AAR: Bir Multiplayer Hikayesi - 2
#1
svensk-flag

22 Mayıs 2017'de oynadığım bir MP oyunundan bir anıdır. Değişik bir tat aldım, güzeldi, bu yüzden de paylaşmak isterim.

Oyunda 20-25 kadar insan vardı ki çoğu aylardır birlikte oynadığım insanlar zaten. İsveç'i seçtim, Axis grubunda olacaktım.

İsveç genelde ya zırhlı araçlara yada iyi bir deniz gücüne ulaşmaya çalışır Axis'e destek olmak amacıyla. Ben çoğunlukla denizleri sevdiğim için donanma giderim fakar bu kez zırhlı gitmek istedim.

1939 başında 50 fabrikayı geçebildim ki bu İsveç gibi bir ülke olsanız bile hayli güzel bir rakam. Avrupa'da savaş Mayıs 1939'da başladı. Ben ancak kurallar ve kullanılan MP modu gereği 1939'da demogog alabildiğimden 1940 Ağustos'un da Faşist oldum ve Axis'e katıldım. Ben Axis saflarına katıldığımda tam da Almanya Danimarka'yı işgal ediyordu. Bende girdim beraber işgal ettik. Danimarka seferinde yanlızca 3 zırhlı tümenim vardı ve ilk prototip zırhlıları kullanıyorlardı. 1940-41 boyunca yeni nesil zırhlılar ve mekanize birimler ile kara ordumu hem nitelik hemde nicelik yönünden yükselttim. Fransa seferi daha 1940 başından halledildiğinden Axis üyeleri Afrika'da özellikle Süveyş Kanalı'nda son çarpışmalarını yapıyorlardı. Bende olası bir Normandiya Çıkartması tehlikesine karşı Kuzey Fransa'da yığınak yapmaya başladım. 

Oyunun kuralları gereği Mayıs - Haziran 1941 'de Barbarossa'nın başlaması gerekiyordu. Çünkü Molotov paktı 2 sene geçerli kalmalıydı. Almanya'nın emri doğrultusunda artık Sovyetlerin bir parçası olan eski Finlandiya sınırına yığınak yaptım. Aslında niyetim bu kuzey noktasında oyalama savaşı yaparak artık sayısı 13'e yükselmiş zırhlı, mekanzie ve motorize tümenlerim ile asıl cephe olan Polonya'da çarpışmaktı. 

396858d1347521085-swedish-volunteer-corp...inland.jpg

Fakat emir demiri keser. 7 Haziran 1941'de 2 aydır yaptığım yığınağa güvenerek tüm Axis üyeleri gibi Sovyetler Birliğine karşı savaşa girdim. İşler iyi gitmedi. Luftwaffe Kuzey de yoktu. Macar Hava kuvvetleri de 100 kadar uçak ayırmayı İsveç Ordusuna reva görmüştü. Göklerde ise 500 kadar Sovyet uçağı ilk ay vardı sonra güneye çekildi.

Düşmanımız ise bana 24 tümen ayırmıştı ki benim de toplamda 21 tümenim vardı. 10 Tank Tümeni, 1 Mekanize Tümen, 2 motorize tümen ve 8 piyade tümeni ile hareket kabiliyeti yüksek fakat minik bir orduydu. Sayılara gelince sanırım 5700 kadar tank, motorlu obüs, TD ile 350 bin personel bu 21 tümeni ihya ediyordu.

Sovyet tümenlerinin ise malzemesinin bizden aşağı kalır tarafı yoktu. Her tümeni 20 bin kişilikti ve 3 arty ve 1 AT eskiksik bulunuyordu. Ayrıca Birçok destek bölüğüne de sahiptiler.

3 ay boyunca birkaç province ilerleyebildim. Baltık Denizinin en kuzeyinde ki kıyılarda zoraki 3 tümeni kuşatabildim ve yok edebildim. Ara sıra düşmanı iyi kuaştsam da personel eksikliğinden dolayı onları elde tutamadım. En kötüsü ise bir motorize tümenim de malesef Sovyet kuşatmasında esir düştü. 

