Büyücülük
#1
Büyüye inanır mısınız? kutsal dinlerde de yer veriliyo sanırsam sürekli,hz yusuf- firavun süleymanın vs büyüyle ilgili olduğu biliniyor ama çok saçma değil mi hani göz yanılması tarzı büyüler olabilir belki ama yok bilmem kime benzeyen bir bebek yaptım ben iğne batırınca onada batıyodu falan nedir ya
[+] 1 üye Alarik nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
Şahsen saçmalık olduğunu düşünüyorum. İnsanların açıklayamadığı şeylere kılıf uydurmalarından biri. Yeterince gelişmiş bir teknolojinin büyü denilen şeyden bir farkı yoktur.
76561198034761601.png
[+] 3 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
İnsanların vakti zamanında kendilerini ikna etmek, daha doğrusu bile bile kandırarak başlattıkları bir gelenek olduğu kanısındayım. Zamanla da bu ikna olayı toplumun çoğu tarafından uygulanmış ve günlük hayatı bir parçası haline gelmiş, dolayısıyla gelenekleşmiş diyebiliriz. Kutsal dinlerde yer verilmesine gelecek olursak, bence o da insanların aslında kendilerine anlatılanı nasıl algıladıklarına bağlı olarak gelişmiş. Ne yazık ki dinlere indirildikleri toplumların gelenek ve göreneklerinden çok fazla şey geçmiş durumda ve o dönemin insanları aslında çok farklı bir şeyi kendi dinlerinden bir şeye benzetip ona göre yorumlamış olabilirler. Bu da ortaya karmaşık bir din-kültür yapısının çıkmasıyla sonuçlanıyor ki bence dini eserlerde geçen büyü de bunun uzantılarından birisi sadece.
[+] 2 üye Henri nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
Ben inanıyorum. Çünkü dinim bunu gerektiriyor.
giphy.gif
[+] 1 üye turkish lokum nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#5
Önce büyü nedir bunu anlamak lazım bence.
Büyü din ile alakası olmadan bazı söz ve hareketlerle ruh üzerinde etki etmek, kendi çıkarın için başkalarına tesir etme.

Tarih boyunca tüm semavi dinler büyüyü yasaklamışlardır. Zira büyüde bir talep var ve bu talep yaratıcıdan istenmiyor. Talep doğrultusunda başkaları zarar görebilir ya da kendi istekleri dışında hareket etmeye zorlanabilir. En temelinde Allah'ın iznine, rızasına başvurmadan büyü yaptıran ve büyüye maruz insanların kaderini değiştirmeye çalışılıyor.


Gerçekliğine gelirsek, büyüden kastın ne olduğuna iyi bakmak gerek. Büyüden kasıt bir takım ilizyon ise, bu ancak şahsa bağlı göz yanılmasıdır. Gerçeğe etki yoktur. Çeşitli hileleri öğrenerek herkes yapabilir. Günümüzde sirklerde veya tv programlarında sıkça görmekteyiz.

Ancak büyüden kasıt insana tesir eden, ruh halini; düşüncelerini ve hatta hareketlerini değiştirmeye zorlayan bir şeyse, işte bu gerçek büyüdür. Bilimsel açıdan hiç bir karşılığı yoktur. En fazla göremediğimiz ama varlığını bildiğimiz bir enerjinin yönlendirilmesi, ya da insan algısının değiştirilmesi üzerine kurulabilir.
Teolojik olarak büyülerin ifasında bir aracı vardır. Bu aracılar dine göre cin, şeytan, peri gibi karşılıklara sahipler.

Metafizik aleme inanmayan birisi büyüye de inanmayabilir. Bilimsel olarak bir deney->kanıt denklemine dahil olmadıkları için inanmak fiili ile kullanıyoruz zaten.

Ancak şuda bir gerçektir ki, tıpta teşhis konulamayan veya benzer tanılarla tedavi edilmeye çalışılan ancak başarılı olunmayan bir çok psikolojik vaka mevcuttur.

