League of Legends - Cassiopeia - Baskı Önizleme +- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com) +-- Forum: Diğer Strateji Forumları (https://forum.strategyturk.com/forum-diger-strateji-forumlari) +--- Forum: MOBA & Autobattler (https://forum.strategyturk.com/forum-moba-autobattler) +---- Forum: League of Legends (https://forum.strategyturk.com/forum-league-of-legends) +---- Konu Başlığı: League of Legends - Cassiopeia (/konu-league-of-legends-cassiopeia) |
League of Legends - Cassiopeia - Gurt - 25-04-2018 HİKAYESİ Cassiopeia, mazgallarla donatılmış çatının tepesinde, arkasına yaslanıp Noxus'un dolambaçlı ve kalabalık sokaklarını izliyordu. Gecenin soğuğu ona tesir etmediğinden şeffaf ipek bir elbise giymişti. Kumaşın altında, cildinin üst üste binmiş pullardan oluşan kıvrımlı yılan derisine dönüştüğü bölge seçilebiliyordu. Rüzgârla birlikte Cassiopeia'nın çatıdaki gizli yuvasına doğru kavrulmuş et kokusu sürüklenmişti. Ancak bu koku bile iç içe yaşayan binlerce insanın iğrenç kokusunu örtemiyordu. Yılan kadının öldürücü zehri salyasıyla karıştıkça ağzı yanıyordu. Tünediği yerde gerinirken kaslı kuyruğu çatının oyulmuş taşlarını çatlattı ve birkaç parçacık aşağıya düştü. Sokağın kenarına düşen taş parçalarından çıkan fareler kaçıştı. Pis sokak çocukları köşelerden koşarak çıkıyor, kapüşonlu siluetler ara sokaklarda fısıldaşıyor, iri iri askerler meyhanelerden yalpalaya yalpalaya çıkıyordu. Hemen yukarılarında karanlıkta kol gezen yırtıcı yaratıktan bihaberdiler. Cassiopeia sivri tırnaklı pençeleşmiş ellerini pullarla kaplı kalçasının üzerinde gezdirdi. Karanlık yılankavi siluetini saklıyordu. Bu günlerde yalnızca gecenin karanlığında ortaya çıkıyordu. Bir zamanlar Noxus'un güçlü kişilerinden biriydi. Bir dileğiyle insanlar öldürülür, askerler en karanlık sırlarını döker ve büyük komutanlar bu kadının desteğini almak için onun tavsiyelerine uyardı. Cassiopeia eskileri hatırlayıp iç çekti. Bu saklanmaya mahkûm acayip ucubeye dönüştüğünden beri Noxus toplumunda yetkili bir konuma sahip değildi. Shurima'da geçirdiği korkunç değişimin ardından ailesinin malikânesine dönmüş ve mahzende saklanmaya başlamıştı. Karanlık ve rutubetli mahzende, yılan vücudundan tiksinerek ve soylu yaşantısının özlemiyle yas tutarak yapayalnız haftalar geçirdi. Nihayetinde, içinde büyüyen avcılık içgüdüleri bastırılamaz bir hâl almıştı. Bir gece ailesi uyurken şehirde gezinmeye çıktı. Karanlıkta gezinirken geniş omuzlu deri zırh kuşanmış bir askerin elinde içkisi, meyhanenin birinden çıktığını gördü. Sonunda aradığını bulmuştu; beklediği adam buydu. Binaların tepesinden adamı sessizce takip etmeye başladı. Kalelerin ve kemer geçit duvarların üzerinden sürünerek peşine düştü ve sonunda adam boş bir avluya vardı. Bu mükemmeldi. Cassiopeia yakındaki bir çatıya doğru taşlara dolanarak süründü. Gözleri yırtıcı bir heyecanla parlıyordu. Yılan kadının gölgesi adamın üzerine vuruyordu. Asker içtiklerinin ona verdiği cüretkarlıkla arkasına döndü. ''Orada olduğunu biliyorum! Göster kendini!'' dedi. Cassiopeia'nın kuyruğu beklediklerinin coşkusuyla titreşti. Çatallı dilini çıkarıp havayı kokladı. Askerin kanının tatlı kokusunu ciğerlerine doldurdu. Ardından büyük bir keyifle nefes verdi. ''Sıkıyorsa çık karşıma!'' diye bağırdı adam. ''Hayvanlar gibi avlanacak adam değilim ben.'' Cassiopeia öfkeyle tısladı. Asker kafasını kaldırıp bakana kadar avlunun öteki ucuna hızlıca sürünmüş ve tam tepesine denk gelecek şekilde konum almıştı. Hâlâ gölgelerin arasında gizliydi. ''Kendini bir hayvandan üstün görüyorsun, öyle mi?'' dedi yılan kadın. Adam hemen kafasını çevirip sesin geldiği yeri kestirmeye çalıştı. ''Karşıya o kadar hızlı nasıl geçtin?'' dedi, titreyen sesi sahte kabadayılığına ihanet ediyordu. “Hayvanların en kabası bile senin kadar yabani değil'' dedi Cassiopeia. Asker korku içinde kaçacak bir yer bulmak için harekete geçti. Yumruğunu vurduğu bütün kapılar demirlenmiş ve kilitlenmişti. Cassiopeia adamın kafasında neler döndüğünü hayal ediyordu. Büyük htimalle peşine kimin ve neden düştüğünü hesaplamaya çalışıyordu. Asker, kınından çıkardığı kılıcını sağa sola savurdu; nereye yöneleceğini bilemiyordu. ''Benim canımı sıkma. Senden çok daha azılı düşmanların karnını deştim.'' ''Sadece düşmanların değil'' diye