Strategyturk Forumları
Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Baskı Önizleme

+- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com)
+-- Forum: Genel Forumlar (https://forum.strategyturk.com/forum-genel-forumlar)
+--- Forum: Kültür Forum (https://forum.strategyturk.com/forum-kultur-forum)
+--- Konu Başlığı: Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı (/konu-sohbet-kultur-sohbetleri-2-aydinlanma-cagi)



Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Sezar - 27-02-2018

y0GaJ7.jpg


Strategyturk Kültür Kulübü  tarafından düzenlenen Kültür Sohbetlerinin ikincisine hoş geldiniz.

Bu sohbetteki ana konumuz Aydınlanma donemi .

         Sohbet Maddeleri
  • Aydınlanma'dan önce Avrupa'nın durumu
  • Aydınlanmaya sebebiyet veren hareketler
  • Aydınlanma donemi krallari ve yonetim bicimleri
  • Aydınlanma'ın sonuçları
  • Aydınlanma donemi filozoflari ve felsefi dusunceleri



RE: Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Sezar - 27-02-2018

Konuyla alakali haftanin videolari:






RE: Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Duman - 01-03-2018

Bir şeyler karalayabilmek için Aydınlanma Çağına ve genel olarak Aydınlanma konseptine dair yazılar okurken farkettim ki çoğu zaman 'aydınlanma'nın tanımları bile kişiden kişiye, hatta kültürden kültüre değişmiş. Mesela doğuda çok daha farklı bir konseptte aydınlanma (orada daha çok iç huzur temalı) varken batıda bizim üzerinden gittiğimiz daha maneviyattan uzak ve entellektüel bir aydınlanma sözkonusu. Bu da aslında biraz felsefi bir noktaya getiriyor durumu, aydınlanma nedir? kime aydın denir? Mesela Türkiye'de bile bazı kişiler veya topluluklar için aydın, aydınlar tabiri kullanılıyor ama aydın olmanın koşulları dediğim gibi yine sanki muğlak kalıyor.

Yukarıda Emmanuel Kant'ın Aydınlanma tanımı ile ilgili videoyu izlerken Kant'ın "bir rehbere ihtiyaç duymadan" vurgusu ister istemez Reformasyon döneminde incilin farklı dillerde bastırılması ve neyin nasıl olması gerektiği konusunda rahip papaz faktörünün 'aradan çıkartılması' unsurunu hatırlattı. Genel olarak düşünmenin, felsefenin özünde bi' başkasının sözüne yardımına muhtaç olmama faktörü var. Bu sebeple sanki Rönesans Reformasyon ve Aydınlanma'yı genel bir gelişimin basamakları olarak görmek mümkün.


Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Sezar - 16-03-2018

Aslinda gunumuzde Ronesans`a ait oldugunu dusundugumuz cogu sey bize Aydinlanmayi tarif eder. Mesela Ronesans bir kiliseye ve onun doktrine bas kaldiris degildir. Ama Aydinlanma boyledir. Bir diger yalnis anlasilan nokta bu cumhuriyet-demokrasi gibi kavramlar bu donemde degil daha cok Fransiz devriminden sonra ortaya cikmis kavramlar. Bu donem filozoflari Kant da dahil Bilge Kral ( Philosopher king ) destekcisidir. Tam tersine bu donem Avrupa`sina bakildiginda demokratik figurler degil tam aksine absulist liderler karsimiza cikar.

Aydinlanma insanlara bir konuda bilgi sahibi olmasa da eline o konuyla ilgili bir kitap aldiginda kimsenin rehberligine ihtiyac duymadan istedigini ogrenebilmesi ve kendi aklina guvenmesi gerektigini savunan bir dusunce. Ornegin o donemin Hristiyanlik ve Kilise doktrini incelendiginde kendi aklina guvenmeme anlayisi hakim. Bu donemdeki filozoflar diyorlar ki herseyi kendi aklimizla ve mantigimizla olcup bicip neyin dogru neyin yalnis olduguna karar verebiliriz.


Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Kierkegaard - 16-03-2018

Katılıyorum, demokrasi daha çok güç kavramı ile ilgili. Burjuvazinin güçlenmesi, savaşları finanse etmesi onu yönetim sisteminin içine dahil etti.

Avrupa'da krallar genellikle eşitlerin birincisi olmuştur. Doğu toplumlarında olduğu gibi mutlak merkezi otoriteye baronlar ve Vatikan sebebiyle çok sık rastlanmaz. Bu duruma VIII. Henry istisna gösterilebilir.

Aydınlanma'ya sebep olan nedenlerden birisi olarak da başarısız haçlı seferleri ve Osmanlı'nın Avrupa'nın içlerine kadar girmesini görüyorum, bu başarısızlık sebebiyle Vatikan'ın meşruiyeti sorgulanır hale geldi. Kara Ölüm'ün bile bir nebze olsun etkisi olmuş olabilir.


Kültür Sohbetleri #2: Aydınlanma Çağı - Sezar - 22-03-2018

Aydinlanma`ya sebeb olarak aslinda basarisiz hacli seferleri degil Din savaslari neden olmustur diye okumustum ki mantikli. Hacli seferleri 1100 lu yillarda. 30 yil savaslari ise 1600 lerde.Ikincisi reformla beraber Hristiyanlarin birbirini kesmesi eminim Avrupa`da muslumanlara yenilmekten daha kotu bir etki yapmistir.