Aynı şekilde özellikle Müslüman ordularda, komutan ve askerlerin silah ve zırhlarına işlediği esma, ayet gibi efsunlar vardır. Özellikle "Tılsımlı Gömlek" gibi koruyucu kıyafetleri internette arayarak daha fazlasını bulabilirsiniz. Tabii bu büyü değil ancak büyünün caiz İslami bir benzeri diyebiliriz.
[+] 2 üye Elefsar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#6
İnanmıyorum inananlarada inanamıyorum.
[+] 3 üye BigUnicorn nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#7
Bilimsel olmadığını düşünenlere ise şöyle bir şey demek istiyorum, asla bilime güvenerek iş yapmayın çünkü bilim tükürdüğünü yalar. Bugün farklıdır yarın farklı o yüzden dini vb konularda asla bilime göre iş yapmam.
giphy.gif
[+] 1 üye turkish lokum nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#8
(29-10-2019, 11:29)turkish lokum : Bilimsel olmadığını düşünenlere ise şöyle bir şey demek istiyorum, asla bilime güvenerek iş yapmayın çünkü bilim tükürdüğünü yalar. Bugün farklıdır yarın farklı o yüzden dini vb konularda asla bilime göre iş yapmam.

Yanlış anlama ama şahsen söylediklerinin saçmalık olduğunu düşünüyorum. "Asla bilime güvenerek iş yapmayın" ne demek? Sadece bir kişinin duyduğunu iddia ettiği gökten indiği sanılan şeylere göre mi iş yapalım? "Bilim tükürdüğünü yalar." Bilim kümülatif ilerler. Bugün ki gözlemlerinin ve yapabildiğin deneylerin el verdiği kadar bilirsin. Teknoloji geliştikçe daha çok şeyi daha ayrıntılı bilirsin ve teoriler daha kapsamlı olur. Evet pek çok bilgi ve teori, üzerine konarak, değişerek günümüze gelmiştir. Ancak kökten yıkılıp bambaşka bir yöne kayan teoriler çok azdır, belki de yoktur. Sen de benim yazdıklarıma saçma diyebilirsin. Saygı duyarım.
76561198034761601.png
[+] 4 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#9
(29-10-2019, 14:50)BigBadWolf :
(29-10-2019, 11:29)turkish lokum : Bilimsel olmadığını düşünenlere ise şöyle bir şey demek istiyorum, asla bilime güvenerek iş yapmayın çünkü bilim tükürdüğünü yalar. Bugün farklıdır yarın farklı o yüzden dini vb konularda asla bilime göre iş yapmam.

Yanlış anlama ama şahsen söylediklerinin saçmalık olduğunu düşünüyorum. "Asla bilime güvenerek iş yapmayın" ne demek? Sadece bir kişinin duyduğunu iddia ettiği gökten indiği sanılan şeylere göre mi iş yapalım? "Bilim tükürdüğünü yalar." Bilim kümülatif ilerler. Bugün ki gözlemlerinin ve yapabildiğin deneylerin el verdiği kadar bilirsin. Teknoloji geliştikçe daha çok şeyi daha ayrıntılı bilirsin ve teoriler daha kapsamlı olur. Evet pek çok bilgi ve teori, üzerine konarak, değişerek günümüze gelmiştir. Ancak kökten yıkılıp bambaşka bir yöne kayan teoriler çok azdır, belki de yoktur. Sen de benim yazdıklarıma saçma diyebilirsin. Saygı duyarım.

Anladığım kadarıyla burada arkadaş dini konular için böyle dedi. Hatta dini konulardan daha çok bilimle açıklanamayanlar için sanırım.

