Hikaye: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 8. Bölüm - Tamamlandı. - Baskı Önizleme +- Strategyturk Forumları (https://forum.strategyturk.com) +-- Forum: Total War Forumları (https://forum.strategyturk.com/forum-total-war-forumlari) +--- Forum: Total War Forum (https://forum.strategyturk.com/forum-total-war-forum) +---- Forum: Rome: Total War (https://forum.strategyturk.com/forum-rome-total-war) +---- Konu Başlığı: Hikaye: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 8. Bölüm - Tamamlandı. (/konu-hikaye-rome-total-war-milqart-in-cocuklari-8-bolum-tamamlandi) Sayfalar:
1
2
|
Rome Total War : Milqart'ın çocukları 8. Bölüm - Tamamlandı. - Merco - 26-07-2018 Milqart'ın Çocukları Bir Numidia Hikayesi
Uzun yıllar bölgesel çekişmeler sonucunda Syphax çevre eyaletleri ve yönetimleri kendine bağlayarak kendi hanedanına ait bir ülke kurmayı başarmıştı. İlk oğlu Gisgo ise Veliaht ilan edilmişti. Syphax başkent Cirta'da, Gisgo Tingi'de diğer oğlu Muttines ise Siwa'da yönetimin başına geçmişti. Dimmidi'deki garnizon komutanı Nepte'yi fethetmek için emir almıştı. Komutan Tydeides emrindeki birliklerle beraber Nepte'ye ilerlemeye başladı. Kartaca ile dost olmak isteyen Syphax müttefiklik teklif etti. Lakin olumsuz cevap aldı. Bu demekti ki Kartaca ile ilerde bir savaş yaşanabilirdi. Siwa'daki Muttines Siwa'da ufak bir garnizon bırakarak batıya yöneldi. Mısırlılar ile Müttefiklik anlaşması imzalandı. Bu durumda doğu sınırları artık güvendeydi. Müttefiklik anlaşmasından sonra Mısır Generallerinin Siwa yakınlarında kamp kurduğu haberi geldi. Yapılan anlaşmaya güvenen Muttines batıdaki asi şehirleri fethetmek için ilerlemeye devam etti. Gisgo ise çevredeki asi ordulara hadlerini bildirmek için ordusunu toparlayarak taarruza geçti. Çetin bir savaş oluyordu. Sayıca kalabalık olan asiler Gisgo'nun taktikleriyle başetmekte zorluk yaşadılar. Ve Gisgo istediği gibi zaferle ayrıldı savaştan. Savaş sonrasında artık daha da ünlenmiş, ordusundaki askerler ona daha çok güvenmeye başlamıştı. Kendini ispatlamıştı. Ve bir gece gelen haberler Mısırlıların ihanet ederek Siwa'yı kuşattığı öğrenildi. Muttines buna çok sinirlenmişti. Babasına ne hesap vereceğini bilmiyordu. Ama geri dönüp kurtarmak için de çok geçti. O, Lepcis Magna'ya doğru ilerlemeyi tercih etti. Syphax'ın en küçük oğlu Adonibal artık erişkin olmuş. Eli silah tutmaya başlamıştı. Küçükken çok zeki ama çalışmıyor diye yakınan babası sanki haksız gibiydi. Yaptığı konuşmalar, kişiler arasındaki ilişkileri pek de olumlu değildi. Çevresindeki diğer insanlar onun iyi bir komutan veya vali olacağını düşünmüyordu. Nepte emredildiği gibi fethedilmişti. Numidia sancakları genişliyordu. Cirta açıklarında Roma sancağı taşıyan birkaç gemi olduğu haberi geldi. Ticaret gemisi mi yoksa gözcü gemisi mi olduğu pek belli olmuyordu. Aynı zamanda Cirta sınırında Kartaca ordusunun kamp kurduğu gözlemlendi. Syphax ordulara eğitim ve hazırlık emri verdi. Ufukta bir savaş olabilirdi. Buna hazırlıklı olunmalıydı. Tingi'deki Veliaht Gisgo acilen Cirta'ya çağrıldı. Mısırlılar artık Siwa'yı ele geçirmişti. Muttines babasının kendine olan güvenini sarstığı için çok pişmandı. Keşke Siwa'yı terketmeseydim diyordu. Ama artık yapabileceği birşey yoktu. Çok uzun yol gelmişti. Lepcis Magna'yı fethederek babasının ona olan güvenini tekrar kazanmayı deneyecekti.
Cirta açıklarındaki Hasdrubal ve ordusunun çöle yöneldiğinin haberini alan Syphax hemen harekete geçerek Kartaca'ya doğru ilerledi. Romalılardan ise ses seda çıkmaması dikkatli olunması gerektiğini gösteriyordu. Syphax, hızlıca Kartaca önlerine gelmişti. Arkasından beceriksiz oğlu Adonibal geliyordu. Adonibal bir miktar asker toplamıştı. Genelde menzilli birimlerdi. Ve tüm ülkeyi yasa boğan haber geldi. Syphax ölmüştü. Gisgo hızlıca taç giyme töreni yaptırarak hemen tahta geçmişti. Adonibal ise üzüntüsünden kahrolmuştu. Ne abisi Gisgo onu, ne de o abisini seviyordu. Abisinin taht hayalleri gerçek olmuştu. Ama o babasının ölmesini hala sindirememişti. Kartacalılardan bunun intikamını alacaktı. Gisgo Cirta'daki taç giyme töreninden sonra hızlıca Kartaca'daki orduların başına geçmek için ilerledi. Adonibal, Kartaca'ya ilerlerken birkaç kartacalı fil birliklerinin saldırısına uğradı. Sayıca az olan fillerin Numidia'ya karşı ne yapacağının yanında, ilk kez hayatında fil gören Adonibal'ın şaşkınlığı daha çok görülmeye değerdi. Fillerle karşılaşınca şaşkın şaşkın izleyen Adonibal'a askerlerden biri sordu. " Efendim, saldıralım isterseniz?". Adonibal şaşkın şaşkın izlemeye devam ediyordu. Asker soruyu tekrarlayınca Adonibal, " Ha tamam saldırın işte" diye cevapladı. Adonibal taktik falan bilmese de en azından askerler işini biliyordu. Cirit fırlatarak fillere saldırmaya başladılar. Şaşkınlığı biraz da olsa geçtikten sonra kendine gelen Adonibal, babasının öldüğünü hatırladı. " Babamı kesin Kartacalılar öldürdü. Onlara gününü göstermeliyiz. Hücuuuum!" diye bağırdı. Yanındaki askerler " Ama efendim fillere karşı uzaktan savaşmalıyız. Yaklaşırken