[elefsar]

[Attila the Hun]

Sıcak sıcak.

Ömür biter yol bitmez
Yolların yolcusu bitmez
Uzun uzun, kıvrım kıvrım
Şu yollarda çile bitmez

Yolcusu var yârine giden
Yolcusu var yurduna giden
Yolcusu var gurbete giden
Yolcusu var hiç dönmeyen
Hiç dönmeyen of, of...

Ömür biter yol bitmez
Yolların yolcusu bitmez
Uzun uzun, garip garip
Şu yollarda çile bitmez

Garip yollar akar gider
Yolcu gelir geçer gider
Kimi yoldan geçim bulur
Kimine de mezar olur
Mezar olur of, of...

[Attila the Hun]

Sen gittin uzaklara
Bense yalnız burada
Gel diyorum, gelmiyorsun

Sen gittin uzaklara
Bense yalnız burada
Gel diyorum, gelmiyorsun

N'olur gel bana mutlu olalım
Burada seninle biz baş başa
N'olur gel bana mutlu olalım
Burada seninle biz baş başa

Sen gittin uzaklara
Bense yalnız burada
Gel diyorum, gelmiyorsun

Sen gittin uzaklara
Bense yalnız burada
Gel diyorum, gelmiyorsun

N'olur gel bana mutlu olalım
Burada seninle biz baş başa
N'olur gel bana mutlu olalım
Burada seninle biz baş başa

[Attila the Hun]

Düşme ardına diyenler
Sevmeyi bilmeyenler

Sevda nedir bilmezler
Sen güzeli görmezler

Ne derdim var aşktan yana
Ne de artık dosttan yana
Benim derdim senden yana

Seni dileniyorum

Ne dünya umurumda
Yokdulum ben umudumda
Kaderimin avucunda

Seni dileniyorum

Divan durdum yollarında
Yasladığın yaylalarda
Beklediğim kapılarda

Seni dileniyorum

[Attila the Hun]

Mükemmeliyet.

Bir bir sönerken ışıklar
Geceyi hayaller sarar
Dolaşan gölgeler gibi

Büyür boşlukta rüyalar

Gün doğmuyor

Gün doğmuyor

Sesler çekilip gidiyor
Renkler gittikçe eriyor
Ümidim yıldızlar gibi
Bir yanıyor bir sönüyor

Gün doğmuyor

Birden iklimler değişse
Göklerden hayalin inse
Susuz ruhum bir çöl gibi
Kavuşsa maviliklere

Gün doğmuyor

Gün doğmuyor

[Emirhan]

[Attila the Hun]

Sessiz gecenin sokaklarında
Arar durmadan o sevgiliyi
Şehrin karanlıklarında
Mutsuz yollarında
Mahsun gözlerin bitkin ve halsizdir
Haykırır durur adını her gece
Sevgi denince, aklına her an o gelir
Kara sevdasın, sevgilisin
Sevgi denince aklına her an o gelir
Kara sevdasın, sevgilisin
Sessiz gecenin sokaklarında
Arar durmadan o sevgiliyi
Şehrin karanlıklarında, mutsuz yollarında
Mahsun gözlerin, bitkin ve halsizdir
Haykırır durur adını her gece
Sevgi denince aklına her an o gelir
Kara sevdasın, sevgilisin
Sevgi denince aklına her an o gelir
Kara sevdasın, sevgilisin
Ooo kara sevdalı, (ooo kara sevdalı)
Ooo kara sevdalı, (ooo kara sevdalı)
Ooo kara sevdalı, (ooo kara sevdalı)
Ooo kara sevdalı, (ooo kara sevdalı)

[Attila the Hun]

Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
-Ömer Hayyam

Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi
Ne kaldı sana bu dünyada
Ne kaldı sana bu dünyada

Hani o sevincin, o cıvıl cıvıl kuş
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti?
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti?

Alacağın bir kaç nefes, hiç düşündün mü ?
Ne kalacak senden, hiç düşündün mü ?
Bir cansız vücudun o da çürür, toprak olur gider
Bir cansız vücudun o da çürür, toprak olur gider

Bak yıllar nasıl geçiyor
Bak yıllar nasıl geçiyor

Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi
Ne kaldı sana bu dünyada ha
Ne kaldı sana bu dünyada

Hani o sevincin, o cıvıl cıvıl kuş
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti?
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti?

Bahar her zaman geri gelir
Biz olsak da, olmasak da

[Attila the Hun]

Düştüm ateşlere, ey dost, durmaz yanarım
Düştüm ateşlere, ey dost, durmaz yanarım
İçip aşkın dolusundan, kanar ağlarım
İçip aşkın dolusundan, kanar ağlarım

Gevheri der yoktur, ey dost, derdime çare
Gevheri der yoktur, ey dost, derdime çare
Onulmadı gitti, ey dost, sinemde yare
Onulmadı gitti, ey dost, sinemde yare

[Attila the Hun]

Doğduğum şehrin adı
O çocukluk anıları
Unuttum hepsini hatta gülmeyi
Yalnızım çok yalnız
Sevdiğim kadının adı
Son içtiğim şarabın tadı
Unuttum hepsini aşkı sevdayı
Yalnızım çok yalnız

Artık ağlamak boşuna
Gözyaşlarım hep boşuna
Unuttum ben aşkı, sevmeyi, sevilmeyi
Yalnızım çok yalnız

[Attila the Hun]

Helvacıya gidelim
Biraz helva yiyelim

Tanrı bize sıhhat vermiş, biz ona şükredelim
Tanrı bize sıhhat vermiş, biz ona şükredelim

