Kızılderililerin soykırımcı beyazlar için söyledikleri
#1
400px-Bison_skull_pile_edit.jpg

Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar... Toprağımızı alacaklarını söylediler ve aldılar...
-Bilinmiyor

Önce bir gemiyle geldiler. Misafirlerimizdi, onları sahilde hediyelerle karşıladık. Silahsızdık; çünkü hiç ihtiyacımız olmadı. Kardeştik, severdik, paylaşırdık. Silahı onlar tanıttı. Tutarken yanlışlıkla elimizi kestik, kanımız aktı. Evlerimize buyur ettik, konuklarımızdılar. Yedirdik, içirdik, yatırdık, hizmet ettik. Topraklarımızı, dağlarımızı, sularımızı, ovalarımızı gezdirdik. Sevindiler. Sevindik!
Renkleri ne kadar beyazdı bizimkilere göre.
Sonra gittiler; memnun ederek uğurladık dostlarımızı!
Bir gün, tam sabah gün doğarken, ak tenli dostlarımız; gemileriyle, çok, çok olarak geldiler. Beklemiyorduk; çok erken gelmişlerdi.
Demek sevmişlerdi bizi, toprağımızı, göğümüzü; sevindik.
Çoktular, silahlıydılar; üstelik ellerini de kesmiyorlardı.
Ayakları karaya bastı ve sonra hiç beklenmeyen, olmayacak olan oldu. Şaşırmıştık, acaba ne yapmıştık da beyaz dostlarımız bizleri öldürüyordu.
Evet, beyaz adam, bu sefer gülen yüzlerimizi ağlatmaya, varlığımızı yağmalamaya, gençlerimizi köle yapmaya, karılarımıza tecavüz etmeye gelmiş! Şaşırdık!. Neden?
Biz özgür göğün, geniş toprağın, mağrur dağların insanları; barış, sevgi, dostluk bilirdik, savaşı beyaz adam öğretti. Hiç hak etmedik öldürülmeyi, savaşı, köleliği.
Erkeklerimizi öldürdüler, yaktılar çocuklarımızı ateşte diri diri. Toprağımızı yağmaladılar. Karılarımıza kızlarımıza tecavüz ettiler. Köle diye götürüldük yurtlarına. Sattılar.
Tanrıya inanmamızı söylüyordu, elinde incil, siyah cübbeli, beyaz tenli papaz. Reisimiz sordu: "Tanrı size bunları yapmanızı mı söylüyor? Cennet dediğiniz yere sizler mi gideceksiniz? Öyleyse; ben sizin olmadığınız yeri, cehennemi seçiyorum. Eğer bizleri değil de, sizleri, zulmünüzü onaylıyorsa tanrınız; böyle bir tanrıya inanmaktansa, inanmamayı yeğlerim! "
Hiç bitmedi beyaz adamın gelmesi. Onlar geldikçe biz bittik; biz bittikçe onlar geldi.
Beyaz adam, yaptıklarını anlatacak kelime bulamıyorum, bizim böyle kelimelerimiz yok; senin yaptıklarını en iyi anlatacak yine sensin, senin kelimelerin. Kara yüreğin, beyaz tenin gibi olabilirse bir gün, anlatırsın yaptıklarını!
-Tosawi

Beyazların uyduğu hangi anlaşmayı Kızılderililer bozdu? Hiçbirini... Beyaz adam bizle yaptığı hangi anlaşmaya uydu? Hiçbirine...
 Ben bir çocukken dünya Siouxlar'ındı; güneş onların topraklarında doğar ve batardı; savaşlara on bin kişi gönderirlerdi... Bugün savaşçılar neredeler? Onları kim katletti? Topraklarımız nerede? Onlara kim sahip? Hangi beyaz adam onun toprağını ya da parasını çaldığımı iddia edebilir? Yine de benim bir hırsız olduğumu söylüyorlar... Hangi beyaz kadın, benim tarafımdan esir alındı ya da onuru kırıldı? Yine de, benim kötü bir Kızılderili olduğumu söylüyorlar. Hangi beyaz adam beni sarhoş gördü? Kim benim yanıma aç geldi ve doyurulmadı? Kim beni karılarımı döverken ya da çocuklarıma kötü davranırken gördü? Hangi kanunu çiğnedim? Kendimi sevmem yanlış bir şey mi? Derimin renginin kırmızı olması çok mu kötü; ya da bir Sioux olmam; babamın yaşadığı yerde doğmuş olmam; halkım ve topraklarım için canımı verebilecek olmam?
-Tatanka Yotanka (Oturan Boğa)