bizi ezebilirler" dedi. Askeri azarlayan Adonibal hızla fillere doğru koşmaya başladı. Arkasından korumaları da koşmaya başladı. Fillerin arasında atıyla bir oraya bir buraya kaçmaya çalışan Adonibal, yaklaşık 27 tane özel korumasının ve yaklaşık 40 küsür askerinin ölmesine sebep oldu. Askerler arasında huzursuzluk çıkmaya başlamıştı. Adonibal'ın savaşı yönetmeyi beceremediği çok açıktı. Ki kılıç kullanmayı bile doğru düzgün beceremiyordu. Kolay bir zafer olmuştu aslında ama gereksiz yere verilen kayıplar askerlerin canını sıkmıştı. Adonibal ise zafer kazanmanın mutluluğuyla kendisini tatmin ediyordu. Kendince babasının intikamını biraz da olsa almıştı. Ama Kartaca'ya olan öfkesi henüz dinmemişti. Hasdrubal'ın Cirta'ya yöneldiğini duyan Gisgo, Adonibal'e hemen Cirta'ya dönerek destek olmasını emreden bir mesaj göndermişti. Abisinin yani artık Kralının emrine istemese de uymak zorundaydı. Bu sırada Muttines Siwa yenilgisini unutturmak için çıktığı yolculuğu tamamlamış, Lepcis Magna'yı kuşatmıştı. Babasının öldüğü haberini alan Muttines, abisi Gisgo tarafından Veliaht ilan edilmesine rağmen babasına zaferler yaşatamadığı için üzgündü. Hasdrubal'in tekrar çöle yönelmesiyle Adonibal ve Gisgo Kartaca'ya doğru ilerledi. Kartaca önlerine gelen Adonibal ve ordusu kamp kurmuştu. Askerler Kral Gisgo'nun yolda olduğunu duyunca biraz sevinmişti. En azından artık beceriksiz Adonibal komutasında savaşmayacaklardı. Gündüz, kamp halindeyken etrafta bir anda Kartacalılar belirmeye başladı. Askerler hemen Adonibal'a haber verip "Komutanım derhal hazırlanmalıyız Kartacalılar bizi çeviriyor" dediler. Adonibal ise " Tamam hadi o zaman biraz Kartacalı keselim" diyerek kükredi adeta. Askerler ilk kez Adonibal'ı bu kadar istekli olduğunu ve mantıklı konuştuğunu gördü. "Mızrakatanlar, siz önden mızrak atarken ciritçi atlılar arkadan saldırsın. Ciritçiler geri çekilirken etrafını saralım askerlerin" dedi Adonibal. Ordudaki yüksek yetkili kaptanlar Adonibal'den ilk kez böyle düzgün cümleler duymuştu. " Emredersiniz komutanım" diyerek yerlerine geçtiler. Ve ilk çarpışma başladı. İlk saldırıyı yapan Kartacalılar kolaylıkla def edilmişti. Arkadan gelen fil birimleri zorlayacaktı. Ama daha önce fillerle karşılaşan Adonibal," Bu sefer hemen saldırmayalım. Uzaktan mızrak fırlatın. Geçen sefer çok adam kaybettik" dedi. Birdenbire Adonibal'a zeka gelmişti sanki. O kadar güzel plan yapıyor ve konuşuyordu ki eskiden ona salak gözüyle bakan herkes şok içerisindeydi. Düşmanın parça parça saldırmasını fırsat bilen Adonibal hızlıca zafere ilerliyordu. Ve bu sefer Filleri daha az kayıpla yok etmişti. Herkes şoktaydı. Adonibal gerçekten iyi komuta etmişti. Keşke bunu babası da görebilseydi. Artık Adonibal bir Kahramandı. Adonibal'ın bu zaferi hızla yayılmıştı. Onu sevmeyen abisi Kral Gisgo ise bunun ordunun başarısı olduğunu düşünüyor, söylenenlere pek kulak asmıyordu. Gisgo, Adonibal'ın yanına gelerek ordunun komutasını eline aldı. Adonibal pek memnun değildi ama yapacak birşeyi yoktu. Karşısında Kral vardı. Hızlıca Kartaca kuşatıldı. Kartaca kuşatmasınıda şehre desteğeye gelen birlikler olduğu haberini alan Gisgo hızla o birliklere saldırıya geçti. Amacı ona saldırırken şehirdeki ordunun da desteğe gelmesini beklemekti. Böylece kaleye saldırmak yerine meydanda işi bitirecekti. Savaş kıran kırana geçiyordu. Gisgo akıllı bir adamdı. Ve planı çok iyi kurgulamıştı. Kartacaya desteğe gelen orduya karşı kendisi atağa kalkmıştı. Kardeşi Adonibal'a ise Kartaca şehrinden meydana doğru gelen Bomilkar ve ordusunu karşılama görevini vermişti. O başaramasa bile kendisi burada hızla işi bitirip oraya yönelecekti. Abisi her ne kadar ona güvenmese de artık daha akıllanan Adonibal ciritçilere önce Bomilkar'ı öldürün emrini verdi. Askerler, Adonibal'ın emrini yerine getirdi ve Bomilkar'ı hızla öldürdü. Adonibal az sayıdaki birlikleriyle Kartaca ordusunu abisi gelene kadar tutmaya çalışıyordu. Ve şu ana kadar da başarılı olmuştu. Kılıç savaşında çok becerikli olmasa da kendince birşeyler yapmaya çalışıyordu. Düşmanın sayıca fazla olması sebebiyle zorlanıyorlardı. Askerlerden biri " Komutanım geri çekilmemiz lazım kaybediyoruz" dedi. Adonibal ise " Hayır, çekilemeyiz. Geri çekilip napacaz hem abim herkesin içinde aşağılasın mı beni? Burada kalıp ölürüm daha iyi" dedi. Ve " Sizlere de emrediyorum ölmeden buradan kimse bir yere ayrılmayacak" diye bağırdı. Son sözü ağzından çıkmıştı ki havadan gelen bir ok boğazına saplandı. Boğazından fışkıran kanları gören asker gözyaşlarını tutamadı. Ve " Adonibal içiiiiiin Hücuuuuum!" diye bağırarak askerleri atağa geçirdi. Gisgo karşısındaki ufak orduyu hızlıca ezerek Adonibal'ın savaştığı cepheye doğru geldi. Ve zaferi kazanan taarruzu yaptı. Adonibal'ın öldüğü yere geldiğinde gördüğü manzara karşısında hemen böbürlenerek " Yine bir işi becerememişsin dicektim ama bu sefer becermişsin Adonibal. Ama bu da canına malolmuş anlaşılan" dedi. Adonibal ölürken yanında olan asker, " Kralım izinsiz konuşuyorum ama beni bağışlayın, Kardeşiniz size