Hanedan Oyunu: Habsburg Hanedanı Etkinliği - Baskı Önizleme +- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com) +-- Forum: Paradox Forumları (https://forum.strategyturk.com/forum-paradox-forumlari) +--- Forum: Europa Universalis IV (https://forum.strategyturk.com/forum-europa-universalis-iv) +---- Forum: EU4: Seriler (https://forum.strategyturk.com/forum-eu4-seriler) +---- Konu Başlığı: Hanedan Oyunu: Habsburg Hanedanı Etkinliği (/konu-hanedan-oyunu-habsburg-hanedani-etkinligi) |
Habsburg Hanedanı Etkinliği - FokluGeneral - 19-04-2020 (19-04-2020, 00:28)semihuygur : Tahtın Fransa savaşı esnasında değişmesi gelenek haline geldi sanırım :) vallahi öyle :) Habsburg Hanedanı Etkinliği - ardabakunin - 20-04-2020 Yer varsa katılmak isterim Habsburg Hanedanı Etkinliği - FokluGeneral - 20-04-2020 Menars hala cevap vermedi, bir iki gün daha cevap vermezse sıranın sonraki kişiye geçmesi gerek. Habsburg Hanedanı Etkinliği - argoargoo - 20-04-2020 (20-04-2020, 20:32)ardabakunin : Yer varsa katılmak isterim Yer var. Şu an oynayan arkadaştan sonra oyuna devam edebilirsin. Yarın save dosyasını buraya atmış olacak en geç. (20-04-2020, 20:45)FokluGeneral : Menars hala cevap vermedi, bir iki gün daha cevap vermezse sıranın sonraki kişiye geçmesi gerek. Menars ile konuştum, detaylı bir hikaye yazıyor, bugün en geç yarın yazmış olacak. Kendi bölümünü oynadı. Habsburg Hanedanı Etkinliği - Menars - 20-04-2020 Yarın ikindi gibi atarım herhalde elimde çok fazla resim olduğundan düzenliyorum. Habsburg Hanedanı Etkinliği - Menars - 21-04-2020 Yüce İmparator II.Franz
1582 yılının Ekim ayında Dünya´ya gelmiştim. Çocukluğumun ilk anılarının bir kısmını Madrid´de geçirmiştim. Orada aldığım temel eğitimle ülkeme geri döndüm. Ülkemde bulunan prenslikler hakkında bilgiler aldım ve en önemlisi Asya hakkında aldığım bilgilerdi. Kendime geniş bir çevre yapmıştım. İspanya´da kaldığım zamanlar Portekiz ve İspanya´nın okyanuslara yaptığı seferler hakkında bayağı bilgi sahibi olmuştum. Geç kalsak bile doğudaki topraklar hakkında bilgi sahibi olmak ve hatta oralarda güç sahibi olmamız gerektiğini biliyordum, fakat sahip olduğumuz donanma ve güç bu toprakları keşfetmemize engel olacağını da biliyordum. Ben bu düşüncelere dalmışken babam beni Polonya seferine çağırmıştı. Tecrübe ettiğim ilk büyük muharebe buydu ve bu muharebeden dersler çıkarmam gerektiğini biliyordum. Bu olaylardan sonra babamın depresyon sorunları baş göstermeye başladı, sebebi ise anlamsız kapıldığı aşktı. Dedem Friedrich´te bu saçma aşk işlerine bulaşmıştı. Babam ve dedem dönemi Osmanlı´nın bize karşı kaybettiği dönemlerin bir yansımasıydı. Babam ve dedemin yaptığı gibi aşk, zevk ve sefaya kapılmak ülkemizi geri düşürüyordu ki ülkemin başına geçtiğim zaman bunu fark ettim. Daha da kötüsü ordumuz sayı olarak Osmanlı´dan daha azdı ki bu tahammül bile edilemezdi. Bunu en kısa sürede düzeltmem gerektiğini biliyordum. Babamın ölümünden dolayı ülkede istikrar sorunları vardı ve bunu en kısa sürede halletmem gerekiyordu. Babamın depresyon dönemlerinde ülkede bulunan soylular, burjuvazi toplulukları ve rahipler ülkemizin topraklarında istediklerini yapıyorlar ve denetlenmiyorlardı, bu toplulukların en kısa sürede denetlenmesini ve ülkemize destek çıkmaları için isteklerde bulundum. Gene babamın ve dedemin gereksiz yere yaptıkları Fransa savaşlarının sonucu olarak Fransızlar Makedonien´i işgal ediyorlardı buna hemen son vermemiz gerekiyordu. Ülkemizdeki tüccarlar kendi kafalarına göre işler yapıyorlardı, tüccarların ülkemizin çıkarlarını gözetmeleri için ilk kanunnamemi çıkarttım ve İngiliz kanalında kendi işini yürüten tüccarları cezalandırıp, geri çağırdım. Prenslikleri protestan oldukları için cezanladırmamıza rağmen ülkemizde bulunan protestanlar yüzünden dini birliğimizin bu kadar düşük olması bizi komik duruma düşürüyordu, bunun için ülkemde birkaç reform yapmak istiyordum. Ülkede bulunan kaleler iyi durumda olmasına rağmen Edirne´de bulunan kalenin gereksiz olduğunu düşünüyordum ve buradaki kalenin yıkılıp, taşlarının Edirne´de bulunan diğer yapılara ayrılması gerektiğine karar verdim. Atalarımın toprak önceliklerine verdikleri hatayı fark ettim ve bu öncelikleri ileride daha zengin topraklara vermenin daha önemli olacağını düşündüm. İdari teknolojide geri kalmamız, Kutsal Roma İmparatorluğu´nun imparatoru olarak bize yakışmıyordu bunu düzeltmemiz gerekiyordu. Bunun için idari işlerimize daha çok yönelme kararı aldık. Aynı zamanda ülkemizde bulunan topraklar uzun zamandır denetlenmediğinden otonomi sorunlarımız da vardı. Bu topraklara verilen otonomileri azaltmamız gerekiyordu. Ülkenin başında 1 yıl boyunca bunlarla uğraştıktan sonra manastırların feshi kanunnamesini çıkardım. Tüccarlar için geçirdiğimiz kanunnameye rağmen bazı tüccarlar hala bizden izinsiz iş yapmaya çalışıyordu ve hak ettiklerini buldular. Onları daha önce uyarmamıza, hatta kanun çıkarmamıza rağmen bu riskleri almaya devam etmenin sonuçlarına katlanmalılar. Tabi ki burjuvazi topluluğu bize bu olaydan dolayı kızdılar. Osmanlı´nın Memlük´ten kalan son parçaları ele geçirmek için savaşa hazırlandığı haberi elimize ulaştı. Bu haberi iyi değerlendirmeliyiz. Tabi Osmanlı ile uğraşmadan önce batıda bulunan prensliklere çeki düzen vermemiz gerekiyordu. İspanya İmparatorluğu bize kraliyet evliliği teklifinde bulundu, bu aramızdaki bağı güçlendireceğinden kabul ettim. Uzaktan akrabam olan Ana ile evlendim. Evliliğimin saçma fantezilere ihtiyacı yoktu o yüzden aşk ve sefa ile uğraşmaktan daha çok ülkemi yönetmeye odaklanacaktım, yani aramızdaki bu evlilik tamamen “kraliyet” evliliğiydi. Tahta geçtiğimde benden sonraki varis kuzenim Maximillian´dı. Küçük bir av kazansında hayatını kaybetti, en azından herkes öyle sanıyordu. Tabi kuzenim hayatını kaybedince ülkede uygun bir varis boşluğu vardı ve bunu hızlı bir şekilde doldurmamız gerekiyordu. Zira ölürsem ülkemiz bir kaosun içine sürüklenebilirdi. İdari işlere verdiğimiz çaba meyvesini vermişti. Ülkenin başına geçtiğim ilk yıl bunun meyvesini almam beni çok sevindirdi. İmparatoriçem cidden çevresi geniş ve zekiyidi ve bana idari işlerde tecrübeli bir arkadaşının ülkemiz için biçilmiş kaftan olduğunu söyledi ve kendisi normalde çalıştırdığım danışmanların aldığı paranın yarısını istiyordu. Ülkemiz için yararlı olacağını düşündüğüm için imparatoriçemin arkadaşını sarayıma çağırdım. Ülkemizin para sıkıntısını gidermek için danışmanım Siegfried Tirol´de bulunan altın madenlerini genişletme kararı almamız gerektiğini söyledi. Kararını inceledikten sonra mantıklı olacağını düşündüm ve genişletme kararını aldım. Vatikan´ın başında Avusturya´lı bir papanın olması, düşmanımız Fransa´nın Vatikan´da görev yapan önceki papaların aldığı kararları silmesi Papalık ve ülkemiz arasındaki ilişkilerin gelişmesine olanak sağladı. Geçirdiğim kanunnameler ve idari çaba gene meyvesini vermişti. Belgrad´da bulunan girişimciler işlerini rahatlıkla genişletme fırsatları bulduklarından Belgrad´ın üretim kapasitesi gelişmişti. Kuzey Transilvanya´da, anatominin gelişmesi için yapılan çalışmalar halkı kızdırmıştı. Fakat işimizi halkın isteklerine göre yapsaydık ülkemizin yıkılması kaçınılmaz olurdu. Bu yüzden Kuzey Transilvanya´da çalışan yerel doktorları destekleme kararı aldık. 