Bir süre barış içinde kalabileceğimi sanmıştım ama yanılmıştım. Apulya Dükü tarafından saldırıya uğradım ve bu yüzden Sirte Şefinden yakın bir süre önce fethettiğim bölgeden çıkmak zorunda kaldım.
Bu bana haklı otoritemi tanımayan emirlere otoritemi kabul ettirene kadar barış yüzünü göremeyeceğimi gösterdi. Bu konudaki ilk işim Afrika Büyük Emirliğinin geleneksel başkenti olan Keyrevan şehrini geri almak ve sarayımı oraya taşımanın getireceği sembolik zaferi elde etmekti. Bunu yapabilmek için Keyrevan Emirine savaş açtım ve kısa süren bir savaş sonucu şehrin kontrolünü elde ettim.
Savaş sırasında ufak bir sinir krizi geçirdim.
Savaş sonrasında elime geçen ilk fırsatta saray ahalimle birlikte Keyrevan şehrine yerleştim.
Sırada Annaba Vilayetinin olduğuna karar verdim, Hammadi Emiri en-Nâsır ibn Alennas'ın en ufak bir şansı yoktu.
Yenilmek nedir bilmeyen ordularımla bir kez da Sirte Şefine saldırdım ve Trablus Vilayetini fethettim. Duydum ki bazı hainler bu seferden sonra Barqa Şeyhine saldırıp ezici bir mağlubiyet alarak arkama bakmadan kaçtığımı yazmışlar tarih kitaplarına böyle iddiaları ilk kez duyuyorum.
Sonraki seferim yeni Jerid Emirine benim otoritemi kabul ettirmek için oldu. Hayır neden ordumun yarısının Sirte ve Jerid seferleri arasında gizemli bir şekilde azaldığını açıklamayacağım.
Atina Dükünün Gabes Vilayetini elegeçirmek için gelen ordularını Akdeniz'e dökerek Romalıların Afrika'daki ilerleyişini sonunda durdurdum
Jerid Emiri otoritemi tanıdığına ve Atina ordularına denize döktüğüme göre artık sıra Keyrevana gelmişti. Eski Keyrevan Emiri ölmüştü ve toprakları oğulları arasında paylaşılmıştı. Bir oğlu Tunus Emiri bir diğeri yeni Keyrevan Emiri oldu önce Tunus sonra Keyrevan seferleri düzenleyerek eski emirin topraklarının çoğunu artık kontrolüm altına aldım.
Artık haklı topraklarımın büyük bir kısmını kontrolüm altına almıştım ve Afrika Emirler Emiri unvanım üzerinde hak iddiasında bulunabilecek kimse kalmamıştı geriye. Artık bu diyara benim soyum hükmettiği sürece benim adımla bilenecek Endülüs'teki topraklarını koruyamayan Zîrî hanesinin adıyla bilinmeyecek artık uzak diyardaki birine biat etmeyeceğim.
Bu yeni kararımı kutlamak için son bir Sirte seferine çıktım bu seferin sonunda Sirte Şefi sonunda otoritemi kabul etti.
Sefer sırasında nankör köylüler bir kez daha isyan ettiler.
Otoritem artık sağlamlaştığına göre ülkemin iç işleriyle uğraşma vakti geldi.
İkinci Bölümün Sonu