İlginç tarzı ile (mektup roman) aslında kitap çok daha akıcı hale gelmiş diyebilirim. İnsan uzun bir süre deneme ve makale tarzı yazılar okuduktan sonra romanlarla arası açılıyor en azından benim için böyle bir durum var. Çok uzun zaman önce okuduğum bu romanı tekrar okumak bana çok iyi geldi ve türe tekrar ısınmamı sağladım. Yıllar geçtikçe insanın kendindeki değişimi fark edebileceği birkaç önemli 'olgu' var birincisi fotoğraflar diğeri ise kişinin aldığı notlar. Bu cümle çok önemli bence bu yazının sonunda bu kitaba ait ikisi farklı zamanlarda alınmış iki alıntı bırakacağım. Biraz genel konulara girdim galiba kitaba geri döneyim. Werther, kalabalık şehir yaşamdan bıkmış ve sakinliği Wahlheim'de bulmuştur. Bu şehir ona aynı zamanda aşkı da getirmiştir Lotte. Ancak Lotte, Albert ile nişanlıdır. Lotte ve Werther'in ikisinin de sözlere ve şerefe verdiği önem Werther'in bu aşkı -bu dünyada- yaşamasına izin vermez. Yazarın ustaca dili sayesinde diyaloglar ve hareketler bir film sahnesi gibi gözümün önüne geldi diyebilirim. Bu arada kitapta diyaloglar ciddi derecede az o yüzden diğer karakterler hakkındaki tek bilgi kaynağımız Werther'in o kişiden Willhelm'e mektupta nasıl bahsettiği. Lotte ve Werther arasındaki bu az diyaloğa rağmen iki karakterinde çektiği acıları okurun da hissetmemesi içten bile değil.
'' ... dünyadaki karışıklıklara yol açan şeyin, kurnazlık ve kötü niyetten öte, belki de yanlış anlamalar ve atalet olduğunu bir kez daha saptadım. En azından ilk ikisine daha az rastlanıyor.''
''Acılarla dolu bir yaşama sarsılmadan katlanmaktansa ölmek daha kolay anlaşılan.''