16-08-2017, 05:58
(14-08-2017, 03:20)iberkay :Tahta Çıkış : Reformlar ve yeni ordu oluşumu
Bu dönem Wilhelm'in tahta çıktığı beş yıllık süreci kapsamaktadır.Wilhelm bu dönemde mevcut savaşlar ve küçük seferler harici savaşa girmemiş tamamen ülkenin iç yapısıyla ilgilenmiştir.Kendisini bu barışçıl politikalarından dolayı güvercin lakabıyla anan yazarlar bile mevcuttur.Tabi bu reformların sonucunda Wilhelm'in güvercin olmadığı da ortaya çıkmıştır
Wilhelm tahta çıktığında ülkenin genel görünümü bu şekildeydi.Babasından kalan iki savaş gözükse de bu savaşlar artık formalite haline dönüşmüştü.Zaten kısa bir bekleyişin ardından iki devletle de anlaşmalar yapıldı.[img][/img]Almanya Dünyanın en gelişmiş topraklarına sahipti fakat yozlaşma resmiyette görülmese de önemli bir sorundu.
Wilhelm'in önündeki tek sorun bu görünmez yozlaşma da değildi.Babasının ölümünün ardından oluşan otorite boşluğu ile çeşitli cemiyetler oluşmuş, gizli çalışmalar ile ülkenin rejimini değiştirmek istemekteydiler.Wilhelm bu felaketten kurtulmak için babasından devraldığı bütün yönetim alanındaki birikmişi ülke içi istikrarın artmasına harcadı.Bu felaket kısa süre içinde önlenmişti ama bütün yönetim alanındaki birikim eriyip gitmişti.
Tam sıkıntıları atlattığını düşünen Wilhelm'e ise yine bir sürpriz çıkmıştı.Babası ölümünden hemen önce bir sürü yeni eyalet ilan etmişti ve bu yeni eyaletlerin masrafları ödenmeden vefat etmişti.Babasının bu eyaletlerin masrafı için belli bir miktar birikimi olsa da öngöremediği felaket için hepsi harcanmıştı.Dahası Fransa ve Eflak seferlerinden alınacak topraklarından da belli bir masrafı olacaktı.Ülke de yönetim alanındaki eksiklik çok can yakıcı bir hale gelmişti.
Yönetim alanında sıkıntılar olsa da bu sıkıntıyı Almanya'nın gelişmiş ekonomisi ve güçlü ordusuyla atlatabileceğine Wilhelm'in inancı tamdı.Fakat eline ekonomi defteri geçtiğinde hayal kırıklığını gizleyemedi.Almanya Dünya'nın en zengin ülkesiydi fakat topraklarına kıyasla geliri oldukça azdı.Özellikle bürokrasi kadrosu ülkeyi resmen soymaktaydı.Dünyanın açık ara en gelişmiş topraklarını elinde bulunduran Almanya'nın ordusu ise daha kötü durumdaydı.Askere alabileceğimiz nüfusun yarısından azını silahlandırabilmiştik.Ayrıca Fransa seferinden alınacak fazla yerler ile birlikte ülke koalisyon riskiyle bile karşı karşıya gelebilirdi.
Bütün bu olayların akabinde Wilhelm ülke içi reformların yapılması gerektiğine karar verdi.Ülkesini varisine bıraktığında Almanya en geniş ordu ve en yüksek gelire sahip ülke olmalıydı.Wilhelm'in bürokrasi ile savaşı başlamıştı.
Bürokrasi sınıfının yaptığı soygunun farkında olan Wilhelm ilk işe buradan başlamıştı.Babasının görevlendirdiği danışmanlar cidden kaliteli insanlardı fakat fiyatları aşırı pahalıydı.Öyle ki bütün Alman ordusuna ödenilem paradan daha fazlası üç danışmana ödenmekteydi.Wilhelm'in bu kadrodan kurtulması gerekiyordu fakat aynı değerde daha ucuza Almanya'ya hizmet edecek insanları da bulmalıydı.Bunun için babasının döneminde yok sayılan fakat belli şehirler üzerinde tartışmasız hak sahibi olan Soylularla ve Din gruplarıyla görüşmeler yaptı.Bu görüşmelerin sonucunda iki gruba da yeni topraklar verildi karşılığında ise aynı yetenekte ama çok daha ucuz fiyata danışmanlar temin edildi.Ayrıca Kraliçenin ülkesinden gelen askeri mühendis ise şimdiki danışmana göre yarı fiyatına işe alınacaktı.Kısa sürede danışman maaşları yarıya indirildi ülkenin gelişimi ise aynı hızla devam etti.