karşı mahcup olmamak için canı pahasına burayı savundu. Lütfen ona haksızlık etmeyin. Geçen ay yaptığımız savaşta da gerçekten harika bir stratejiyle kazanmamızı sağladı. Artık öldü. Onu hep o kahramanlığıyla hatırlayın lütfen" dedi. Kral Gisgo, kafasını sağa çevirerek " Öyle olsun bakalım" dedi ve " Toparlanın Kartaca'yı almaya gidiyoruz" dedi. Tüm askerler bir ağızdan " Hücuuuum" diye bağırdı. Kartaca tekrar kuşatılmıştı. Kartaca'nın tekrar kuşatılmasıyla beraber şehirdeki az miktarda bulunan garnizon denizden gelen destek ordularla beraber hızlıca Gisgo ve ordusuna doğru saldırıya geçti. Ne olduğunu anlayamadan kendini savaşın içinde bulan Gisgo, " Saldırıııın, emrediyorum hücuuum" dedi. Ve tüm askerler bodoslama saldırmaya başladı. Zafer kazanılmıştı. Kendisinden kalabalık orduyu bir çırpıda yok eden Gisgo " Ne zaferdi be. Yıllarca bu zafer konuşulacak buna inanın. Kartaca artık bizimdir. " dedi. Bu sırada Lepcis Magna da Muttines tarafından fethedilmişti. Numidia artık büyük bir devlet olma yolunda ilerliyordu. Kartaca yağmalandı. Büyük miktardaki hazine ise derhal Cirta'daki başkente yollandı. Kartaca Kralı Hasdrubal ise Thapsus civarında belirmişti. Onun bu saçma hareketlerinden faydalanan Gisgo kendisini bir dahi olarak görüyordu. Tabi aslında bu onun zekasının ürünü değil Kartaca'nın bir hatasıydı. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları - Aytaç - 26-07-2018 Gisgo sağlam adammış. Takipteyim :) RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları - Feldmarschal - 26-07-2018 Siwada 230 kişi arasından tek başına 2200 kişi içinden 1 kişiyi öldürmüş olan koca yürekli yiğit adam saygılar RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları - Merco - 26-07-2018 Teşekkürler arkadaşlar. Rtw de generaller bayağı etkili. Savaşı bir anda çevirebiliyor. Ama öldüğünde de tüm ordunun moral düşüyor anında savaş kaybedebiliyorsun. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları - Merco - 26-07-2018
Cirta açıklarındaki Hasdrubal ve ordusunun çöle yöneldiğinin haberini alan Syphax hemen harekete geçerek Kartaca'ya doğru ilerledi. Romalılardan ise ses seda çıkmaması dikkatli olunması gerektiğini gösteriyordu. Syphax, hızlıca Kartaca önlerine gelmişti. Arkasından beceriksiz oğlu Adonibal geliyordu. Adonibal bir miktar asker toplamıştı. Genelde menzilli birimlerdi. Ve tüm ülkeyi yasa boğan haber geldi. Syphax ölmüştü. Gisgo hızlıca taç giyme töreni yaptırarak hemen tahta geçmişti. Adonibal ise üzüntüsünden kahrolmuştu. Ne abisi Gisgo onu, ne de o abisini seviyordu. Abisinin taht hayalleri gerçek olmuştu. Ama o babasının ölmesini hala sindirememişti. Kartacalılardan bunun intikamını alacaktı. Gisgo Cirta'daki taç giyme töreninden sonra hızlıca Kartaca'daki orduların başına geçmek için ilerledi. Adonibal, Kartaca'ya ilerlerken birkaç kartacalı fil birliklerinin saldırısına uğradı. Sayıca az olan fillerin Numidia'ya karşı ne yapacağının yanında, ilk kez hayatında fil gören Adonibal'ın şaşkınlığı daha çok görülmeye değerdi. Fillerle karşılaşınca şaşkın şaşkın izleyen Adonibal'a askerlerden biri sordu. " Efendim, saldıralım isterseniz?". Adonibal şaşkın şaşkın izlemeye devam ediyordu. Asker soruyu tekrarlayınca Adonibal, " Ha tamam saldırın işte" diye cevapladı. Adonibal taktik falan bilmese de en azından askerler işini biliyordu. Cirit fırlatarak fillere saldırmaya başladılar. Şaşkınlığı biraz da olsa geçtikten sonra kendine gelen Adonibal, babasının öldüğünü hatırladı. " Babamı kesin Kartacalılar öldürdü. Onlara gününü göstermeliyiz. Hücuuuum!" diye bağırdı. Yanındaki askerler " Ama efendim fillere karşı uzaktan savaşmalıyız. Yaklaşırken bizi ezebilirler" dedi. Askeri azarlayan Adonibal hızla fillere doğru koşmaya başladı. Arkasından korumaları da koşmaya başladı. Fillerin arasında atıyla bir oraya bir buraya kaçmaya çalışan Adonibal, yaklaşık 27 tane özel korumasının ve yaklaşık 40 küsür askerinin ölmesine sebep oldu. Askerler arasında huzursuzluk çıkmaya başlamıştı. Adonibal'ın savaşı yönetmeyi beceremediği çok açıktı. Ki kılıç kullanmayı bile doğru düzgün beceremiyordu. Kolay bir zafer olmuştu aslında ama gereksiz yere verilen kayıplar askerlerin canını sıkmıştı. Adonibal ise zafer kazanmanın mutluluğuyla kendisini tatmin ediyordu. Kendince babasının intikamını biraz da olsa almıştı. Ama Kartaca'ya olan öfkesi henüz dinmemişti. Hasdrubal'ın Cirta'ya yöneldiğini duyan Gisgo, Adonibal'e hemen Cirta'ya dönerek destek olmasını emreden bir mesaj göndermişti. Abisinin yani artık Kralının emrine istemese de uymak zorundaydı. Bu sırada Muttines Siwa yenilgisini unutturmak için çıktığı yolculuğu tamamlamış, Lepcis Magna'yı kuşatmıştı. Babasının öldüğü haberini alan Muttines, abisi Gisgo tarafından Veliaht ilan edilmesine rağmen babasına zaferler yaşatamadığı için üzgündü. Hasdrubal'in tekrar çöle yönelmesiyle Adonibal ve Gisgo Kartaca'ya doğru ilerledi. Kartaca önlerine gelen Adonibal ve ordusu kamp kurmuştu. Askerler Kral Gisgo'nun yolda olduğunu duyunca biraz sevinmişti. En azından artık