Uzun zamandır aklımdaydı, 3 saat olduğu için bir türlü cesaret edememiştim. Amazon'da olduğunu görünce izleyeyim dedim.
Film direkt olarak kült, bu sebeple "çok iyi filmdi, oyunculuk da çok iyiydi" tarzında yorumlamanın anlamı yok. Bunun yerine dikkatimi çeken bazı kısımlardan bahsedeceğim. Filmin benim için parladığı nokta karakterlerin gerçekliğiydi, yer yer "ya cinayet işlemek bu kadar kolay mı" dedirtse de Sonny'nin Don olarak yetersizliği çok iyi işlendi. Sonny ile Mike tamamen zıt karakterler, biri fevri/aceleci diğeri ise komplike/plancı bir karakter, en basit karşılaştırma Sonny kızkardeşinin dövüldüğünü duyduğunda gidip kocası Carlo'yu sokak ortasında dövmeye kalkıştı, yemek masasına dahi söz geçiremediği oluyordu. Mike'ın "aynı problemi" ortadan kaldırma şekli çok daha farklıydı. İşin güzeli bana kalırsa Sonny daha kendini ilişkilendirebileceğin, daha "temiz" bir karakter, Mike özellikle son kısımda yer yer deus ex machina ayarında tehlikeli bir karakter.
Tuhaf bulduğum bir nokta, filmin son 30 dakikasının büyük sıçramalar yaparak ilerlemesiydi. Mike'ın kişisel hikayesi çok güzel işlense de, Amerika'da eski sevgilisini bulmasıyla 5 yaşında çocuğunun olduğu sahne arasında sadece birkaç dakika var gibi geldi bana. İtalya'daki evliliği/karısının öldürülmesi bana kalırsa hikayeye çok da bir şey katmadı. Tamamen Mike'ın film içerisindeki dönüşümünü meşrulaştırmak için eklense de, biraz karikatür kaldı denebilir. Belki orada bir twiste daha ihtiyaç vardı.
Bunun dışında filmdeki favori karakterim Tom Hagen. Umarım başına 2. filmde bir iş gelmez (muhtemelen gelecek.) Bununla birlikte Clemenza ile aynı arabaya binmeyin.
Filmdeki en güzel diyaloglardan biri "I always thought it would have been Clemenza, not Tessio", "It's a smart move, Tessio was always smarter."