yanıtladı Cassiopeia. Senin yaptıklarını gördüm. Karanlıkta kol gezen bir tek sen değilsin. Asker sesin geldiği yöne döndü ve Cassiopeia ağzından safra gibi bir zehir püskürttü. Adam acıyla inledi. Zırhında bozuk para büyüklüğünde iki delik açılmış ve zehir derisini yakmıştı. Yılan Kadın, adamın yanık zırhının ve vücudunun keyif veren kokusunu içine çekti. Adam kılıcını tekrar sağa sola savurdu. ''Kimsin? Neden yapıyorsun bunu?'' ''Seni bir süredir izliyorum'' diye cevap verdi Cassiopeia. Kim olduğunu ve neler yaptığını biliyorum...'' ''Benim yaptıklarım seni ilgilendirmez.'' ''Ejder eti için çocukları öldürdüğünü biliyorum. Duyduğuma göre bayağı kârlı bir işmiş." Asker kılıcını yakındaki bir pencerenin arasına sokup zorla açmaya çalıştı ama pencere de demirlenmişti. ''Bir de meyhanedeki eksik etekler vardı'' dedi Cassiopeia. ''Sarmela, Elmin ve Lyx. Dün nehrin kıyısında bulunmuşlar. İşin bittikten sonra yüzleri tanınmayacak hâle gelmiş anlaşılan.'' Cassiopeia'nın kafasında adamın vücuduna dişlerini geçirmek vardı. Bu fikirden büyük keyif alıyordu. Adam kavgaya hazır bir duruşa geçti. ''Benimle gölgelerin arasından savaşamazsın. Göster kendini!'' ''Pekâlâ'' dedi Cassiopeia. Avluya adamın yanına doğru sürünen yılan kadın, gerçek heybetini göstermişti. Adamın gözleri korkuyla açıldı, elleri titriyordu. Cassiopeia askerden çok daha uzundu, kısık gözleriyle onu süzüyordu. ''Canavar!'' diye bağırdı adam. ''Canavar'' diye mırıldandı Cassiopeia. ''Bana yakıştırılan en kötü kelime değil en azından.'' Ardından Cassiopeia sağa doğru kaydı ve kuyruğunu bir kamçı gibi kullanarak adama çelme taktı. Askeri zahmetsizce yere yıkmıştı. Yerde yatan adamın gövdesine sardığı kuyruğuyla göğüs kafesini her an daha ezici bir hâl alan güçle sıkmaya başladı. Yılan kadın, askerin kalbinin attığını duyabiliyordu. Sonra adamın kemiklerinin kırılma sesi geldi kulağına. Askeri tamamen parçalamamak için kendisini zor tuttu ve sonunda adamı bıraktı. Asker, kılıcına doğru süründü ve kabzasını kavradı. Cassiopeia adamın titreyişlerini izlemekten keyif alıyordu. Yavaşça etrafında sürünerek dolanmaya başladı. Sonunda asker, kadınla göz göze gelmişti; yavaşça tanır gibi oldu. ''Seni tanıyorum. Leydi Cassiopeia!'' diye seslendi. ''Şu hâline bak!'' Asker, kılıcının ucunu toprağa dayayıp kendisini yukarı çekerek ayaklandı. ''Şehrin pis mahallelerinde benim gibi sarhoşların peşine mi düşüyorsun yani?'' Adam bir parça kan tükürdü. ''O kadar yüksekten de düşülüyor demek ki, ha?'' Cassiopeia tısladı ve sarı yılan dişlerinden zehir damlıyordu. Yılan kadının bakışları adamın gözlerini adeta deliyor ve adamı kendine kilitliyordu. Cassioppeia tüm öfkesini feryatlarına katıp çığlıklar attı. Öfkesi; içinde bulunduğu durumun adaletsizliğindendi, imtiyazlı yaşamını kaybettiğindendi ve emellerini gerçekleştiremediği için duyduğu hınçtandı. Bütün hırsını, keskin ve insanın aklını mahveden çığlığına yüklemişti. Çığlıklar attıkça, duyduğu öfke yerini neşeye bıraktı. Adeta suyun yüzeyinde ilerliyordu, muhteşem olmak için çok yolu vardı. Bedeninin her parçası kadim bir kudretle şakıyordu. Cassiopeia'nın gözlerinden zümrüt renkli bir ışık parladı. Bir anda askerin dehşet içindeki bedeni içten dışa doğru taşlaşmaya başladı. Bakışları donuklaştı, grileşti ve sertleşti; bedenini taşa dönüştüren lanet, son çığlığını da boğmuştu. Cassiopeia, askerin heykeline doğru yavaşça sürünerek gitti ve sert yanağını okşadı. Biraz önce insan derisi olan yüzü şimdiyse çorak bir nehir yatağına benziyordu. ''Eskiden, işimi yaptırmak, planlarımı uygulamak için insanları kandırmam, rüşvet vermem veya başka şeyler yapmam gerekiyordu'' dedi yılan kadın. ''Ama artık... artık istediğim her şeyi alabilirim.'' Kuyruğunu bir kamçı gibi öne savurdu ve heykeli tuz buz etti. Taşlaşmış asker bin parçaya bölünüp toz olurken yılan kadın gülümsedi ve gözleri parladı Cassiopeia yaptığı işe baktığında hepten gururla dolmuştu. Soylu hayatı belki sona ermişti ama daha önce hiç böyle muazzam bir kudretin damarlarında dolandığını hissetmemişti. Tekrar çatıların tepesine tırmanırken aklından bin bir fikir geçiyordu. Sıradaki kurbanı çok daha ilgi çekici olmalıydı. YETENEKLERİ
Yılanın Lütfu Cassiopeia, seviye başına hareket hızı kazanır ama Çizme eşyalarını satın alamaz.