beceriksiz Adonibal komutasında savaşmayacaklardı. Gündüz, kamp halindeyken etrafta bir anda Kartacalılar belirmeye başladı. Askerler hemen Adonibal'a haber verip "Komutanım derhal hazırlanmalıyız Kartacalılar bizi çeviriyor" dediler. Adonibal ise " Tamam hadi o zaman biraz Kartacalı keselim" diyerek kükredi adeta. Askerler ilk kez Adonibal'ı bu kadar istekli olduğunu ve mantıklı konuştuğunu gördü. "Mızrakatanlar, siz önden mızrak atarken ciritçi atlılar arkadan saldırsın. Ciritçiler geri çekilirken etrafını saralım askerlerin" dedi Adonibal. Ordudaki yüksek yetkili kaptanlar Adonibal'den ilk kez böyle düzgün cümleler duymuştu. " Emredersiniz komutanım" diyerek yerlerine geçtiler. Ve ilk çarpışma başladı. İlk saldırıyı yapan Kartacalılar kolaylıkla def edilmişti. Arkadan gelen fil birimleri zorlayacaktı. Ama daha önce fillerle karşılaşan Adonibal," Bu sefer hemen saldırmayalım. Uzaktan mızrak fırlatın. Geçen sefer çok adam kaybettik" dedi. Birdenbire Adonibal'a zeka gelmişti sanki. O kadar güzel plan yapıyor ve konuşuyordu ki eskiden ona salak gözüyle bakan herkes şok içerisindeydi. Düşmanın parça parça saldırmasını fırsat bilen Adonibal hızlıca zafere ilerliyordu. Ve bu sefer Filleri daha az kayıpla yok etmişti. Herkes şoktaydı. Adonibal gerçekten iyi komuta etmişti. Keşke bunu babası da görebilseydi. Artık Adonibal bir Kahramandı. Adonibal'ın bu zaferi hızla yayılmıştı. Onu sevmeyen abisi Kral Gisgo ise bunun ordunun başarısı olduğunu düşünüyor, söylenenlere pek kulak asmıyordu. Gisgo, Adonibal'ın yanına gelerek ordunun komutasını eline aldı. Adonibal pek memnun değildi ama yapacak birşeyi yoktu. Karşısında Kral vardı. Hızlıca Kartaca kuşatıldı. Kartaca kuşatmasınıda şehre desteğeye gelen birlikler olduğu haberini alan Gisgo hızla o birliklere saldırıya geçti. Amacı ona saldırırken şehirdeki ordunun da desteğe gelmesini beklemekti. Böylece kaleye saldırmak yerine meydanda işi bitirecekti. Savaş kıran kırana geçiyordu. Gisgo akıllı bir adamdı. Ve planı çok iyi kurgulamıştı. Kartacaya desteğe gelen orduya karşı kendisi atağa kalkmıştı. Kardeşi Adonibal'a ise Kartaca şehrinden meydana doğru gelen Bomilkar ve ordusunu karşılama görevini vermişti. O başaramasa bile kendisi burada hızla işi bitirip oraya yönelecekti. Abisi her ne kadar ona güvenmese de artık daha akıllanan Adonibal ciritçilere önce Bomilkar'ı öldürün emrini verdi. Askerler, Adonibal'ın emrini yerine getirdi ve Bomilkar'ı hızla öldürdü. Adonibal az sayıdaki birlikleriyle Kartaca ordusunu abisi gelene kadar tutmaya çalışıyordu. Ve şu ana kadar da başarılı olmuştu. Kılıç savaşında çok becerikli olmasa da kendince birşeyler yapmaya çalışıyordu. Düşmanın sayıca fazla olması sebebiyle zorlanıyorlardı. Askerlerden biri " Komutanım geri çekilmemiz lazım kaybediyoruz" dedi. Adonibal ise " Hayır, çekilemeyiz. Geri çekilip napacaz hem abim herkesin içinde aşağılasın mı beni? Burada kalıp ölürüm daha iyi" dedi. Ve " Sizlere de emrediyorum ölmeden buradan kimse bir yere ayrılmayacak" diye bağırdı. Son sözü ağzından çıkmıştı ki havadan gelen bir ok boğazına saplandı. Boğazından fışkıran kanları gören asker gözyaşlarını tutamadı. Ve " Adonibal içiiiiiin Hücuuuuum!" diye bağırarak askerleri atağa geçirdi. Gisgo karşısındaki ufak orduyu hızlıca ezerek Adonibal'ın savaştığı cepheye doğru geldi. Ve zaferi kazanan taarruzu yaptı. Adonibal'ın öldüğü yere geldiğinde gördüğü manzara karşısında hemen böbürlenerek " Yine bir işi becerememişsin dicektim ama bu sefer becermişsin Adonibal. Ama bu da canına malolmuş anlaşılan" dedi. Adonibal ölürken yanında olan asker, " Kralım izinsiz konuşuyorum ama beni bağışlayın, Kardeşiniz size karşı mahcup olmamak için canı pahasına burayı savundu. Lütfen ona haksızlık etmeyin. Geçen ay yaptığımız savaşta da gerçekten harika bir stratejiyle kazanmamızı sağladı. Artık öldü. Onu hep o kahramanlığıyla hatırlayın lütfen" dedi. Kral Gisgo, kafasını sağa çevirerek " Öyle olsun bakalım" dedi ve " Toparlanın Kartaca'yı almaya gidiyoruz" dedi. Tüm askerler bir ağızdan " Hücuuuum" diye bağırdı. Kartaca tekrar kuşatılmıştı. Kartaca'nın tekrar kuşatılmasıyla beraber şehirdeki az miktarda bulunan garnizon denizden gelen destek ordularla beraber hızlıca Gisgo ve ordusuna doğru saldırıya geçti. Ne olduğunu anlayamadan kendini savaşın içinde bulan Gisgo, " Saldırıııın, emrediyorum hücuuum" dedi. Ve tüm askerler bodoslama saldırmaya başladı. Zafer kazanılmıştı. Kendisinden kalabalık orduyu bir çırpıda yok eden Gisgo " Ne zaferdi be. Yıllarca bu zafer konuşulacak buna inanın. Kartaca artık bizimdir. " dedi. Bu sırada Lepcis Magna da Muttines tarafından fethedilmişti. Numidia artık büyük bir devlet olma yolunda ilerliyordu. Kartaca yağmalandı. Büyük miktardaki hazine ise derhal Cirta'daki başkente yollandı. Kartaca Kralı Hasdrubal ise Thapsus civarında belirmişti. Onun bu saçma hareketlerinden faydalanan Gisgo kendisini bir dahi olarak görüyordu. Tabi aslında bu onun zekasının ürünü değil Kartaca'nın bir hatasıydı. