2021 Kış Dungeons & Dragons Etkinliği
#1
Görsel


Strategyturk Kış Dungeons and Dragons etkinliğine hoş geldiniz. Bu etkinlikte Lost Mine of Phandelver modülü oynanacak. Oyunu bilmeyen oyunculara elimden geldiğince yardım edeceğim bu yüzden oyunu daha önce oynamamış olsanız da başvurabilirsiniz. Etkinlikte oyuncu sayısı 4 ile sınırlıdır daha fazla başvuru olursa dm belirler kimlerin katılacağını.

Etkinlik vakti: Pazar  14.00, yaklaşık 2-4 saat arası

Oyuncular
@Attila the Hun
@Ragnvaldr
@PCOyun
@Dothor_


[+] 2 üye Selene nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Katılıyorum.
IbnE9P2.gif
Ara
Cevapla
#3
Katılıyorum.
Ara
Cevapla
#4
Katılıyorum.
WhaW8Am.gif
Ara
Cevapla
#5
Katılıyorum.
Ara
Cevapla
#6
Katılıyorum.
" Hemen herkes tartışabilir, fakat güzel konuşabilmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. "
Ara
Cevapla
#7
Katılıyorum.
Ara
Cevapla
#8
Katılıyorum. Daha önce hiç oynamadım ama Amerikan filmlerinde/dizilerinde oynayanları görünce hep imrenmişimdir.
76561198034761601.png
[+] 1 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#9
IbnE9P2.gif
Ara
Cevapla
#10
Ara
Cevapla
#11
" Hemen herkes tartışabilir, fakat güzel konuşabilmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. "
Ara
Cevapla
#12
WhaW8Am.gif
Ara
Cevapla
#13
Oyuncuların karakterlerini yarattıktan sonra bir goblinle yaptıkları mücadelelerin sonuçları.

[+] 2 üye Selene nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#14
Komik ve eğlenceli bir ilk oturum oldu. Özellikle de @PCOyun'un düşmanlarımızı alt etmek için başvurduğu yöntemler çok yaratıcıydı. Bugün hem birbirimize hem de oyuna alışmış olduk, haftaya RP'nin dozunu arttırmayı planlıyorum.

IbnE9P2.gif
[+] 6 üye Attila the Hun nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#15
Bayadır bir etkinlikten bu kadar zevk almamıştım, umarım haftaya daha da eğlenceli olur.

Dungeonun sonuna doğru yaklaşırken ....
" Hemen herkes tartışabilir, fakat güzel konuşabilmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. "
[+] 2 üye Dothor_ nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#16
Görsel

Gözler Yanıltıcı Olabilir

Bugün Gundren diye bi adamın topladığı; Brarstod, Ranatir ve Dothor adındaki heriflerden oluşan bir kafileyle yola çıktık. Neverwinter'dan Phandalin'e erzak götürecekmişiz. Kişi başı on altın, kısa günün kârı.

Hiçbir şey planlandığı kadar basit olmaz tabii ki. Elbet bir şeyler yanlış gitmek zorunda. Yolda giderken vurulmuş iki at bulduk. Seyahat ettiğimiz öküz arabasından inip ne olup bitiyor diye bakmaya gittik. Önden enayi Brarstod atladı, bu çok yaşamaz herhalde. Arkaya bakacağım deyip arabanın yakınında kaldım, ne olur ne olmaz. Endişelerim de yersiz değilmiş. Dothor da Brarstod'un yanına atladı hemen sonra göz açıp kapayıncaya kadar etraflarını goblinler sardı. Cüce büyücünün eli iş görüyormuş goblinleri iyi akladı ama okçulardan biri kolumu yaraladı. Dothor denen paladin en azından işe yaradığını gösterip birkaç dua etti, göz açayıp kapayıncaya kadar yaralarım iyileşti. Bu sırada goblinlerden biri kaçtı. Bir de bu yetmezmiş gibi biz goblinlerle uğraşırken birileri öküz arabasındaki götürmemiz gereken erzakları çalmış. Lanet goblinlerin işi olduğunu bildiğimiz için takip ettik.