Helvacı, helva
Şeker lokumlu helva
Kendir tohumlu helva

Helvacı, helva
Şeker lokumlu helva
Kendir tohumlu helva

Helvacı helva yapar
Helvasına bal katar
Helvacı helva yapar
Helvasına bal katar

Helvanın çok türlüsü var
İnsan ona can atar
Helvanın çok türlüsü var
İnsan ona can atar

Helvacı helva
Şeker lokumlu helva
Kengir tohumlu helva

Helvacı helva
Şeker lokumlu helva
Kengir tohumlu helva

Helvaa
Helvaaaa
Helvaaaaa
Helvaaaaaa

Helvacıya gidelim
Biraz helva yiyelim
Helvacıya gidelim
Biraz helva yiyelim

Tanrı bize sıhhat vermiş, biz ona şükredelim
Tanrı bize sıhhat vermiş, biz ona şükredelim

Helvacı helva
Şeker lokumlu helva
Kengir tohumlu helva

Helvacı helva
Şeker lokumlu helva
Kendir tohumlu helva
Kendir tohumlu helva

[Attila the Hun]

Böyle bas (Seyhan Karabay) duymadım.

Gözlerinden bellidir ben gurbete gideli
Soldurmuşlar seni
Güneşe dön çiçeğim
Yıllardır ağlayan dertli gönlümdür

Derdimi söylesem sana
Dinle içim derin yara
Neler geldi garip başa
Ağlarım yana yana

Gözlerinden bilemem neden solgunsun sen
Bilmedim ki neden
Güneşe dön çiçeğim
Yıllardır ağlayan dertli gönüldür

Derdini söylesen bana
Senin bahtın neden kara
Kerbela değildir ki gönlüm
Sen de soldun diyesin bana

[Attila the Hun]

Hem okudum hemi yazdım
Yalan dünya senden bezdim

Hem okudum hemi yazdım
Yalan dünya senden bezdim

Dağlar koyağını gezdim
Yiten yavrum bulunur mu?

Dağlar koyağını gezdim
Yiten yavrum bulunur mu?

[Attila the Hun]

Cem Karaca da söylüyor ama bu yorumu daha çok beğendim.

Beri gel hey ağam Kazan beri gel
Niye ayağına köstek olayım
Dayan da oğluna destek olayım

Beri gel hey atam babam beri gel ( hey! hey! )
Niye ayağına köstek olayım ( hey! hey! )
Dayan da oğluna destek olayım

Yağız atlar besledim
Meydan meydan diye
Kırk yiğide seslendim
Kurban kurban diye

Dediğim gün bugün meydan bu meydan
Gözlerinde yaşla bekliyor anam
İzin ver düşmana varalım baba
Kırkımız kırk yandan kıralım baba
İzin ver düşmana varalım baba
Kırkımız kırk yandan kıralım baba

[Attila the Hun]

Anadolu Rock'taki nadide progresif parçalardan.

O o doğmak istemedi
Öyleyse neden yeryüzüne geldi
Bunu merak etti ama hiç bilmedi

O rüzgârlar kadar özgür olmak istedi
Ve o özgür oldu
Özgürdü ama hiç kimsesizdi

İşte onun için tanrıların nefesi
Yeryüzüne doldu
Ilgıt rüzgâr oldu

O âşık olmak istedi
Ve o âşık oldu
Çok sevdi ama hiç sevilmedi

İşte onun için tanrıların gözyaşları
Yeryüzüne düştü damla damla yağmur oldu
Aaaaaaaa âşık oldu

[Emirhan]

[Attila the Hun]

Leyla
Gül bahçelerinden koş gel bana
Denizin mavisiyle bak
Rüzgârı nefesinle anlat yavaş yavaş
Eski bir şiir defterinde kalan bir kaç anı olsun
Belki de yalan renk renk düşünceler hepsi
Unutulan

Sakın unutma Leyla o sıcak yaz gecesinde
Ellerim ellerinde gözlerim gözlerinin peşinde
Taze bademler vardı nefesinde adımı söylediğinde

Leyla
Fındık bahçelerinden baktım sana
Güneşin yanında solgun sonsuz hiçliğin koynundasın
Uzakta parlayan ışıklar var da
Uzayıp giden gölgeler nerde
Renk renk düşünceler nerde
Bitti Leyla

Sakın unutma Leyla o sıcak yaz gecesinde
Ellerim ellerinde gözlerim gözlerinin peşinde
Taze bademler vardı nefesinde adımı söylediğinde

[Attila the Hun]

Cem Karaca'yı vefatının 17. yıl dönümünde böyle tatlı bir animasyonla anmak istemişler.

Oturmuşum yatağa ben beni düşünürüm
Kapı baht kapısı bahtımın kapısı kapalı
Karanlığın rengini bilmem
Aydınlık ne demek?
Mutlu olmak sevmekse sevmek aydınlık demek

Dışarda kar yağarsa hissederim görmem
Ayak sesin uzakta koklarım duymam

Bir köşeye savrulmuş buruş buruş ceketim
Sensiz ellerim üşür içerimde kar yağar
Sensiz ellerim üşür içerimde kar yağar

Dışarda kar yağarsa hissederim görmem
Ayak sesin uzakta koklarım duymam

Bir köşeye savrulmuş buruş buruş ceketim
Sensiz ellerim üşür içerimde kar yağar
Sensiz ellerim üşür içerimde kar yağar
Sensiz ellerim üşür içerimde kar yağar

[Attila the Hun]

Çılgın bir rüzgârla
Geçiyor mevsimler
Aramızda mesafeler
Mesafeler...

Mesafeler...
Mesafeler...
Mesafeler...
Mesafeler...

Çılgın bir rüzgârla
Geçiyor mevsimler
Aramızda mesafeler...
Mesafeler...

[HakaniyeLehçesi]