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 2. Bölüm yayınlandı. - Sezar - 26-07-2018 Eline saglik,Merco. Takipteyim. Ek soru olarak niye RTW2 degil de RTW1? RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 2. Bölüm yayınlandı. - Merco - 26-07-2018 Öncelikle teşekkürler Sezar. Rome Total War ile biraz nostalji yapmak istedim açıkçası. R2TW den ziyade bunun daha çok ilgi çekeceğini düşünüyorum. Herkes Rome 2 oynamamıştır ama illaki RTW oynamıştır diye düşünüyorum. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 2. Bölüm yayınlandı. - Aytaç - 26-07-2018 Rtw mükemmel bir oyun. Seri de güzel gidiyor. Benim de canım Rtw çekti hatta. Gerçi sürekli canım çekiyor ama uzun süre devam edemiyorum. Oyunlar ne kadar güzel olsa da bir son kullanma tarihleri falan var herhalde. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 2. Bölüm yayınlandı. - Merco - 28-07-2018
Muttines'in oğlu Tabnit'in artık eli kılıç tutmaya başlamıştı. Az da olsa ileriye dönük bir zeka pırıltısı gözüküyordu. Gisgo, Kartacalıların saldırısını geciktirmek için köprüye ufak bir kale inşa ettirdi. Böylece zaman kazanarak daha çok asker toplayacaktı. Kartacalılar bu kaleyi görmüş ve kuşatmıştı. Gisgo'nun tahmininin tersine kale onlara zaman kaybettirmedi. Fil yardımıyla külüstür kalenin surlarını yıkarak hızlıca kaleyi ele geçirdiler. Ve Kartaca ordusu kaleye yerleşti. Gisgo onların Kartaca'yı kuşatmamasına sevinmişti. Ama asıl problem kuzeyde belirdi. Roma sancakları taşıyan büyük bir ordu Kartaca surlarının dışında kamp kuruyordu. Ve Aulus Scipio emrindeki bu ordu kuşatmayı başlattı. Kartaca şehrini Kral Gisgo ve ordusu sonuna kadar savunacaktı. Romalıların geldiği yöne doğru hazırlıklar yapan Gisgo, atlılarla batı taraftan saldırmayı deneyecekti. Gisgo atlılarla ciritçi birimlere hızlıca saldırdı. Bir anda neye uğradığını şaşıran askerler kaçmaya bile başlamıştı. Yalnız surlara çıkan Romalı askerler Numidia piyadelerine karşı üstünlük sağlıyordu. Meydana çıkan Gisgo ilk etapta başarılı gibi gözükse de disiplinli Roma ordusuna karşı büyük bir hezimete uğruyordu. Savaş meydanından canını zor kurtararak şehir merkezine doğru kaçtığını gören askerler de onun peşinden kaçmaya başlıyordu. Hızlıca önce surları sonra kapıları ele geçiren Romalılar, şehir merkezine doğru ilerliyordu. Numidialı askerler ise canının son damlasına kadar savunmaya çalışıyordu. Ama kalabalık Roma ordusuna karşı pek şansları yoktu. Ve karşısındaki yüzlerce Romalı askere karşı tek başına kılıç sallamaya çalışan Gisgo sonunda can verdi. Artık Kral Muttines'ti. Numidia son askerine kadar savunmuştu Kartaca'yı. Yenilmişti. Kralını kaybetmişti. Ama Roma'ya da çok kayıp verdirmişti. Bu kadar fazla kayıp veren Roma, Kartaca'ya karşı Kartaca'yı elinde tutmakta zorlanacaktı. Çok ilginç bir şekilde Romalıların ele geçirdiği Kartaca'yı geri almaktansa Cirta'ya doğru gelip Numidia'yı yıkmaya geliyordu Hasdrubal Balhanno atalarının mirasını en iyi şekilde savunacaktı. Kartacalılara farklı süprizler hazırlıyordu. Atlılarla kanatlardan saldırarak düşmanda şok etkisi yaratmaya çalışacaktı. Ciritçi atlıların taktiğiyle Kartaca'lı atlılara karşı üstünlük kurmuştu. Atlı savaşını fazla kayıp vererek de olsa kazanmışlardı. Diğer yandan tahta surlar artık daha fazla dayanamıyor kırılıyordu. Kartacalılar farklı cephelerden suru kırarak içeri giriyordu. En iyisinin şehir içinde düşmanı kıstırmak olduğunu düşündü Balhanno. Düşmanı kendi şehrinde kıstırmayı düşünen Balhanno bir anda kendini düşman askerlerinin arasında buldu. Kısa sürede kalabalık kartaca askerleri arasında kaybettiğini farkedip kaçmaya başladı. Son askere kadar çabalayan savaş veren Balhanno ve ordusu başkent Cirta'yı atalarının yadigarı şehri kaybetmişti. Bir zamanlar hızla yükselişe geçen Numidia Krallığı sanki çöküş dönemine girmişti. Kartaca'nın ve Cirta'nın kaybedildiğini duyan Muttines, Dimmidi'ye doğru yol almaya başladı. Ama yolda Kartacalıların saldırısına uğradı. Savaştan önce ise oğlu Tabnit'i hızlıca Dimmidi'ye gidip savaşı haber vermesini istedi. Tabnit her ne kadar savaşmak için kalmak istese de Muttines'in emriyle askerler onu Dimmidi'ye götürdü. Muttines atlı birliklerle bir anda saldırıp düşmanda şok etkisi yaratmak istiyordu. Derken aniden bir taşa takılan Muttines atından düştü ve can verdi. Yeni Kral çok uzun yaşayamamıştı. Muttines az birliğiyle yenilerek can vermişti. Kaçan birkaç asker yenilgiyi ve Kral'ın ölüşünü haber vermişti. Yeni başkent ilan edilen Dimmidi'de şehir bayağı hareketlenmişti. Cirta ve Tingi'nin aksine Dimmidi, o kadar gelişmemiş ve ilgilenilmemişti ki, asker eğitimgahı bile yeni inşa edilmeye başlanılmıştı. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 3. Bölüm yayınlandı. - ZenderX - 28-07-2018 Çok sürprizli bir bölüm olmuş. Hikaye iyi gidiyor ama böyle giderse Numidia'nın sonu yakın gibi. Eline sağlık umarım geri dönüş planın vardır. :D RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 3. Bölüm yayınlandı. - Merco - 28-07-2018 Valla daha çok sürpriz var. Açıkçası kafamda bir hikaye yok. Oyun nasıl şekillenirse o şekilde anlatacağım hikayeyi. Herhangi bir müdahale yapmayacağım. 6 bölümlük fotoğraf var elimde. Gerçekten zorlandığımı söylemeliyim. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 3. Bölüm yayınlandı. - Merco - 29-07-2018
