İleti Sayısı: 2,840
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
47
04-03-2019, 16:53
(Son Düzenleme: 16-03-2019, 18:49, Düzenleyen: Aeschyli.)
Bilgiler
-Oyun, en güncel sürüm olan 1.28.3 sürümüyle oynanacaktır.
-Oyun ironman oynanacaktır.
-Bütün ana dlc ler ile kurulacak ve oynanacaktır.
-Hanedan oyununa uyması açısından ve oynayacağımız ülke ismini hanedanından aldığı için disinherit hakkınızı dikkatli harcamanız rica olunur.
-Oynadığınız hükümdar öldükten sonra kraliçe naipliği ya da yönetim konseyini oynayabilirsiniz.Sıradaki kişinin oynama sırası gelecek hükümdar tahta çıktığında başlar.
-Bol resimli, güzel hikayeler yazılırsa hoş olur.
-Yazdığınız hikayelere göre aşağıda bulunmayan özel ünvanlardan birisini kazanabilirsiniz.
-Seri süresince kesinlikle başarılı olma şartı aranmamaktadır. İyisiyle kötüsüyle oynanan kayıtı atmanız serinin ilerleyişi açısından güzel olacaktır.
-Katılımcı sayısı beşe ulaşınca oyun başlatılır.Oyun başladıktan sonra katılabilirsiniz zira katılım her zaman açık olacaktır.
Kurallar
-İronman bozan mod, program vb. şeyler kullanmak yasaktır.
-Oyun başında kurulabilecek ülke, ülkeler harici kültür değişimiyle başka bir ülkeye dönüşülmesi yasaktır.
-Avrupa kıtasında herhangi bir genişleme yapmak yasaktır. (Toprak almak, Vassal almak, Vassal feedleme vs.)
-Ülkeye bilerek zarar vermek, sıradaki oyuncuya isteyerek zorluk çıkaracak olaylara yol açmak yasaktır.
-Sıra size geldiği andan itibaren 3 gün oynama süreniz vardır.Hikaye yazımı için +1 gün verilebilir ama 3 gün içinde gelecek oyuncu için save paylaşılmalıdır.Eğer 3 gün içerisinde oynayabilecek zamanınız yoksa lütfen belirtiniz, sıranızı bir ileri atabiliriz.Üç günün sonunda oynayamayağını belirten ya da hiç haber vermeyen oyuncular oyundan çıkarılır.
-Vasiyet yazılması zorunludur.
Ünvanlar
-Fatih: Hükümdarlığı boyunca ülke gelişmişliğini %50 arttırabilen hükümdarların alabileceği ünvan.
-Dindar: Hükümdarlığı süresince Papa adayı çıkartan veya haçlı seferi kazanan hükümdarların alacağı ünvan.
-Cesur : Tek başına açtığı savaşlardan birisinde karşı tarafa iki katı kadar zarar vererek savaşı kazanan hükümdarların alacağı ünvan.
-Bilge : 5-5-5 veya üstü değerlere sahip hükümdarların alacağı ünvan.
-Deli : Koalisyona sebep olarak koalisyon savaşı kaybeden hükümdarların alacağı ünvan.
-Varlıklı : Hükümdarlığı süresince toplam geliri iki katına çıkartan hükümdarların alacağı ünvan.
-Yakışıklı : Hükümdarlığı süresince savaşsız personal union kurabilen hükümdarların alacağı ünvan.
-Kaşif : Dünya turunu ilk tamamlayan hükümdarın alacağı ünvan.
Katılımcı Listesi (Oynama Sırasıyla)
•
İleti Sayısı: 61
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
1
Güzel olacak gibi katılıyorum.
•
İleti Sayısı: 1,464
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
24
Katılıyorum.Son dlc elimde yok sıra gelene kadar halletmeye çalışırım.
•
İleti Sayısı: 119
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
1
•
İleti Sayısı: 2,860
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
•
İleti Sayısı: 524
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
0
Birşey soracağım ironman oynamak zorunlu yazılmış.Başka birinin save dosyasıyla oynayınca ironman bozulmuyor mu?