Zira bilim dediğimiz şey gözlem ve deneyden ibaret. Ve bir çok konuda fazlasıyla eksik kalmakta. Zira sadece duyu organları ile kanıtladıklarını kabul ediyor, ki tarih boyunca bu kabuller defaatlerce değişmek durumunda kaldı. Günlük yaşamda elbette bilime güvenmek zaruri, insan tarafından üretilmiş onca şeyin bir ilmi var elbette. Ancak gökten indiği sanılan şeyleri kabul ettiğin şeylere, varoluşu ihtimaller dairesi içerisinde açıklamakla sınırlı olan bir alan ile laf etmek pek de mantıklı değil. 

Yani bilim elbette önemli ancak asla ve asla teoloji ile karşı karşıya getirilmemeli, özellikle ilim konusunda teşviklerde bulunan bir din olan İslam'la hiç getirilmemeli. 
Bunlar konu dışı kalıyor, ayrı bir konuda bu mevzuları tartışabiliriz.

Söyledikleriniz üzerinden konuya dair yorum yapmak gerekirse; büyü adı altında yapılan şeyleri bilim ancak enerji, psikoloji veya algı karmaşası gibi terimler üzerinden açıklayabilir. Sıkıntı şurada, mevcut bilimi her şeye kadir olarak görmek çok yanlış zira her an yeni şeyler keşfedilmektedir. Dolayısıyla henüz bilimin açıklayamadığı ancak mevcudatı bulunan şeyler elbette olabilir.
[+] 1 üye Elefsar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#10
(29-10-2019, 17:53)elefsar :
(29-10-2019, 14:50)BigBadWolf :
(29-10-2019, 11:29)turkish lokum : Bilimsel olmadığını düşünenlere ise şöyle bir şey demek istiyorum, asla bilime güvenerek iş yapmayın çünkü bilim tükürdüğünü yalar. Bugün farklıdır yarın farklı o yüzden dini vb konularda asla bilime göre iş yapmam.

Yanlış anlama ama şahsen söylediklerinin saçmalık olduğunu düşünüyorum. "Asla bilime güvenerek iş yapmayın" ne demek? Sadece bir kişinin duyduğunu iddia ettiği gökten indiği sanılan şeylere göre mi iş yapalım? "Bilim tükürdüğünü yalar." Bilim kümülatif ilerler. Bugün ki gözlemlerinin ve yapabildiğin deneylerin el verdiği kadar bilirsin. Teknoloji geliştikçe daha çok şeyi daha ayrıntılı bilirsin ve teoriler daha kapsamlı olur. Evet pek çok bilgi ve teori, üzerine konarak, değişerek günümüze gelmiştir. Ancak kökten yıkılıp bambaşka bir yöne kayan teoriler çok azdır, belki de yoktur. Sen de benim yazdıklarıma saçma diyebilirsin. Saygı duyarım.

Anladığım kadarıyla burada arkadaş dini konular için böyle dedi. Hatta dini konulardan daha çok bilimle açıklanamayanlar için sanırım.

Zira bilim dediğimiz şey gözlem ve deneyden ibaret. Ve bir çok konuda fazlasıyla eksik kalmakta. Zira sadece duyu organları ile kanıtladıklarını kabul ediyor, ki tarih boyunca bu kabuller defaatlerce değişmek durumunda kaldı. Günlük yaşamda elbette bilime güvenmek zaruri, insan tarafından üretilmiş onca şeyin bir ilmi var elbette. Ancak gökten indiği sanılan şeyleri kabul ettiğin şeylere, varoluşu ihtimaller dairesi içerisinde açıklamakla sınırlı olan bir alan ile laf etmek pek de mantıklı değil. 

Yani bilim elbette önemli ancak asla ve asla teoloji ile karşı karşıya getirilmemeli, özellikle ilim konusunda teşviklerde bulunan bir din olan İslam'la hiç getirilmemeli. 
Bunlar konu dışı kalıyor, ayrı bir konuda bu mevzuları tartışabiliriz.