1600´lerin ilk çeyreğine geldiğimizde artık bildiğimiz dünya çoktan değişmişti. Yerel güçlerin zayıflamasıyla ülkelerin kralları bir bir mutlakıyetlerini ilan ediyorlardı. Dünya cidden çok hızlı değişiyordu ve ülkemiz olarak buna ayak uydurmamız birinci şartımızdı. Kutsal Roma´da ki dini birliğin çok zayıf olduğunu görmem beni endişelendiriyordu. Bunun için yaptığımız küçük hareketlerin yetersiz kaldığını fark ettim. Atalarım sağolsun bu pisliği temizlemek bana kalmıştı. Ülkemizde yapılan idari hamleler sonucu ilk borcumuzu ödemiştik.Geriye 3 borcumuz kaldı. Daha öncede hayata geçirmek istediğim planlardan biri olan toprak yönetimi öncelikleri kanunnamesini hayata geçirdim. Ülkemiz için fakir olan topraklara verilen önceliklerin kaldırılıp onun yerine çok daha zengin Bohemya, Silesya gibi bölgelere verilmesini emrettim. Doğudaki iç karışıklıklara rağmen Osmanlı´nın Memlüklere açtığı taarruzu fırsat bilerek Osmanlıya karşı bir taarruz başlattım. Savaştan dolayı Kastamonu´nu boş bırakan Osmanlı´nın bu hatasını fırsat bilerek hızlı bir şekilde Kastamonu´yu işgal almaya yola çıktık. Muharebeye girecek ordularımızın daha kaliteli bir profesyonelliğe sahip olması gerektiğinden, ülkemize hizmet eden general sayısını arttırdık. Bunun sonucunda cidden ordularımız daha profesyonel bir şekilde savaşa girmeye hazırlardı. Osmanlı Kastamonu´yu donanmasıyla koruyabileceğini düşünmüş olsa gerek ki donanmasını Kastamonu civarlarında gezdiriyordu. Kraliyet donanmamızı seri bir şekilde Karadeniz sularına getirerek Osmanlı donanmasını ve Osmanlı´nın sancak gemisini batırdık. Artık Osmanlı´nın deniz gücüne son vermiştik. İmparatorlukta haksız topraklara çöken devletleri cezanlandırmak imparator olarak görevimiz olduğundan bu devletlere ültimatom gönderdik. Ya barışçıl şekilde kanunlara uyarlar ya da kılıç zoruyla uyarlar. Doğuda yaptığımız savaşlara rağmen önceki imparatorların kazandığıdan fazla kazanıyorduk, fakat ülkemizin borçları ödemek için daha fazla paraya ihtiyacı vardı. Bu yüzden halkımızdan aldığımız vergilere savaş vergisini de ekledik. Vergiler meyvesini verdi ve savaş zamanı borçlarımızdan birini daha kapadık. Bunlar olurken Osmanlı ordusun Memlük ile yaptığı savaşı bitirip bize yönelmişti, fakat ordusunu rahat bir şekilde yenmiştik. Tabi ki ben dedelerim gibi onları hor görüp ülkemi borç yatağında gezdirmek niyetinde değildim. Elimde bulunan kaynakları en az şekilde kullanarak onları yenmenin daha mantıklı olduğunu biliyordum. İdari anlamda yaptığımız çabalar sonucunda ülkemizde yönetim kapasitesini geliştirdik ve yeni bir seviyeye ulaştık. Bazı prenslerin kurallara uyması beni mutlu ediyordu. Kastamonu´nun yakınına kurulan Sinop kalesini düşürdük ve Osmanlı´nın başkent bölgesini elimize geçirdik. Fakat Osmanlı´nın ordusunun büyüklüğünü ve disiplini ülkem adına bir tehditti. Bunun için Osmanlı ordusunu yenmek için generallerle bir toplantı yaptık. Toplantının sonucunda ordumuzu Osmanlı ordusunun önüne getirdik. Osmanlı muharebe istiyordu ve ordumuzu görünce bizi yenebileceğini düşündü, tabi ki yenebilirdi. Fakat ordumuz muharebe için değil, yem için gelmişti. Osmanlı ordusu bizi Edirne´ye kadar takip etti fakat unuttuğu bir şey vardı. Donanmamız Marmara´da bekliyordu ve Osmanlı ordusunu tuzağa çekmişti. Bunun sonucunda verdiğimiz kayıplar çok küçüktü. Artık Osmanlı ordusu 2 ye ayrılmıştı ve teker teker bu orduları yok etmemiz an meselesiydi. Osmanlı´nın yapabileceği tek şey kuvvetlerimizi yenip Karasi´ye geri dönmekti ve bunu ordusunun erzağı bitmeden yapması gerekiyordu. Bu yüzden Makedonien´e gidip oradaki köyleri yağmalamaya başlamıştı. Ordumuz burada yaşayan köylülere yardıma yetişmek için hızlı bir şekilde Makedonien´e yürüdü.11 aralık 1615´in şafağında 2 ordu Makedonien´de çarpıştı ve Osmanlı yenildi. Ordusu sıkışan Osmanlı ordusu son bir kez savaştıktan sonra teslim olmayı seçti. Osmanlı ordusu eski gücünü yitirmişti. Yaptığım yenilikler sonucu prenslikler beni çoktan düzenbaz ilan etmişti. Elime tüm Avrupa´yı verseler bile davamdan vazgeçmeyeceğimi anlamalılardı. Sarayımızda çalışan kişi sayısının artmasıyla skandallarda baş gösterdi. Savaş zamanı olduğundan üstünü örtmem gerekiyordu. Vergileri uzatma kararı aldık. Halkımı zorlamadan bu işi bitirmem gerekiyordu. Savaş döneminde danışmanlarımızdan birinin ölüm haberini aldık. Reformistlerden birini kaybetmek bizi üzdü. Fakat yetiştirdiği genç reformistlerden birini sarayımızda çalışması için yollamıştı, bizde onu ülkemize hizmet etmesi için baş danışman ilan ettik. Artık bakır toplar yerine demirlerin kullanılmasıyla talep artmıştı ve buda piyasaya yansımıştı. Ülkemize hizmet etmesi için askeri personel sayısını arttırmanın iyi olacağını düşündüm. Ülkemize en çok hizmet eden Macarların ülkenin kabul edilen kültürlerine alınmaması büyük bir ayıptı ve bu ayıbı düzeltmem gerekiyordu. Yeni kanunname ile Macarların ülkemizde üst mevkilerde çalışırken kendi dillerinde çalışmaları için imkan tanıdım. Tropik ağaçların yeni alanlarda kullanılabilmesi yeni iş alanları oluşturdu ve buda fiyatlarını arttırdı. Bu tarz yenilikleri görünce bu ürünlerin üretimini ve pazarını bizim yapmamız gerektiğini düşünüyordum. Artık çocukluğumdaki hayalimi gerçekleştirmeliydim, doğuda ülkemiz için şirketler kurmalıydım. Savaştan en çok etkilenen ülke vassalımız olan Theodoro oldu. Başkenti kuşatma altındaydı ve halkı çok acı çekmişti. Yüzlerce yıl sonra Kudüs´ü ele geçirmiştik fakat buralarda kalmak gibi bir niyetimiz şimdilik yoktu. Kudüs´ün düşmesiyle Osmanlı yenilgisini kabul etti. Anlaşmaya göre Ege ve Batı Anadolu´nun bir kısmı Avusturya hakimiyetine geçti. Barışa geçtiğimiz dönemde Osmanlı´dan kalan imalathaneleriyle birlikte elimize büyük bir para geçti ve ülkemizde endüstrileşme hareketlerinin ilki buydu. Elimizdeki parayla tüm borçlarımızı ödemiştik. Akdeniz´e kadar genişleyen topraklarımızı korumak için Kıbrıs´ın alınması şarttı. Bunun için Kıbrıs´ta hak iddia ettik. Ülkemizdeki askeri personel sayısının azlığından ötürü reformist danışmanımızın yerini şimdilik tecrübeli bir talim ustası almıştı. Savaşın başında hamile olan eşim doğum yapmıştı ve çocuğumuz 3 yaşına gelmişti. Fakat çocuğumuz özürlü olarak dünyaya gelmişti, bu yüzden kendisinin varis olması ülke adına tehlikeli olduğundan varislik hakkını elinden aldım. Ülkemizdeki yabancı toprak sayısının artmasıyla yeni bir kanunname geçirmem gerektiğini fark ettim. Yeni ele geçirilen yerde huzursuzluğu azaltmak için yapılan bu kanunnamenin etkilerinin en azından ben yönetimde kalana kadar devam etmesini umuyordum. Demir işçiliğinin gelişmesiyle ülkedeki demir ocaklarının da gelişmesi gerekiyordu. Bunun için paramızın bir kısmını ülkemizde bulunan demir ocaklarının genişletilmesi için ayırdım. Aynı zamanda Konstantinopel´de ki mücevher üreticileri için büyük bir imalathane açtım. Uzun zaman sonra ülkemizin kasasına para da girince, misyonerlik faaliyetlerine başladık. Önceliğimiz Luthercilerdi. Ülkede tüccarlar için yapılan ortamı iyileştirmek ve ülkenin kasasını doldurmak için ticaret gemilerinin yapıma başladım. Venedik´ten gemi ustalarını Ege denizine imalat yapması için getirttim. Osmanlı ile savaşımdan sonra batıdaki kanunsuzlara bir ders vermenin vakti gelmişti. Kendileri, mutlu mesut yaşayacaklarını sandılar herhalde. Bu fetihlerin beyhude olduğunu sadece bu prenslere değil, tüm prensliklere ibret olsun diye göstermeliydik. Prensliklerin güçlü bir savunması olmadığından isteklerimizi tek tek kabul ediyorlardı. Bu kuşatmalar devam ederken, saraydan güzel bir haber geldi. Oğlum Alexander dünyaya gelmişti ve gayet sağlıklı gözüküyordu. Prensleri hazırlıksız yakalamak için art arda onlara savaş açıyordum. Fakat ülkemizin batı kısmını daha rahat korumak için Utrecht prensliğini savaşa çağırdım. Savaşlar ülkeme zarar vermekten çok, güçlendiriyordu. Her ne kadar zengin olsak bile, savaş zamanı vergileri arttırmak gerekliydi. Ülkemizdeki toprak sayısının fazla olmasından dolayı, bu toprakların yönetiminde zorlanıyorduk. Bu yüzden danışmanlarımı toplayıp yeni bir idari sisteme ihtiyacımız olduğumuzu söyledim. Danışmanlarımın yardımıyla hazırladığımız yeni sistemle, artık her toprakta temsilcilikler açıldı ve bunları koruyan ve aynı zamanda bu toprakları denetleyen muhafızlar tesis edildi. Savaşla ilgilenmek tabi ki önemli fakat, bilim insanları ülkemiz için daha önemli olduğundan kasamızda bulunan parayla başkentimize ve etrafına üniversiteler yapıldı. Batıdaki savaşlarımızı fırsat bilen Türkler, Denizli´de isyan çıkardı. İsyanların çıkması gayet anlaşılabilirdi. Çünkü atalarım Türkleri sürekli aşağıladıklarından ülkemize karşı bir nefret besliyorlardı. Bu nefreti kırmak için yürürlüğe girecek bazı hamleler vardı, fakat savaş zamanı olduğundan bunlar yavaş işliyordu. Prensleri teker teker yeniyorduk ve bu