Ayrıca Almanya üretim sayesinde ayakta kaldığını iddia etse de üretim alanında da geri kalınmıştı.Bunun yapılabilecek ama yapılmamış fabrikalar en büyük kanıtıydı.Danışman giderlerinin önemli ölçüde indirilmesi sonucu Almanya'nın ordusunu tamamlayacağı görüşü hakimdi.Wilhelm ise ekonomiden tam sonuç almadan buna karşı çıktı.Fransa ve Eflak savaşlarının bitirilişinin ardından ordu giderleri de kısılarak hazinede para biriktirilmeye başlandı.Wilhelm kendisi bizzat şehir şehir gezerek 'her şehre bir fabrika' parolasıyla yerel halkın da desteğini alarak yatırımlarını yapmaya başladı.Bu süreçte Wilhelm'in sayısı not edilmemekle birlikte, elliyi geçik fabrika ve sayısı yüzü aşan üretim arttırma tesisi inşasına öncü olduğu belirtilmektedir.
Fransa ve Eflak seferleri ise bu süreçte sonlandırılmıştı.Aslında Fransa seferi Fransa'nın müttefiklerinden çekinildiği için Provence üstünden açılmıştı.Anlaşmada ise Fransa'nın bütün müttefikleri sonlandırılmış ayrıca bir çok toprak alınmıştı, Provence ise tamamen ilhak edilmişti.Yönetim sıkıntısı devam ettiği için Fransız topraklarının içinden Gascony Devleti kurulmuş ve yeni alınan bölgeler bu devletin hakimiyetine verilmiştir.Ayrıca bu devletin Fransa topraklarının içinde geniş bir bölgede hak iddiası mevcuttu.Bunun da zamanı gelince Almanya için faydası dokunacaktı.Eflak içinse durum daha farklıydı.Doğrudan ana yurda katılması Wilhelm'in emriydi.Yönetim krizi nedeniyle çeşitli isyanlar meydana gelse de ordu o bölgeye kaydırılarak isyancılar yenilgiye uğratıldı.
Wilhelm defterleri incelendiğinde yine dikkat çeken kısımlardan biri de kalelere ödenen bakım giderleriydi.Almanya içinde her iki toprağın birinde neredeyse kale bulunmaktaydı.Avrupa devrimler çağının içerisine girmişken bu feodal yapı da Almanya'ya yakışmamaktaydı.Sınır bölgesi ve birkaç önemli iç kale hariç diğer kalelerin yıkımı emri verildi.Sınır kaleleri ise Osmanlı ve Rusya'nın bizden fazla askeri bulunması sebebiyle kalmalıydı.Bu kararın da ekonomiye büyük bir katkısı olacaktı.
Ekonominin bu durumda olmasının bir sebebi de ticaretimizin İskandinavya ve İngiltere tarafından çalınmasıydı.Bu kayıpların önüne geçmek için en iyi yol ise koruyucu gemiler kullanmaktı.Ülkenin donanması ise çok zayıf bir haldeydi.Ayrıca bu donanma Ostrifriesland şehrine demirlemiş sadece beklemekteydi.Wilhelm bu donanmayı Lübeck ticaret yollarını koruması için gönderdi.Ayrıca tersanelere yirmi birim hafif gemi siparişi verdi.Bunlar da ticaret yollarını korumak için gönderilecekti.Bu Wilhelm'in ikinci yirmi birimlik hafif gemi siparişiyle birlikte donanmaya yapabildiği tek yatırım oldu.