Söyledikleriniz üzerinden konuya dair yorum yapmak gerekirse; büyü adı altında yapılan şeyleri bilim ancak enerji, psikoloji veya algı karmaşası gibi terimler üzerinden açıklayabilir. Sıkıntı şurada, mevcut bilimi her şeye kadir olarak görmek çok yanlış zira her an yeni şeyler keşfedilmektedir. Dolayısıyla henüz bilimin açıklayamadığı ancak mevcudatı bulunan şeyler elbette olabilir.

Yanıtınız için teşekkürler. Ancak size de katılmıyorum. Sizin de dediğiniz gibi bilim her şeyi bilmiyor ve de dinler gibi bütün gerçekleri bildiğini de asla iddia etmiyor. Zaten bilim de insanların bilmediği şeyleri öğrenme merakından dolayı ortaya çıkıyor. Yine sizin de dediğiniz gibi sürekli her an yeni şeyler öğrenerek bilgi kapasitemizi geliştiriyoruz. Bilmediğimiz konulara gelince de açıkça "Şu an elimizdeki verilerle bu fenomene sebep olan şeyi bilmiyoruz." diyebiliyoruz, açıklayamadığı her şeye "Bunun sebebi tanrılar olmalı." veya "Bu olağanüstü şeyi anlamaya bizim aklımız yetmez" diyen güruhun aksine.

Bir zamanlar insanlar neden salgın hastalıklardan kırılıp kitlelerce yok olduklarını bilmiyorlardı, bildiğini söyleyen insanların açıklaması şuydu "Tanrıları kızdırdık, cezamızı verdi!". Bugün salgınlara ve hastalıklara sebep olan ne biliyoruz. Bir zamanlar insanlar deprem, volkan patlaması, sel, fırtına vb. gibi doğal afetlerin nasıl olduğunu bilmiyordu, bildiğini söyleyen insanların açıklaması şuydu "Tanrıları kızdırdık, cezamızı verdi!". Bugün bunların sebebini çok iyi ve çok detaylı açıklayabiliyoruz. Bir zamanlar insanlar yıldızların ne olduklarından bir haberdi. Bildiğini söyleyenler yine her zamanki gibi işin sonunu tanrıya bağlıyorlardı. Günümüzün bilgi birikimi ile yine çok detaylı bilgilere sahibiz. Bugün de aynısını şu an büyü için söylüyorsunuz.

Açıkçası ben kendi çevremde ve kendi bildiğim gördüğüm gözlemlerimde büyü yapan veya büyülenen kimse görmedim. Cinlenmiş, perilenmiş, büyülenmiş, cart curtlanmış insan ya da mekan da hiç görmedim. Ne hikmetse kameralar çıktıktan sonra böyle olaylar da hiç olmadı ya da kameralara niyeyse hiç takılmıyorlar böyle büyülenmiş, cinlenmiş insanlar. Yine ne hikmetse ateist veya aklı başında böyle şeylere takılmayan insanlara da hiç böyle şeyler olduğuna denk gelmedim. Ancak büyülenmiş, cinlenmiş denilen insanların psikolojik tedavi alıp, ilaçları alıp düzeldiğini pek çok yerde okudum.

Yani kısaca, evet bilimin günümüzde bilmediği ve açıklayamadığı şeyler mevcut ve devasa evrende her zaman olacaktır. Ancak bilim açıkladıkça dinlerin eskiden açıkladığı şeylerin alanı daralıyor ve ne kadar yanlış açıkladığı anlaşılıyor. Nedense dinler hep bilim gelene kadar bir boşluğu açıklıyor ancak bilim gelince, bilimin henüz açıklayamadığı başka boşluklara kaçıp önceden söylediği aynı savunmalara devam ediyor. Amacım kimsenin dinini aşağılamak ya da hor görmek değil. İsteyen yine istediğine inansın. Ancak bu yazdıklarım da bir gerçek. Bilim tüm karanlıkları tek tek aydınlığa çıkaracak.
76561198034761601.png
[+] 1 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#11
Müslümanlığa inanlar için söylüyorum evet büyü var öyle ki zamanında peygamber efendimiz (s.a.v)'de büyü yapılmış ve cebrail gelerek nasıl büyüden kurtulacağını anlatmıştır. inanırsın inanmazsın ama büyünün bu dünya da olduğu bir gerçek. Allah iyi insanlarla karşılaştırsın cümlemizi.
Hail the Omnissiah! He is the God in the Machine, the Source of All Knowledge
[+] 2 üye gLo1NN nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#12
Hz Muhammed'e büyü falan yapılmadı. Sahih olan kaynaklarda bundan söz ediliyor ama tamamen uydurma. Hatta yanlış bilmiyorsam Ebu Hanife'nin yalanladığı yüzlerce sahih kaynaklardan biri de bu. Kutsal kitapta da yok.