prenslere yardım eden Gaskonya´da bundan payını almıştı. Prenslerin dirençlerinin kırıldığı duyan Brandenburg, ordularıyla hızlı bir şekilde harekete geçti. Brandenburg ile müttefik olmak bir hataydı. Fakat bu müttefikliği bozmak için elimizde bir sebebin olması gerekiyordu. Nefreti kırmak için başlattığımız süreci fırsat bilen bazı Türkler topraklarda isyan çıkarmak için organize olmaya çalışıyormuş. Bu sürecin devam etmesi için ordularımı oraya götürmemem gerekiyordu. Zira onların istediğini yapardım ve tüm Anadolu´yu kendimize düşman edinebilirdim. Şimdilik istediklerini yapsınlar. Kahvenin Amerika´da yetiştirilmesiyle, Yemen ve Etiyopya tekelliği yok olmuştu. Fakat bunlar olurken biz sadece izliyorduk. Uzun zamandır aynı atlıları ve topları kullanıyorduk. Fakat zamanında ilerlemesiyle bu birimleri yeniden düzenlememiz gerekiyordu. Bu yüzden ordularımızı bu yeni birimlerle eğitmeye başladık. Tabi yeni topları kullanmamız sebebiyle demir madenlerini genişletmek gerektiğini düşündüm ve hazinedeki paranın bir kısmıyla bu madenleri genişlettim. Ülkemizde serbest düşünce ve yenilikler halkın dine karşı düşüncesini gevşetmişti. Topluluğun bir yolu olmadan sağa sola sapması ülkede sadece kaos getirebilirdi. Bu yüzden halkın bu gevşemesine karşı harekete geçildi. Her ne kadar toprakları yönetimini arttırmış olsak da idari anlamdaki gücümüz bunların hepsini yönetmek için yeterli değildi. Bu yüzden yavaş yavaş bunları entegre ediyorduk. Ulm artık pes etmişti ve anlaşmaya hazırdı. İlginç bir şekilde Yunanlar da isyan etmişti ve neredeyse tüm Sakız adalarında bulunan halk ayaklanmıştı. Ordularım çoktan harekete geçmişti. Ülkemiz artık eskisi gibi borç alıp, zarar etmiyordu. Ülkeyi bu yönetimim sırasında her ne kadar geniş bir çevreye ve sağlam bir duruşa sahip olsam da, zaman zaman gevezelik yapmıyor değildim. Son olarak Elsas da anlaşmamıza boyun eğdi. İmparatorluk yavaş yavaş homojenleşiyordu. Yeni ele geçirdiğimiz topraklarda ki otonomiyi azaltmak için daha fazla muhafız gönderme kararı aldık. Ülkemde yavaştan mutlak güce sahip olmaya başlamıştım. Barış zamanındayken orduyu talim edip onları daha profesyonel tutmak gerekli olduğundan Macar düzlüklerinde ordularımın bir kısmını generallim talim etmeye başladı. Bu sırada Kıbrıs´a savaş açıp ani bir çıkarma yapmıştık. 254 günün sonunda Kıbrıs düşmüştü ve artık ülkemize katılabilirdi. Otonomiyi azaltmamızın sonucu Bohemya´daki huzursuzluğun artmasından dolayı ordumuzu oraya yolladık. Küresel ticaret ve koloniciliğin sonucu olarak Batı Afrika´nın tamamı Avrupa devletlerinin eline geçmişti. Mutlak bir hükümdar olma yolunda ilerlerken yapmam gereken şeyin, mutlak bir hükümet olduğunu bildiğimden hükümetin tüm gücünü elime aldım. Tolerans sürecimin sonucu olarak, Ancona Katolikliğe geri dönmüştü. Her ne kadar Bohemya´da ordularım bulunsa da Bohemyalılar isyan etmekten çekinmedi. İngiltere dünyayı ilk dolaşan devlet oldu. Bizimde dünyayı dolaşabilecek gemiler yapmamız şarttı. Amerika´dan kaynak fışkırmaya devam ediyordu. Şimdide elmas diyarı oldu ve burada gücümüzün olmaması beni üzüyordu. İdari anlamda gelişmek için idari fikirlere ağırlık vermemiz gerekliydi. Bu yüzden bu fikirleri benimsedim. Brandenburg´un yaptığı işgaller sonucu kendisi bize iyi niyetlerini göstermek için hanedanlığından, askeri eğitim almış birini imparatorluk adına çalışması için görevlendirdi. Ferdinand atlıları ve piyadeleri iyi kullanmasına karşın topçuları efektif kullanamıyordu. Zaten bizimde işgal için generale ihtiyacımız yoktu. Wurzburg yaptığımız savaşları görmesine rağmen Hessen´i gerçek sahiplerine vermedi. Umarım sonuçlarına hazırdır. Siegfired Casper 1627 yılının sıcak bir mayıs günü hayata gözlerini yumdu. Casper´ın ülkemize yaptığı yardımları asla unutmayacağız. Casper´ı hanedanlık mezarlığının yanında bulunan ülkeye en çok hizmet edenlerin gömüldüğü, şeref mezarlığına gömdük. Habsburg Hanedanı Etkinliği - Menars - 21-04-2020 Yarın sınavım ve teslim etmem gereken bir proje olduğundan sadece %40´ını koyabildim. İnşallah yarın atarım hepsini. Habsburg Hanedanı Etkinliği - altnkurt - 21-04-2020 HRE arayüzünü aradı gözüm ama atmamışsın sanırım. Onca fetihten sonra hala HRE kuramadık mı? Habsburg Hanedanı Etkinliği - Menars - 21-04-2020 Benden sonraki kişinin kurabilmesi kuvvetle muhtemel. Habsburg Hanedanı Etkinliği - FokluGeneral - 21-04-2020 İmparatorun atalarını zayıf ve gereksiz işlerle meşgul olarak düşünmesi hem ilginç hem de hoş bir detay olmuş. Habsburg Hanedanı Etkinliği - argoargoo - 21-04-2020 Geçmişe yapılan atıfları çok beğendim, adeta II. Franz'ın hırçınlığını hissettim. Bu imparatorluğu babası ve dedesinden çok daha iyi yöneteceğinin hayalini kurmuş ve planlarını daha çocukken yapmış olduğu belli. Protestan sayısındaki azalma için tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum değerli İmparatorum. Çocuğum özürlü doğmuştu kısmına da güldüm... Eline sağlık, devamını bekliyoruz. Habsburg Hanedanı Etkinliği - Enesrar - 21-04-2020 Çok güzel olmuş ellerine sağlık Habsburg Hanedanı Etkinliği - Menars - 22-04-2020 Yüce İmparator II.Franz
(1610-1657)
Casper´ın ölmesiye ülkemizdeki diğer sorunlardan birini, yani enflasyonu çözmek için Günther Arenberg´i baş danışmanım yaptım. Portekiz´in kralının vârissiz ölmesi sonucu Portekiz de Habsburg hanedanlığına katılmıştı. Fakat İspanya bunu fırsat bilerek Portekiz´e veraset savaşı açmıştı ve bizi de savaşa çağırmıştı. Bu sırada İspanya´nın doğudaki kolonilerinin büyük çapta bir baharat ticareti yapması baharatların Avrupa´da talebini arttırdı. Portekiz´e açılan sembolik savaşın bize bir yararı veya zararı olmadığından rahatlıkla diğer prensliklere savaşa açabilirdik. Modena eskiden topraklarımızda bulunan prenslikleri yutmuştu ve cezanlandırılması gerekiyordu. Savaşın ilk günlerinden Bavarya ordusunu hazırlıksız yakalamamız sonucunda Bavarya´nın askeri gücü yok edildi. Bu sırada haksız toprak alanları cezanlandırmaya devam ediyorduk ve bu cezalardan korkan Münster Kleve´i haklı sahiplerine geri bıraktı. Bu savaşların devamı sırasında,özellikle Luthercilerin topraklarımızda isyan çıkmasını önlemek adına birkaç önlem aldık. Türklerle olan anlaşmalarımız sonuç verdi ve Türkler artık yarım olarak Avusturya hakimiyetini kabul etti. Bunun sonucu olarak Ahmet Bey ülkemize hizmet etmek için ordularımıza katıldı. Her ne kadar önlem alsak da Silesya´da isyan çıkmıştı. Lucca´nın başkentinin düşmesiyle tüm anlaşmaları kabul ediceğini söyledi. Bizde Batı Afrika´da bulunan kolonisini bize teslim etmesini söyledik. Zaten gücü olmayan Lucca bu anlaşmayı seve seve kabul etti. Sonunda kolonicilik hedeflerime başlamıştım. Afrika´ya bir üs kurarak şirketlerimizi genişletmek an meselesiydi. Ülkemizde bulunan serfler Viyana´ya akın ediyorlardı. Savaş döneminde bunları durdurmak olanaksızdı. Tabi ki soyluyor serfleri başkentimize gelince bize olan bağlılıkları zayıfladı. Savaşı erken bitirmemiz şart olduğundan zor bir karar aldım. Kışın kalenin kuşatmasına devam edin emrini verdim. Bunun sonucunda 2 bin askerimiz soğuktan öldü. Savaşın uzaması daha çok binleri öldürebilirdi. Bu yüzden bu kararı almam gerekiyordu. Yavaş yavaş prenslikler Katolikliği zorla ya da barış yoluyla kabul ediyor, imparatorluğumuz homojenleşiyordu. Ülkedeki her toprağa atölye kurmak hedefimizdi fakat öncelik çok kazanç yapacağımız yerlerdi. Bavarya yenilgiyi kabul etmişti.Bunun sonucunda işgal ettiği Salzburg´a topraklarını geri vermişti. Sonunda Modena´nın Parma hakimiyetine son vererek bu savaşı bitirdik. Tabi k, Wurzburg´u unutmadık. Kendilerini hazin bir son bekliyordu. Her ne kadar eylemlerimiz sonucunda soylularla aramız bozulsa da yardıma ihtiyaçları olduklarını biliyorduk ve kasada bulunan paranın bir kısmını bu ailelere yardım etmek için kullandık. Diplomatlarımız sayesinde dünya çapında saygınlığımız artmıştı. Topraklarımızı yöneten topluluklardan ülkemize yardım etmeleri için istekte bulunduk. Onlarda isteğimizi kırmadılar. Viyana´nın daha çok gelişmesi için ticari depo kurduk. Wurzburg ettiklerinin