•
İleti Sayısı: 8,058
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
91
(05-03-2019, 02:25)BeRDuSH : Birşey soracağım ironman oynamak zorunlu yazılmış.Başka birinin save dosyasıyla oynayınca ironman bozulmuyor mu?
Achievementler disable oluyor olabilir de konsol ve save kısmı hala ironman kalıyor.
Bu arada katılıyorum.
Sic Parvis Magna
•
İleti Sayısı: 2,840
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
47
07-03-2019, 14:57
(Son Düzenleme: 07-03-2019, 14:58, Düzenleyen: Aeschyli.)
6 kişiye ulaşmamız sebebiyle hanedan oyunu başlamıştır. Başlama sıralaması aşağıda gösterilmiştir. Katılmak isteyen arkadaşlar oyun devam ederken başvurabilirler. Sıralamaya aşağı kısımdan dahil olacaklardır.
- @jax61
- @Aeschyli
- @GameTroll
- @Emekli Tüccar
- @altnkurt
- @iberkay
•
İleti Sayısı: 2,860
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
07-03-2019, 19:40
(Son Düzenleme: 08-03-2019, 20:32, Düzenleyen: jax61.)
PORTEKİZ
DE AVİS HANEDANI
1444 yılında tahta vekalet eden naibin eşiğinde ülkesine göz atan genç kral adayı şu tabloyla karşılaştı.
ülke gelir yönünden zayıf ve güçsüzdü. fakat çok iyi bir planlamayla kısa sürede bölgenin en güçlü devleti olabilirdi. baş ucunda duran kastilya krallığı ile dostluk bu iş için çok mühimdi. hemen bir plan çizdi genç kral.notlar almaya başladı.
öncelikle son derece agresif fetihler yapan ve portekiz krallığını olmaz savaşlar içerisine sürükleyecek ingiltere ile dostluk bozularak ,ülkenin çıkarları doğrultusunda bu ittifakın artık süremeyeceği nazikçe ingiliz kralına iletildi.
ardından yılların dostu kastilyaya elçiler gönderildi.
henüz tahta çıkamadığı için savaş açamayacak olsa da planını yapmış ve gizlice generallerine orduyu ceutaya taşımalarını emretti. generaller şaşkına dönse de orduyu ceutaya gizlice geçirdiler. naib herşeyden habersiz zevki sefa sürüyordu.
plan yapılmıştı .yapılacak tek şey artık fas topraklarında hak iddia edip savaşı açmak olacaktı. ama önce tahta çıkmalıydı.
tarih 1447 ye ulaştığında ülkenin soyluları genç prensin artık kral olabileceğine karar vemrişlerdi. naibin işi bitmişti. kendisine bir köşk hediye edilip saraydan gönderildi. genç prens , de avis hanedanından kral 5. alfonso, portekiz kralı ünvanıyla tahta çıktı.
1.bölümün sonu...
tahta çıkan genç kral , fas ülkesinin tlemcenle savaştığı haberini aldı.müslümanlar birbirini yiyorlardı. bu kaçırılmayacak büyük bir fırsattı.
acaba kastilya krallığı , hristiyanlığın bu büyük savaşında yayında yer alır mıydı? hemen elçi gönderdi. kastilya kralı, kendisine de pay vermesi durumunda savaşa sıcak baktığını genç krala iletti.
genç kral durumu gözden geçirip savaşı açmaya karar verdi. savaş hedefi tangiers şehri olacaktı. savaşı açar açmaz orduyla tangierse yürüdü.donanma , boğazda bulunan fas gemilerini darmadağın etmişti. genç kral bu habere çok sevindi. herşey iyi gidiyordu.
savaş devam ederken genç kral çok daha güzel bir haberle güne uyanmıştı. tahta çıktığı dönem evlendiği kraliçesi ona bir oğlan çocuğu doğurmuştu.ülke bayram ediyordu.genç kral bu haberin şerefine başkentte büyük bir ziyafet vermiş halka hediyeler dağıtmıştı.oğlunun adını joao koydu.