Büyü dediğimiz şey zaten uydurma. Yok öyle bir şey. Kutsal kitapta büyü ve büyücülükle ilgili tüm yazılar peygamberlere bahşedilen mucize ve sihirler ile ilgili. Bir insan başka bir insanı tesiri altına almak için büyü yapamaz. Uydurma o.
[+] 1 üye ikibölüüç nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#13
Felak Suresinin Yazılışı ve Okunuşu
-Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’l-felak.

2- Min şerri mâ halak.

3- Ve min şerri ğasigın izâ vegab.

4- Ve min şerri’n-neffâsâti fi’l-ugad.

5- Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Felak Suresinin Anlamı, Meali
-Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

1- De ki: ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe sığınırım,

2- Yarattığı şeylerin şerrinden,

3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,

4- Düğümlere üfleyenlerin şerrinden,

5- Ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden. (Allah’a sığınırım).

Burada Düğümlere üfleyen büyücü oluyor yani büyü var ister inan ister inanma ama senin tutup da bilip bilmeden sahih hadislere uydurma demen senin iyi bir yol da olmadığının kanıtı sen bu sureye de uydurma dersin.

Bir gün Rasulullah (asm), Hz. Aişe (r.anha)'nin evindeydi. O gün Allah'a tekrar tekrar dua etmişti. Bu sırada uykuya daldı. Uyandığında Hz. Aişe (r.anha)'ye "Ben Allah'a sorduğum sorunun cevabını aldım." dedi. Hz. Aişe (r.anha) "O nedir?" diye sordu. Rasulullah (asm) şöyle buyurdu:

"İki kişi (yani melekler iki insan şeklinde) bana geldi. Birisi başımın, diğeri ayaklarımın tarafında durdu. Birincisi diğerine sordu. 'O'na ne oldu?' Öbürü cevap verdi: 'Buna sihir yapılmış.' Birincisi sordu: 'O'na kim sihir yaptı?' Öbürü cevap verdi: 'Lübeyd b. Asım.' Birincisi sordu: 'Ne içinde?' Öbürü cevap verdi: 'Tarak ve saçlar bir erkek hurma içinde.' Birincisi sordu: 'O nerede?' Öbürü cevap verdi: 'Beni Züreyk'in kuyusu Zervan (veya Zî-ervan) içinde, bir taşın altında.' Birincisi sordu: 'Ne yapmalı?' Öbürü cevap verdi: 'Kuyunun suyunu boşaltarak onu taşın altından çıkarmalı.'"

Rasulullah (asm); Hz. Ali (ra), Ammar b. Yasir ve Zübeyr'i gönderdi. Onlarla birlikte Cübeyr b. Iyaz el-Zurkî'yi ve Kays b. Muhsin el-Zurkî'yi de gönderdi. (Yani Beni Züreyk'in iki mensubunu da gönderdi.) Rasulullah (asm) daha sonra kendisi de birkaç ashabla oraya geldi. Kuyunun suyu boşaltılarak taşın altındaki kılıf çıkarıldı. Kılıfın içinde tarak ve saçlarla birlikte, bir ip üzerinde on bir düğüm ve mumdan bir putçuk buldular. Bu putçuğun üzerine de iğneler batırılmıştı.