Yaklaşık beş yıla yakın mücadelenin ardından ülkedeki gelir gözle görülür seviyede arttırıldı.Daha da önemlisi bu süreçte bütün fabrikaların inşaatı da devam etmekteydi.Yani yakın bir gelecekte bu gelir de katlanacaktı.Wilhelm son yılın kayıt defterleriyle birlikte bu artışı görünce ülke içi sorunlar ve reformlar döneminin kapanması gerektiğine kaanat getirdi.Artık hükümdarlığının ikinci ayağı olan fetihler dönemi başlayacaktı.
Orta Dönem : Bitmek Bilmeyen Savaşlar
Bu dönemi anlatan yazarlar ülkenin savaşta olmadığı bir tam yıl göremediklerini dile getirmişlerdir.Wilhelm'in tahta çıktığı ilk döneme göre tamamen zıt kararlar aldığı dile getirilmektedir.Barış ve ülke gelişimine önem vermek yerine savaş ve fetih devletin politikası haline gelmiştir.Bu dönem Wilhelm'in saltanatındaki en uzun dönemdir ve yirmi yıl sürdüğü kaynaklarda yazılmaktadır.
Wilhelm iyileşen ekonomi sonrası askeri planlamaya kafa yormaya başlamıştı.Bazıları yeni asker alımının Wilhelm'in saltanatı boyunca hiç yapılmayacağı kanısına bile ulaşmışlardı.Wilhelm ise şaşırtıcı bir şekilde bir anda asker sayısını iki katına çıkarma kararı aldı.Ülkenin dört bir tarafına bu otuz birimden oluşan askeri birlikler yerleştirildi.Önceki askeri birimlere oranla farkları ise sayılarının tamamen sabit oluşu ve piyade güçlerinin tamamen paralı askerlerden oluşmasıydı.Wilhelm buna yarı profesyonel ordu ismini vermişti.Bu askerler uzun savaş süresince ülkedeki insan gücünü tüketmemelerinin yanı sıra kalelere yaptıkları acımasız assault saldırılarıyla ün yapmışlardı.
Ayrıca bulunulan çağın nimetlerinden de yararlanmak göz ardı edilmemişti.Son seviye kalelere karşı devrim niteliğinde bu gelişme de Almanya'nın topçularını çok daha etkin kılacaktı.
Bütün bu gelişmeler bir askeri seferin habercisiydi.İlk askeri sefer ise Savoy'a ilan edilmiştir.Savoy Kuzey İtalya'nın büyük bölümünü kontrol altında tutmaktaydı ve elindeki topraklarda yaşayan Almanlar da mevcuttu.Savoy seferinin açılışı hakkında yazarların kitaplarında çok bilgi yer almasa da hemen ardından yapılan İsviçre seferinde Almanya'nın müttefiki Avusturya'nın tarafsızlığını açıklaması, Avusturya'nın da Savoy savaşına katıldığını net olarak ortaya koymaktadır.
Savoy seferinin başlangıcı kitaplarda çok yer almasa da sonuçları kitaplarda büyük bir yer taşımaktadır.Almanya alabileceği bütün toprakları kendine katmış ve İtalya'ya adımlarını atmıştır.Almanya'nın bu anlaşması müttefikleri İngiltere ve Avusturya için bile fazla görülmüş olsa da iki tarafla da karşılıklı ilişki geliştirilerek müttefikliklerin korunması sağlanmıştır.İsviçre ise Savoy kadar şanslı değildir, bütün toprakları direk Almanya'ya bağlanmıştır.
Savoy seferinden sonra alınan topraklarda Almanlar'dan çok Latin kökenli milletler yaşamaktaydı.Bu durumun yaratabileceği sorunları gören Wilhelm kendisine ismini Grabünden şehrinden alan Grabünd isimli bir uydu devlet yaratmış ve aldığı İtalyan topraklarının çoğunu bu devlete bağlamıştır.