ülkede kısa sürede namını duyurmuş,coimbra soyluları kendisine duke of coimbra ünvanı vermişlerdi.
savaş tüm şiddetiyle sürüyordu. ordu büyük bir zafer kazanmıştı. fas ülkesinin beli bükülüyordu.
artık dayanacak gücü kalmayan fas sultanı eliçileriyle anlaşmaya hazır olduğunu iletti. bunun üzerine kendisine çok ağır şartlar taşıyan bir anlaşma gönderildi. bu fas için çok büyük bir kayıp idi. portekiz için ise dillere destan bir zaferdi.yıllar sonra hikayeler anlatılacak , kuşaktan kuşağa portekizin mağribi nasıl ele geçirdiği konuşulacaktı.
savaş sonunda 3 toprak ele geçirilmiş, fas sultanlığının vassal ülkeleriyle bağları koparılmış müslümanlara büyük bir darbe vurulmuştu. artık genç kralın yıllar önce çizdiği planın yeni safhalarına geçme zamanıydı. tüm kuzey afrikayı ele geçirmeli hristiyanlaştırmalıydı.
2.bölümün sonu...
zaferinin tadını sarayında çıkaran ,bir yandan da çocuğu ile ilgilenen genç krala bir ziyaretçi geldi.ülke donanmasını yöneten kaşif ruhlu amiral okyanusa açılmaya hevesli olduğunu ,kendisine destek olursa yılalr önce yaşadığı anlatılan zengin kral mansa musanın zengin ülkesini bulabileceğini ,belki de yeni yerler keşfedebileceğini, dünyanın zenginliklerini krallığın ayağına serebileceğini öne sürüyordu. genç kral bu heyecanlı amiralin gözlerindeki ışıltıya kanmış olacak ki destek vereceğini söyledi. emrine 3 adet hafif ticari gemi verildi. gemiler erzakla doldurulup uçsuz bucaksız okyanuslara açıldılar..
tüm bunlar yaşanırken ,dost krallık kastilyada bir iç savaş yaşandığı haberi yayıldı.kral ,dostuna 2000 kişiden oluşan bir destek gücü gönderdi. kastilya kralı şükranlarını iletti.
kastilyada bunlar yaşanırken kuzey afrikadan gelen haberler ise iyi değildi. müslüman milisler çok büyük bir güçle isyan bayrağı açmıştı. kral emrini verdi. hepsinin çarmıha gerilmiş cesetlerini görmek istiyordu.
fas isyanlarını bastıran ordu bu sefer bir başka isyancı grubunun tetouan şehrinde ortaya çıktığı haberini aldı. tüm ordu bu isyanı da bastırmak üzere yola koyuldu. heryerde isyancı cesetleri vardı. müslüman halk dehşete düşmüştü.fakat artık anlamışlardı. bu topraklar portekiz krallığının kılıç hakkıydı.
bir yandan müslüman milliyetçilerin isyanlarını bastıran genç kral, diğer yandan ülkeyi imar etmeye başlamıştı.
yönetim gücü iyice arta krallık yeni bir reform geçirmişti. soylular ülkeye daha fazla katkı vereceklerdi.
dost kastilya krallığında iç savaş sona ermiş , kastilya krallığı ile hanedan evlilik anlaşması yapılmıştı.
ülke toparlanıyordu. isyanlar bitmişti. barış dönemine girilmişti. fakat genç kral durmaya hiç de niyetli değildi. planlar çoktan yapılmış,sadece zamanı gelmemişti. fırsat kollanıyordu..
3.bölümün sonu...
ülke donanmasının gücü karşısında donanmada bir takım iyileştirmeler yapılmıştı. bu küçük bedel ile donanma deniz üzerinden kalelerin kuşatılmasına yardımcı olabilecekti.
tarihler 1462 yi gösterirken genç kral kötü bir haberle güne uyandı. sıcak bir yaz günü ,genç kralın oğlu ve karısı bir cinayete kurban gitmişlerdi. kral tam anlamıyla yıkıldı. ne olduğunu bir türlü anlayamamıştı.etrafta cinayetleri müslüman suikastçilerin işlediği söylendiyse de bu işte soyluların da parmağı olabilirdi. nasıl olmuştu da suikastçiler saraya bu kadar kolayca girebilmişti.o gün büyük bir hüzünle cenazeleri kaldıran kral, aynı zamanda da bir bölük nöbetçi askeri bu olaydan sorumlu tutmuş ve hepsini kendi elleriyle kılıçtan geçirmişti. kral bu üzücü durum nedeniyle ülkede 40 gün yas ilan etti.