Cebrail (as) gelerek Rasulullah (asm)'a "Muavvizeteyn'i oku" dedi. Rasulullah (asm)'ın her ayeti okuyuşunda bir düğüm çözülüyor, putçuk üzerindeki iğnelerden bir tanesi de çıkıyordu. Son ayete gelindiğinde düğümler çözülmüş ve iğneler çıkmıştı. Rasulullah (asm) sihrin tesirinden kurtulduğu için, kendisini bağlardan kurtulmuş gibi hissetti. Daha sonra Lübeyd'i çağırarak sorguya çekti. Lübeyd suçunu itiraf etti. Rasululllah (asm) da onu serbest bıraktı. Çünkü kendi kişisel meselesi için kimseden intikam almazdı. Ayrıca olayı duyanlar Lübeyd'i öldürmesinler diye çevresindekilere bu olayı yaymamalarını tenbih etti.

Rasulullah (asm)'a yapılan sihir hakkında rivayet edilen olayın tamamı budur. Bu rivayetten, sihir sonucunda Rasulullah (asm)'ın risaletinde eksiklik meydana geldiğinin çıkarılması mümkün değildir. Rasulullah (asm)'ın bir insan olarak Uhud savaşında görüldüğü gibi yara alması, bir hadiste sabit olduğu gibi; attan düşerek yaralanması, yine hadiste sabit olduğu üzere; akrep tarafından ısırılması O'nun (asm) nübüvvet görevini etkilemediği gibi, Allah'ın O'nu koruma altına almış olması ilkesine de ters düşmez. Çünkü Allah, O'nun peygamberliğini koruma altına almıştır. Bu nedenle Rasulullah (asm)'ın şahsi yönü sihir altında kalmış olarak hastalanabilir. Yani Rasulullah (asm)'a sihrin tesir etmesi mümkündür. Bu Kur'an-ı Kerim'le sabittir.

(1) bk. Buhârî, tıbb 47, 49, 50; bed'u'l-halk 11; cizye 14; edeb 56; daavât 58; Müslim, selâm 43; İbn Mâce, tıbb 45; Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 6/57, 63-64, 96, 367.
(2) bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bari, X, 185.
(3) bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, 8/98-99; Tefhim, Nas ve Felak Tefsiri.
Hail the Omnissiah! He is the God in the Machine, the Source of All Knowledge
Ara
Cevapla
#14
Konuyu açan arkadaş çok yuvarlak bir soru sormuş, kavram kargaşası nedeniyle de tartışma bilim-din tartışmasına dönmüş.
Elefsar nickli arkadaş kendince güzel bir tanım yapmış ama dikkate de alınmamış.Belki o tanım üzerinden bir tartışma döndürülebilirdi.
Her neyse, ben konuya farklı bir açıdan yaklaşayım.

Şu anda okuduğum bir kitap var.İsmi Manevi Kriz. Arka yazısı şu şekilde.

Alıntı:Genel kaygı rahatsızlığının artması ile gittikçe bunalan bir insanlıkla karşı karşıyayız, denize düşen yılana sarılır misali ile, kitleler hâlinde Yeni Çağ manevi arayışlarına sarılıyorlar. Vipassana, Zen meditasyonları, yoga, çakra uyandırmaları şifa alıp vermeler, uzaylılarla hayali konuşmalar, beden dışı tecrübeler, doğum öncesine gidiş vb. artık olağan oldu. Ve tüm arayışlar biz terapistleri yep-yeni patolojierle karşılaştırıyor.


Bu kitapta, geleneksel psikiyatrinin akıl hastalığı teşhisi koyduğu ve bu doğrultuda tedavi ettiği birtakım çarpıcı deneyimlerin ve değişik bilinç hâllerinin aslında birer kişisel dönüşüm krizi ya da "manevi kriz" olduğu fikri temel alınmakta ve bu fikir çeşitli yazarlarca farklı bir açılardan incelenmektedir.

