Aksiyon: Death Stranding
#41
@Craetus diğer korku oyunlarının aksine bunda korku unsurlarına karşı mücadele edebilme imkanımız olduğu için bir noktadan sonra iş gerilimden ziyade aksiyona dönüyor. İçin rahat olsun.
Sic Parvis Magna
[+] 1 üye altnkurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#42
Ekran_Goruntusu_5.png

3. bölüme yeni başladım. İsmini yanlış hatırlamıyorsam sanırım Göl Düğüm Şehrindeyim. Bu ekran görüntüsünde gözükmese de benim sayabildiğim yakın çevrede 9 kadar yükçü var. Duman yayan sahte kargo açıldı ancak daha hiç kullanmadım. Buradan geçebilmek için sanırım kullanmam lazım.

Böyle kalabalık yerlerden rahatça geçmek için tavsiyeleriniz nelerdir?



Edit: Bodoslama daldım. Hepsiyle de dövüştüm. Bir kargo pert oldu ancak önemli bir kargo değildi. Baya dolaştım, bir kaç kere Mühendis ile Göl Düğüm Şehri arasında git gel yaptım, yerde baygın yatıyorlardı. Bir kere temizlediğim nokta hep temiz kalacaksa iyiymiş.

Bir de Göl Düğüm Şehri önündeki ilk otoyolu yaptım, ben de sanıyordum ki upuzun bir yol olacak, iki düğümü birbirine bağlayacak. Kısa bir yol yaptı. En yakın diğer Asfaltçı'yı da doldurmak üzereyim. 1700 küsur metal teslim ettim. Seramik kaldı 1160 kadar.

Seramiği dağda bayırda kayıp kargolardan mı bulmak zorundayım illa eğer Düğüm Şehirlerinden almak istemezsem? Farklı bir elde etme yöntemi var mı?
76561198034761601.png
Ara
Cevapla
#43
Bi süredir oynamadığım için ekipmanların isimlerini hatırlayamıyorum. Ancak bu tarz bölgelerde herkesi bağlama silahıyla bağlayıp bayıltmak suretiyle bölgeyi güvenli hale getiriyorum. Üstüne bir de yağmalıyorum. Bunu yapınca yükçüler respawn olana kadar uzun bi süre bölge temiz kalıyor. Bağlama silahını kafaya doğru atınca tekmeleye de gerek kalmıyor. Direkt bayılıyorlar. Sonsuza dek olmasa da bir süre bölge temiz kalır.

Yolları sen yapmaya başlayınca bağlı olduğun oyuncuların yolları da gözükmeye başlıyor. Bu pratikte avantajlı gibi dursa da bir yerden sonra başkasının save'inde oynuyormuş hissi de verebiliyor. Kendin yapmak daha tatmin edici. Tek eksisi bir süre sonra istenen malzeme çok fazla gelmeye başlıyor. Ama ben zamanında epey biriktirmiştim. Çok sorun yaşamadım. Çoğu bölgeye yollarla direkt ulaşım sağlanıyor. Motor güzel ama sırtında taşıdığından fazlasını koyamıyorsun pek. Araba açıldıysa arabaya epey bir yük yükleniyor. Yükçü arabaları dandik. Onlara da motor kadar yük anca yükleniyor. Tavsiye etmem.

Her yükçü kampında belli malzemeler lootlanıyor. Seramik lootlanan kamplar da var. Hangileri hatırlamıyorum ama. Zaten hepsini lootlaya lootlaya öğrenmiştim oynadığım dönem.
Sic Parvis Magna
[+] 1 üye altnkurt nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#44
Bugün başladım oyunun başındaki şarkıyı kim koymuşsa dahi olmalı,oyundaki ortama bu kadar uyan müziği rdr2den beri deneyim etmemiştim.
[+] 2 üye Enesrar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#45
Steam'de 80 saat oynayarak dün bitirdim sonunda. Sıfır spoiler içeren bir yazı, gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz.

Çok ilginç bir evrende çok ilginç olaylar silsilesi ile karşı karşıyayız. Film gibi bir şey. Hikayeyi anlamak için bazen gamepadi bırakıp film izliyoruz. Cutscenelerden biri abartmıyorum yaklaşık yarım saatti. Oynadığım 80 saatin yaklaşık bir 6-7 saati cutscenedir. Benim için bu durum kötü değil. Film gibi izledim. Zaten başroller ünlü film oyuncuları ve motion-capture ile çekilmiş sahneler. Grafik ve ses de oldukça sağlam.