cezası olarak hazinli bir sona boyun eğdirildi. Yenilikçi fikirlerimizi geliştirmemiz ülkemiz adına önemli olduğundan bu fikirlere ağırlık verdik. Adriatik denizini tamamen Almanlaştırma hayalimi yürürlüğe geçirttim. İlk işim Istria´yı almanlaştırmaktı. Ferdinand von Hohenzollern yaşlılığı hasebiyle Nisch yolunda dünyaya gözlerini yumdu. Bedenini zarar gelmeyecek bir şekilde Berlin´e kadar götürüp teslim ettik. Osmanlı ile olan ateşkesimizin bitmesiyle, Anadolu için savaş açtık. Osmanlı orduları geçen seferki yaşadıkları kötü yenilgiden sonra, ilerlemek yerine geri çekilmişti. Bu yüzden başkenti hızlı bir şekilde düştü. Gelirimiz benim yönetimim ile birlikte kısa sürede %70 artmıştı. Gelirimizi daha da çok arttırmak için ticari gemilerimizi arttırdık. Eflak bölgesinin zengin topraklarını değerlendirmek ve kuvvetlerimizi daha da güçlendirmek adına Eflak bölgesinin tamamına askeri kamplar yapıldı. Osmanlı çok hızlı bir şekilde çözündü ve bize karşılık veremiyordu. Oğlum çocukluğundan beri zalim davranışlar gösteriyor etrafındaki herkese zarar veriyor, bağırıyordu. Zamanla bu zalimliği iyice arttı. Çeke çeke dedesine çekmişti. Kendisine çeki düzen vermesi için kraliyet öğretmenleriyle görüştüm ve ona özel bir eğitim planı yapmalarını söyledim. Umarım bu zayıflığını bir an önce halleder. En azından halkın önünde yapmamaya özen gösterir. Osmanlı´nın işgale açık bir hedef haline gelmesiyle generallim iyice rahatlamış Anadolu topraklarında fütursuzca dolaşıyorlardı. Osmanlı´da bunu fırsat bilerek Erzurum´da bulunan ordularımı bertaraf etti. Bu haberin kulağıma gelmesiyle orada bulunan generallere uyarı babında mektup yolladım. Eğer istediklerini yapmak istiyorlarsa askerlik değil, başka şeylere yönelmeliydiler. Savaş zamanı piyadelerimizi yeni silahlarla donatmaya başladık. Talimlerde her ne kadar kullansalar da savaşta kullanmak daha farklı olacaktı bunu biliyorduk. Fakat karşıda organize olamayan bir Osmanlı olduğundan, bunun ordularımızın tecrübesi için biçilmiş kaftan olduğuna karar verdik. Osmanlı ordusunu uzun zamandır göremeyince casuslarımı yolladım. Birde ne göreyim, Osmanlı ordusu Viyana´ya gelmiş ve kuşatmaya çalışıyordu. Viyana nasıl geldiklerini araştırdığımdaysa, Litvanya ve Polonya´nın Osmanlı ordularına yardım ettiğini öğrendim. Bu iki devletçik bunun hesabını ödeyecekler. Başkentimizin önemini anlayan imparatorluk ordusu sayıca az olmalarına rağmen Viyana´yı savunuyorlardı. Sonunda galip gelmişlerdi. Şanlı ordumuzu bu zaferini ödüllendirmeliydim. Tüfeklerin çoğalmasıyla elit ordulara olan ihtiyaç ortadan kalktı. Artık ordularımızı yıllarca eğitmeye gerek yoktu. Osmanlı Viyana´daki yenilgisinden sonra anlaşmamızı kabul etti Brandenburg ile son zamanlarda yaşadığımız husumetler Brandenburg´un ders almasına sebebiyet verdi ve aramızın açılmaması için Osterode´yi Pomerenya´ya geri verdi. İtalyan devletler dersini hala alamamış gibi gözüküyor. Burjuvazi sınıfıyla yaptığımız anlaşma neticesinde danışman sınıfım daha da genişledi ve ucuzladı. Tabi ki ruhban sınıfı ve soylular bundan rahatsız oldular. En fakir bölgelerden biri olan Durres ve zamanında bize isyan eden ve bu yüzden adada insan nüfusu azalan sakız adalarına, Alman halkının yerleşmesi için bir takım destek kararları alındı. Düşündüğüm şey başıma geldi. Her ne kadar Katolikliği korusak da Osmanlı ile yaptığımız savaş sonrası askeri anlamda biraz zayıflamıştık. Bunun neticesinde Rusya Danimarka´ya savaş açtı ve Katolikliğin koruyucusu olarak bir şey yapmam gerekiyordu. Fakat Rusya ile yapılacak savaş ülkemi çok yoracağından Danimarka´yı ve Katolikleri yüzüstü bıraktım. Sonuçta saygınlığımız yerlere indi. İpek kumaşlarının Avrupa´da talebinin artmasıyla ipeğinde fiyatı arttı. Tabi ki bu en çok İspanya´nın işine yaradı. Her ne kadar Afrika´da küçük bir üssümüz olsa da İspanya ile rekabet etmek için daha çok yolumuz var. İtalyanlar istediklerini gibi genişleyebileceklerini sandılar herhalde, onlara Avusturya´nın adaletini götürmek görevimiz. İtalya ile yaptığımız savaşta kraliyet donanmasını limanlarını abluka altına almak için kullandık. İspanya bizi gereksiz Fransa savaşlarına çağırmıştı. Artık İspanya´nın bizi bu gereksiz savaşlara sürüklemesine tahammül edemezdim ve İspanya ile olan müttefikliğimizi sonlandırdım. Fakat kraliyet evliliğimiz devam ediyordu. Prensler tek tek Katolik olmaya devam ediyordu. Lens yapımı geliştikçe, buna olan talepte artmıştı. Buna bağlı olarak ustaların cam talepleri artmıştı, buda camın fiyatını arttırdı. Şehirler eski haklarını istiyordu, bizde bu hakları geri verdik. Tabi ki güzel bir ödeme karşılığında. Aldığımız paranın bir kısmını rahiplere yardım olarak kullandık. Moldovya´nın bereketli topraklarının bir kısmını da soylulara verdik. Fransa artık bizle rekabet edemeyecek kadar geride kalmıştı. Rekabetin yok olmasıyla yeni anlaşmalarda başlamıştı. Fransa ile yaptığımız anlaşmalar sonucu 2 tarafta birer generallini eğitim amaçlı değiş tokuş etmişti. Papalık yeniden kontrolümüz altına girmişti. En sonunda İtalyan savaşları bitmişti. Kuzey italya yenilgiyi kabul etmişti. İmpartorluk 60 prenslik ve gittikçe gelişen homojen yapısıyla güçleniyordu. Yenilikçi fikirlerimizde doruk noktasına ulaşmıştık. Rusya´nın yaptığı Danimarka-Litvanya savaşını da fırsat bilerek, Polonya´ya savaş açtım. Osmanlı´ya yaptıkları yardımların bedelini ödemeye hazırlardır umarım. Savaşın ilk aylarında İtalya´da görevli olan ordum hızlı bir şekilde Roma´ya ilerledi. Roma sınırlarına girince havada duman gören ordum hızlı bir şekilde olay yerine gözcü birliklerini gönderdi. Gözcülerin anlattıkları Hristiyan alemi için üzücü bir gündü. Lutherciler Roma sokaklarına kadar gelmiş ve Papa´ya zarar vermeye çalışmışlardı. Ordularım hızlı bir şekilde tüm Luthercileri orada öldürdü. Bunun sonucunda Papalık bize minnettarlığını iletti. Gelirimiz Avrupa´nın belki Dünya´nın en iyisi haline gelmişti. Sahip olduğumuz parayla cam ve demir işlerini geliştirdik. Ülkemize bir sürü katedral yaptık. Kamplarımızı genişlettik. Ferrara hanedanlığı ile olan işbirliğimiz sonucu hanedanlıktaki askeri geçmişi olan soylular ülkemize hizmet etmeye razıydı. Alfonso d´Este bunların arasındaki en parlaklarıydı. Varisim ve oğlum olan Alexander bir gün hizmetçilerden birini öldüresiye dövmüştü. Artık bu olay çok uzamıştı. Kendisini o kadar uyarmama rağmen ve sağladığım eğitimlere rağmen bu saçma davranışı devam ettirmek onun bırakın ülkeyi kendini bile yönetemediğinin bir simgesiydi. Muhafızlarımı görevlendirerek onu Portekiz´deki yeni kurulan hanedanlık kalesine sürgün ettim. En sonunda Sakız adaları ve Durres de Alman kültürünü benimsemişti. St. Luke loncasına yaptığımız yardımlar sonucu, lonca kültürel anlamda bizi daha da yüceltecekti. Polonya ile olan savaşımız kısa sürdü ve yenilgiyi hızlı bir şekilde kabul etti. Hak iddia ettiğimiz yer yeri imparatorluğumuza kattık. Tüm Avrupa´da ünüm artmıştı. Bana ulu bir imparator olarak bakan insanların sayısı kat be kat artmıştı. Avrupa´nın hatta Dünya´nın çeşitli yerinde bulunan insanlar benimle çalışmak için can atıyorlardı, hemde neredeyse bedavaya. Hepsini sarayıma davet ettim. Artık sarayım dünyanın en ihtişamlı sarayıydı. Lutherciler güçlenmek için fütursuzca savaşlar açıyorlardı ama nafileydi bu çabalar. Toprak öncelikleri hareketimiz devam ediyordu. Buna bağlı olarak Bosna öncelikten çıkarıldı. Onun yerine çok daha zengin olan Aydın bölgesi önceliğimize alındı. Babürler ile olan etkileşimimiz arttıkça rekabette tırmanıyordu ve sonunda birbirimizi rakip ilan ettik. Soyluların sahip olduğu askeri rezervin bir kısmını aldık. Tabi ki bu eylem huzursuzluk yarattı fakat, ülkenin askere ihtiyacı vardı. Gene dedelerimin aşk ve meşk hayatları yüzünden olan hanedanlığımıza olmuştu. Birileri büyük annemin köylü olduğunu herkese söylemişti .Maalesef gerçeği açıklamak zorunda kaldım. Fakat bu tarz hikayelere çokta kafa yoramazdım. Kültürümüzü geliştirmek için harekete geçtim. Güney Bohemya´yı Almanlaştırmaya başladım. Uzun süren savaşlar ve bunların vergileri sonucu halka yük binmişti. Zaten gelirimiz çok fazlaydı, artık bu vergileri azaltmamız gerekiyordu. İngiltere, zayıflayan Fransa´ya savaş açmıştı. Avrupa´da bu haber büyük yankı yaptı. Acaba İngilizler yeni bir 100 yıl savaşlarına mı hazırlanıyordu? Napoli İspanya´nın yardımıyla genişlemeye devam ediyordu. Buna bir son vermek gerekiyordu. Sonuçta Napoli de Protestan´dı. Osmanlı hala gücünü koruyor olsa gerek ki Sindh´in borçlarını ödüyordu. Askeri anlamda yaptığımız reformlar ülkemizin gücünü arttırmaya devam ediyordu. 