Gerektiği gibi anlamlandırıldıklarında ve standart psikiyatri uygulamalarıyla bastırılacakları yerde destekleyici bir yaklaşımla ele alındıklarında, bu tür buhranların tecrübe edenler üzerinde oldukça faydalı ve iyileştirici etkileri olabilmektedir.

Kitapta psikologlar yukarıda da bahsedilen durumları kişilerin psikolojileri üzerinden değerlendiriyorlar.Ve normalde saçmalık olarak nitelendirilecek durumları yaşayan kişilerin manevi krize girdiklerini,kişiliği ile yaşadığı gerçeklik arasındaki bağın koptuğunu ve bu tür olağanüstü durumları kendi kendine deneyimlediklerini söylüyorlar.
Bu deneyimler dışarıdaki birisine söylendiğinde ( Bir çalı ile konuştum,/ melek geldi / Atalarımızın ruhları rüyama girdi vb) olağanüstü saçma geliyor.Ancak o insanın zihninde yaşanıyor ve bu yaşanmış olan şey o insana gerçekmiş hissini uyandırıyor.

Büyüye gelirsek, manevi krizde olan insanların kendi içinde yaşadıkları deneyimlerini etrafa anlatması sonucu bilgisizliğin ve çıkarcı insanların etkisiyle 
topluma yayıldığını düşünüyorum.Parapsikoloji topluluklarında zaman geçiren  ve ilgilenen birisi olarak hiçbir şeyin tuttuğunu görmedim.Hiç kimse aşk-sevgi büyüsü ile evlenmedi,bereket büyüsü ile zengin olmadı.

Ama kendi manevi krizini atlatmış insanların ki bu insanlar da en başta bu tür şeylere ilgilidirler ve denerler, daha iyi bir insan olduklarını gördüm.Kimisi paranormal olay yaşadığını zannedip gerçekmiş gibi anlatıyor (Gizlimabet sitesinde bolca okuyabilirsiniz).Kimisi ise bunun gerçek olmadığının farkında.Zaten ifadelerin tutmamasının sebebi bu.Hiçbir kanıtın olmamasının sebebi de.

Tarihe baktığımızda da paranormal olaylar yaşadığı söylenen insanları okuyabiliyoruz.Örneğin Buda'nın kendi içinde aydınlanması.Hz. Musa'nın çalı ile konuşması,Hz. Muhammed'in mağarada melek görmesi vs.

Bu insanlarda diğerlerine göre daha hassastır ve yaşadıkları toplum ile bağları zayıftır.Kendi içlerinde dönüşüm geçirmektedirler.Ve bir noktada bilinçaltlarındaki en derin noktalarda kendi vicdanları başbaşa kalırlar ve ilahi olana dair hisleri zirve yapar.

Tanrı içimizdedir ve ona yeterince ulaştığımızda bizim ruhumuzu,karakterimizi dönüştürecek gücü sağlar.Size sizden daha yakınım demesinin sebebi de budur.

Kitabı temin edebilirsiniz.İlaveten İlahiyatçı İhsan Eliaçık 'ta Hz Muhammed'in bu manevi dönüşümünü daha islami kaynaklardan açıklamaktadır.
300_b69ab634-c366-4d3d-9536-1dc2a8fdbfaa.png
[+] 1 üye KARTAL nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#15
(31-10-2019, 15:00)gLo1NN : Felak Suresinin Yazılışı ve Okunuşu
-Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’l-felak.

2- Min şerri mâ halak.

3- Ve min şerri ğasigın izâ vegab.

4- Ve min şerri’n-neffâsâti fi’l-ugad.

5- Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Felak Suresinin Anlamı, Meali
-Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

1- De ki: ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe sığınırım,

2- Yarattığı şeylerin şerrinden,

3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,

4- Düğümlere üfleyenlerin şerrinden,

5- Ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden. (Allah’a sığınırım).