Bana 60 günde Leningrad'ı almamı emrettier, ben ise neredeyse 90 günde 2-3 province dan öte ilerleyemedim. Artık server da herkes "poor Sweden, shying für Swedisreich" sesleri yükselince dedim napolyon94 fırla insiyatif alıyorsun. 

Tüm zırhlı , mekanize ve motorize birimleri yaklaşık 650 tank ve 45,000 zayiattan sonra geri çektim. Onları hızla 2 farklı kolordu şeklinde o sırada kıyametlerin koptuğu Belarus'a sevk ettim.

Ekim'in başı gibi Minsk'in batısında birlikler yerine ulaştı. Kuzeyde Letonya ve Estonya ele geçirlse de Riga direniyordu. Merkez de Misnk hala düşmanın elindeydi fakat Vitebsk'e doğru bir çıkıntımız mevcuttu. Güneyde ise işler daha beter haldeydi Düşman Bükreş'e 2 province uzaktaydı ve Romanya için eller hava GG WP vakti gibi duruyordu.

Dedim napolyon94 ya şimdi ya hiç. Ekim ayının başında 2 koldan koçbaşı hücumu ile Minsk'i güneyden ve kuzeyden hücuma kaldırdım. Kuzeyde ki savaşta bile kullanmadığım 400 avcı, CAS ve NAV uçağınıda kullanarak zoraki bir hava üstünlüğü elde ettim. Sadece birkaç gün sürdü ama kesinlikle deydi. Zira Misnk'i kuşattım, İçeride ki 9 tümen ile torba yı hızla imha ettim. Bu Sovyet cephesinin merkezinde hatırı sayılır bir zayıflık yarattı.

Ardından ilk kolordum ile Vitebsk'e doğrudan, diğer kolordum ile Smolensk'e daha çekingen biçimde taarruz etitm. Vitebsk'i almam ile 15 kadar Sovyet tümeni daha torbaya girdi. Smolensk tarafında ise cephe hattı neredeyse bomboştu birkaç piyade tümeninin kolaylıkla imha ettim. Smolensk'i tam alırken hava üstünlğü düşmana geçti. İsveç hava kuvvetlerinin nefesi kesildi. Sırf kırıntı kadar bile etki yapsın diye NAV uçaklarını bile kullandım. Allah'ın steplerinde torpidoları ile dolaştılar kalabalık yaptılar.

150098-004-3DA852C8.jpg

Smolensk'e Kasım sonunda muazzam bir sovyet zırhlı yığınağı oldu. İtalya'nın dediğine göre Romanya cephesinden çekilen sovyet tanklarıymış. Romanya orjinal sınırına da sayemizde dolaylı olarak dönmüş oldu tam bu sıralarda. Riga'da ki torba da son limana çekilerek Leneingrad'a gitti. Böylelikle Batı cephesi daha istikrara kavuştu. Kuzey de ise İsveç sınırında düşman 3/4 kadar tümeninni çekmişti. Sadece 7 tümeni bulunuyordu ki bende de 8 piyade tümeni vardı kuzeyde. 

Kasım-Aralık Boyunca bayağı çılgın Sovyet saldırıları oldu. Bu sırada Süveyş ve Fas kaybedildi. Birde Sicilya düştü. İspanya yakında savaşa katılacaktı ki Cebalitarık hayli hayatiydi. 

Macar ve Rumen hava gücü en sonunda Sovyet endüstrisini yenebildi. Ocak ayından itibaren tek bir kırmızı hava bölgesi hatırlamıyorum hep turuncu yada yeşildi. Sovyet saldırılarında hiç kayıp vermesem de tümen sayısı olarak , sanırım Almanya 2 ağır panzer tümeni ile bir düzine kadar piyade tümenini Smolensk'de kaybetti. Şehir'i elimizde tuttuk ve karşı saldırıya nihayet Ocak'ta geçebildik. Moskova'ya yaklaştıkça kanatlarım iyice açıldı. Çünkü ne güneyde Rumenler ve italyanlar ne de kuzeyde Almanlar benim kadar cürretkar ilerlemiyordu. Bir başka problem de Moskova e çevresi ağır fortlar ile zırhlanmıştı. Zaten fokus ağacı ile zıhlı bir hale gelen bu fortlar bölgesini kendisi de son birkaç ayda güçlendirmiş. Yok bir gram ilerleyemedim. 