İtalya seferinin ardından bütün Alman orduları Rusya sınırına yığılması talimatı verilmiştir.Wilhelm'in babası döneminde Avrupa'da 3 büyük güç baş göstermiştir.Bu güçler Almanya, Osmanlı ve Rusya'dır.Zaten Wilhelm'in ilk tahta çıktığı dönemdeki ordu mevcudiyetleri de bunu net biçimde ortaya koymaktadır.Wilhelm Avrupa'nın tek hakiminin Almanya olması gerektiğini düşünmektedir.Bu yüzden Rusya'nın hızlı bir sefer ile belinin kırılması icap etmektedir.
Rusya seferi tam olarak Wilhelm'in istediği gibi sonuçlanmıştır.Savaş Rus askerlerinin Sibirya'ya çekilişi sonrası uzasa da Almanya Rusya'dan tam teslimiyet almayı başarmıştır.Koşulşuz şartsız teslimiyet sonrası Almanya içinde Rusya'nın içinden yeni devletler kurulmasını isteyenler olsa da Wilhelm, Savoy'a yaptığı gibi direk olarak alabildiği her şeyi almayı tercih etmiştir.Bu savaşı Savoy seferinden ayıran özellik ise, Savoy savaşından sonra yeni bir uydu devlet oluşturulurken Rus topraklarında buna gerek duyulmamıştır.
Rusya seferinin hemen sonrasında veliaht Frederick çıktığı bir av sırasında yaşadığı kaza sonrası hayatını kaybetmiştir.Bu durum Wilhelm'in çok ağırına gitmiştir.Frederick baştan beri devleti yönetmesi için hazırlanan çok yetenekli bir prens olduğu kitaplarda ifade edilir.Frederick'in ölümü sonrası Wilhelm'in resmi bir çocuğu bulunmamakta dolayısıyla taht veliahtsız kalmaktaydı.Bazı danışmanlar Wilhelm'in gayrimeşru oğlunu yasal ilan edip veliahtı olarak atamasını tavsiye etseler de Wilhelm buna karşı çıkmış, pek sevdiği oğlu Frederick için Potsdam kentine Kilise inşa ettirmiştir.
Tanrı'nın armağanı sonucu hemen yeni veliaht dünyaya gözlerini açmıştır.Joseph, von Hessen soyunun devamını sağlayacak kişi olmuştur.
Fakat kötü haberlerin arkası kesilmemektedir.Joseph daha bir aylıkken ölmüştür.Wilhelm iki ay içinde iki veliaht kaybetmiştir.Haliyle kendisinde büyük bir çöküş gözlenmiştir.Danışmanlar yine gayrimeşru oğlunu varis olarak atamasını isteseler de Wilhelm bu çocuğun yeteneksiz olduğuna kanaat getirmiş ve bu öneriyi de reddetmiştir.Bu olay sonrası Almanya belli bir süre resmi varisi olmadan yoluna devam etmiştir.
Wilhelm oğullarının ölümüne büyük üzüntü duysa da devletle ilgilenmeye devam etmiş, babasından miras kalan uydu devleti Never'in ilhakını tamamlamıştır.Ayrıca yasını kısa tutarak Avrupa'nın diğer büyüğü diye bahsi geçen Osmanlı'ya karşı büyük bir savaşa girişmiştir.
Bu savaşta galibiyetler ardı ardına gelince herkes 'Almanya'nın altın çağını' yaşadığını düşünmeye başlamıştır.
Savaş gelişiminden çok söz edilmese de Wilhelm'in girdiği en büyük savaştır.Wilhelm, İskandinavya ve Osmanlı olmak üzere iki cephede savaşmaktadır.İskandinavya cephesi ise Wilhelm'in donanma yatırımları sayesinde büyük İskandinav donanmasının yakılışı ve ardından Stockholm işgali ile kapatılmıştır.
Wilhelm'in Osmanlı, Irak ve İskandinavya ile tek başına savaşacağını düşünenler ise yanılgı içindedir.Savaşın başlamasından hemen önce Çin hükümdarı ile gizli bir müttefiklik imzalanmıştır.Hem bu sayede Avusturya müttefikliğinin bitirilmesi sonucu müttefik ihtiyacı karşılanmıştır.Ayrıca Çin Hükümdarı Türklere büyük bir nefret beslemektedir.Olası savaşta Pekin'den Anadoluya kadar bütün ordusunu göndereceğini belirtmiştir.