Burada Düğümlere üfleyen büyücü oluyor yani büyü var ister inan ister inanma ama senin tutup da bilip bilmeden sahih hadislere uydurma demen senin iyi bir yol da olmadığının kanıtı sen bu sureye de uydurma dersin.


(1) bk. Buhârî, tıbb 47, 49, 50; bed'u'l-halk 11; cizye 14; edeb 56; daavât 58; Müslim, selâm 43; İbn Mâce, tıbb 45; Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 6/57, 63-64, 96, 367.
(2) bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bari, X, 185.
(3) bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, 8/98-99; Tefhim, Nas ve Felak Tefsiri.

Ya birader az mantıklı ol. Saksıyı çalıştır yani. Büyü diye bir şey olsa herkes kendi çabasıyla elde edemediğini elde etmek için büyüye başvururdu. Tonlarca büyücü var memlekette. Sahih hadislerin hepsi uydurma değil ama bir çoğu peygamberin ya da evliyaların ağzından olduğu gibi aktarılmamış. Ebu Hanife diyorum sana. Hadis ve İslam fıkıh bilginleri arasında bu adamın yarısı kadar bilgisi olan bilgin var mı? Sana sorsak Ebu Hanife'yi kafir ilan edersin, kendini tek kaynak gösterirsin.

Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden = Ruh bedene uymakla bir tür sihir altına girmiş ve kendini kaybetmiştir. Burada beden ve onun dürtüleri sürekli üflenen büyücü telkinleri gibidir.

Madem bu kadar inanıyorsun bu düğüm işine sevip de kavuşamadığın ya da hayalini kurduğun insanları düğümle bağlamak için hacı, hocaya git. Kavuş sevdiğine.
Ara
Cevapla
#16
Konunun amacını saptırmamaya ve tartışmaların dozunu aşmadan devam etmeye dikkat edelim lütfen.
Ara
Cevapla
#17
Son zamanlarda forumda bu tür başlıklar çok açılmaya başladı. Otomatikman din-bilim, iktidar-muhalefet kavgalarına dönüşür oldu buda öyle devam etmez umarım.

Cevap bana göre basit Müslüman bir kişiysen evet büyü vardır Kuran ayetlerinde ve eski peygamberlerin hayatında da belirtildiği üzere mevcut. Hatta peygamberimize de yapılmıştır vs.

Müslüman değilsen cevabını bilimle açıklamak yeterli değil, cevabı Ateistmisin, Deistmisin, tamamen sekülermi takılıyorsun biraz hangi pencereden baktığına bağlı olarak değişebilir. Bu yüzden her cevabın kendine göre doğruluk payları olacaktır.
q59zb6s.jpg
[+] 1 üye irfandurmus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#18
Yok mu şöyle bir iki kadim parşömen? Okuyalım da Warlock olalım.
76561198034761601.png
Ara
Cevapla
#19
Dilinde kirazın tadını hissedemeyen, kirazın nasıl bir tat verdiğini aklıyla nasıl algılayabilir? bu olay ancak yaşayan veya içinde olan bilip-inanabilir, yaşanmayan her şey eğer inanılmayacak olan ise, o halde geleceğe olan inancımda hiç olmaması gerekir. Geleceğe olan inancım, geçmişteki deneyimlerinden geliyor. Dolayısıyla büyü konusuna inanırım, çünkü bu konu ailemin içinde /ayrılıkçı konuşmadığım kısımda vardı. Daha fazla söze gerek var mı? bence yok
Ara
Cevapla
#20
(01-11-2019, 13:34)BigBadWolf : Yok mu şöyle bir iki kadim parşömen? Okuyalım da Warlock olalım.

Bkz. Hermes Trismegistus
Bkz. Hermetika / Zümrüt Tabletler

http://www.hermetics.org/GD1.html
300_b69ab634-c366-4d3d-9536-1dc2a8fdbfaa.png
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.