Romalılar beklendiği gibi kendisine saldırmayıp Numidia'ya saldıran topraklarını boş bırakan Kartacalıları adeta cezalandırıyordu. Thapsus kuşatılmış tüm Roma hanedanları Kartacaya savaş açmıştı. Roma ve Kartaca'nın kıskacında kalan Numidia Galya kabileleriyle müttefiklik imzaladı. Biraz olsun üzerlerindeki baskıyı hafifleteceğini düşünüyorlardı. Roma'nın Scipio ailesi, Numidia'yı himayesi altına almayı teklif etti. Tabi ki bu teklif kabul edilemezdi. Anında reddedildi. Son Kral Muttines'in de ölmesiyle tahta Tabnit geçti. Ve kardeşi Abdimilki'yi Veliaht ilan etti. Abdimilki Tabnit'e göre daha aklıselim, daha cesur ve doğuştan liderdi. Dimmidi'de Numidia konseyi toplandı. Kral Tabnit Dimmidi'ye nazaran Tingi'nin daha gelişmiş bir şehir olduğunu ve ülkenin yoğunluğunu oraya taşımak gerektiğinden bahsetti. Bu herkesçe kabul edildi. Kardeşi Abdimilki ile bir miktar ordu toplayıp Tingi'ye yola çıktılar. Tingi'de tersane inşa edilmiş. Gemi üretilmeye başlanılmıştı. Bu haberleri alan Kral Tabnit çok sevindi. Afrika'da artık onlara yer yok gibiydi. Yavaş yavaş İber yarımadasına doğru ilerlemek gerektiğini düşündü. Kardeşi Abdimilki de abisinin bu tutumundan hoşnuttu. Çöllerde hayatlarını yok etmektense daha verimli topraklara doğru ilerlemek en mantıklı hareket olacaktı. Çok uzak diyarlardan gelen haberlere göre bir zamanlar gücüyle herkesi korkutan Selevkos İmparatorluğu söylenenlere göre yıkılmıştı. Bu tüm dünyanın düzenini değiştirebilecek bir haberdi. Ekonomi hiç iyiye gitmiyordu. Askerlerin parasının tamamı ödenemiyor, halktan fazlaca vergi alınıyordu. Üstüne üstlük ticaretten de gelir elde edilemiyordu. Ama güçlü bir ordu toplamayı başarmıştı Kral Tabnit. Kısa süre sonra Cirta'yı ele geçiren Kartaca ordusunun Tingi'ye geldiği haberi alındı. Büyük bir savaş kapıdaydı. Ya yok olma ya da varolma savaşı olacaktı bu. Muttines'in damadı Lepcis Magna'da ikamet ediyordu. Ve Kartacalılar tarafından Lepcis magna ele geçirildi ve yok edildi. Aile üyelerinden Ahiram ise Dimmidi valiliği yapıyordu. Bir gece ansızın gelen Kartacalılar burayı da hızla ele geçirdi. Koskoca Numidia'dan geriye sadece Nepte ve Tingi kalmıştı. Dedesi Syphax bu durumu görse kendilerine lanet okurdu. Bundan emindi Tabnit. Ama yapabileceği en iyi şey halkını refaha ulaştırmaktı. Ve bu konuda bazı fedakarlıklar yapılması gerekiyordu. Tingi'ye saldıran Kartacalılar Kral Tabnit'in muhteşem savunmasıyla püskürtülmüştü. Adeta yokolmanın eşiğinden dönülmüştü. Tingi halkı Tabnit'e adeta tapıyordu artık. Numidia'nın yeni kahramanı Tabnit'ti artık. Tabnit hızlı olması gerektiğinin farkındaydı. Yeni bir kartaca ordusu gelmeden İber yarımadasına çıkarak orada bir üs edinmeliydi. Kıyıda kamp kurarlarken farkedildiği üzre Kartacalılar gemilere binerek Tabnit'i takip etmişlerdi. Bu ordu daha önce Tingi'de mağlup ettikleri orduydu. Amiral Hiempsal komutasındaki filo Kartaca gemilerini zor da olsa def etmeyi başardı. Kartacalılar bir süre rahatsız edemeyeceklerdi. Ve Kordoba kuşatıldı. Koçbaşı üretimine hız verildi. En kısa sürede Kordoba düşürülmeliydi. Daha önce Tingi'de ve Kordoba kıyılarında mağlup edilen Celeas bu sefer karadan gelmişti. Kordoba'yı kuşatan Kral Tabnit'i artık burada mağlup ederek Numidia'nın kökünü kazımayı düşünüyorlardı. Tabnit, Şehirdeki ordunun desteğe gelmesine fırsat vermeden Celeas ve ordusunu yok etmeyi kafasına koymuştu. Düşman kalabalıklaşırsa işler zora girecekti. Ve Kordobadaki general Theophanes çok iyi bir komutandı. Onunla karşılaşmak demek çok zorlu bir mücadele etmek demekti. Gözcülerden gelen haberlere göre Theophanes savaş alanına yetişemeşti. O halde Celeas ve ordusu hızlıca yok edilmeliydi. Çok sert geçen savaşta Numidialılar üstün geliyordu. Abdimilki düşmanı arkadan çevirerek üstünlük elde etme çabasındaydı. Ama aldığı hain bir ok darbesi ile yere yığıldı. Böyle yetenekli bir kişinin bu kadar ucuz ölmesi herkesi üzmüştü. Tabnit ve ordusu zor da olsa büyük bir zafer kazanmıştı. Abdimilki'nin ölmesine çok üzülen Tabnit onun anısına Kordoba'ya bir anıt yaptıracağına söz verdi. Savaşa geç kalan Theophanes Celeas'ın yenilen birlikleriyle birleşerek bu sefer Numidia'yı yok etmeye geliyordu. Koçbaşıları bırakan piyadeler hızlıca sur kapılarından çıkan düşmana saldırdılar. Tabnit önce Atlarla şok yapıp sonra piyadelerle sıkıştırma taktiğini askerlerine daha önce çalıştırmıştı. Plan takır takır işliyordu. Kapı o kadar dardı ki girmeye çalışırken bile ölen askerler oluyordu. Kan gövdeyi götürüyordu resmen. Tam içeri girilmişti ki Kartaca komutanı Theophanes Tabnit'in gözüne ilişti. Yakınındaki askerden aldığı mızrağı hızla Theophanes'e doğru fırlattı. Theophanes'in göğsüne saplanan mızrak onun acıyla bağırmasına sebep oldu. O bağırışı duyan Kartacalılar komutanlarının öldüğünü anlayarak kaçmaya başladılar. Ve