Mart ayında pes ettim, baktım düşük hava sıcaklığından %20 atak penaltısı yiyorum dedim napolyon94 az bekle nisan da gireriz. 

Bu sırada Mart-Nisan ve Mayıs başına kadar İsveç olarak ağır bombardıman yedim. Toplamda 28 olan askeri fabrikamdan bir ara 11 tanesi bombardımandan kullanılamaz hala gelmişti. neyse ki çok uzatmadılar. Hepi topu 300 bombardıman salladılar ama sonuç yıkıcıydı.Bu sırada Almanya sürekli Fransa'dan doğuya birlik çekiyordu. İtalya ise Afrika çöllerinde binlerce kayıp veriyordu. Nisan 1942'de Tunus ve Libya dahil Afrika'da her yerden çekildi.  

Nisan ayında özgüvenim yerine geldi. Medium Tank III üretmeye başlamıştım, birliklerin hepsinde artyII, ATII yada infantry equipment III vardı. İSveç ordusu 400 bin mevcudu ile açık ara en modern orduydu. Ayrıca Moskova üzerinde binlerce Luftwaffe ve macar uçağı uçuyordu. Havalar düzelmişti.

Her türlü mikro yu yaparak Moskova'ya saldırdım. Sovyet oyuncusu Allah ne verdiyse sürekli başka tümenler ile yolumu kesti. Zoraki bir biçimde aylarca süren uğraş ile Moskova'yı Doğu ekseni hariç kuşatabildik. Fakat benim tümenlerin gücü düşmeye başladı. 

Yaşanan bombardımanın etkisi, birazda haddinden fazla çatışmaya girmek ve insangücünün azalması sonucu saldırıyı durdurdum. Zaten Almanya'nın saldırmaya hali yoktu, kuzeyde 20 kadar Alman tümeni Leningrad'da imha edildi. Yine de 2 ay sonra ağustos gibi gitti orayı aldı. Artık nerelereden ne tür tümenleri çektiyse!

Rumenler de Kiev ve Sivastopol'e girdiler ama Eylülde mi girdiler temmuz da mı girdiler hatırlamıyorum. Genel olarak 1942 yazı iki taraf içinde pek iyi değildi.

Fakat olan oldu ve Atlantik Duvarı çöktü Ağustos 1942'de, yada en azından ben o sırada fark ettim. Bir süre ciddiye almadım zira sadece 2 limanı alabildiler. Almanya elinde ki bir çok kuvvet ile Brest'e yürüdü ve ABD tümenleri ile çarpışmaya başladı. Hatta o sırada bu durumla dalga geçenleri hatırlıyorum. Ne olduysa birkaç gün sonra oldu. Adamlar Essen ve Dortmund'a bile paraşütçü attılar. Danimarka sahillerinden Bordeux'a kadar her yere çıkmaya başladılar ve paraşütçü attılar. O an Axis kanalında ki sessizliği hatırlıyorum....

Bu sessizliği Almanya bozdu ve "hey lagboy, we shit man, we shit. Send all of your armored forces to Belgium, and start quik counter- attack" . Böylece Moskova kapılarından dönmüş oldum. Moskova ile aramda sadece bir 1 province vardı Rzhev tarafından ama ben alamadım...

Cephe'den çekilirken daha Sovyetler şiddetli bir karşı saldırı başlattı. Kendi kendime geri dönüp Moskova'yı alacağım diye söz verdim. 

Kasım sonunda Hollanda'ya ilk ulaşan birlikler ile arka planda kalan 3-5 paraşütçüyü direk imha ettim. Fakat asıl mesela Kuzey Fransa'daydı, italyan ve alman birlikleri Paris'i güç bela tutuyorlardı. Özellikle medium tank tarafında zayıf olduğumdan 200 kadar Panzer IV model C Almanya'dan aldım. artık model c ne kadar modifiyeliyse, sonradan sordum o ilk modelmiş. Dedim niye bu tanka model C dedin o zaman, herifin cevabı" historical man, just histrorical"...

