GECE ÖRTER ÖRTÜSÜNÜ TOPRAĞIN ÜSTÜNE
30 Ekim 1914Savaş çanları artık Osmanlı Devleti için çalmaya başlıyordu.Almanya'nın diretmesine karşılık Enver Paşa'da kendi planını yürürlüğe koymuştu.Daha önce üzerlerine Osmanlı bayrağı çekilen iki savaş gemisi Geoben ve Breslau,çok gizli bir emirle boğazdan gizlice sızmış ve Sivastopol şehrindeki Rus mevzilerini top yağmuruna tutmuştu.
Enver Paşa,Bab-ı Ali toplantısında duyurmuştu savaş kararını.Hükümet azaları bu savaşa girişi protesto ederek Enver Paşa'ya tepki göstermiş,ondan bir an önce bir Rus Çarı'na telgraf çekilip özür dilenmesi konusunda baskı yapmıştı.
Enver Paşa adımlarını hızlı atan hırslı bir gençti.Bir an önce savaşa girilmesini ve Almanlara verdiği sözü yerine getirmeyi bir amaç edinmişti kendine.Çektiği telgrafta Rus gemilerinin tacizine karşılık verildiği ibaresi Rus Çarı'nı kızdıran son damla olmuştu.
Çar elindeki telgrafı yırtarak kurmay generallerini yanına çağırdı.Bütün sadık ve yaşlı generalleri odasında birkaç saat içinde hazır vaziyette durmakta idiler.Çar derin bir iç çekerek olan vaziyeti kurmaylarına bir çırpıda anlatıverdi.
''Artık Ayasofya'ya haçımızı dikme ve İstanbul'u alığ sıcak denizlere inmemizin vakti gelmiştir.Osmanlı kendi ayağıyla ateşin içine düştüğünün farkında değil'' sözleriyle oturuma başladı.
İngiltere Avam Kamarası'nda ise oldukça büyük bir telaş vardı.Osmanlı topraklarındaki ingiliz sefir ve casusların gönderdiği yağmur gibi telgraflar,Avam arasında büyük bir telaş meydana getirmişti.
Devlet-i Ali Osmaniye'nin savaşa girmesi beklenmedik bir karar olmuştu onlar için.Savaşın içine Osmanlı'nın katılması demek savaşın daha büyük bir coğrafyaya yayılması anlamına geliyordu.
Bütün Düvel-i Muazzama güçleri Osmanlı gibi zayıf bir devletin böyle bir savaşta tarafsız kalmasını beklerken tıpkı ateşe atlayan sinekler gibi kendini Harp ateşine atmasını büyük bir hayret ile karşıladı.
Kimse bilmese de odada soğukkanlılığını tek koruyan Lord Rotschild,içinden tasarladığı planın mükemmelliğini takdir ediyor,yeniden Enver Paşa'yı Almanlar aracılığıyla kandırmanın keyfini çıkarıyordu.Alman nüfuzunu kullanan Lord Baron Rostchild Osmanlı'yı Almanya ile gizli bir antlaşmaya sonra da alınan iki geminin Rus limanlarını bombalamasıyla savaşa sokmayı başarmıştı.
-----------------------------------------------------------------
İstanbul, Kasım 1914
Avrupa'da genel durum bu iken Enver Paşa,Teşkilat yapısında önemli değişikliğe gidilmesine karar vermişti,buna göre Teşkilat;
Bu Süleyman Askeri Bey'in Teşkilat'ın yegane gayesini özetleyen cevher niteliğinde bir cümlesiydi.O'da Teşkilat'ın ilk başkanı olmak şerefine nail olmuş,Bulgarların Edirne'den kovluması ve Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'nin kurulması gibi büyük başarılara imza atmış önemli bir şahsiyetti.Ancak İttihat ve Terakki'nin küçük efendisi Nazır Kara Kemal ile barışmayan yıldızlar Enver Paşa'yı endişeye sevketmişti.Süleyman Askeri'yi Bağdat Komutanlığı ve İran Şubesi görevine atayarak Enver Paşa,bu sorunu çözüme kavuşturmuş gözükmekteydi.
Bu küçük değişiklikten sonra Dersaadet Umur-i Şarkiye Heyeti başına Enver Paşa'nın yeğeni ve daha sonra Kut Kahramanı olarak anılacak olan yetenekli ve gözüpek Halil Paşa atandı.Yine de Süleyman Askeri,Teşkilat'ta nüfuzunu Bağdat'ta olsa bile bir gölge gibi sürdürmeye devam edecek,yapacağı operasyonlar onu Teşkilat tarihine altın harflerle yazdıracaktır.
Avrupa'da genel durum bu iken Enver Paşa,Teşkilat yapısında önemli değişikliğe gidilmesine karar vermişti,buna göre Teşkilat;
- Umur-i Şarkiye adı ile resmi kimliğine bürünmesi.