artık yapayalnız olan kral toparlanmalı ve yeniden evlenip ülkeye varis bırakmalıydı.bir süre kendini kütüphaneye kilitledi. eski ddenizcilik kitaplarını karıştırıyordu. uçsuz bucaksız yeni toprak hikayelerini çok dinlemişti.kafasında acabalar belirdi.kaşif amiralden arada sırada haberler geliyorduysa da kayda değer bir gelişme henüz yaşanmamıştı. daha derin araştırmalar yapabilmek için keşif fikirlerini ülkeye benimsetmeye karar verdi.heryerde bu zengin topraklar aranılacaktı.
tüm bunlar yaşanırken yeniden evlenmeye karar verdi.1 yıllık uzun bir yastan sonra yeniden başlamıştı. yeni bir doğumla mutluluğuna mutluluk kattı. yeni oğluna ölen oğlunun ismini vermişti. acısı hala tazeydi.
genç kral barış dönemind eyeni bir ittifakın kapısını araladı. yaşadığı birçok üzücü durum kendisini tanrıya daha da yanaştırmıştı. hristiyanların lideri papaya hizmetini sundu. papalık devletiyle ittifak kurulmuştu.
keşif fikirleri ülkede benimsenmeye başlamıştı. tüm portekiz krallığı zengin yeni toprak hikayeleriyle yıkılıyordu. herkes zenginlik hayaleri kurmaya başlamıştı.birçok kişi yeni topraklar bulmak umuduyla sahillere akın etmeye başladılar.
4.bölümün sonu..
İleti Sayısı: 2,860
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
07-03-2019, 20:50
(Son Düzenleme: 08-03-2019, 20:34, Düzenleyen: jax61.)
tarihler 1468 i gösterirken fas ile olan barış süresi sona ermişti. fetihi tamamlamanın artık zamanıydı. kolay bir savaş olacak olsa da kastilyanın yardım etme önerisi geri çevrilmedi. savaş başlamıştı. 2. büyük müslüman hristiyan savaşı ...
kısa zamanda büyük galibiyetler alan portkeiz ordusu neredeyse tüm kuzey afrikayı işgal etti. bir bir savaştaki devletlerle anlaşma imzalanıyordu..
granada ile de anlaşılmıştı. fas artık tek başınaydı..
son olarak fas krallığı ile anlaşma yapıldı. fas büyük bir hezimet yaşamıştı. artık dengimiz bile değildi.
tarihhler 1472 yi gösterirken fas krallığını büyük bir hezimete uğratan kral, yine müslüman suikastçilerin hedefi olmuştu. yılalr sonra yine evlat acısıyla sınanıyordu.genç prens öldürülmüştü...kral yıkıldı...
artık koca ülke varissiz kalmıştı..kral hala gençti yeniden çocuk sahibi olabilirdi. fakat bir evlat acısına daha dayanamazdı...yine kendisini kütüphanelere kilitledi...
planlarına yeni planlar ekledi. iyiden iyiye bu keşif işine kafayı takmıştı. delirmek üzereydi. evlat acısı koca kralın saçlarını genç yaşta ağartmıştı.