Zar zor atlattığımız tuzaklı uzun bir yürüyüşten sonra bir mağaraya ulaştık. Mağaranın girişinin yakınındaki ağaçların oradaki goblinler gözümüzden kaçmadı tabii. Brarstod ile sinsice yaklaşmaya çalıştık ama bizi duydular. Hızlıca silahlarımıza davranıp saldırdık ve birini öldürdük. Ondan sonra hatırladığım tek şey kalçamın biraz üstüne saplanan kılıç, herhalde bayıldım. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bir ışık görüp tekrar uyandım. Bu da muhtemelen Dothor'un işiydi.

Sıra mağaraya girmeye gelmişti ve artık daha dikkatli davranmam gerekiyordu. Sağda oda gibi bir yer gördük fakat içeride iki tane kurt vardı ve kesinlikle yaklaşmamıza izin vermiyorlardı, iyi ki zincirlerle bağlıydılar yoksa kim bilir neler olurdu. Mağaranın ilerisinde bir köprü gördüm. Elf gözlerim ile üstündeki goblini seçmem de zor olmadı. Direkt köprüye gitmekten ziyade sol tarafa doğru gittik. Dar yerden geçtiğimizde en önden giden cüce solumuzdaki odanın tıklım tıklım olduğunu ve bir planının olduğunu söyledi. Anlaştığımız üzere bir anda içeri daldık ve büyücü ellerinden ateş püskürterek goblinlerin yarısını alaşağı etti fakat oda hala doluydu ve liderlerine benzeyen bir herif iş aldığımız adamın şövalyesi Sildar'ı elinde tutuyordu. Bize, ona mağaranın diğer ucundaki Klarg'ın kellesini getirirsek Sildar'ı vereceğini söyledi. Cüce ve Dothor inanmış gibiydiler. Zaten benim aklımda başka bir plan vardı ama onlara uyup mağaranın diğer tarafına doğru ilerlemeye başladık. Köprüye yaklaştığımızda önceden gördüğüm goblin oradaydı. Cüce kendinden emin bir şekilde bir alev topu fırlattı fakat ıskaladı. Goblin de hemen kaçtı tabii, al başına belayı.

Goblinin peşinden gidip köprüyü geçtik ve dört goblinin olduğu bir yere geldik. Brarstod ile birlikte köprüden atlayıp goblinleri arkalarından gafil avlamaya çalıştık, tabii beceriksiz Brarstod atlarken ayağını incitti. Neyse ki yetiştik ve cüceyle diğerini kurtardık. Son kalan goblin bizden merhamet diledi göz yaşlarının akışını izlemek o kadar zevk vericiydi ki zavallıcağın içinde kalan son umut damlasını da elinden almak gerçekten çok tatmin etti. Yarım akıllı bir goblin olduğu için hiçbir şey anlamadı bile ona ne kadar acıdığımı gitmesine izin vereceğimi hatta mağaranın çıkışına kadar eşlik edeceğimi söyledim. O kadar mutlu olmuştu ki. Tabii bu mutluluk merdivenlere doğru attığı ilk adımda boynunda hissettiği hançerimle son buldu. Ondan sonra göğsüne doğru akan sıcak kanı hissetmek paha biçilmez bir zevkti.