- Umur-i Takibiyye,Muhasebe,Evrak ve Umum Dosya ile Tercüme Telif adıyla ana şubeler kurulması.
- Buna bağlı coğrafi olarak Rumeli,Garbi Afrika,Şarki Afrika,Arabistan,İran,Afganistan,Hindistan,Rus Müslümanları olarak alt şubelerin açılması.
- Ve bu iki şube grubunun Genel Müdür olan kendisine bağlaması ile Teşkilat son halini alacaktı.
- Teşkilat'ın parolası ve sloganı ''Yemin-i Billah önce Vatan'' idi.
Bu Süleyman Askeri Bey'in Teşkilat'ın yegane gayesini özetleyen cevher niteliğinde bir cümlesiydi.O'da Teşkilat'ın ilk başkanı olmak şerefine nail olmuş,Bulgarların Edirne'den kovluması ve Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'nin kurulması gibi büyük başarılara imza atmış önemli bir şahsiyetti.Ancak İttihat ve Terakki'nin küçük efendisi Nazır Kara Kemal ile barışmayan yıldızlar Enver Paşa'yı endişeye sevketmişti.Süleyman Askeri'yi Bağdat Komutanlığı ve İran Şubesi görevine atayarak Enver Paşa,bu sorunu çözüme kavuşturmuş gözükmekteydi.
Bu küçük değişiklikten sonra Dersaadet Umur-i Şarkiye Heyeti başına Enver Paşa'nın yeğeni ve daha sonra Kut Kahramanı olarak anılacak olan yetenekli ve gözüpek Halil Paşa atandı.Yine de Süleyman Askeri,Teşkilat'ta nüfuzunu Bağdat'ta olsa bile bir gölge gibi sürdürmeye devam edecek,yapacağı operasyonlar onu Teşkilat tarihine altın harflerle yazdıracaktır.
--------------------------------------------
2 Kasım 1914- Kars
Moskof Generali Georgy Berhmann,Çar'dan aldığı emir telgrafı ile gizlice hazırlanıp harekete geçmişti bile.Sınırdaki küçük Osmanlı devriyelerini ve başıbozuk aşiret kuvvetlerini küçük çatışmalar da olsa hemen dağıtarak ilerliyordu.Berhmann atının üzerinde karda yürüyen ordusunu süzdü.
Tam teçhizatlı 25 piyade taburu, 37 süvari birimi ve 120 topçudan oluşan bir kuvvet kendi emrine verilmişti.Ordusunu gözden geçiren General,cebinden haritasını çıkardı ve geçtikleri yeri küçük kalemiyle zikzak bazen düz hatlar çizerek belirginleştirdi.
Sonra da kalemini sol tarafa doğru getirip Doğu bayazıt ve Köprüköy isimlerini daire içine aldı.Yanındaki ermeni kılavuza,daire içine aldığı yerleri göstererek; ''yakında burada büyük Ermenistan'ın temellerini atacaksınız'' diye bir sönük ümit verdi.Ermeni kılavuz gülümseyerek generali başıyla selamladı.Halinden generalin bu sözlerinden zevk duyduğu belli idi.Berhmaan elindeki haritayı bir kaç dakika inceledikten sonra yerine tekrar koydu ve gözlerini karlı dağların ardından batmak üzere olan kıpkırmızı olmuş güneşe çevirdi.
Artık son gecenin karanlığı Osmanlı topraklarını sarmaya başlamaktaydı....
Moskof Generali Georgy Berhmann,Çar'dan aldığı emir telgrafı ile gizlice hazırlanıp harekete geçmişti bile.Sınırdaki küçük Osmanlı devriyelerini ve başıbozuk aşiret kuvvetlerini küçük çatışmalar da olsa hemen dağıtarak ilerliyordu.Berhmann atının üzerinde karda yürüyen ordusunu süzdü.
Tam teçhizatlı 25 piyade taburu, 37 süvari birimi ve 120 topçudan oluşan bir kuvvet kendi emrine verilmişti.Ordusunu gözden geçiren General,cebinden haritasını çıkardı ve geçtikleri yeri küçük kalemiyle zikzak bazen düz hatlar çizerek belirginleştirdi.
Sonra da kalemini sol tarafa doğru getirip Doğu bayazıt ve Köprüköy isimlerini daire içine aldı.Yanındaki ermeni kılavuza,daire içine aldığı yerleri göstererek; ''yakında burada büyük Ermenistan'ın temellerini atacaksınız'' diye bir sönük ümit verdi.Ermeni kılavuz gülümseyerek generali başıyla selamladı.Halinden generalin bu sözlerinden zevk duyduğu belli idi.Berhmaan elindeki haritayı bir kaç dakika inceledikten sonra yerine tekrar koydu ve gözlerini karlı dağların ardından batmak üzere olan kıpkırmızı olmuş güneşe çevirdi.
Artık son gecenin karanlığı Osmanlı topraklarını sarmaya başlamaktaydı....