AAR: House Azim
#1
Uzun zamandır ilk defa Crusader Kings II'de neredeyse başarılı sayılabilecek bir oyuna imza attım. Oyunun mantığını az biraz kavrayabildiğimi düşünüyorum. Oyuna da Makuria Kralı III. Georgios ile başladım.

Güzel bir şekilde etrafımdaki birkaç düklüğü kendime bağladıktan sonra etrafıma baktığımda fazla bir seçeneğim olmadığını gördüm. Kuzeyimde Fatımi Halifeliği, güneyimde ise uzaktan akrabamın Kral olduğu bir ülke ve müttefik olduğum devletler vardı. Kurabileceğim Krallığa baktıktan sonra sadece birkaç bölge eksik kaldığını farkettim. Bu esnada 2k kadar bir askeri savaş meydanına koyabiliyordum.

Tam bir Claim bulmuşken, Fatımi Halifesi değil de onun oğlu olan İskenderiye Şeyhi bana savaş ilan etti. Bu bir Kutsal Savaş olduğundan çevremdeki Kıpti ülkeler bana yardım edebilirdi, nitekim de öyle oldu. Yine de ondan fazla asker toplasak da benim yanımda savaşa gelen ülkelerin askerleri çok fazla değildi ve başında akrabam olan ülkenin isyanı çıktı.

Düşman üzerime yürürken, neredeyse kaybedeceğime emindim. Ondan sayıca azdık ve ordumun bir kısmı arkadan gelmek durumunda kalmıştı. Üstüne üstlük benim yanımda savaşa gelen ülkelerden birinin askeri de orduma yetişememişti.

Sonuç olarak benden fazla olan düşman ordusunu ağır bir hezimetle yendim. Ondan sonra da, oğluma prensesini yamadığım Bizans İmparatorluğu ile müttefik olup onu savaşa davet ettim, kabul etti.

İkinci ve son kez yenilen düşman ordusuyla yaptığımız muharebe sonucunda savaş skoru yüzde 96'ya varmıştı. Birkaç ay bekledikten sonra düşman teslim oldu ve müslümanlara Makuria topraklarına giremeyecekleri konusunda iyi bir ders vermiş olduk.
Savaş sonrası doğu tarafıma doğru fetihte bulundum. Ve Nobatia düklüğünü kurdum. Daha sonra Nubia krallığını kurmak için sadece bir toprak kaldığını farkettim. (%50'ydi.) Güneye doğru sefer yapacakken çıkan bir isyanla bu birkaç sene ertelendi. İsyanı bastırıp dükü affettikten sonra (para karşılığı xd.) gerekli olan son fethimi yaptım ve sonunda Nubia Krallığını kurdum.

Evet arkadaşlar, şimdilik bu kadar oynadım. Sizce nasıl ilerlemeliyim ?
[+] 6 üye PashaZade nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Bugün 2 saat kadar oynama fırsatı buldum. Kralımın vefat etmesiyle birlikte oyunu şimdilik bıraktım.

İlk olarak Krallığı kurduktan sonra çevremde kalan birkaç küçük krallık üzerine durdum. Onlarla savaşabilmeme yarayan claimlerim olmasına rağmen Offer Vassalization seçeneğini kullanarak Blemmiya Düklüğünü kurmak için yeterli olan 2 kont'u kendime bağladım.


Bu kontları kendime bağladıktan sonra Blemmiya düklüğünü kurup en büyük oğluma verdim. Sonra da Trinkitai kontuna bir vassallık isteği göndererek onu da kendime bağladım, o da kabul etmek durumunda kaldı. Yaptığım icraatlar sonucunda Mısır altı topraklarda OPM ve müslüman olmayan ülke kalmamıştı. Tüm küçük kıpti ülkeler doğru bir şekilde Yüce Nubia Krallığı altında toplanmışlardı.


Bundan sonra yapacak pek birşeyim kalmamıştı. Bu sebeple entrikaya ve teknolojiye odaklandım. Kendi üstünlüğümü onaylayan birkaç yasa geçirdim ve şehir vergilerini arttırdım. Kızlarımı ve oğullarımı dünyanın dört bir tarafına evlenmeleri için yolladım. Hırvat Kralı, Macar Kralı, Sicilya Kralı, Kutsal Roma Kralı, Bizans İmparatorluğu ve Ege adalarındaki düklük ile aile bağı kurdum. Benim gibi uzun süre yaşayan ve birbirimize sadık kaldığımız Bizans İmparatorunun yanında ona karşı kurulmuş her isyana karşı savaştım.

Alodia'daki akrabalık ilişkimi kullanarak oradaki mevcut kralı plot ile öldürdüm ve küçük yaştaki oğlunun başa geçmesini sağladım. Babasının ölmesi ile 9 yaşındaki en büyük oğlu tahta çıkmıştı ve bende bir weak claim kullanma hakkı geldi. Bu claim sayesinde Alodia'nın küçük kralının kardeşlerinden birisinin toprağı olan Alodia'nın en doğudaki toprağı üzerine savaş açtım ve kazandım. Artık akrabam olan Alodia kralının kardeşi benim topraklarımda vassaldı. Truce bittikten sonra kardeşi üzerinden Alodia'nın tümüne savaş ilan ettim ve kendi altımda Alodia'yı ilhak ettim.

Alodia'yla yaptığım savaş sonucunda oluşan truce arasında Yahudi olan Axum Krallığına Semien Düklüğü için bir holy war açtım, kazandıktan sonra düklüğü küçük oğlum Ionnes'e verdim. Bu savaştan sonra Müslümanların üzerine yürümeye karar verdim ve nitekim öyle yaptım. Ama Fatımi Halifesi ve Sultan Alparslan'ın onların tarafına katılması üzerine ordumun yok olmasını istemediğimden white peace ile savaştan kazançsız ayrıldım. İlerlemem durmuştu çünkü Abyssinia müttefiğimdi ve heir olarak kız olan torunum vardı. (Daha farklı planlarım var.) İlerleyen yıllarda Beyaz Geyiği aramak için birkaç girişim yapsam da 60'lı yaşlarımda olmamın etkisiyile yorulmuştum. Daha fazla dayanamayarak hükümdarlığımın 42. senesinde ben Kral Georgios, Avrupadaki Kralların Kayınbabası, Uçsuz bucaksız topraklar üzerinde hak iddia eden Prens ve Prenseslerin Dedesi, Kıpti dininin koruyucusu ve Müslümanların Sudan ve Etiyopya üzerine olan seferlerini engelleyen, Adımın hanedan yöneticileri arasındaki üçüncü sahibi olarak, bir gece doğduğum sarayda Tanrı'ya yürüdüm.

[+] 2 üye PashaZade nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
ERr0Bg.png
King Soizuros, first of his name ;

jWXDaW.png
Yahudilere karşı savaşırken hayatını kaybeden ve sadece birkaç haftalığına dedesinin tahtında kalabilen kuzeni ve mareşali ile birlikte Nubia halkının hafızasına kazınmıştır.

Yaptığı fedakarlıklar neticesinde Nubia Krallığı Axum'u ilhak etti ve tüm elegeçirilen yahudiler infaz edildi.
[+] 1 üye PashaZade nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.