3. Oğlum Maximillian dünyaya gelmişti. Umarım bu sonuncusu olur. Modena hala dersini almamış herhalde, Mantua´ya savaş açmış. Kendisine ültimatom yolladığımız halde kabul etmedi. Mecklenburg´un Lübeck´i alması kuzeyde büyük yankı yaptı. Lübeck artık topraklarını bile koruyamıyordu. Tabi ki Lübeck gibi önemli bir yerin varlığı imparatorluk için önemliydi. O yüzden hemen harekete geçtim. Ahmet Bey hayata gözlerini yumdu. Kendisini yaptığı katkılardan dolayı şeref mezarlığına gömdük. Türklerle yaptığımız anlaşmalar 2 taraf içinde önemliydi. Bunun için Kara İbrahim Paşa´yı göreve atadım. Böylelikle Türklerin devlete entegrasyonunu hızlandırmak istiyordum. Ahmet Bey´in ardından Alfonso d´Este hayatını kaybetmişti. Bedeni Ferrara´ya teslim edildi. Danışmanlarımız ülkemize insan ötesi bir seviyede katkıda bulunuyordu ve bunu neredeyse bedavaya yapıyorlardı. Tanrı onları kutsasın. İdari anlamda çok güçlenmemizin sonucu olarak bu gücü istikrarımızı arttırmakta kullandık. Güçlü istikrarımız sayesinde Pazar okulu eğitim enstitülerini açttım. Dinin koruyuculuğu geri almamız gerekiyordu. Bunun için çalışmalara başladım ve diplomatlarıma Avrupa´da bulunan ülkelere gidip Avusturya´nın, Katolikliğin koruyucusu olduğunu iletmeleri için küçük bir meblağ harcadım. Doğudaki istihkam hareketleri sonucu olarak İçel´de savunmamız arttı. İdari fikirlerimizi de geliştirme vakti gelmişti. Ulm´u yıkan Augsburg´a ültimatom yollandı ve bunu kabul etmediler. Şirketlerimizi güçlendirmek adına Benin´den belirli bir meblağ karşılığında toprak satın aldık. Atalarımdan biri azizmiş ve papalık bunu bana duyurdu. Tüm halka bu haberi dağıttık. Ülkemizde barış ve istikrar tavan yaptı. Arnavutluk ve Korfu bölgelerinde Almanlaştırma çabalarımız hala devam ediyor. Babamın başına gelen şey benim de başıma gelmişti. Fakat ben buna hazırlıklıydım. Yaptığım evlilik aşk üzerine kurulu değildi, fakat bu yapılan şey hanedanlığıma bir hakaretti. Herkes hak ettiğini bulmalıydı. Bu yüzden danışmanımın kellesini alarak başkentin meydanına koydurttum. Eşime gelince de, onuda şımarık oğlunun yanına, Portekiz´e sürgün ettim. Önemsiz birinin yerini hızlı bir şekilde doldurduk. Mutlak hükümetim gelişirken buna bağlı olarak yeni sistemleri keşfediyorduk. Yeni tıpaların icadıyla birlikte şarap artık çok daha uzaklara götürülebilirdi ve buda şarap ticaretini tüm dünyaya yaymak anlamına geliyordu. Ticari anlamda güçlendiğimiz işaretlerinden biriydi. Küçük Augsburg savaşında, Augsburg´a yardıma gelen İsviçre´den toprak bütünlüğümüzü korumak adına Graunbünden alındı. İmparatorluğu düzeltmek adına büyük bir savaşa girdik ve yanımızda Brandenburg´u da çağırdık. Savaşın ilk aylarında Thuringia beyaz bayrakları çekmişti ve Katolikliği benimsemişti. Bu sırada idari fikirleri geliştirmeye devam ettik. Uzun zamandır özgür imparatorluk şehirlerini genişletme imkanı bulamıyorduk, fakat yaptığımız reformlar sayesinde Mantua özgür şehirlerden biri olmak istiyordu. İmparatorluk için büyük bir gün. Ülkede neredeyse isyancı kalmamıştı. Sonunda Elsas savaşı bitti ve imparatorluk uzun zamandır bu kadar homojen olmamıştı. 1650´lere geldiğimizde artık yazlar, kış gibi geçiyordu. Herkes giyecek elbise arıyordu. Gölleri buz tutmuştu. Buzların devri başlamıştı. Her ne kadar güneydeki topraklarımız daha az etkilense de, bu soğukluk tarlalarımıza vurmuştu. Bu olay da piyasayı derinden etkilemişti. Tabi ki biz önlemimizi daha önceden geliştirdiğimiz topraklarımızla almıştık. Belkide bu durumdan en az etkilenen Avrupa ülkesi bizdik. Osmanlı ile olan işimiz daha bitmemişti. Anadolu´yu geri almalıydık. Uzun zamandır İspanya ve ülkemiz arasında ilişkiler iyidi ve 2 tarafında ailesi istediği gibi bu iki ülkede dolaşabiliyordu. Bunun sayesinde İspanya Habsburg hanedanlığından olan Otto ülkemize gelmişti ve burayı çok beğenmişti. Kendisi iyi bir amiraldi ve ülkemize hizmet etmek istiyordu. Kendisinin bu isteğini elbette geri çevirmedik. Tüccarlarımıza yaptığımız yardımlar ve reformlar sayesinde başarılı tüccarlar ülkemize katkıda bulunmaya başladı. Osmanlı savaşı devam ederken, kuzeyde Keltler bir direniş başlattı ve İskoçları ele geçirdiler. Uzun zaman sonra ilk defa Britanya´da yeni bir aktör görüldü. Şahsen Keltlerin ülkesi olan Gaeldom´a yardım etmek için hazırdım. Adriatik denizinde yaptığımız kültürel değişim hareketlerini genişletme fırsatı bulduk. Ticari filomuzu savaş zamanı güvenli limanlara çekmiştik. Uzun zamandır Akdeniz sularında durmaksızın çalışan bu donanmanın biraz yenilenmeye ihtiyacı vardı. Bunun üzerine kasamızdan çıkardığımız parayla donanmayı yeniledik. Osmanlı Halep´i son ana kadar savundu. Bu adanmışlık cidden kayda değerdi. Osmanlı ordusu gene Anadolu etrafında gözükmüyordu. Artık Anadolu´nun elinden çıktığı fiili olarak kabul ettiğini tüm dünya anlamış oldu. Bu sırada ülkemizde bulunan bir deha, general kadromuza katıldı. Kendisinin ülkemize en iyi şekilde hizmet edeceğinden şüphem yok. Litvanya ve Polonya gözümüzün önüde yeniden Osmanlı´ya yardımda bulunuyor. Rahiplerle uzun zamandır iyi ilişkilere sahip olmuştuk. Fakat iyi ilişkilerle devletler yönetilmiyordu. Bu yüzden kendilerinden yardımda bulunduk. Yönetim kapasitemiz arttıkça yeni topraklardaki kontrolümüzü arttırıyorduk. Osmanlı ordusuyla Anadolu´da karşılaşamasakda, Halep´te büyük çapta bir savaş yaptık. Osmanlı sancak gemisi uzun aradan sonra yine bizim donanmamıza yenik düştü. Osmanlı artık işgallerimize karşılık veremiyordu. Bu sebeple ordularımız Kahire´ye kadar gitti. Uzakta bulunan ordularımız bunu fırsat bilerek Kahire´yi yağmaladı. En kısa sürede o orduyu cezalandıracağım. Bu sırada daha efektif bir sistem için, daha verimli bir otonomi sistemi gerekliydi. Bunun için çalışmalara çoktan başlamıştık ve çalışmalarımız sonuç vermişti. Gaeldom kuzeyin sahibi olmuştu. Savaşlardan dolayı borcu olan Gaeldom´a yardımda bulunduk. Paramızın bolluğundan dolayı Provence´e de yardım ettik. İlişkilerimizi geliştirmenin imparatorluğumuzu genişletmek için iyi olacağı kanaatindeyim. Kitap basımları arttıkça herkes kitap okumaya başladı. Fakat yol yordam bilmeyen bir köylünün bir kurnazın kitaplarını okuyup ona kanması ihtimalini unutmamalıydık ki düşündüğümüz şey oldu. Kitaplar sadece düzgün bir temele sahip olan insanlar tarafından okunmalıydı ki, yapılan eleştiriler yapıcı olsun ve ülkemizin kalkınmasına yardımcı olsun. Bu yüzden serbest basımları yasakladım. Portekiz´de sürgün hayatı yaşayan eşim Ana hayatını kaybetti. Kendisi İspanya´da kendi ailesinin mezarlığına gömüldü. İmpartoriçe ünvanın boş kalmaması için ve ileride yapabileceğimiz anlaşmalar için Montferrat ile kraliyet evliliği yapmaya karar verdim. Gilberta ile olan evliliğim 2 ülke içinde yararlı olacaktı. Osmanlı ile savaşın sonuna geldik ve sonunda Osmanlı şartlarımızı kabul etti. Osmanlı ile olan savaştan sonra imparatorluğun homojenliğini korumaya devam etmek için çalışmalara başladık. Osmanlı artık bizimle rekabet edebilecek halde değildi. Papalık bu savaşta bile olmak istemediğinden, barışımızı kabul etti. Mutlak güç insanların sana hayranlıkla bakmasını sağladığı gibi korkutabiliyor da. Bazı soylular bunu bana karşı kullanmaya çalıştı ve meşruluğum ülke içinde sorgulanmaya başladı. Bu dedikoduyu başlatanları bulup kellelerini Viyana meydanına koymalıydım. Nuremberg anlaşmamızı kabul etti. Savaştan hemen sonra Kongo´dan toprak satın aldım. Şirketlerimizi genişletmemiz artık şarttı. Toprak satın almam Kongo ile son bulmadı. Madagaskar´dan da toprak satın aldım ve bununla da durmadım. Hint