şehir merkezi ele geçiriliyordu. Daha önce meydanda 3 kere yenilen Celeas şehri kurtarmak için hızla Kordobaya geliyordu. Şehrin girişine hemen koyulan tuzaklara takılan Celeas ani bir ölüm yaşamıştı. Bunu gören ordusu ise korkmakta haklıydı. Tabnit yaşananları adeta önceden görmüş herşeye karşı bir plan geliştirmişti. Son kalan Kartaca ordusu şehir merkezine doğru ilerliyordu. Tabnit ordularını çoktan hazırlamış onlara gereken cevabı verecekti. Tabnit, emrindeki bir generali arkadan dolaşıp düşmanı sıkıştırması için emir verdi. Numidia askerlerinin arasında kalan Kartacalılar aniden pes etmeye başlamıştı. Ve zafer çanları artık Numidia için çalıyordu. Askerler sevinç naraları atıyordu. Kartacanın büyük bir ordusu yok edilmiş, Kordoba artık ele geçirilmişti. Numidia eski görkemli günlerine geri dönmeye hazırdı. Kordoba'da Kartacalı halk ağır bir soykırımdan geçirildi. Şehirde en ufak isyan haberi almak istemiyordu Tabnit. Elde edilen para ise borçları ödemeye yetmeyecekti. Kordobada işleri yoluna koyan Tabnit Tingi'den aldığı haberle sarsıldı. Orta büyüklükte bir Kartaca ordusu Tingi'yi kuşatmıştı. Tabnit hızlıca gemiye bindi ve 60 küsür kişilik elit bir atlı grubuyla yapılan kuşatmayı kırdı. Tingi'deki zaferden sonra Tabnit artık rahat bir nefes alacağını düşünüyordu. Ama yeni bir kartaca ordusu ufukta gözcüler tarafından tespit edilmişti. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 4. Bölüm yayınlandı. - Feldmarschal - 30-07-2018 Baya güzel bölümler olmuş Merco cidden heyecanlı eline sağlık :D RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 3. Bölüm yayınlandı. - Merco - 30-07-2018
Kordoba'da savunma surları acilen geliştirilmeye başlandı. Kordoba'nın fethedilmesiyle ekonomi biraz da olsa canlanmıştı. İspanyollar ile ticaret anlaşması imzalanmıştı. Şimdilik herşey güzel gidiyordu. Kartaca orduları sürekli Tingi bölgesini taciz ediyordu. Artık bu duruma bir son verilmeliydi. Abdimilkinin ölmesinden sonra yeni veliaht ilan edilen Alyamas da akıllı bir komutandı. Kolayca kazandıkları zaferin ardından rüştünü ispatlamıştı. Tingi'de asker toplanmasının ardından Tabnit Kordobaya geri döndü ve Tingi'nin güvenliğini Alyamas'a bıraktı. Kartaca ise aklı başına gelmiş gibi gözüküyordu. Kartaca şehrini Romalılardan geri almayı başarmıştı. Ama Roma, kartacadan vazgeçmeyecek gibi gözüküyordu. Alyamas gözcü kulelerini işgal eden asileri dağıtmıştı. İspanyol gemilerinin Kordoba tersanesini kuşattığı haberi geldi. Bu savaş demekti. Bu savaşta ise Galyalıların İspanyol saflarını tercih ettiği duyumu alındı. Galyalılara güvenmemek gerektiğini bilmeliydi Tabnit. Çok sinirlenmişti. Kordoba önlerindeki köprüde kamp kuruldu. Bu bölgenin kolay savunulacağını düşünüyordu Tabnit. Ve beklediği gibi de ispanyollar bilinçsizce buraya saldırmıştı. Kolay bir zafer olacaktı onun için. Nehirdeki tek geçiş bölgesine piyadeleri ve okçular mevzilendirdi Tabnit. Herşeyin istediği gibi olmasına çabalıyordu. Yaklaşan düşmanı görünce piyadeler alanı daha daraltmak için nehrin kıyısına yaklaştı. Düşman atlılarının ve çıplak fanatik savaşçılarının hızla saldırmasıyla çöl piyadeleri neye uğradığını şaşırdı. Bir anda korkup kaçmaya başladılar. Bunu gören Tabnit, " Ne yapıyorsunuz ahmaklar. Milqart cezanızı versin sizin, sizi lanet olası pislik herifler geri gelin buraya ve savaşın bir erkek gibi" diye bağırdı askerlerine. Ama askerler öylesine korkmuştu ki hiç oralı olmadan kaçmaya devam ettiler. Bir çözüm bulması gerekiyordu Tabnit'in. Hemen atını kıyıya doğru sürdü. Ve düşman askerlerine beklemediği bir alandan taarruza kalktı. Tüm piyadeleri kaçmış, ciritçileri korkani okçularının eli titreyen bir ordunun böylesine cesur bir komutanı vardı işte. Bu cesaret herşeye bedeldi. Geride kalan birkaç bölük askerle düşmanı yıpratmayı başarmıştı Tabnit. Ve düşman kaptanın öldüğü haberi geldi. Ufak da olsa umutlar yeşermeye başlamıştı. Ve düşman birliklerinin pes ettiği birçoğunun kaçmaya başladığı görüldü. Numidialı kaçan piyadeler ise savaşın lehlerine döndüğünü görünce geri gelmeye başladılar. Bu tabi ki Tabnit'in bir eseriydi. Kolay bir zafer alacağını düşünen Tabnit bundan sonra hiç bir savaş için böyle düşünmeyeceğine yemin etti. Gerçekten inanılmaz bir savaş olmuştu. Tingi'den sonra bir kez daha yok olmanın eşiğinden dönülen bir savaş olmuştu. Alyamas ise çevre bölgelerin teftişini yapıyor. Herhangi bir kartaca saldırısına karşı hazır olmaya çalışıyordu. İspanyol gemiler Numidialı gemiler tarafından birkez daha mağlup edilmişti. Kordoba sahilinde bir anda beliren İspanyol askerlerine Kral Tabnit hızlıca bir sefer düzenledi. Atlarıyla hızlıca şok saldırısı uygulamak isteyen Tabnit başarılı oldu. 500 kişilik bir orduyu 28 kişi kayıpla harika bir şekilde yenmişti Tabnit. Dedesi Syphax'dan sonra Numidia tarihinin gelmiş geçmiş en iyi generaliydi belki de. Galyalı ajanların Kordoba'ya girmeye çalıştığı haberi alındı. İber yarımadasındaki Numidia varlığı pek de sevilmiyordu anlaşılan. Mısır, Roma, Kartaca ve İspanyollar tarafından düşman ilan edilen Numidialılar belki de tarihinin en zor dönemini yaşıyordu. Ve yine doğuda büyük bir kartaca ordusu olduğu haberi geldi. Savaş hiç bitmeyecekti anlaşılan. