27-09-2017, 17:32
YEREBATAN SARNICI
532 yılında İmparator Justinianus tarafından inşa ettirilen Yerebatan Sarnıcı Stoa Bazilikası'nın altında yer aldığı için Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. Sarnıç, uzunluğu 140 m. genişliği 70 m. dikdörtgen biçimde bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 m. yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlatmakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir.
Sarnıcın tavan ağırlığı haç biçiminde tonozlar yuvarlak, kemerler vasıtasıyla sütunlara aktarılmıştır, çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden granitten yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da üst üste iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıkları yer yer farklı özellikler taşır. Bunlardan 98 adedi Corinth üslubu yansıtırken bir bölümünde Dor üslübunu yansıtmaktadır. Sarnıcın tuğladan örülmüş, 4.80 m. kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir. Toplam 9.800 m2 bir alanı bulunan bu sarnıç yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.
İnşasında 7.000 kölenin çalıştığı sarnıcın suyu imparator Valens tarafından (368) yılında yaptırılan 971 m. uzunluğundaki Valens (Bozdoğan) kemeri ile imparator Justinianus'un yaptırdığı 115.45 m. uzunluğundaki Mağlova Kemeri yardımıyla şehre 19 km. Mesafede Belgrat ormanlarındaki Eğrikapı su taksim merkezinden getirilmiştir. Sarnıçtaki sütunların, köşeli veya yivli biçimde olan birkaç tanesi hariç büyük çoğunluğu silindir biçimindedir.
Bu sütunlar içerisinde üzeri oyma ve kabartma halinde Tavus Gözü, Sarkık Dal, Gözyaşı şekillerinin tekrarıyla süslenmiş olanı özellikle dikkati çeker. Bu sütun Bizans devrinde "Farum Tauri" denilen bugünkü Beyazıt meydanında kalıntıları bulunan IV. yy. zamanına ait büyük Theodesiusun (379-395) zafer takındaki sütunların benzeridir.
Bir söylentiye göre, üzerindeki şekillerin gözyaşına benzemesin nedeni Büyük Bazilika’nın inşasında ölen yüzlerce köleyi anlatır... Sarnıcın orta yerini geçtikten sonra, güneybatı duvarından içeriye doğru, yaklaşık 40 m. uzunluğunda 30 m. genişliğinde düzensiz bir çıkıntı halinde görülen kısım ağırlığı taşıyabilmesi için geçmiş, yüzyıllarda yapılan onarımlar sırasında örülen duvarlardır.
En uzun yerinde 9 sütun, en dar yerinde ise 2 sütun olmak üzere toplam 40 sütun bu duvarların arkasında kaldığı için görülmemektedir. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykel sanatının şaheser örneklerindendir. Sarnıcı ziyarete gelenlerin hayretler içerisinde seyrettikleri IV yy. ait bu başların hangi yapıdan alınarak buraya getirildiği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte Genç Roma Çağı'na ait antik bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği sanılmaktadır.
Medusa Başı
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatının şaheserlerindendir. Sarnıcı ziyaret eden insanların en çok ilgisini çeken Medusa başlarının hangi yapılardan alınıp buraya getirildiği bilinmemektedir. Araştırmacılar, genellikle sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildiklerini düşünmektedirler. Bu görüşe rağmen, Medusa Başı hakkında birtakım efsaneler oluşmuştur.
Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona’ dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı ve Sarnıca Medusa başının konulması da bu yüzdendir.
Başka bir rivayete göre de Medusa, siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdı. Medusa, Zeus’ un oğlu Perseus’u seviyordu. Bu arada Athena da Perseus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyordu. Bu yüzden Athena, Medusa’nın saçlarını yılana çevirdi. Artık Medusa’nın baktığı herkes, taşa dönüşüyordu. Daha sonra Perseus, Medusa’nın başını kesti ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yendi.
Buna dayanarak Medusa Başı, Bizans’da kılıç kabzalarına işlenmiş ve sütun kaidelerine (bakanların taş kesilmemesi için) ters olarak yerleştirilmiştir. Bir rivayete göre de Medusa, yana bakıp kendisini taşa çevirmiştir. Bu yüzden buradaki heykeli yapan heykeltıraş, ışığın yansıma açılarına göre Medusa’ yı üç ayrı konumda yapmıştır.
İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekânı, bugüne kadar ABD eski Başkanı Bill Clinton'dan Hollanda Başbakanı Wim Kok'a, İtalyan eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini'den İsveç eski Başbakanı Göran Persson'a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil'e kadar birçok kişi ziyaret etti.
Hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanı sıra, ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği etmektedir.