okyanusunda gücümün artması için Gujarat ile yaptığım anlaşmayla Hindistan´daki ilk şirketimizi kurdum. Her ne kadar iyi ilişkilere sahip olsakda İspanya´nın müttefiklik isteklerini artık kabul edemezdim. Bu sırada kuzeyde bulunan İskandinav halkları birleşip İskandinavya´yı kurdurlar. Rusya´ya karşı bir silah olarak İskandinavlarla iş yapılabilirdi. Meşruluğumu artırmak için askeri gücümü kullandım. İspanya bizim yaptığımız hareketleri görmüş olacak ki o da Hindistan´dan hem de hemen yanımızda bulunan Kutch´u satın aldı. Artık ileride bir çatışma çıkması kaçınılmaz. Osmanlı´nın zayıfladığını gören Napoli savaşa hazırlanıyordu. Bir şekilde bu Napoli denilen hadsiz devlete gününü göstermeliydik. Fakat İspanya ile olası bir savaş tüm Avrupa´da kaosa sebep olabilirdi. Bu yüzden İspanya´yı bir şekilde ikna etmeliydik. Montferrat ile yaptığımız diplomatik hamleler meyvesini verdi ve Montferrat özgür imparatorluk şehri oldu. İdari fikirlerimizi bitirdik ve yeni bir politika benimsedik. Zengin Anadolu topraklarını ülkemize resmen katma vakti gelmişti. Ülkenin başına geçtiğim zamandan beri yaptığım reformlar, kanunlar ve politikalar artık amacına ulaşmıştı. Ülkemde artık istediğim kanunu istediğim gibi çıkarabilirdim ve soyluların buna karışma gibi bir gücü kalmamıştı. Artık devlet bendim! Elitlere ve sağlam temeli olan düşünce insanlarına yaptığımız yardımların sonucu olarak ülkemiz daha da gelişmişti. Düşüncem doğruydu, sadece imkanı olana eğitim vermek daha mantıklıydı. Keltler, İngilizlerle başa çıkmak için Afrika´da şirketler ve koloniler kurmaya başlamıştı. Yaptğımız Katolik hareketlerinin sonucu olarak bazı kişiler Gilberta ile olan evliliğimi sorguladı. Aslında haklılardı da, bu yüzden Papalık´tan boşanma talebi istedim. Fakat reddedildi. Tabi ki Papa´ya söz geçiremem prestijimi yaralamıştı. Gaskonya, Provence´a savaş açmıştı. En kısa sürede müdahale etmemiz lazımdı. İbrahim Paşa´nın ölümünden birkaç yıl sonra general kadrosu Türksüz kalmıştı. Huzursuzluğun artmaması için Bozoklu Ahmet Bey´i genral kadromuza kattım. Ordumuz bu generallerin sayesinde yeni bir profesyonelliğe ulaşmıştı. Adriatik denizinin neredeyse yarısı Almanlaşmıştı. Prensleri bir çocuğu terbiye edermiş gibi terbiyeye devam ediyordum. İmparatorluk iyice güçlenmişti. Korsika ile olan ilişkimi geliştirmek ve etkimi arttırmak önemliydi.Zira Korskia imparatorluğun uç prenslerinden biriydi ve bizi sınırlarımızda temsil ediyordu. Afrika´da bulunan kolonilerimi gören İspanya, bu bölgelerde bulunan generallerinden biri olan Diego de Balboa´yı hizmetimize sundu. Bunu ittifaklık yapmak istediği için yaptığını biliyordum. Balboa´nın önderliğinde Benin´e savaş açtım. Artık Afrika´da ki ticaret şirketlerimi büyütmeliydim. Benin´e savaş açtıktan sonra yaşlılığım iyice baş göstermeye başladı. Ülkeyi yönetmeyi bırak, bir savaşa bile konsantre olamıyordum. Doktorlar iyileşmem için elinden geleni yaptı. Birkaç gün iyi bir haldeydim. Fakat öleceğimi hissediyordum. Rüzgarın sesi ve tenime çarpma hissi bile değişmişti. Aynaya baktığımda eski benden bir eser göremiyordum. Son anlarımı terasımda geçirdim. Terasımda uzanırken ülkem için yaptıklarımı düşündüm ve içim rahattı. Son nefesimi sıcak bir nisan ayında verdim. Yüce imparatorun ölümünden hemen önce ülkenin son hali Ve Dini harita
İmparatorun terasta hayata gözlerini yummasıyla birlikte cenazesinin hazırlanması için üstündeki elbiseler çıkarıldı ve cenazesine uygun kıyafetler giydirildi. Bu sırada ceketindeki bir kitap hizmetlilerin dikkatini çekti ve defteri hızlı bir şekilde baş danışmanlara teslim ettiler. Defteri açan danışmanlar bunun oğlu Maximillian için hem bir vasiyet hemde yol gösterici bir kitap olduğunu anladılar ve oğluna teslim ettiler. Kısacası kitapta şunlar yazıyordu: İmparatorluğun iyice pekiştiğini düşündüğün bir zaman reformları geçirmeye başlamalısın. Almanlaştırma hareketleri durmamalı zira uzak topraklarda Almanların olması yönetimini kolaylaştıracaktır. Roma sınırlarına ulaşmak vazifemizdir. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalısın. Ayrıca dünyanın değişimine ayak uydurman lazım. Bu yüzden şirketleri büyütmeye çalışabilirisn. Lakin unutma şirketlerin dışında toprak elde etmen işleri sadece senin için zorlaştırır. Alman prenslikleriyle olan ittifakları bitirebilirsin. Lakin bu karar sana kalmış. Bundan sonrası senin yapacaklarına kalmış. Umarım pişman olacağın bir harekette bulunmazsın. Save Habsburg Hanedanı Etkinliği - argoargoo - 22-04-2020 (22-04-2020, 18:37)menars : Portekiz olayı talihsiz olmuş ama 60 prenslik görmek ve neredeyse tüm HRE'yi katolik görmek beni keyiflendirdi... Eline sağlık çok başarılı bir oyun olmuş. Sırada @ardabakunin var. Kendisine henüz ulaşamadım eğer o oynamayacaksa ve başka talip yoksa ben devam edeceğim. Habsburg Hanedanı Etkinliği - FokluGeneral - 22-04-2020 Ülkeme hizmet etmiş bir soylu olarak ne yazık ki İmparatorumuzun hırsının gözünü bürümesi sonucu hem ailesine hem müttefiklerine karşı böylesine gaddar bir tutum izlemesi hiç de hoşumuza gitmedi. Her ne kadar ülkemize büyük katkılar sunmuş olsa da onun bu gaddarlığı ve soğukluğu ne yazık ki onu hiç de "yüce" yapmıyor. Kendi hanedanına, Habsburglara, ihanet edip İspanya'daki akrabalarını yalnız bırakması ve İspanya'yı sadece ailesindekileri sürgün edecek bir yer olarak görmesi rezilliğinin yanında doğuda gün geçtikçe güçlenen ve geçmişte Avusturya'nın müttefiki olan Rus Çarlığı ile kendi aklınca mücadele etme çabasına girişmesi ülkemize sadece felaket getirecektir. Ayrıca, İmparatorumuz ne yazık ki kendi ailesine saygı duymuyor, yetişmesi için büyük çabalar gösteren babasını ve babaannesini küçük görerek kendisini hanedanından önemli görüyor! Elbet ki tanrı hem atalarına, hem de evlatlarına; kısacası tüm soyuna karşı gösterdiği bu terbiyesiz tutum için onu öteki hayatında cezalandıracaktır. Karl Joseph von Kärtnen, Karintiya Herzogu Habsburg Hanedanı Etkinliği - Enesrar - 22-04-2020 Zalim olma detayı harikaydı.Güzel olmuş eline sağlık Habsburg Hanedanı Etkinliği - ardabakunin - 22-04-2020 @argoargoo Oynuyacam dostum kusura bakma özelden cevap veremedim anlamadığım bir nedenle hata verdi Habsburg Hanedanı Etkinliği - argoargoo - 22-04-2020 (22-04-2020, 20:57)ardabakunin : @argoargoo Oynuyacam dostum kusura bakma özelden cevap veremedim anlamadığım bir nedenle hata verdi@Menars save dosyasını paylaşmış, oradan devam edebilirsin. Beklemedeyiz. :) Habsburg Hanedanı Etkinliği - ardabakunin - 23-04-2020 Save bitti baya eğlediğim bir save oldu kralım baya erken öldü ama kısa zamanda güzel işler başardığımı düşünüyorum gün içinde hikayeyi atıcam Habsburg Hanedanı Etkinliği - ardabakunin - 23-04-2020
Tek Gözlü Maximillian
-Arşidük 2.Maximillan-
(1659-1681)
Babamın ölüm haberini aldığımda Constantinople şehrinde bulunuyordum. Orada olma amacım binbir medeniyete sahip çıkmış Anadoluyu yakından incelemekti. Ölüm haberini bana getiren orta yaşlarda bir elçiydi. Babamın ölüm haberini duyduğumda tek düşünebildiğim şey artık tahtın yeni sahibi olduğumdu. Babamla asla yakın olmamıştık , bu yüzden öldüğüne üzülmedim tahtın yeni sahibi olduğum için mutlu oldum bile denilebilir .Yanımda bulunan adamlarım ile Wien'e doğru hızlıca yol aldım. Yaklaşık 1 hafta sona başkente geldim. Başkentte büyük bir kutlama ile saraya kadar ilerledim. Babamın bana bıraktığı imparatorluğu yakından incelemeye başladım. Babam bana devletinin yanı sıra savaşlarını da bırakmıştı. Savaşları yakından incelediğim de Avrupa'da bulunan savaşdan bir çıkarımız olmadığı için zengin topraklar Afrika'ya yönelmeye karar verdim. Afrika'ya destek verecek bir birim ile beraber Afrika kıtasına gidip savaşı bizzat yönetecektim. Bunun için hazırlanmaya başlamışken saray hizmetçilerinden birisi yanıma yaklaştı. Elinde bir kağıt parçası gözüme ilişti. Hizmetçiye doğru baktığımda hizmetçi kafası öne eğik bir şekilde , ''Efendim babanızın vasiyeti, okumak istersiniz diye düşünmüştüm.'' Bir süre cevap vermedim, ardından hizmetçinin elinden kağıdı aldım. Hizmetçiye bakarak, ''Çıkabilirsin.'' Yakınlarda olan koltuğa doğru ilerledim. Koltuğa yaklaşınca koltuğa oturdum ve babamın vasiyetine baktım. Vasiyeti okumaya başladım. Vasiyeti okumayı bitirdiğim de sağ tarafımda bulunan masanın çekmecesinin en alt çekmecesini açtım. Kağıdı o çekmeceye yerleştirdim ve çekmeceyi kapattım. Babam ile aynı Roma hayalini taşıdığımıza oldukça memnun olmuştum. Ancak benim istediğim Roma değil, Roma'dan da geniş bir imparatorluk kurmaktı. 2 Gün Sonra
