[Duman]

Sammu-Ramat, daha çok bilinen adıyla Semiramis, Asur İmparatorluğunda milattan önce 811 ila 806 seneleri arasında kraliçe naipliğini yaptı. Kendisi milattan önce 821 ila 811 yılları arasında hüküm sürmüş 5. Shamsi-Adad'ın karısıydı ve onun ölümüyle birlikte oğlu 3. Adad Nirari başa geçene kadar ülkeyi yönetti. Tarihçi Gwendolyn Leick'in söylediği haliyle "kendisi hayatı esnasında daha önce eşi benzeri görülmemiş bir ün ve güce ulaşmıştı, dönemin kayıtlarına bakıldığında Asur sarayında önemli bir nüfuza sahipti."

Bu durum kendisinin kocasının ölümü sonrası tahtı elinde tutmasını açıklayabilir - keza Asur İmparatorluğunda kadınlar önemli mevkilere gelemezdi ve kadın bir hükümdar anlayışının geçmişte herhangi bir örneği yoktu. Semiramis'in hükümdarlığına dair problemlerden birisi de esasen budur, bu sıradışılığı ve hükümdarlığındaki muhtemel başarıları Asurluların kendisine olağanüstü bir saygıyla yaklaşmasını sağlamış, hükümdarlığına dair hikayeler zaman içerisinde nesilden nesile aktarıla aktarıla gerçeklikten iyice koparak mitolojik hikayelere dönüşmüştür.

Mitolojide Semiramis
Diodorus'a göre Semiramis soylu bir aileden geliyordu ve Ascalon'da balık tanrıça Derketo'nun kızıydı. Kraliyet çobanı Simmas tarafından bulunana kadar kuğularca beslenen Semiramis Kral Ninus'un generallerinden Onnes ile evlenir. Kendisinin tavsiyeleri zaman içerisinde devlet yönetiminde dikkat çekmesini ve saray ahalisi tarafından hürmet görmesini sağlar ve Baktra kuşatmasında komutanlık yapması için kendisine bir ordu verilir. Kral Ninus kendisini görünce aşık olur ve Onnes'e kızı Sonane'ye karşılık Semiramis'i kendisine vermesini ister, Onnes krala olan korkusundan bunu kabul etmek zorunda kalsa da, sonra pişman olup intihar eder.

Semiramis ile Ninus'un Ninyas isminde bir oğlu olur. Ninus Baktriya dahil Asya'yı (Pers toprakları) fethi esnasında bir ok tarafından ölümcül bir biçimde yaralanır. Semiramis oğlunun kılığına girerek kocasının ordusuna emirler verir. Ninus'un ölümü sonrasında 42 yıl boyunca ülkeyi yönetmiş ve Asya'nın büyük bir kısmını fethetmiştir. Semiramis antik Babil kentini yeniden kurmuş, şehrin etrafına tuğladan duvar örmüştür. Diodorus aynı zamanda 1. Darius'un imparatorluğu genişletişinden bahseden Behistun Yazıtını da yanlış bir biçimde Semiramis'e bağlamıştır. 

Semiramis Asya'yı yönetmenin yanı sıra Libya ve Etiyopya'yı da topraklarına dahil etmiş, ardından Hindistan'da bir hükümdar olan Stabrobates ile savaşa girmiştir. Rivayete göre kendisi bu savaşta develerinin üstüne buffalo koyarak düşmana fillerinin olduğunu düşündürmüş, bu plan ilk başlarda işe yarasa da yapılan karşı saldırıda ordusunun büyük bir kısmı yok edilmiş, kendisi de yaralanmıştır.

Tarihte Semiramis
Tarihi olarak bakıldığında Semiramis'in hükümdarlığında tam olarak neler yaptığı bilinmese de, bazı inşaat projelerini başlatıp seferlere çıktığı bilinmektedir. Tarihçi Stephen Bertman'a göre Shamsi-Adad'ın ölümü öncesinde Semiramis en az bir seferde kocasına eşlik etmiştir. Ölümü sonrasında bu seferlere kendisi çıktığı düşünülse de, hükümdarlığına dair her şey gibi bu da tartışma konusudur. Hükümdarlığı iç savaş yaşamış ülkenin istikrar yakalamasını sağlamış, tahta çıktığında oğluna büyük ve güvenli topraklar bırakmıştır. Medleri yenilgiye uğratarak onların topraklarını ele geçirdiği bilinmektedir. Herodot döneminde dahi meşhur olan Fırat nehri üzerindeki Babil setlerini Semiramis'in inşa ettirdiğini yazmıştır. Hükümdarlığının geriye kalanı ne yazık ki mitolojiyle harmanlanmıştır.

Babil Prensesi Sammu-Ramat güç sahibi olmayı başardı. Asur tahtında bir kadın, bu zamana kadar eşi benzeri görülmüş bir durum değildi. Bunu bildiği için bilinen tüm Asur Krallarıyla kendisine bir bağ oluşturmaya çalıştı. Sadece Shamsi-Adad'ın kraliçesi ve Adad-Nirari'nin annesi olarak değil, aynı zamanda Kral Shalmaneser'in gelini olarak da biliniyordu. Sammu-Ramat öyle ağır bir etki yaratmıştı ki yıllar sonra bölgeye gelen halklar kendisinden bahsetti. Yunanlar ona Semiramis adını verdiler. Yunan tarihçi Ctesias onun balık tanrıçasının kızı olduğunu ve kuğular tarafından büyütüldüğünü, Asur Kralıyla evlendikten sonra Ninyas isminde bir çocuk sahibi olduğunu yazdı. Söylenene göre kocası öldüğünde Semiramis çocuğunun olması gereken tahta oturdu. Bir diğer Yunan tarihçi Diodorus'a göre Semiramis 5 günlüğüne ülke yönetiminin kendisine vermesini istemiş, kocası kabul ettiğinde onu infaz ettirip tahtı ele geçirmişti.

Semiramis'in Ninus ile olan evliliği nice destanların ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Cermen Treveri kabilesinin tarihini anlatan Gesta Treverorum'da Semiramis'in etkisinin Cermanya'ya bile uzandığı görülmektedir. Hikayeye göre Ninyas'ın daha önceki evliliğinden Trebeta isminde bir oğlu vardır. Semiramis üvey oğlundan nefret etmiş ve onu bir tehdit olarak görmüştür. Ninyas'ın ölümü üzerine ya onu sürgün etmiş, ya da Trebeta korkusundan kaçmış, Cermanya'ya gelerek bir süre sonra Roma İmparatorluğu'nun en büyük şehirlerinden biri olacak olan Trier kentini kurmuştur.