Screenshot_10.png

Hançerimi pis kanından arındırdıktan sonra Klarg'ın olması gereken odaya girdik. İlk başta oda boş gibi gözüküyordu tam dönüp çıkacakken bir anda Ucube bir yaratık, kurdu ve goblinleri üzerimize çullandı. Neye uğradığımızı şaşırdık. Neyse ki önde cüceyle Dothor vardı da bana bir şey olmadı. Ucube yaratığın görünüşünden ve sarf ettiği sözlerden Klarg olduğu belli oluyordu. Dothor'un üstüne çullandı ama zırhını deşemedi. Goblinler de Klarg'ın peşinden dothora çullandı ama onlar da başarılı olamadılar. Büyücü cüce eli çabuk davranıp ellerinden alev püskürttü. Alevlerin yolunda Dothor da olduğundan biraz yanıkları oldu ama diğer goblinler onun kadar şanslı değildi. Dothorun darbesiyle ikinci goblin de devrildi. Ardından Klarg'ın arkasından üstüne çullandım fakat saldırımı savuşturdu, hemen ardımdan saldıran Brarstod'un saldırısını da savuşturmayı denese de başarılı olamadı ve ağır yaralandı. Tam kendimi toparlarken kurdu üstüme atladı ve kolumu ısırdı, canımı zor kurtardım ve çok kan kaybediyordum. Cüce elinden fırlattığı bir ateş topu ile Klarg'ın hayatına son verdi, ben ise tüm hıncımla aşağılık kurtun boğazına kılıcımı sapladım. Hayvan can çekişemeden yere yığıldı. Sonrasında Klarg'ın kellesini kesip bir süre dinlendik, o sırada da odada arabamızdan çalınan erzakları ve Klarg'ın zulasını bulduk. Sonra diğer goblinlerin yanına dönüp kelleyi önüne fırlattık. Bu yetmezmiş gibi bir de bizden yüz yirmi altın istedi. İpin ucu kopmadan araya dahil olup goblinin anlayacağı dilden konuştum. Sildar'ı bırakması karşılığında onunla zevk dolu bir zaman geçirebileceğimizi söyledim. Bunu duyunca gözleri fal taşı gibi açıldı. Konuşmakta bile zorlanıyordu ve karşı koyamayacağı her hareketinden belliydi. Son göz kırpmam ile birlikte adamlarına hemen çıkmalarını söyledi. Bizimkiler de goblinin adamları ile birlikte dışarı çıktılar. İçeride ne olduğunu benimle kalsın ama günün sonunda sadece birimizin kalbi atıyordu...

Screenshot_8.png
WhaW8Am.gif
[+] 6 üye PCOyun nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#17
Gayet heyecanlı bir oyun olmuşa benziyor. Hikayeyi bir solukta okudum. Diğer hikayeleri de bekliyorum.
[+] 1 üye Gurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#18
rogue+1.jpg

Coldblade'in Günlüğü, 1. Gün

Bugün sabah Phandalin'e doğru 3 kişiyle beraber yola koyuldum. Phandalin'e bir teslimat yapmamız gerekiyordu, bize emanet edilen eşyaları 2 öküzün çektiği arabamıza yükledik. Yol arkadaşlarımla tanışalı çok olmadı. Sahir bir cüce olan Ranatir Reddelver ile ilk karşılaştığımda şaşırmaktan kendimi alamadım. Kafamdaki cüce imajı ile bu adamın alakası yoktu. Kendine böyle şaşkınca bakılmasına alışmış olacak ki bana adını söyleyip beni kendime getirdi. Ondan sonra tanıştığım kişi Dothor Ealdwic'in ta kendisiydi. Uzun zaman sonra ilk defa bir ırkdaşımı görmenin sevinciyle ona sarıldım. Ona bakar bakmaz bir paladin olduğunu anlayabilmiştim, kelimelerle tarif edemiyorum ama yüzündeki parıltı tanrıların lütfu gibiydi sanki. Son olarak tanıştığım kişi de yarı elf bir hanımefendi (?) olan Fiona VanCleef'ti. İki hırsız olarak konuşacak çok şeyimiz vardı, yol boyunca öyle de yaptık. Eğer Fiona'yı birazcık tanıyabildiysem gerçekten de tehlikeli birisi. Elflerin zerafetini ve insanların zekâsını almış. Zerafetine tamamen ters olarak da gördüğüm en kaba kişi olabilir. Neyse, ne de olsa görevimizde bize yardımcı olacaktır. Beraber, bize verilen görevin üstesinden hakkıyla geleceğimizi düşünüyorum

