16-01-2017, 13:29
Bir de bu fermanlar genellikle çok dilli yazılırdı. Yerel bir yöneticiye gönderilecekse o yörenin diliyle de kaleme alınırdı. Resmî dil kavramı olmadığı için Türkçenin yanı sıra Arapça, Farsça, Rumca, Ermenice, Bulgarca, Macarca vs. en temel ferman dilleriydi. Yurt dışı diplomatik yazışmalar ise ekseriyetle Fransızca yapılırdı.
Fermanların Türkçe olanlarını bile anlayabilmek maharet ister, doğru. Ancak amaç ahalinin anlaması değildir. Fermanın muhatabı olan vali anlasa kâfi. Amaç biraz da şudur: "Hazır resmî bir yazışma yapıyorken bari dil ve edebiyattaki hünerimi sergileyim." Bu fermanların halkı ilgilendiren yönü ise ahaliye yerel dille okunurdu.
Orhun Yazıtlarını nispeten daha iyi anlayabiliyoruz. Türkçenin sınırlı bir coğrafyada konuşulduğu, henüz dış tesirlerin pek etkili olmadığı ve halkın çoğunlukla Türkî olmasından dolayı Türkçe yazılmıştır.
Osmanlı ise bir imparatorluktu. Mecburen çok dilliydi ancak Türkçeyi utanılacak bir dil olarak görmüşlerdir. Mümkün bu mertebe bu kimlikten sıyrılmaya çalışmıştır.
Yani sizin deyiminizle, tarihe ihanet edip kendisini Türk olarak tanımlamayan bizzat Osmanlı'dır.
Fermanların Türkçe olanlarını bile anlayabilmek maharet ister, doğru. Ancak amaç ahalinin anlaması değildir. Fermanın muhatabı olan vali anlasa kâfi. Amaç biraz da şudur: "Hazır resmî bir yazışma yapıyorken bari dil ve edebiyattaki hünerimi sergileyim." Bu fermanların halkı ilgilendiren yönü ise ahaliye yerel dille okunurdu.
Orhun Yazıtlarını nispeten daha iyi anlayabiliyoruz. Türkçenin sınırlı bir coğrafyada konuşulduğu, henüz dış tesirlerin pek etkili olmadığı ve halkın çoğunlukla Türkî olmasından dolayı Türkçe yazılmıştır.
Osmanlı ise bir imparatorluktu. Mecburen çok dilliydi ancak Türkçeyi utanılacak bir dil olarak görmüşlerdir. Mümkün bu mertebe bu kimlikten sıyrılmaya çalışmıştır.
Yani sizin deyiminizle, tarihe ihanet edip kendisini Türk olarak tanımlamayan bizzat Osmanlı'dır.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.