01-02-2022, 17:41

Doğumuzda yer alan Circenn'ler ile dostluğumuzu tüm adaya duyurduk.

Din adamlarımız süvarilerimize ayinler yapmaya başladı.

Düşmanın tarlalarında yer alan yerleşimi ele geçirdik. Karşımızda savaşacak bir birlik olmadığından zaiyat vermedik.

Savaş raporu yoktu ancak krala rapor olarak bir şeyler yazmak zorundaydık. Raporu gören kral bu kadar kolay savaş olacağını tahmin etmediğinden iki fıçı bira içip bu gece güzel bir uyku çekti.

Casuslarımız düşmanın güneyindeki şehrinde 17 bölükten oluşan birliğini rapor etti. Ancak hava yağışlı olduğundan hangi tür birliklerin orduda yer aldığını bilmiyorlardı.

Hazinedeki altınların neredeyse tümünü harcayarak binalarımızı geliştirmeye başladık. O kadar çok geliştirilecek bina vardı ki çevre diyarlardan inşaat işçileri çağırmak zorunda kaldık.

Düşmanı kıyıya yakın bir ormanlık alanda yakaladık. Belirtilenin aksine ordularında 20 bölük vardı. Ya casuslarımız yanlış rapor sunmuştu ya da düşman asker alımına başlamıştı. Savaşmadan önce komutanlarının askerlere son sözü "Bir topal bile mecbur kaldığında koşmaya başlar." oldu.

Komutan düşmanın sayı üstünlüğüne rağmen kazanacağımızdan emindi. Strat Clutlar kahramanlıklarıyla meşhurlardı.

Düşmana gece saldırdık ancak ateşli oklarımız ile onlara aydınlığın acısını tattırdık.

Süvarilerimiz düşman süvarilerini tüm ova boyunca kovaladı. Düşman süvarileri kaçınılmaz sonlarını tattı. Bu ya tanrılardan gelen atların işaretiydi ya da sabah akşam yapılan talimlerin. Hangisi olursa olsun süvarilerimiz destansı iş çıkardılar.

Oklarımızın hiddetinden tüm orman yanmaya başladı.


Süvarilerimiz de piyadelerimiz de yakın çatışmada kahramanca savaşarak zaferi bize getirdiler.