Arabamız ormanda ilerlerken yolun 2 atla kapandığını fark ettik. Bu atlar oklarla delik deşik olmuştu. Okları inceledim ve onların goblinlere ait olduğunu tespit ettim. Tam bu sırada yolun 2 tarafındaki yokuşlardan 4 goblin çıkageldi. Sık ormanı 3 goblinin mezarı yaptık fakat 1 tanesi yoldan rahatlıkla görülebilen bir açıklığa doğru kaçtı. Biz de o açıklığa doğru yol aldığımızda bir de baktık ki karşımızda bir mağara duruyordu. Mağaranın girişinde 2 goblin gördük, mağaraya girmek için onları haklamamız gerektiğini söyledim. Fiona ile beraber gizlice yaklaşmaya çalıştık ama bizi duydular. Ziyanı yok, biz hırsızlar açığa çıktığımızda da iyi savaşabiliriz. Tabii ki de onların üstesinden geldik, yaralananlarımız oldu ama ben çarpışmadan çizik almadan çıktım. Sonrasında mağaraya girdik. Mağaraya geldiğimizde zincirlere bağlı 2 kurt gördük. Karanlıktan aniden bir havlama sesi gelince bir an hançerime davrandım. Fakat sonra bağlı olduklarını hatırlayıp hançerimi yerine koydum. Kurtlar zincirlerden kurtulmak için çok uğraşsalar da başaramadılar. Yine de şunu biliyordum ki mağaradaki tüm goblinler çoktan teyakkuza geçmişlerdi.

Karşımıza -tabiidir ki- goblinler çıktı. Zorlanmadan üstelerinden geldik. Hayatta kalan goblin ailesi olduğunu söyledi ve onu hayatta bırakmamız için yalvardı. Fiona gitmesine izin vermiş gibi davrandı ama merdivenden inerken o uğursuz bıçağıyla goblinin boğazını deşti. Goblini çok umursadığımdan değil ama Fiona'nın bu kadar duygusuzca davranacağını tahmin etmezdim. Ben olsam gitmesine izin verirdim.

Bu arada, şunu yazmayı unutmuşum. Muhtemelen kıdemli olan bir goblin elinde Sildar'ı tutuyordu. Eğer Klarg'ı öldürürsek Sildar'ı vereceğini söyledi, yeterince adildi bence. Hem elimi goblin kanına bulamaktan zevk alıyordum.

Klarg güçlü birine benziyordu. Yanında bir kurdu ve birkaç tane goblin vardı. Klarg'ı halletmek düşündüğümden daha zordu ama iyi bir takım çalışmasıyla onu alt ettik. Dothor, sevinçle Klarg'ın kellesini kucakladı. Bize bu görevi veren kıdemli goblinin yanına gittik. Fakat bize pislik yaptı ve üzerine para istedi. Tam biz kazıklanmanın verdiği öfkeyle silahlarımıza davranırken Fiona ilginç bir fikirle çıkageldi. Görev için altın yerine... kendini sundu o gobline. Orada ne olduğunu bilmiyorum fakat bildiğim bir şey varsa o da işe yaradığı, şayet Sildar'ı kurtarmayı başardık. Önümüzde uzun bir yol var. Ne kadar erken yola koyulursam o kadar iyi, hoşça kal günlük.

unknown.png
IbnE9P2.gif
[+] 3 üye Attila the Hun nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#19
Görsel

Dothor Ealdwic
The Unbeatable

Faerun'dan Sword Coast'a gelişimin ikinci günü. Artık para kazanmam gerekiyor. Taverna'da otururken, Sword Coast'ın doğusuna doğru götürülmesi gereken birkaç eşya olduğunu söyledi. İşi kabul ettim. Yarın Brarstod, Ranatir ve Fiona adında üç kişi ile yola koyulacağım. Başta güçlü savaşçı olduklarını düşünmüştüm, ancak yola koyulduğumuzda sıska ve zayıf görünümleri beni korkuttu. Vagonu bunlarla mı koruyacaktım ? Bir de yolun devamında Fiona ve Brarstod değişik bir dilde konuşuyorlardı. Ne konuştuklarını anlamadım ama ben ve Ranatir'i unutup başka bir dil de konuşmaları beni sinir ediyordu.