Kongo'ya gidecek ordu için bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Saraydan çıkmadan önce danışmanlarım ile bir toplantı ayarlamıştım. Onlar ile görüşmek üzere büyük salona doğru ilerledim. Danışmanlarım bana babamdan kalan imparatorluk hakkında eksik kalan bilgileri verecekti. Danışmanlarım bana Afrika savaşında işgal etsek bile uzun süreli elimizde tutamayacağımız olan bir devletle barış antlaşması yapmamızı önerdi. Devlet hakkında daha çok bilgi edinince bir elçi ile aramızda ki savaşı bitirecek bizim lehimize bir antlaşma imzaladık. Danışmanlarım bana Kutsal Roma İmparatorluğu seçimleri hakkında bahsetti. Seçmenlerin artık bize güvenmediğini gücümüzü kanıtlamamız gerektiğini açıkladı. Seçmenlerin tekrardan güvenlerini kazanmak için büyük savaşlar yapmamız gerektiğini düşünüyordum, danışmanlarım diplomatik seçenekleri de sundu. Danışmanlarıma kral olmadan önce incelediğim Anadoluyu Hristiyanlaştırmak için misyoner gönderme görevi verdim. Anadolu coğrafyasını Hristiyan yaparsak ileri de Müslüman isyanlarıyla uğraşmak zorunda kalmazdık. Aynı zamanda güçlü müttefiğimiz İngiltere ile dostluk ilişkimizi güçlendirmek için kız kuzenlerimden birisini İngiliz Kralıyla evlendirdim. Toplantı bittikten sonra ben ülke de yokken ülkeyi yönetmesi için güvendiğim soylulardan bir parlamento oluşturdum ve ordumun başına geçtim. Ordumun başına geçtim ve Venedik sahillerinden gemiye bindik. Hedefimiz Kongo'ydu! Avusturyalı bir soylunun Papalığın başına geçtiği haberleri bütün Avrupa'da duyuldu. Ülkeyi yöneten parlamento ülkenin Kutsal Roma İmparatorluğunun seçmenleri ile diplomatik olarak aramızı geliştirmek için çalışıyorlardı, aramızda dostane ilişkiler kurarsak seçimlerde bize oy verecekleri bir gerçekti. Ordularım ile Warri kıyılarına çıktık. Ordum ile burada bir süre konaklayıp ardından Kongo'ya gitme planı kuruyordum. Amacımız konaklamaktı ancak gözcüler Kongo ordularının yakında görüldüğünün haberlerini verdiler. Gözcülerin söylediği bölgelere doğru hareket edince Kongo orduları ile karşılaştık ard arda yaptığımız 2 savaşta da galip çıktık. Ordularım artık Kongo'ya gitmeye hazırdı. Tekrardan gemilere binme zamanı gelmişti. Ordularım ile Kongo bölgesinde bulunan bölgeme çıktım. Bölgeyi Kongolular kuşatmıştı orayı geri almak için uğraşıyorduk. O sırada saraydan yeni bir haber geldi. Çocuğum Johann doğmuştu, bu benim ve ordum için büyük bir moral desteği oldu. Kendi bölgemizi kurtardıktan sonra hızlıca yakınlarda bulunan Ngoyo kalesine ordumu ilerlettim. Yaklaşık 6 ay sonra kale teslim oldu. Ngoyo kalesi düştükten sonra hiç zaman kaybetmeden Kongo'nun başkentine ordum ile ilerledim. Yaklaşık 3 ayda bu kaleyi de tamamen ele geçirdikten sonra Kongo'yu artık savaştan çıkartma zamanının geldiğini düşünüyordum. Kongo'nun bütün kıyı şeridini alacak bir antlaşma imzaladık. Ardından bütün Benin'i ihlak ettiğimiz antlaşmayı da imzaladık. Ordumun yarısını güvenlik amacı ile Kongo'da bıraktım. Geri kalanı ile gemilere binip tekrardan anavatana uzun bir dönüş yoluna girdik. Gemide yapacağım yeni seferler için düşünceler içinde uzun bir yol geçirdim. Aklımda bütün Hristiyanlar tarafından arzulanan tek bir şehir vardı. Bu şehri ele geçirirsem bütün Hristiyan aleminin bana saygısı yükselecek ve ütün semavi dinler için unutulmayacak bir lider olarak tarihe geçecektim. Hedef Jerusalem! Ben denizde seyir halindeyken ülkeyi yönetmesi için bıraktığım parlamento New Sandec ve Kayseri'de demir fabrikası, Amasya'da kağıt fabrikası için projeler hazırlamıştı ve fabrikaları kurmak için mühendislere görev verdiler. Ordularım ile anavatana vardık. Üzerinden 1 2 gün geçtikten sonra İngiltere'den gelen bir elçi huzuruma çıkıp bizi Fransa savaşına yardım için çağırdı. Dostumuzu yarı yolda bırakmak bize göre bir iş değildi, yardım çağrılarını seve seve kabul ettim. Tekrardan orduların başına geçme vakti gelmişti. Sefere gitmeden önce imparatorluk içinde bulunan sapkın prenslikleri doğru mezhebe geçme çağrısında bulunduk. Prensliklerden bizim çağrımızı duyup Katolikliğe geri dönen prenslikler oldu. Ordularım ile hızlıca Fransa'ya doğru ilerledik. Orduları ikiye böldüm, birisini Kuzey Fransa'ya birisini Güney Fransa'ya gönderdim. Ben Güney Fransa'ya giden ordunun başındaydım. Kısa sürede Kuzey Fransa'dan haberler geldi. Paris'i güvende tutan son kale ele geçirildi. Başkentten gelen haberde akrabamızın yönettiği İspanyol devleti bizle ittifak kurmak istediklerini belirten bir mektup gelmişti, bu fikre olumlu baktım İspanya devleti donanma bakımından bize yardım edebilirdi. Paris'in düştüğü haberleri bütün Avrupa'da duyulmuştu. Avusturya'nın gücünü bütün dünyaya duyurmak benim görevimdi. Savaş birkaç ay daha devam ettikten sonra savaşın bitişi ile tekrardan başkente döndüm. Saraya büyük bir kutlama ile girdim. Tahta geçeli henüz 4 yıl olmasına rağmen 4 yıldır da savaşta orduların en başında savaştaydım. Tanrı her savaşta yanımdaydı bu şekilde burnum bile kanamadan onlarca muharebeyi geçirdim. Sarayda odama çekildim. Bir süre dinlendikten sonra seferlere devam edecektim. Doğuda topraklarını devletimin sınırlarına katabileceğim 2 devlet vardı. Güçten düşmüş imparatorluk Osmanlı ve küçük Ermenistan Krallığı. Ermenistan'ın Karadeniz kıyısı topraklarını alırsak Kardenizde gücümüzü arttırdık. Ancak Ermenistan'ı müttefiğimiz Rusya koruyordu. Onun ile savaşmak en azından şuanlık riskliydi. Bu yüzden Ermenistan'ı şuanlık uyarmayla yetindik, eğer bir savaş açarsa karşısında olacağımızı bildirdik. Bu şekilde Rusya'nın savaşa gelmesini engelleyebilirdik. Devletimizin güçsüzleştiğini düşünen Doğuda bulunan Ardalan halkı bağımsızlık için isyan başlattığı kulağıma geldi. Onlara bizzat kendim devlete baş kaldırmanın cezasını anlatacağım. Hain ''soylular'' ordularımın başında savaşlara katılmamdan rahatsız olduğu hakkında haberler aldık. Bunu söyleyen bazı soyluları tespit ettikten sonra onları Wien'de halka açık alanda idam ettirdim. Kimse devletimi nasıl yöneteceğimi bana söyleyemez. İsyancıların hepsini teker teker savaş meydanında kanlarını akıttık. Danışmanlarımdan gelen haberle Anadolunun çoğunluğunun Hristiyanlaştığı açıklandı. Misyonerlik faaliyetlerine devam edilmesi için talimat verdim. Artık Jerusalem'i kurtarma zamanı gelmişti. Osmanlı'ya savaş ilan ettim ve orduların başında bizzat savaşı yönetmek için ordularımın başına geçtim. Hala gücümüzü anlamayan bazı milletler isyana devam ediyor. Ordularımı 2ye böldüm. Kendi yönettiğim daha küçük çaplı ordum ile Musul'a hareket ettim, diğer orduyu Haleb'e gitmesi için emir verdim. Aynı gün hem Musul hem Haleb kaleleri ele geçirildi. Kendi ordum ile Anadoluda çıkan isyanı bastırmak üzere geri döndüm. 15.000 Ermeni İsyancısına karşı benim 26.000 askerim bulunuyordu. İşime şansa bırakmamak için savaşa en önden atım ile ilerledim. Ermeni isyancıları ile yakın savaşa girdiğim esnada bir isyancı atımın bacağından vurduğu için at hızlıca dengesini kaybetti ve attan düştüm. Attan düşerken ileriden bana doğru gelen 2 Ermeni isyancısı kılıçlarını çekti. Hızlıca toparlandım ve kılıcımı çekip onlara doğru savurdum. İkisi de kılıç darbesinden kaçmayı başardı.