Zehirli Patlama Menzil: 850 Cassiopeia kısa bir gecikmenin ardından belli bir alanda Zehir patlaması oluşturur ve bir rakip şampiyonu vurduğunda Hareket Hızı artar. Belli bir alanda Patlama Zehri oluşturur. Herhangi bir şampiyon isabet alırsa, Cassiopeia 3 saniye içinde azalarak tükenen %30/35/40/45/50 Hareket Hızı kazanır.Patlama Zehri 3 saniye içinde 75/120/165/210/255 (+70% Yetenek Gücü) büyü hasarı verir. Zehir
Bedel: 70 Mana Menzil: 800 Cassiopeia'nın ortaya çıkardığı bir dizi zehir bulutu rakiplerin yavaşlamalarına, yere saplanmalarına ve bir miktar hasar almalarına neden olur. Yere saplanan rakipler, hareket yeteneklerini kullanamaz. Cassiopeia'nın püskürttüğü zehir, kavisli bir alana yayılır ve ardında 5 saniye kalan ölümcül zehir bulutları bırakır.Rakipler, bulutların içinde bulundukları süre boyunca Hâlsizlik Zehri etkisinde kalarak zamanla azalacak şekilde %40/50/60/70/80 yavaşlar ve yere saplandıkları için hareket sağlayan yetenekleri kullanamazlar. Bulutların içindeki rakipler ayrıca her saniye 20/35/50/65/80 (+15% Yetenek Gücü) büyü hasarı alır.Zehir'in asgari bir kullanım menzili vardır. İkiz Diş
Bedel: 40/50/60/70/80 Mana Menzil: 700 Cassiopeia verdiği hasarın bir miktarı kadar iyileşmesini sağlayan ve zehirlenmiş hedeflere fazladan hasar veren bir saldırı gerçekleştirir. Eğer bu saldırı hedefi katlederse, Cassiopeia belli bir miktar mana geri kazanır. Bir hedefe 55% Yetenek Gücü (+10% Yetenek Gücü) büyü hasarı verir. Eğer hedef, İkiz Diş'in uçuşu sırasında veya isabeti sonucunda katledilirse, Cassiopeia {{ cost }} Mana kazanır.İkiz Diş isabet ettiği esnada rakip önceden zehirlenmişse 10/30/50/70/90 (+60% Yetenek Gücü) ek büyü hasarı alır ve Cassiopeia kendini 0 (+0) Can iyileştirir. Taşlaştıran Bakış
Bedel: 100 ManaMenzil: 825 Cassiopeia gözlerinden büyülü bir enerji dalgası saçarak yüzü ona dönük olan bütün rakipleri sersemletir ve sırtı dönük olan rakipleri yavaşlatır. Cassiopeia önündeki bütün rakiplere 150/250/350 (+50% Yetenek Gücü) büyü hasarı verir. Yüzü ona dönük olan rakipler taşlaşarak 2 saniyeliğine sersemlerken, başka yöne bakan rakipler %40 yavaşlar.
TARTIŞMA Karakterin artıları ve eksileri nelerdir ? Hangi şampiyonlara karşı zayıf hangilerine karşı güçlü ? Hangi itemler tercih edilmeli ? Sihirdar Büyüsü seçimi ve yetenek geliştirme sırası nasıl olmalı ? Rün ve Kabiliyet seçiminiz nelerdir ? Bildiğiniz komboları nelerdir ? Early Game nasıl oynanmalı ? Teamfight sırasında nasıl bir görev üstlenilmeli ? Karakter hakkında genel düşünceleriniz nelerdir ? Sizce karakter gereğinden güçlü mü yoksa dengeli mi ? |