1166

Wigeriche Hanedanından Dük Stefan, hem ağırbaşlılığı hem erdemliliği hem de halkın refahını birinci plana koymasıyla kısa sürede hem düklük genelinde hem de Kutsal Roma İmparatorluğu genelinde tanınan ve sevilen bir isim haline gelmiş, Bohemyalı sahte imparator sarayında saklanırken elektörlerce imparatorluğun varisi olarak gösterilmiştir. Hükümdarlığı süresinde Lotharingia Krallığını kurup Lorraine düklüklerini birleştiren, düzenli bir ordu kurup birçok bölgede kaleler inşa ettiren Kral Stefan, daha önünde yapacağı çok şey varken 20 yaşında suikastle öldürülmüştür. Suikastin arkasında kim veya kimler olduğu halen bilinmemektedir, ancak suikastin işbirlikçileri arasında Cornwall Kontu bulunmaktadır.

Kral Stefan sonrası Lotharingia Krallığı 2 kızı arasında paylaşılmış, krallık büyük kız (3 yaşında) Karlotte Wigeriche'e kalmıştır. Karlotte'nin kız kardeşi edindiği Lüksemburg Brabant gibi düklükleri açgözlü yerel kontlara kaybetmiş, Wigeriche hanedanı sallantıya girmiştir. Karlotte Wigeriche sürpriz bir şekilde babasının kızı olduğunu göstermiş ve ülkeye istikrar ve refah getirmiş, bu esnada açgözlü yerel hükümdarların gücünü azaltmış, ülkede daha merkeziyetçi bir yapı kurmuştur. Wigeriche hanedanı edindiği gücü ve prestiji Kutsal Roma İmparatorluğunu veya başka ülkeleri ele geçirmek için kullanmayacak, İmparatorluğu ve çevresindeki başka ülkeleri istilacılara ve fatihlere karşı korumak için harcayacaktır. 

Bu tepkimizin ilki, Polonya Krallığını ele geçirmeye çalışan Danimarka Krallığına olmuştur. İmparatorluğun kuzeyinin ve doğusunun aynı Kral tarafından kontrol edilmesini ve bu şekilde güç toplamasını izlememiz mümkün değil, bu sebeple Polonya'yı Polonyalıların yönetmesi gerektiğini söylüyor ve başta Mazovya Dükü olmak üzere bölgedeki Leh soyluları Danimarkalı istilacılara karşı destekliyoruz. Wigeriche hanedanı her zaman genişlemeci, açgözlü Kralların karşısındadır.

Dükalığımızın başına Düşes Mary'nin 1120'de kanserden ölümünden sonra henüz reşit olmamış oğlu Henry geçti.  Norman kültürüne sahip Henry 18 yaşına geldiğinde ezeli düşmanımız Godwinsonlar'dan tahtı geri almak için savaş açtı ve korkak kralın savaşmadan teslim olması üzerine İngiltere'nin ilk Plantagenet kralı Henry I olarak taç giydi. Henry hükümdarlığının ilk senelerinde halk tarafından sevilse de kendisi depresyondaydı. Mevcut hayatında mutlu olamayan Henry yaşı ilerledikçe kendini tatmin etmek için zararlı alışkanlıklar edindi, hatta satanist tarikatına katıldı. Bu tarikatın da kötü etkilemesiyle Henry sevilen bir kral olmaktan herkesin nefret ettiği bir krala dönüşmüştü, üstelik kendisi de mutluluğu hala bulamamıştı. Her şeyi denemesine rağmen hayattan tat alamayan Henry 42 yaşında sarayın yüksek bir balkonundan atlayarak intihar etti ve tahtı 5 yaşındaki oğlu John'a bıraktı.


John daha tahtı adamakıllı ısıtamadan 6 yaşında Lotharingia Kralı'nın planladığına emin olduğumuz bir suikastle hayata veda etti ve bayrağı ablası Mary'e devretti. Mary başta sadece Somerset düşesiydi zira krallık Anglosaksonlar tarafından gasp edilmişti, ama Mary reşit olur olmaz babasının krallığını geri almak için savaş açıp kazandı ve İngiltere'nin ilk kraliçesi Mary I olarak taç giydi. Taç giymesine rağmen Anglosaksonların gücü hala kırılamamıştı ve çok büyük bir isyanla tahtı daha sütten yeni kesilmiş oğlu Edgar'a devretmeye zorlandı. Edgar Westeros'tan hallice İngiltere coğrafyasında fazla dayanamadı ve suikaste kurban gitti, devrik kraliçe Mary Somerset düşesi olarak oğlunun mirasını devraldı, krallık ise başka bir hanedana geçti. 

Mary iktidarının bu ikinci döneminde önce babasının krallığını geri alacak, Anglosaksonları tarihin tozlu sayfalarına gömüp iktidarını sağlamlaştıracak ve daha sonra beceriksiz kralların kaybettiği İrlanda başta olmak üzere tüm Britanya'da aslanlı sancağı dalgalandıracak.