Oyunun en başında hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir adamı kontrol ederek, yine hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir dünyada bize söylenen ve gitmemiz gereken yere giderek başlıyoruz. Başlar başlamaz garip şeyler olmaya başladığı için insan hikayeyi merak ediyor ve oynanış öğelerinden dolayı da biraz gerilip tedirgin olabiliyor. Oyunda bir yandan hikaye ilerlerken bir yandan da oyun bize aslında oyunun nasıl oynandığını öğretiyor ve belli bir yerden sonra dünyada serbestçe dolaşmaya ve bir "düğüm noktası"ndan diğerine, ana hikayeyi ilerletmeyen kargolardan da dilediğimizi taşımaya başlayabiliyoruz. Oyunun kendine has garip dünyası ve hikayesi olmasa aslında oyun, sosyal medyada da insanların çok dalga geçtiği gibi, "kargocu simülatörü". Bir başlangıç noktasından kargo kutularımızı alıyoruz, sırtımıza veya aracımıza yüklüyoruz ve hedefe, kargolar hasar görmeden veya belli bir süreyi aşmadan ulaşmaya çalışıyoruz.

Görsel

(80 saatlik oynayışımda ekran görüntüsü almak aklıma bir kere geldi, o da bu görüntü.)

Peki kargocu olmak zevkli mi? Oyunda konum olarak Amerika'da olsak bile başlangıç ortamı ve atmosferi İskoçya kıyıları, dağları, bayırları gibi. Hafif tepeler ve dağlar, yeşillik ve taşlarla kaplı. Görsel olarak çok güzel. Nehirler akıyor irili ufaklı. Oradan karlı dağ zirvelerine, yer yer bataklıklara ve sadece taş, toprak alanlara kadar her yere kargo götürüyoruz. Yol üstünde aşmamız gereken nehirler, dağlar, uçurumlar ve kanyonlarla karşılaşıyoruz. Bunların dışında KV denilen, Kıyı'dan dünyaya gelmiş ruhlar etrafta cirit atıyor ve bizi yakalamak için can atıyorlar. Bazı bölgelere kamp kurmuş, yol üstünden gelip geçen kargocuların kargolarını çalmak isteyen hırsızlar var. "Zaman Yıkım" yağmurları, temas ettiği her şey için zamanı ileri alıyor ve kargoları bozuyor. Tehlikeli bir dünya. Bu tehlikelerin dışında, her kargoyu ulaştırdığımızda, ulaştırdığımız kişi ile aramızdaki ilişki artıyor ve arttıkça yeni bir şeylerin kilidi açılıyor. İlerleme hissi bence güzel verilmiş.

Hikayesi hakkında çok konuşmayacağım çünkü anlaması ve anlatması zor. Adamlar 7 saatlik cutscene ve plot twistler ile zor anlatmış. Burada bir paragrafa sığdırmam zor olur. Ancak şuna değinmeliyim ki oyun, hikayenin devam edebilmesi için bir yerden sonra kendini sürekli tekrarlamaya başlıyor. Bir yere kadar hikaye ile birlikte sürekli yeni şeyler keşfedip, yeni şeylerin kilidini açıp, yeni şeyler öğrenip, yapabilirken, bir yerden sonra yeni bir şey kalmıyor ve sadece hikaye devam edebilmesi için bazı şeyleri tekrar tekrar yapmanız gerekiyor. Yaklaşık 65. saatten sonra sadece oyunun hikayesinin sonunu görebilmek için oynadım desem yalan olmaz. Bunun dışında başrollerde sık sık bizimle konuşan ve yer yer yanlarına gittiğimiz karakterlerin hayat hikayelerini ve karakter gelişimlerini görmek güzeldi.

3 yaşından beri oyun oynuyorum, çok fazla oyun oynadım. Bu oyun da çok ilginç bir deneyimdi. Herkesin hoşuna gideceğini düşünmüyorum. Ancak bir şans verebilirseniz. Death Stranding bitti, Days Gone'a başladım. Onu da bitirirsem, ona da bir yazı yazarım.
76561198034761601.png
[+] 4 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#46
Playstation Deluxe'e gelmesiyle basladim. Oncelikle ps 3d kulaklik ve karanlik bir ortamda oyun zevkli geldi. Muzikler, atmosfer cok iyi. Oyunda ilerleyince detayli yorumumu yazarim.
[+] 1 üye Sezar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#47
23 Agustos itibariyle xbox pass'a geliyor.
Ara
Cevapla
#48
Xbox pass'a geldi. Enteresan bir şekilde bu oyunu çok sövenler de var çok sevenlerde. Evet kargo simülatörü ama kendine çeken ve merak ettiren bir dünyası var.
[+] 1 üye Sezar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#49
Oyun proloğunu bitirdim. Atmosfer oynanış güzel ama Monster Enerji içeceği içmenin oyun mekaniği olmasını yakıştıramadım. Yazıklar olsun Kojima. Bir tane Hollywood oyuncusu eksik oynatsaydın da şu rezaleti görmeseydik.
Ara
Cevapla
#50
image.png
[+] 3 üye Onur34 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.