Belçika'da Antwerp de ilk ciddi çatışmayı yaşadım. Tüm Hollanda kıyılarını temizlesem de Antwerp- La Havre arasında belkide 120 kadar müttefik tümeni vardı. Hatta ne 120'si 150 kadar . Hava üstünlüğü tamamen onlardayken aylarca çarpıştık. Antwerp'i alamadım. ama onun batısında ve güneyinde ki 2 lanet kenti alabildim. Bir ara mayıs gibi Dunquerke'i tam alıyordum ki ahlaksız herifin motorizesi son anda kapattı önümü. Her neyse ben kendimi bayağı kaptırdım adeta moba oynar gibi mikro yapyorum. Derken Almanya'cım benden doğu cephesinde destek olmamı istedi. Dedim buradan nasıl çıkayım. Bir baktım tüm Fransa'yı boşaltıp Majino ve Alplere çekiliyorlar. İspanya'yı kendi kaderine terk ediyorlar. 

Haritayı bir zoom out yaptım. O da ne Königsberg düşmüş Varşova da 55 alman tümeni paketlenmiş bir torbada. Hala daha 2 kolordu şeklinde kullandığım ordunun birini Polonya'ya birini de Antwerp'te güzelce yerleştrip bıraktım. Polonya'da hava üstünlüğü bizdeyken nasıl kuşatıldığını merak ettiğim 55 alman tümenini kurtarmak için Poznan'dan saldırıya geçtim. Geçmz olaydım, neredeyse kuşatılıyordum, o nasıl bir tank gücüdür Sovyet? Zar zor gram gram ilerleyerek beim İsveç Hav gücününü de 2.kez devreye sokrarak Varşova'nın batısından bir kordior açabildim. Zaten 3 province kalmış olan Alman torbası da anında batıya akmaya başladı. Galiba 30 kadarını kurtardık ama bende 2 tümenimi kaybettim. İkisi de iyi tümenlerdi. Sonra batıya baktım orada da 3 tümen kaybetmişim. E hem doğu hem batıya bakılamıyor tabi. 

Ardından Köingsberg ve Varşova tarafından yapılan birkaç rütuş ile Doğu'da Vistula nehri, batı da Majinot hattı arasında kaldık. Bu arada kuzey de ise İsveç sınırında yine 24 tümen olunca Majinot'u doldurmak için oluşturduğuhm son ve yeni 13 piyade tümeninide yine kuzeyi tutması için sevk ettim. Sadece 1 tanesini ayıp olmasın diye Almanya'ya gönderdim.

Axis kanalında kabaca bir oylama yapıldı, tamam mı devammı diye. Son damlaya kadar deyince herkes iyi dedik Çöküş filmini açalım bari arkadan da moda gireyim. Açtım Hitler reisin sahnesini , Fagelain ve Steiner'e sallıyor duruyor. Oyunda mikro yapmaya devam etsem de artık bende de moral kalmamış. Romanya, Macaristan ve ispanya birbiri ardında kaputüle oldu.

Kuzeyde ise Finlandiya'nın uçsuz bucaksız topraklarında İsveç ordusu çelik gibi direniyor. İsveç Donanması Baltık denizini tamamen kontrol ediyor. 

Bu sıralar da zaman kavramını kaybettim. Ama Ocak 1944'de Lüksemburg'a girdiklerini hatırlıyorum. 