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 5. Bölüm yayınlandı. - Feldmarschal - 01-08-2018 Tabnit reis topu çizgiden çıkarmış ya :D eline sağlık kaliteli bir bölüm daha RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 5. Bölüm yayınlandı. - Merco - 01-08-2018 Teşekkürler. Şu an tatildeyim. Önceden yazdım bu bölümleri. 1 tane kaldı taslakta. Bugün yarın onu da paylaşırım. Tabnit babamız kurtuba evimiz. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 5. Bölüm yayınlandı. - turkish lokum - 01-08-2018 Elinize sağlık hocam. Çok güzel olmuş. Bana da bir ilham kaynağı oldu. Ilk hikayemi RTW de yapabilirim :) RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 5. Bölüm yayınlandı. - Merco - 01-08-2018 Bekliyoruz. Eve döndüğümde bir Makedon oyunu açasım var benim de. Rome 2 de olabilir belki. Tam karar veremedim. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 6. Bölüm yayınlandı. - Merco - 02-08-2018
Sonunda Mısırlılarla ateşkes anlaşması imzalanmıştı. Alyamas, gelen Kartaca ordusuna karşı şehri boş gösterip pusu kurmayı düşünmüştü. İspanyol gemileri tekrar mağlup edildi. Kartaca orduları pusuya düşmemiş ve Tingi'yi kuşatmıştı. Ve asıl problem bu değildi. Arkadan yeni bir büyük Kartaca ordusu geldiğini farkeden Alyamas, " Artık bu topraklarda bizim işimiz kalmadı. Yok olmaktansa yeni bir vatana yerleşmeyi yeğlerim" dedi ve Kordoba'ya doğru yola çıktı. Kordoba ufak bir İspanyol ordusu tarafından kuşatılmıştı. O ordu rahat bir şekilde mağlup edildi. Yenilginin ardından ispanyolların pes etmeyerek sürekli tacizde bulunmaya devam ettiği gözüküyordu. Yurtlarından vazgeçerek yeni bir yurt arayan Numidialılara burada da yaşam zor gözüküyordu. İspanyol gemileri bir kez daha mağlup edilmişti. Bu başarınsından dolayı Amiral, "Numidia tarihinin en büyük Amirali" nişanına layık görüldü. Tingi artık tamamen kaybedilmişti. Umudedilen şey ise Kartaca'nın Kordoba tarafına çıkartma yapmamasıydı. İspanyol ordularına artık sağlam bir darbe vurmanın zamanı geldi diyordu Tabnit. Orduları hazırlayarak taarruza geçti. Nehrin karşısına hızlıca geçme niyetindeydi. Düşmanın destek birimleri savaşa yetişememişti. Büyük ihtimalle Tabnit bu ispanyolları hızlıca yok edecekti. Ve aynen de öyle oluyordu. Hızlıca düşmana atlarla saldıran Tabnit karşısında ispanyol piyadeler dayanamıyordu. Ve zafer yine Tabnit'in di. İspanyol komutan savaşa yetişememişti ama Kordoba yakınlarında kamp kurmuştu. Avanos gelen Numidia ordularını görünce geri çekilmek zorunda kaldı. Avanos'un çekilmesiyle birtakım ispanyol ortada kalmış, Numidia'nın gazabına uğrayacaktı. Hızlıca süvarileri ileri sürdü Tabnit ve ordusu. Atların ezici gücünü kullanarak büyük bir darbe vuracaktı. Zafer yine Numidia'dan yanaydı. Sadece 16 kişi kaybedilmişti. Numidia'lılar Tabnit'e tapıyordu. Sıra Avanos'a geliyordu. Orduları mevzilendiren Tabnit, düşmanı arkadan çevirmek yerine hızlıca önden saldırmayı seçti. Atlarla piyadeleri adeta ezen Tabnit ve ordusu düşman birliklerin hızlı bir bozgun yemesini sağladı. Derken Avanos'un öldüğü haberi yayıldı. Savaş bitiyordu. Savaş alanından kaçan tüm ispanyollar yakalanıp öldürüldü. Tabnit bir kez daha tarih yazmıştı. Bu topraklar Numidia'nın diyordu. Artık o kadar ünlenmişti ki Tabnit, sağır sultan bile duymuştu. Dünyanın öbür ucundan hikayeler dinlemeye gelen seyyahlar beliriyordu hergün. Tabi bu seyyahlara dikkat edilmeliydi. İçlerinden suikastçi de çıkabilirdi. Kral Tabnit topladı ve Scallabis'e doğru yolculuğa başladı. Yolda karşısına çıkan büyük bir ispanyol ordusuyla savaşmak zorundaydı. Kolay bir savaş olmayacaktı. Tabnit, yine orduları mevzilendirerek önden atlarla arkadan piyade ve okçularla saldıracaktı. Atlarla şok etkisi yaratan Tabnit ve orduları ispanyolları eziyordu. Korkarak kaçmaya başlamıştı birçok ispanyol asker. Yine hızlı bir zafer kazanmıştı Tabnit. Kordoba'da nüfus giderek arttıkça şehri yönetmek zorlaşıyordu. Borç içinde yüzen Numidia krallığı gerçekten ekonomik anlamda kötü günler yaşıyordu. Scallabis kuşatılmıştı. Hemen ardından ispanyollar ani bir taarruza geçerek kuşatmayı kırmayı denemişti. Tabnit yine aynı taktiği kullandı. Hızlıca düşman piyadelerini atlarla ezen ordular zaferden zafere koşuyordu. Şehirdeki ordu ise savaşmaktan korkarak şehirden dışarı çıkmamıştı bile. Derken tekrar saldırdı ispanyollar Saldıran orduları hızlıca mağlup etti Tabnit. İspanyol kralı hala şehirden çıkamıyordu. Ve geçen yıllar sonunda kuşatma tamamlanmış Scallabis teslim olmuştu. RE: Rome Total War : Milqart'ın çocukları 6. Bölüm yayınlandı. - Emir Tamerlan - 02-08-2018 Ardardına Rtw hikayesi okumak güzel oldu. Numidia oyuncular tarafından biraz üvey evlat vazifesi gören bir devlet. Çoğu kişi Afrikada bir devlet yönetmek isteyince Kartaca veya Mısır'ı seçiyor, Numidia ise akıllara gelmiuordu. Hikayeyi böyle bir devlet üzerine yazmanız çok hoşuma gitti. |