Çin ordularının da arkadan Irak'ı saf dışı bırakması sonucu savaş çok uzamadan sonuca ulaşmıştır.Osmanlı da Rusya gibi kayıtsız şartsız teslim olmuştur.Anlaşmayla ise Viyana'nın kapısında bulunan Türkler İstanbul sınırına kadar geri çekilmek zorunda kalmışlardır.Alınan Balkan topraklarında ise Yugoslavia isimli uydu bir devlet oluşturulmuştur.
Son Dönem : Yeni Veliaht ve Küçük Fetihler
Bu dönem Wilhelm'in son dönemi olarak belirtilmektedir.Oğullarının ölümü sonrası huzuru büyük askeri seferlerde bulan Wilhelm, yeni veliahtın doğuşuyla birlikte onu tahta hazırlamakla ilgilenmiştir.Seferler ise daha çok Almanya'nın ilk savaşlardan arta kalan devletleri toplamasıyla geçmiştir.Bu seferleri askeri komutanlar yönetmiştir.Bu dönemin de 8 yıl sürdüğü kitaplarda yer almaktadır.
Wilhelm, Osmanlı savaşı sonrası başkent Lübeck'e giderek Kraliçeyi ziyaret etmiştir.Seferdeyken aldığı mektupta Kraliçenin hamile olduğu yazmaktadır.Wilhelm doğuma yetişemese de kısa bir süre oğlunu görmüştür.Yeni veliahtın ismi ise kendisiyle aynıdır.Bu isim Kraliçe tarafından konulmuştur.Wilhelm'in aslında aklında yine büyük askeri seferler olsa da oğlunun doğumuyla birlikte onun yetiştirilmesini bizzat üstlenmiştir.
Bu dönem genellikle Wilhelm'in başkentte çıkarttığı kararnameler ve komutanlar tarafından yönetilen minik askeri seferler ile sürmüştür.Wilhelm yayınlattığı manifesto ile birlikte dünya devletlerine Protestanlığın koruyuculuğunu üstlendiğini duyurmuştur.
Ordu hakkında da düşünecek uzun bir zaman Wilhelm, ordunun kuşatmalarının çok uzun sürdüğü gerekçesiyle Ofansif fikirlerin orduya benimsetilmesi talimatını vermiştir.Bu işlem ise çok kısa bir süre içerisinde tamamlanmıştır.
Yine bu dönemde Fransa'ya bir sefer daha yapılmış, uydu devletimiz Gascony büyütülmüştür.Savoy, Siena gibi İtalya devletcikleri ise ilhak edilmiştir.Ayrıca Wilhelm ölümüne yakın sürekli yeni askeri birlikler oluşturulması talimatını vermiştir.
Bir sonbahar günü Wilhelm yatağında ölü olarak bulunmuştur.Bu ölümün eceliyle olduğu şüphe götürmezdir.Zaten oğlu daha tahtı yönetecek yaşa gelmeden bunu kimsenin düzenlemeye cesaret edemeyeceği aşikardır.
Konsey Dönemi : Kraliçe Margaret Hudson
Wilhelm öldüğünde prens Wilhelm daha sekiz yaşındaydı.Bu yüzden tahta naip olarak İngiliz Kraliçe Margaret atanmıştı.Margaret'in atanması ise halk ve kimi yetkililer tarafından hoş karşılanmamıştır.Çünkü İngiltere uzun süredir Almanya'nın müttefiki olsa da İngilizler ikili oynamaktadır.Wilhelm'in Alman ırkını tek bir devlette toplamak için ittifakını sonlandırdığı Avusturya'yı hemen koruma altına almış ve Avrupa'da Fransa yönünde önümüzü kesmeye çalışmaktaydılar.Margaret ise akıllı bir kadındı ve gücü sevmekteydi.