Atalarınız bizden küçük bir toprak parçası istedi... Onlara acıdığımız için dileklerini geri çevirmedik... Aramızda yer aldılar... Onlara mısır ve et verdik... Onlar buna karşılık bize zehir (içki) sundular... Beyazlar bir kez memleketimizi tanıyınca, hemen sağa sola haber saldılar... Yeni yeni insanlar geldi... Biz onların dostça geldiğini sandığımızdan hiç korkmadık. Çünkü bize kardeşim diye sesleniyorlardı... Sözlerine inandık... Bu kez onlara daha geniş bir yer verdik.... Kısa zamanda sayıları arttı. Daha çok toprak istemeye başladılar... Sonunda bütün yurdumuzu istediler... Gözlerimiz açıldı. Savaşlar oldu... Beyazlar bizimle savaştırmak için içlerinden kimilerine paralar verdi. Halkımızın büyük çoğunluğu öldürüldü... Beyazlar bizi içkiye de alıştırdılar. İçki yüzünden de binlerce Kızılderili kırılıp gitti... Kardeşlerim, eskiden bizim topraklarımız çok genişti... Sizinkiler ise çok küçük... Şimdilerde ise siz büyük bir ulus oldunuz... Bize yatağımızı serecek kadar bile bir toprak parçasını çok görüyorsunuz...
-Reis Algiysi

kizilderili-soykirimi.jpg

Beyazlar hiçbir zaman toprağa ya da geyiklere ya da ayılara aldırmadılar... Biz Kızılderililer bir hayvanı öldürdüğümüz zaman, onun bütün etini yiyoruz... Kökleri kazdığımızda küçük çukurlar açıyoruz... Ev yaptığımızda küçük çukurlar açıyoruz... Biz çekirgeler için otları yaktığımızda hiçbir şeyi mahvetmiyoruz... Biz, meşe palamutlarını ve fıstıkları sallayarak düşürüyoruz. Ağaçları baltalayıp devirmiyoruz... Biz yalnızca kurumuş ağaçları kullanıyoruz... Ama beyazlar toprağı deşiyorlar, ağaçları söküyorlar, herşeyi öldürüyorlar... Ağaç diyor ki, "Yapma, acıyor... Canımı yakma." Ama onlar, onu baltalayıp kesiyorlar... Toprağın ruhu, onlardan nefret ediyor... Kızılderililer asla bir şeyin canını yakmaz, ama beyazlar herşeye zarar veriyorlar... Kaya diyor ki, "Yapma, canımı yakıyorsun." ama beyazlar hiç umursamıyor... Oysa beyaz adamın ona dokunduğu her yer acıyor...
-Yaşlı bir Wintu kadini..

Bütün savaşçılarımla birlikte beni esir aldınız.. Çok fazla dövüştüm. Ama silahlarınız iyi nişanlanmıştı. Kurşunlar tıpkı kuşlar gibi havada uçuşuyor, kışın ağaçların arkasından esen rüzgar gibi, kulaklarımızda uğulduyordu. Savaşçılarım etrafımda düşüp kalıyordu; durumumuz hiç iyi görünmüyordu. En kötü günümün çok yakın olduğunu hissediyordum. Sabah güneş sönük olarak doğdu üzerimize; akşam da siyah bir bulutun arkasında battı. Ateşten bir topa benziyordu. Bu Kara Atmacanın üzerinde parlayan son güneşti. Onun kalbi öldü, göğsünde hızla atmıyor artik. O şimdi beyaz adamın tutsağı; ona ne isterlerse yapabilirler.
Beyaz adam kafa derisi yüzmüyor, ama daha kötüsünü yapıyor- kalpleri zehirliyor. Onların kalbi temiz değil. Kara Atmacanın halkının kafa derileri yüzülmeyecek, ama birkaç yıl içinde beyaz adama benzeyecekler; yani güvenilmez olacaklar ve yaşadıkları yerde ancak çok sayıda subay(polis) olursa düzen sağlanabilecek.
-Kara Atmaca
Kızılderililer, asla kafa derisi yüzmemişlerdir. Bu beyazlar tarafından atılan bir iftiradır. Aksine asıl kafa derisi yüzenlerin beyazlar olduğu düşünülmektedir.

Her şeyi açıkça bildikleri halde şimdi diyorlar ki, ben kötü biriymişim... Hatta oradakilerin en kötüsüymüşüm. Ben ne yaptım ki? Ağaçların gölgesinde ailemle birlikte yaşayıp gidiyordum.
-Geronimo yada öz adıyla Goyathylay

Son ağaç kesildikten, son nehir zehirlendikten, son balık yakalandıktan sonra beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
-Şef Seattle

Yalnızca bir kere ağlatmadılar bizi. Mavi ceketli askerler, her yer karanlık ve her şey durgunken, gecenin içinden çıkageldiler ve kamp ateşi yerine bizim çadırlarımızı yaktılar. Av hayvanları yerine benim cesur savasçılarımı öldürdüler.
-On Ayı