Deliler gibi savaşıyoruz, Almanya kutsal savaş ilan etmiş , sadece basic inf equipment üretiyor, doktrin kısmından da Volksturm'a geçmiş. İtalya ise Alpler'i ve kıyılarını deliler gibi tutuyor. Fakat palermo ve güneyi kaybetmiş. Ben deseniz endüstriyel bir kaybım olmadığı için iyi kötü devam ediyorum ama manpower kırmızı alarmda, savaşta toplam 900 bin kaybım var ki ülke 7 milyon insan zaten :)

Belçika'da inat ettim vermedim! Vermedim de vermedim, ne var ne yok kullandım. Liege, Roterdam ve Brüksel elimdem çıktığında artık Mayıs 1944'dü. Almanya ne var ne yok Berlin ve ve etrafını fortlar ile donatmış tutunuyor ama aşağıda İtalya ile bağımız kesildi Münich düştü. Berlin'in Güneyinde 2.Kolordum, Belçika ve Hollanda'da ki artık o sıralar Belçika bizde yoktu ilk kolordum var. Elimde kala kala 6 zırhlı tümen 1 mekanize 3-4 de piyade tümeni kalmış, Kuzeyde ise 15 kadar piyade tümeni var. Ana yurt'ta ise Stockholm'de 2 de rezerv tümen var. Artık bu saatten sonra neyin rezervi ise...

Operation_MarketGarden.JPG

Bir ara Fall of tokyo geldi ama direk enter deyip geçtim. Oyunda Japonya kendi faction'unu kurmak zorunda olduğundan pek alakamız olmadı doğal olarak.

Majinot Lüksemburg tarafından düşerli çok olsa da Essen-Dortmund- Ren Nehri ve Majinot kalıntıların iyi kötü aylarca tutundu Almanya. Tabi bu efsanevi savunmada artık ülkelerini kaybeden Macar, Rumen ve İspanyol oyuncularına ordularını kontrollerini paylaştıran Almanya'nın etkisi de büyük. Hepi toğu 100 tümenden biraz fazla kalan Alman ordusunu o sıralarda bende dahil 5 oyuncu kontrol ediyorduk. 

İsveç 1944 yazı başında 1500 bombardıman uçağının cehennemini yaşadı. Anında üretim hattı 3-4 askeri fabrikaya düştü... Berlin'de ise artık son dakikalar yaşanıyordu. Kuzeyden ve Güneyde kovulunca Berline bir kabak gibi ortada duruyordu. Arka planda ise 1 saattir zaten Youtube'da Çöküş filminin sahnelerinin sesleri geliyor. 



Tam o esnada o repliği söyledim. "My führer, Steiner will start counter attack to save Berlin". Herkes kahkalara boğuldu gittim tüm kalan zırhlıları Batı Pomerenya'da topladım hesapta 6 Sovyet tümenini yok edecem. Ordunun da ismini "Stainer Army Group" yaptım verdim müziği .

Sonuç tam bir hezimet, ayrıntıya girmeyecğim, en son Hamburg'a kadar çekildim. 2 tane elimde tümen kaldı sadece. Alelacele çok kötü division template'e sahip 20 tümen çıkararak (tümen demeye bin şahit 300 kişiden oluşuyorlar) Danimarka-Alman sınırına yığınak yapıp fort çekmeye başladım. Berlin zaten düşeli 1-2 ay olmuş Güneyde ise Ren nehrinin 2 tarafında sıkışan 60 kadar tümen Strasburg etrafında yok oluyor. 

Ekim 1944'de İtalya ve Almanya kapütüle oldu. Bende direk teslim oldum oyun bitti.

Peki ben bu anıyı niye yazdım? Moskova kapılarından Berlin yıkıntılarına kadar süren böylesine uzun soluklu bir mp yi daha önce bu kadar kaliteli yaşamamıştım. Bu yüzden yazıya döküp iyi kötü paylaşmak istedim.

Ekran görüntüm yok mazur görün. Ama 3-5 temsili resim ve video ile açığı kapamaya baktım.
[+] 9 üye napolyon94 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 


Bu Konudaki Yorumlar
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: napolyon94 - 01-06-2017, 06:59
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: Feldmarschal - 01-06-2017, 08:33
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: SatanistKesenKedi - 01-06-2017, 10:06
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: napolyon94 - 01-06-2017, 18:22
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: GaulTurk - 02-06-2017, 09:44
Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: Adm - 03-06-2017, 21:30
RE: Bir Multiplayer Hikayesi - 2 - Yazar: napolyon94 - 04-06-2017, 00:21



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.