaptığım Oryatlar Ming'e engel olmuyor ve Ming kuzeyimize desteğe gidiyor.



Milan ile sulh ilan eden Osmanlılar sadece bize odaklanmalarının cezasını çekiyorlar. Theodoro ve Çerkezyayı serbest bırakmak zorunda kalan Osmanlılar Batı kıyılarını da Milan'a vermek zorunda kalıyor.


Bu durumdan sonra bizde barış yapmak zorunda kalıyoruz. Altı toprak karşılığında bizde sulh ilan ediyoruz.



Ardalanda ise könfüçyüsçülük yayılıyor. İlginç....



53 yaşında gözlerimi son kez kapatıyorum. Oğlum Rukh'a ise Vasiyetimi Vezirim okuyor

(2. defa yazıyorum)

-Dedenden almış olduğum görevi yerine getirdim ve Devlet'e birçok atölye ve fabrikalar yaptım. Aynı şeyi seninde yapmanı istiyorum.
-Osmanlılara karşı Ming'e pek güvenme. Suriyede yalnız başımıza çarpıştık bu sırada onlar Kırım'da boş toprakları işgal ediyorlardı bunu unutma.
-Besleyebileceğimiz askerlerin sayısını arttırabilmek için bir çok bina inşaatı emrini verdim. O binalar tamamlandığında orduyu arttırmayı unutma.
-Hindistan'a ve Anadoluya fetihlere devam et.
-Oryatlarla Osmanlıların arasını uzun süre bozma. Böylelikle Rusya o bölgelerde genişleyemez.
-Teknolojide geri kalma. Sanata, Sanatkara önem vermeyi unutma.
-Fikirleri tamamlamaya önem göster.

MOHAMMAD Sadıq Döneminde Neler yaşandı?

-Hindistan, Asya ve Anadoluda fetihler yapıldı.
-Ekonomiye +40 duka getiren inşaatlar yapıldı.
-Osmanlılar bozguna uğratıldı.Doğru stratejiler ile yeni bozgunların önü açıldı.
-Ming ile Müttefik olundu. Böylelikle bize savaş açanlar iki kere düşünecek.
-Lehler'e sırt çevirildi.

Save: https://drive.google.com/open?id=1nbMxevHOLmXgXEdI_BjvafXr2v4kGGQd

(19-12-2017, 08:13)Lothebork : Sıra @SpeeDeath'te eğer yarına kadar oynamazsa @Heliaca sen devam et.

Spoiler

         
          Tahta geçtiğimde atalarımın yapmış oldukları baya etkileyeciği gözüküyordu halk arasında dilden dile anlatılan destanlar dahi oluyordu ufak bir bölgede hüküm süren bir devletten dünya gücü olan bir devlete tabi bende bu tahta geçer geçmez atalarımın yaptığı gibi seferler ve reformlar planlamakla başladım ilk olarak ekonomik raporlara baktım ve bu baya içler açıcıydı devletimiz ekonomik olarak baya gelişmişti babamın bana bıraktığı vasiyetteki sanayalişemenin ne kadar önemli olduğunu bu rapordan anlıyordum.

İlk seferimi Rewa Kantha devletine karşı planladım ve bu seferi elçiler yoluyla resmi olarak duyurdum.
Ve onları devletime katarak sınırlarımı genişlettim.
Babamın vasiyetinde bahsettiği gibi sanayileşmeye bende devam ediyorum ve devletimize yeni sanayiler inşa ediyorum.
ardından ming beni oyrat savaşına davet etti ve bende bu teklifi kabul ediyorum.
ardından bengal bizi bahmanis savaşına davet ediyor bu seferi ileride zaten planladığımdan dolayı kabul ediyorum.
ardından Bengal'e fazla güvenmediğimden son kalenin kuşatmasının bitimine az kala barış antlaşması öneriyorum Bahmanis'e çünkü Bengal'in bana istediğim toprakların çok daha azın vericeğini düşünüyorum ve Bahmanis'te bu teklifi kabul ederek topraklarının çoğunu bizim devletimize bahşediyor.
ardından ülkemizin odağını diplomasideden yönetime geçiyorum çünkü artık diplomasiden daha çok yönetimimize ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum.
ardından vajinagar seferi düşünüyorum ama Bengal'in onları koruduğunu görüyorum o yüzden ceylan devletine savaş ilan edip 2 toprağınıda alıyorum.
Guge devleti Delhi Devletinden ayrılıp bağımsızlık kazanıyor Bengal ve Ming'in bu topraklarda gözü olduğunu fark ediyorum ve onlar bu toprağı almadan ben bu devlete sefer düzenleyip kara bağlantımızında olmamasından dolayı bizim vasalımız yapıyorum kısa bir süre sonra planladığım Osmanlı Seferine Çıkmadan Hastalıyor ve kısa bi süre sonrada vefat ediyorum.
                                              Vasiyetim
-Osmanlının gelişmesine engel olup bir kaç toprak al
-Sanayileşmeyi devam ettir
-Bengal müttefikliği artık pek işimize yarayıcak gibi durmuyor hatta zarar veriyor.
Save Dosyası: https://drive.google.com/file/d/1RA5eSaJiP5GiBIbth2EFqHvWW4O08paL/view?usp=sharing

(20-12-2017, 09:22)Heliaca : İnşallah 0-1-0 heiri disinherit etmişsindir ama galiba etmedin.