Ben rüzgarların hür estiği, gün ışığının önünü kesen hiçbir engelin mevcut olmadığı bozkırda doğdum. Ben herkesin, her şeyin hür nefes alıp verdiği; duvarlarla, çitlerle, tellerle çevrilmemiş bozkırda doğdum. Orada ölmek istiyorum. Duvarlarında arasında değil.
-On Ayı

abd-kizilderili-katliami.jpg

O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları, hala o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o kanlı çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada. Güzel bir düştü evet. Sonra, bir ulusun umudu kırıldı paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, ölüp gitti kutsal ağaç.
-Mitaku

Karanlık gecelerin sabahında doğan güneşle uyandık, durgun göllerde yıkandık, esen yelde yüzümüzü güneşe çevirdik, kurumuş dalları yaktık, ağaçları kesmedik. Beyaz adamdan farkımız buydu.
-Kara Ayak
D99lQz.jpg
[+] 2 üye Kızılderili nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Güzel paylaşım. Kızılderililerin isimleri baya dikkat çekiyor. Oturan boğa, On Ayı, Kara atmaca gibi.
Ara
Cevapla
#3
Benim sık sık bazı insanlara hatırlattığım, dile getirilmeyen fakat dünyanın en büyük soykırımlar dizesi.

(29-11-2015, 22:02)La Valette : Güzel paylaşım. Kızılderililerin isimleri baya dikkat çekiyor. Oturan boğa, On Ayı, Kara atmaca gibi.

Doğa ile iç içe bir uygarlık oldukarı için.
G0kMNN.png
Ara
Cevapla
#4
Güçlü olanın güçsüz olana yaptığı zulüm, üzücü. Bugün ABD'de hala kültürlerini devam ettirebilmeleri sevindirici.
Ara
Cevapla
#5
Milyonların barbarca yok olması üzücü değil, kalan %1'lik kısmın kendilerini katledenlerin ülkesinde yaşaması sevindirici, nut job! Kıtalarası katliam doğal seleksiyon, nut job! Sırf ellerinde savaş teknolojosi (tüfek, top) yok diye güçsüz olanlarmış Kızılderililer ve yok olmaları doğalmış.

Şurda bi yerde üye engelleme butonu olmalı @Duman
G0kMNN.png
[+] 1 üye GaulTurk nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#6
http://forum.strategyturk.com/usercp.php...=editlists

Tartışmaları çok ateşlendirmeyelim bu arada.
Cevapla
#7
(30-11-2015, 00:57)GaulTurk : Milyonların barbarca yok olması üzücü değil, kalan %1'lik kısmın kendilerini katledenlerin ülkesinde yaşaması sevindirici, nut job! Kıtalarası katliam doğal seleksiyon, nut job! Sırf ellerinde savaş teknolojosi (tüfek, top) yok diye güçsüz olanlarmış Kızılderililer ve yok olmaları doğalmış.

Şurda bi yerde üye engelleme butonu olmalı @Duman

Üzücü olmadığını kim söyledi? Elbette üzücü, ancak bugün Amerika'da yaşayan insanları (Sivillerden bahsediyorum, sen ben gibi insanlardan bahsediyorum) 300 yıl önceki katliamlardan sorumlu tutmanı yanlış buluyorum, bu ayrı konu.
Ara
Cevapla
#8
merak etmeyni kızılderililer beyazlara sigarayla tanıştırarak öçlerini alıyorlar :)
p8RNv0.png
Cevapla
#9
Yerliler ve Batılılar arasındaki husumetin genel yapısını anlamak için şu video izlenebilir.

Cevapla
#10
Aaron Huey's effort to photograph poverty in America led him to the Pine Ridge Indian Reservation, where the struggle of the native Lakota people -- appalling, and largely ignored -- compelled him to refocus. Five years of work later, his haunting photos intertwine with a shocking history lesson in this bold, courageous talk from TED.



Turkce altyazi mevcutdur.
Ara
Cevapla
#11
TED talks a alerjim var.
Cevapla
#12
İlk resimde üst üste olanlar insan mı?
Ara
Cevapla
#13
Değil. Kızılderililerin ana geçim kaynağı bizonların bilinçli olarak katledilmesi soykırımın bir parçasıdır.

Kuzey Amerika Bizon Nüfusu:

Kızılderili zamanlarında 60.000.000 baş

1800 yılında 40.000.000 baş
1850 yılında 20.000.000 baş
1865 yılında 15.000.000 baş
1870 yılında 14.000.000 baş
1875 yılında 1.000.000 baş
1880 yılında 395.000 baş
1885 yılında 20.000 baş
1889 yılında 1.091 baş
1895 yılında 1.000 den az
1902 yılında 1.940 baş
1983 yılında 50.000 baş
D99lQz.jpg
[+] 1 üye Kızılderili nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#14
Kolonistlerin kızılderilileri köle yapamadıkları için öldürüp yerlerine afrikadan köle getirdiklerimi duymuştum u
[+] 1 üye cemal nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#15


:')
Ara
Cevapla
#16
Komik değil.
G0kMNN.png
[+] 1 üye GaulTurk nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#17
Bizonların neslini kurutmuşlar
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.