İsyancılardan birisi bana doğru savurduğu kılıcını kendi kılıcımı kullanarak engellemişken sol tarafımda bulunan isyancıyı tamamen unutmuş olmam bana tek gözümün kaybına sebep oldu. Kılıcını yüzüme doğru savurdu ve Sol gözümün hemen altından alnıma kadar uzanan bir yara bıraktı. Kılıç darbesinin etkisiyle geriledim. İsyancılar hala üzerime geliyordu ve beni artık savunmasız sandıkları için kolay lokma olduğumu düşünmeleri gerekiyordu ki kılıçlarını indirmiş gülerek geliyorlardı. Yeteri kadar yakınlaştıklarında kılıcımı isyancılardan birisinin boğazına doğru savurdum. İsyancının boğazında derin bir yara açtım. Diğer isyancı yani beni yaralayan isyancı ise yerinde durdu ve arkasına dönüp kaçmaya başladı. Hızlıca arkasından onu takip ettim, ve yakınlaşınca sırtına doğru atlayıp onun yere düşmesini sağladım. Yere düştükten sonra yüzünü bana dönecek şekilde çevirdim ve kılıcımı önce sağ gözüne ardından sol gözüne sapladım. Ardından ayağa kalktığımda askerlerin diğer isyancıların çoğunu yendiği diğer isyancıların kaçtığını gördüm. Askerlerim pür dikkat sessiz bir şekilde beni izliyorlardı. Arkamı dönüp yavaş bir biçimde ordumun bulunduğu bölgeye doğru yürümeye başladım. Askerlerimin sevinç naraları bütün savaş alanını inletiyordu. Kısa zaman içinde bu olay tüm devletimin toprakları tarafından bilinir hale gelmişti. Ordugah Hekimi bana dinlenmem ve savaşa devam etmemem için uyarmasına rağmen Jerusalem'i fethetmeyi bir başkasına bırakamazdım. Orasını ben fethedecektim ! Çok zaman geçmeden Jerusalem'in önünde bulunan bütün kaleler teker teker düşmüştü. Jerusalem'i fethetmek için hızlıca o bölgeye doğru ordum ile ilerledim. Çok zaman geçmeden Jerusalem'i fethettim. Jerusalem kalesinin içine girdiğimde ordularıma bütün Müslüman halkı katletmesi için emir verdim. Gün batımına doğru bütün şehri kan gölleri doldurmuştu. Yedek olarak yanımda bulundurduğum atlarımdan beyaz olanlardan birisi ile şehrin içinde gezmeye başladım. Şehrin 4 bir yanında kelleden kuleler görülüyordu. Atımın her adımında yerde ki kan gölleri atımın ayaklarını kirletiyordu. Şehirde bulunan kiliseye doğru hareket ettim. Bir gecemi bu şehirde bitirdikten sonra sabahın ilk saatleri ile Mısır'a doğru yol aldım. Jerusalem şehrinde yapılan müslüman katliamı bilinen bütün eski kıta nerdeyse duymuştu. Ordularım ile Kahire şehrinin önüne geldim ve kuşatmaya başladım. Yaklaşık 4 ayın sonunda Kahire şehri düştü. Ordularım ile Kahire'den Büyük İskender'in şehri Iskenderiye'ye ilerledik. Şehri 5 ayın sonunda ele geçirdik. Osmanlı artık masaya oturmak isteyince daha fazla devam etmenin bir anlamı olmadığını düşündüm. Osmanlı'nın elinden bütün Doğu Akdeniz kıyılarını, Jerusalem'i , Kuzey Mısır'ı bize vermesi karşılığında barış yapacağımızı söyledik. Osmanlı'nın başka bir çaresi olmadığı için kabul etti. Jerusalem'de katlettiğimiz Müslüman halka tepki olarak devletimde yaşayan Müslüman halklar huzursuzlanmaya başladı. Bu huzursuzluk bir isyana sebep olabilir bir ordumu burada bıraktım. Geri kalanıyla batıya doğru yol aldım. Kırım'da bulunan bir tüccarımıza Müslüman olarak düşündüğümüz birisi suikast yaptı ve öldürdü. Düşündüğümüz gibi isyanlar başlamıştı. Buna hazırlıklı olduğumuz için kısa zamanda isyanları bastırdık. İmparatorlukta yeterli otoriteyi kazandıktan sonra ''Ewiger Landfriede'' reformunu geçirdik. Ele geçirdiğimiz Mısır bölgesinin en önemli şehri Kahire'nin ismini ''Maxiliam'' olarak değiştirdik. Bu sayede her zaman ismim hatırlanacaktı. Müttefiğimiz Brandenburg devleti Polonyalılara karşı açtıkları savaşa bize yardım çağrısı yaptı. Hiçbir devletin savaşta ki yardım çağrısını geri çevirmek bize yakışmaz, ne kadar yorgun olsam da bu savaşa katıldık. Arabistan'da biraz daha ilerlemek için Najd devletinin şehrinde hak ilan ettik. Polonya tarafını güvene aldıktan sonra Najd'a yaklaşık 40 bin kişilik bir orduyla sefere çıktık. 2 aya yakın kısa bir sürede Al Karak'ı ele geçirdik. Kutsal Roma İmparatorluğu içinde etkimizi arttırmak için ''Etkileme Fikirlerini'' açtık. Güneyde yaşayan Almanların geleneklerini destekleyerek Alman halkları için de prestijimizin artmasını sağladık. Najd devleti 2 savaştada da olduğu için kolayca pes etti. Müslümanlar için kutsal kentlerden birisi olan Medine'yi topraklarımıza kattık. Şehrin tam ortasına koca altından bir haç dikilmesi için emir verdim. Şehirde Müslüman gruplar karşı çıkınca askerlerim ile beraber şehre girdim. Şehirde haça karşı çıkan Müslüman grubun haça gerilmesi için emir verdim. Şehrin ortasında altın haçın hemen yanında küçük haçlarda gerilmiş bir şekilde can verdiler. Gün batımına doğru askerlere bütün şehri kılıçtan geçirmelerini camiileri ve evleri yakmalarını emrettim. Şehirden sabaha kadar çığlık sesleri asla durmadı. Şehrin biraz uzağından şehri gün doğumuna kadar izledikten sonra başkente geri dönmek için hazırlıklara başladım. Başkente vardıktan sonra Kongo'da bulunan ordulara takviye yapılmasını emrettim. Gerekli takviyeden sonra Kongo'ya savaş açılmasını emrettim. 2 aya yakın bir sürede Kongo'nun başkentini ele geçirdik. Bu savaşa katılmayı çok istedim fakat gerek başdanışmanlar gerek hekimler artık sarayda bir süre dinlenmem konusunda ısrar etti. Çok geçmeden bütün Kongo'yu ordularım ele geçirdi. Ardından bizim lehimize onlar için ağır bir antlaşma imzalattık. Sarayda bir süre oturduktan sonra Fransa ile barış antlaşma süremiz bittiğini danışmanım bana bildirdi. Batıda ki generallerimi hızlıca topladım ve Fransa seferi için hazırlık yapılmasını emrettim. 24 Eylülün gecesinde 20 yaşına gelmiş varisim ile görüşmek üzere onu huzuruma çağırdım. Çocuğum ile doğduğundan beri çıktığım seferler sonucu nerdeyse hiç görüşmemiştik. Varisim huzuruma geldiğinde önümde diz üstüne çöktü, ''Beni çağırmışsınız kralım.'' Varisime baktım. Elimde ki mektuba son kez bakıp çocuğuma uzattım. ''Bildiğin üzere atalarımızın çoğu Fransa ile savaşlarında canını kaybetti. Bu bizim hanedanımızın şansızlığı olabilir. Eğer bu savaşta ben ölürsem, bu benim vasiyetimdir. Şimdi gidebilirsin.'' Çocuğum mektubu eli titreyerek aldı ve odadan çıktı. Devletimizi yönetmesi için ona güveniyordum. Benden çok daha iyi eğitim almasını sağlamıştım, eğitimini çok yakından incelemiştim. 25 Eylül Gün Batımı
25 Eylülün gün batımında Fransız sınırlarında ordularımızı dizdik. Fransızların Avusturya devletine tebaa olmasını istediğim bir mektup gönderdim. Bunu kabul etmeyeceğini bildiğim için hızlıca en yakın kaleleri kuşatmaya geçtim. Ordunun bizzat başında savaşı yönetiyordum. Atalarımın Fransız seferlerinde olan talihsiz ölümlerini kırıp ben ölmeden bütün Fransa'nın fatihi olacaktım ! Tanrı yanımızda olsun. Ancak Tek Gözlü Maximillian atalarında ki şanssızlığı kıramadı. Ordu kampında yarın yapılacak saldırılar üzerinde kafa yorarken Fransalı 3 askerin kampa Avusturyalı asker kılığına girerek girdiği ordu kampından Tek Gözlü Maximillian'ın olduğu çadırı bulmuştur. Avusturyalı askerler ise krallarının ölü bedenini ancak gün doğumunda bulmuştur. Krallarının bulunduğu çadırda krallarının ölü bedeni, 2 Avusturyalı kılığına girmiş asker in cansız bedeni ve çadırın dışına çıkan ve oradan kampın çıkışına kadar uzanan bir kan birikintisi bulabilmişlerdir.
Tek Gözlü Maximillian'ın arkasında bıraktığı imparatorluk
Siyasi Harita Dini Harita l Tek Gözlü Maximillian'ın Vasiyeti l Sevgili varisim, bu Fransa savaşında hayatımı kaybedersem senden istediklerim şunlardır. Benim ve atalarının yaptıklarını iyi incele hatalarımızı, başarılarımızı bul. Onları göz önünde tutarak adım at. Fransa savaşında olursa da ölürsem seferi benim yerime tamamla. İngilizlerin ilerleyişini Fransa'da genişlemesini durdurmaya yönelik adımlar at. Fransa'nın büyük bölümünü almaya çalış, bunu yapabilirsin biliyorum çünkü sen Tek Gözlü Maximilliam'ın ve atalarının kanını taşıyorsun. Osmanlı ile barış antlaşmamız bittiğinde onlar için sefer hazırlıklarına başla. Mısır'ın ben bir bölümünü fethettim, sen bütün Mısır'ı fethederek beni gururlandır. Arabistan'da Müslümanlara Hristiyanların gücünü göster. Afrika'da Kongo bölgesinde genişleyebilirsin, orada güçsüz bir Kongo devleti var. Anadolu ve Doğuya benim yaptığım Hristiyan misyonerlik faaliyetlerini devam ettir. Kutsal Roma İmparatorluğunda hanedanımızın imparatorluğu elinde tutmasına dikkat et ve reformlar yapmaya devam et. Benim yegane amacım Roma İmparatorluğundan bile büyük bir imparatorluk kurmaktı, bu görev artık benden sana kalmış bir görevdir.Senin imparatorluğumuzun ismini yücelteceğine eminim... SAVE |