5.bölümün sonu...
tarihler 1473 ü gösterirken , çocuğunun ölümünün acısını bir nebze de olsa unutan kralı genç bir amiral ziyaret etti. kendisini kristof kolomb olarak tanıtan bu amirak , krala hizmetini sunmuştu. hedef aynıydı. hindistan diyordu , başka da bişey demiyordu...yeni dünyaların zenginliklerini ülkeye getirmeyi uzun süredir takıntı haline getiren kral, bu teklifi geri çevirmedi. amirali işe aldı, 3 gemi de ona verdi, gemileri erzakla doldurup yola çıktılar...kısa sürede keşifler meyvesini vermeye başlamıştı.batı afrikaya yakın yeni bir ada keşfedildi. yerleşimciler yola çıkmıştı bile...
bu sıralarda yine ,yeni ele geçirilen topraklarda müslüman milliyetçiler isyan etmişti. hepsi kılıçtan geçirildi.
kral yeni bir haber almıştı. tlemcen sultanlığının yok olmak üzere olduğu duyuldu. uzun süredir tlemcene boyun eğdirmeyi düşünen kral, hemen harekete geçti.savaş başlamıştı.marrakeş sultanlığı tlemcene destek verecekti.
zayıf marrakeş sultanlığı ve tlemcen sultanlığı , kısa sürede işgal edilmişti. bu sırada yönetim yeni bir reform geçirmişti..bu reforma göre yeni topraklara öncelikle hirstiyan olmayan ve portekizli olmayan vatandaşların gönderilmesi kararlaştırılmıştı.böylece topraklardaki isyan hareketleri azaltılmaya ,isyankar halk sindirilmeye çalışılacaktı. daha önceleri müslüman halka tam vatandaşlık verilmiş olsa da bu yetmemişti..
tlemcen sultanlığına boyun eğdirilerek tebaa haline getirildikten sonra kral bir haberle şok geçirdi. savaş devam ederken ,fas sultanlığı da tlemcene savaş açmıştı. artık portekizin tebaası haline gelen tlemcen savunulmalıydı.kral orduların fasa girmesini emretti. oysaki bir önceki savaştan halen süren barış süreci vardı.
kısa sürede fas yeniden işgal edildi. kral cezayı kesmişti. fas büyük bir hezimete uğradı. topraklarının neredeyse tamamını yitirmişti.hatasının bedelini ağır ödedi.
adım adım kuzey afrika fethediliyordu. portekiz toprağa doymuyordu. yeni planlar neydi? sıra kimdeydi? herkes bu soruyu soruyordu...
6.bölümün sonu...
uzun süredir karısının yanına uğramayan kral, bir gün odasına girdiğinde büyük bir şok geçirdi.karısı yatağına bir nöbetçi askeri almıştı. beynindne vurulmuşa döndü. tek hamlede askerin kellesini uçursa da kraliçeyi öldüremedi. bu ihanet sonucu kraliçeyi de öldürse varisi olmayan krallık büyük bir kaosa sürüklenebilirdi.kraliçeyi odasına kapattı ve bir daha odasından çıkmamasını emretti. tek bir ihanete daha katlanamazdı. kendisi krallık için canla başla çalışırken bir türlü ailedne yana yüzü gülmemişti. birgün soylulardan bir haber aldı. bir çocuğu olmuştu. oysa aylardır karısıyla yatmıyordu. fakat bunu diyemezdi. çocuğa sahip çıktı. adını pedro koydu. varisi ne yazık ki bir piçti.herkese bu çocuğun kendinden olduğunu söylese de dilden dile dedikodu yayılıyordu. yine de kimse bunu açıktan konuşmaya cesaret edemiyordu.
vatandaşlık verilen fas halkının hristiyanlığa geçişi teşvik edilmeye başlanmıştı. hristiyanlığa geçenlere çeşitli hediyeler ve haklar veriliyordu. müslüman halk yavaş yavaş hristiyanlaşıyordu. krala göre hak yoluna dönüyorlardı..
aldığı zaferler dilden dile yayılan kral , ülkenin itibarını çok büyük oranda yükseltmişti..
çok geçmeden kuzey afrikadaki ardıl müslüman sultanlıklar bir bir düşmüştü. bunlardan birisi de yılalr önce fas sultanlığından kopartılan sus sultanlığıydı. artık portekiz krallığıa bağlanmasının vakti gelmiş geçmişti..
bu sıralarda ülkede huzuru barışı saglayabilecek yeni kararlar alınmıştı..
