1553/1622 - Jack Sparrow mu? Yusuf Reis mi? Jack Ward (otobiyografi)
#1
Jack Sparrow mu? Yusuf Reis mi?

E5ME4n.jpg




Senaristlerin ve korsanlık tarihi danışmanı Stuart Beattie'nin, Kaptan Hector Barborssa karakterini yazarken Avrupa'da Barbarossa (Kızıl Sakal) lakabıyla meşhur Oruç Reis ve kardeşi Barbaros Hayreddin Paşa'yı göz önünde tuttuklarını tahmin etmişsinizdir. Peki Jack Sparrow'a John Ward, nam-ı diğer Yusuf Reis adlı Türk korsanının ilham verdiğini biliyor muydunuz? Cevabınız 'Hayır ise acayip bir korsan hikayesine yelken açmak üzeresiniz, haberiniz olsun!

Akdeniz korsanların çekişmeleriyle çalkalanadursun, güneydoğu İngiltere’nin sahil şehri Faversham’da bir müstakbel korsan, John Ward gelir dünyaya. Gençliğini balıkçılık yaparak geçiren Ward, 1558’de İspanyolların İngiltere’yi işgale kalkışması üzerine kraliçenin izniyle korsanlığa başlar. İlginç de bir lakabı vardır; Kaptan Jack Birdy, yani kuş Jack. Bu isimle yıllarca korsanlık yapar. 1602’de Katolik rehinelerle dolu Danimarkalı bir gemiyi yağmaladığı için Karayipler'de hapse atılır. 1603’te tahta çıkan I. James İspanya ile barış ilan edince ordudan ayrılan John, adamlarıyla limandan çaldığı küçük bir gemiyle büyük bir Fransız gemisini ele geçirir. Ona da tıpkı kendisininki gibi ironik bir isim takamadan duramayacaktır. “Little John” adını koyar gemisine, yani “Küçük John”


Adamları tarafından kaptan seçilen John, baskı altında olduğu memleketini terk ederek, Küçük John’la Katolik gemilerini yağmalamak üzere Akdeniz’e açılır. Burada Osman Dayı adında, kendisi gibi aslen İngiliz olan başka bir korsanla tanışır. Bir süre sonra da mürettebatıyla beraber Müslüman olur. Yusuf adını alan John, başındaki şapkayı çıkarır ve yerine filmdeki gibi olmasa da – Müslüman alameti olan sarık sarar. Korsanımızın samimi bir Müslüman olduğunu ve evvelden bağımlısı olduğu şarabı artık içmediğini, kendisini Tunus’ta ziyaret eden İskoç seyyah William Lithgow’un hatıralarından öğreniyoruz.

Lithgow’un anlattığına göre bu ziyarette Yusuf Reis’le arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:



-          Görüyorsun dostum. Küçük bir kuşun aşkıyla büyüdüm.

-          Hadi canım! Adı ne? Onu haberdar etmeli miyim sizce?

-          Hayır, seni sandal faresi! Minnacık, küçücük bir kuş bu.

-          Küçük bir kuş? Kaptan Jack, bir serçeden mi bahsediyorsunuz yoksa?


Tam burada serçenin İngilizcesinin ‘Sparrow’ olduğunu hatırlatmamız gerek. Büyük ihtimalle senaristler konuşmanın devamını okumamışlar; zira Yusuf Reis, Lithgow’a çocukken serçeleri değil, civcivleri çok sevdiğinden bahsetmektedir. Aksi takdirde filmdeki adı Jack Sparrow değil, Jack Chick olmalıydı.

1606 yılında Tunus’a yerleşen Yusuf Reis, kendisinden evvel Hızır Reis’in nam-ı diğer Barbaros Hayreddin Paşa’nın yaptığı gibi Tunus beyi Kara Osman’ın himayesinde korsanlığa başlar. Sadece üç yıl içinde Türkler ve İngilizler'den oluşan adamlarının sayısı 500’ü geçer. Aralarında Kaptan Samson, Anthony Johnson, Yarmouth Piskoposu Richard ve Southamptonlu James Procter gibi meşhurlar da vardır.

Yusuf Reis Avrupa limanlarına akınlar yapar ve ele geçirdiği ganimetlerle çok zenginleşir, hatta bir seferinde Reinera e Soderina adında iki milyondan fazla Düka altını taşıyan Venedikliler'e ait bir gemiyi ele geçirir. Tunus’ta kendisine mermerden ve kaymak taşından muhteşem bir saray inşa ettirir. Kendisi gibi sonradan Müslüman olan Jessimina adında Sicilyalı bir hanımla evlense de, İngiltere’de kalan karısına para göndermeye devam ettiğini biliyoruz.


Z7RA2o.jpg
(Berberi Devletleri Tunus,Cezayir,Libya)

Osmanlı İmparatorluğu’ndan oldukça uzak bulunmasına rağmen John gibi binlerce İngiliz'in Müslüman olması ve korsanlık yaparak kendi ülkelerinin ticaretini baltalaması İngiltere’de bir korku havası yaratmıştır. İnsanları İslamiyet'ten soğutmak için o zamanın gazetesi demek olan tiyatro sahnelerinde Müslüman olanları Tanrı’nın cezalandırdığı, Türkleri vahşi ve şeytanî varlıklar gibi gösteren oyunlar tertip edilmeye başlandı.

Müslüman olduktan sonra zenginleşip meşhur olan, bu yüzden birçok Hıristiyan'a kötü (!) örnek teşkil eden John Ward da bu oyunlardan nasibini alacaktı. 1612 yılında Robert Daborne tarafından "Türk olan bir Hıristiyan" veya iki meşhur korsanın, Ward ile Danisker’in Tirajik Hayatları ve Ölümleri adlı bir oyun sahnelendi. Oyunda Ward, ruhunu Türkler'e satıp Müslüman oluyor ve tehditlere rağmen eski dinine dönmüyordu. Ancak perde kapanırken cezasını buluyor, paramparça edilip denize atılıyordu. Londra’da bu oyun sahnelenirken, gerçek John, yani Yusuf Reis Akdeniz’de akınlarına devam ediyordu.


Yusuf Reis 1622'de 70 yaşında öldü.

Alıntıdır.

Kullanılan Kaynaklar:

http://www.ensonhaber.com/jack-sparrow-y...03-03.html

Ayrıca Bakınız:

Yusuf Reis
Osman Dayı
Berberi Korsanlar
A Christian Turn'd Turk (İngilterede bu olaylar üzerine tiyatro gösterisi)
[+] 6 üye Rodemape32 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2

Filmde boyle bir sahne vardi basta  :') (turkce dublaj degil)
[+] 2 üye PiriReis nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
Yani şimdi bi "Jack SPARROW" var bide "Jack chick" senarist olsam bende karakterin adını Jack Sparrow koyardım.
Ara
Cevapla
#4
Konu güzel daha önce duymuştum.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.