Margaret ilk iş olarak kendi ülkesini tehditle Avusturya'dan ayırmıştı.Bu hareketi onun halk arasında 'İngiliz çıkarlarını desteklediği' algısını çökertmeye de yetmişti.Yine de bazıları bu hareketin İngiltere'yi kurtarmak için uydurulmuş bir komplo olduğunu düşünmekteydi.Onlara göre Wilhelm, İngiltere karşısında yer alsa bile saldıracaktı ve Adaya çıkarak İngiliz varlığına son vermeyi planlıyordu.Margaret ise bu hareketiyle İngiltere'yi olası işgalden kurtarmış bulunuyordu.Bu ancak Tanrı'nın bileceği bir konuydu.
Margaret bu söylentilere kulak asarak devlet işlerini yürütmeye devam etti.Artık bütün toprakları kendine kazandırılmış Gascony'nin vatana katılması gerekiyordu ve bu sağlandı.Margaret kendisini Alman Kraliçe olarak tanımlıyordu ve bunu kanıtlamak için bir hamlesi daha vardı.
Avusturya ve Rusya'ya açılacak bir savaş.Avusturya'nın ilhakı ile birlikte Almanları tek ülke etrafında toplayan ilk insan olacaktı ve bu onu oğlu yönetebilecek yaşa gelene kadar ülke yönetiminde tutması için yeterliydi.
Rusya ile küçük bir anlaşma yapmayı uygun görmüştü.Alman kuvvetlerinin büyük bir kısmı Avusturya'yı ve geçilemez zannedilen son seviye kalelerini kuşatmaktaydı.Özel bir doksan bin birimlik askeri birlikse hızlıca Rus hatlarını yararak St.Petensburg'u ele geçirdi ve hızlıca barış imzalandı.Bu anlaşmanın hafif olmasının bir nedeni de Avusturya'nın neredeyse tamamının ilhak edilecek olmasıydı.
Rusya'nın çekilişinin ardındansa Avusturya direniş gösteremedi.Savaş ise Avusturya'nın neredeyse bütün şehirlerine inşa ettiği son teknoloji kaleler nedeniyle uzadı.Sonunda ise Avusturya İtalya'daki 3 şehri hariç tamamen Almanya'ya katıldı.Balkan toprakları ise Yugoslavia'ya devredildi.Ayrıca Avusturya kültürüne bağlı toprakların büyük bir çoğunluğa da Wien isimli yeni oluşturulan uydu devlete verildi.Bu Margaret'in de son seferi oldu.Bu seferin ardından gelecek yıl İmparator 4. Wilhelm bluğa ermiş olarak tahta çıktı ve ülkeyi yönetmeye başladı.
İlk baştan aşağıya doğru resimlerin açıklaması:
Margaret'in naipliğinin sona ermesinden hemen sonra Almanya diplomatik haritasını gösteren görsel.
Margaret'in naipliğinin sona ermesinden hemen sonra ülkenin ekonomisini gösteren görsel.
Margaret'in naipliğinin sona ermesinden sonra ülkenin askeri durumu.
Özet olarak Wilhelm dönemi bu şekildedir.Wilhelm'e ait bir vasiyet ise bulunamamıştır.Bunun sebebinin ise zaten vasiyetlerinin eşi Margaret tarafından kısa vadede gerçekleştirilmiş olduğu ve Margaret'in naiplik yaparken oğluna bizzat ilettiği söylenmektedir.
Wilhelm döneminde ordu bir önceki döneme göre 3 katından fazlasına çıkarılmış, ülkenin geliri neredeyse 2 katına çıkarılmıştır.Kar olarak bu gelir önceki dönemle nerede aynı görünse de bunun sebebi şüphesiz ordu sayısının artmasıdır.Ülke toprakları ise %80 oranında arttırılmıştır.
3.Wilhelm kısmı eklendi.Uzun bir yazı oldu, bu saate kadar sürdü.Eksik/hatalar olabilir, baştan gözden geçiremedim görürseniz belirtebilirsiniz.