Bir süre at arabası ile devam ettik, daha sonrasında yolda ölmüş iki at gördük. Kimlere ait olduklarını bilmiyorduk. Tuzak olabilirdi. Atlar çürümeye başlamıştı bile, bu yoldan daha önce geçen birisinin görmeme ihtimali yoktu. Sanki daha sonradan koyulmuş gibiydiler. Ranatiri adlı cüce, etrafa bakmaya çalıştı ve bize içgüdülerine güvenip dağlarda kimse olmadığını söyledi. Daha sonra Brarstod cesaret edip bakmaya gitti. Arkasından hemen ben atlayıp, Brarstod'a yardım etmeye gittim. Bu hoşuma gitti, çünkü diğer korkaklar arkada otururken omuz omuza savaşabileceğim birini görünce sevindim. Brarstod güvenebileceğim birisi gibiydi.


Atların yanına iyice yaklaşınca bir çığlık sesi geldi. 4 tane goblin gördük. Dağlardan iki goblin bize doğru saldırıya geçti ve diğer ikisi okları ile bizi vurmaya çalışıyordu. Ben ve Brarstod goblinler ile savaşmaya başladık. Cüce Ranatir'in arkamızdan geldiğini gördüm ve elimle dağdaki goblini işaret ettim. Gün boyu yolda giderken diğer ikisinin yine bir şeyler yapabileceğini biliyordum zayıf olsalar da kılıç ve bıçak tutabilen tiplerdi. Ama bu cüce ne işe yarıyor diye gün boyu düşünmüştüm. Gerçekten diğerlerinden daha çok işe yarıyormuş. Bir büyü yapıp dağda bulunun bir goblini öldürdü ve artık kalkanım ile savaştığım gobline odaklanabildim. Daha sonrasında Fiona manasız bir şekilde savaş alanına koşmaya başladı. Dağda olan bir goblin ona doğru ok atmaya başladı ve sırtını hafif sıyırırak geçti. Fiona'ya baktığımda çok kötüydü. Daha savaşa katılamadan küçük bir ok sıyırığı ile ölecek duruma gelmişti. " Küçük bir ok sıyrığı " ... Şimdi erzakları ve Fiona'yı kurtarmak zorundaydık. el işareti yapıp geriye dönmesini işaret ettim. Fiona'nın goblini öldürememesi ile goblin ormana kaçmaya başladı. Onu takip etme kararı aldık...

Mağaranın girişinde iki goblin duruyordu ve bizi fark etmemişlerdi. Bizden iki kişi sessizce gidip goblinleri öldürmeyi amaçladı. Ancak Fiona - Yeniden - goblinler ile savaşırken yere düştü. " Lay on Hands " yeteneğim sayesinde eski canlılığına geri döndü ve bana iki kez borçlanmış oldu. Daha sonrasında mağaranın içerisine girdik. Birkaç goblin bulduk ve Sildar orada rehin olarak tutuluyordu. Daha sonrasında goblinin birisi bizim ile - aptal goblinlerin konuştuğunu bilmiyordum- konuşmaya başladı. Daha sonrasında bize mağaranın diğer ucunda bulunan Klarg'ın kafasını getirmemiz sonucu, rehini serbest bırakacağını söyledi ve bunu kabul ettik. Klarg'ın kafasını getirdik ve Sildar'ı serbest bıraktı. Daha sonrasında Fiona ile goblin beraber özel bir süre geçirdiler. Goblini öldürmediğimi neden bilmiyorum ancak düşündüğüm şey ise orada ikisini de kesebilirdim. Önyargılı yaklaşmamak için Fiona'nın ne söyleceğini bekliyorum... 
" Hemen herkes tartışabilir, fakat güzel konuşabilmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. "
[+] 3 üye Dothor_ nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#20
İyi oyunlar dilerim oyunculara, şahsen DnD ile ilgiliyim umarım ileride birkaç etkinlik daha açılır da katılma şansı bulurum :)
[+] 1 üye Yasin Ahmet nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.