ülke hristiyanlaştırılmaya başlanmıştı. bozulan dini birlik tekrar sağlanıyordu..
ilk koloni bitmişti. şehrin adı arguin oldu. yeni topraklar aranmaya devam ediliyordu..
yine afrika ve yine müslüman milliyetçiler. bunlar uslanmayacaktı..bu seferki isyan o kadar büyüktü ki, koca portekiz ordusundan bile fazlaydılar. bu kadar müslüman nereye gömülecekti. kralı bir düşünce sardı...
tarihler 1490 ı gösterirken , komşu krallıktan şok edici bir haber geldi.. tahta yeni çıkan kastilya kraliçesi,aynı hanedandan olan aragon kralının evlilik ve ülkeleri birleştirme teklifini reddettiğini duyurmuştu. oysa bu iberyayı birleştirmek için büyük fırsattı. kastilya kraliçesinin bu hareketine bir anlam verilemedi..herkes şaşkındı..
ülkenin mühendisleri lisbon şehrindeki kaleye yeni burçlar dikmişlerdi. artık lisbon daha savunulabilir bir yerdi..
tarihler 1493 ü gösterirken ,kralın sarayına kaşiflerden bir grup girdi. yılalr süren keşif çalışmaları meyvesini vermişti. kristof kolomb hindistanı ararken yeni bir kıta keşfetmişti. yeni kıtada bazı ilkel kabileler olduğu da krala iletilmişti.
kral bunun üzerine hemen emrini verdi. bu ilkellere medeniyet götürülmeliydi. ama öncelikle buradaki durumu gözetmeleri için berberi halklardan bir grubu bölgeye gönderdiler. kral bununla bir taşla iki kuş vuracaktı. hem berberi isyancılardan kurtulacak ,hem yeni dünyada yeni topraklar elde edecekti..
kendinden olmayan evlatlık çocuk yetişmeye başlamıştı. kısa sürede kendini gösteren bu genç çocuk kralın gözüne girmeye başlamıştı. artık kraliçesine bir adım dahi yaklaşmayan kral için yeni bir çocuk hayalden ibaretti. bu genç çocuğu evladı gibi sevmekten başka çaresi yoktu. çocuk da çok akıllı ve askeri işlere oldukça meraklıydı. galiba koca hanedan bir piçin elinden devam edecekti. kimse bilmedikten sonra bir mahsuru yoktu krala göre.. varis varistir diyordu..
uzun zamandır italyada ortaya çıkan ve yavaş yavaş tüm dünyaya yayılan rönesans hareketleri portekizi etkisi altına almaya başlamıştı. kral bu duruma kayıtsız kalamadı. rönesans tüm ülkede benimsendi..
bir yandan kuzey afrikadaki dini değişim meyvesini veriyordu. kuzeydeki misyonerler birçok şehri hristiyanlaştırmıştı. papa bu durumdan çok memnundu. krala cennet vadediyordu..
kral artık yaşlanmaya başlamıştı. tarihler 1493 ü gösterirken 63 yaşına basmıştı. ölümün soluğunu ensesinde hissetse de yapılacak daha çok şey vardı..
yeni planlar neydi? herkes bu soruyu sorarken kral rahattı.
7. bölümün sonu...
İleti Sayısı: 2,860
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
07-03-2019, 21:55
(Son Düzenleme: 08-03-2019, 20:35, Düzenleyen: jax61.)
tarihler 1495 gösterirken ,uzun süredir barış içinde yaşayan portekiz krallığı dini birliğini son sürat sağlıyordu..
ülkenin bu büyümesi tüm dünyanın dikaktini çekmişti. portekiz artık büyük güçlerden sayılıyordu..
kaşiflerden yeni haberler vardı. batı afrikadaki bazı kabileler portekiz kaşiflerini çok sıcak karşılamış, dini inançlarını ise çok beğenmişlerdi. kaşiflere türlü hediyeler verdiler. karşılığında ise binlerce incil aldılar. papa bu hareketi çok beğenmişti..
yeni reformlar bir bir geçiriliyordu.ülke gelişiyordu. barış dönemi ülkeyi baştan başa imar etmişti..
kilisenin aldığı bazı kararlar misyonerlerin daha iyi çalışmasını sağlayacak ,böylece dini daha iyi yayacaklardı. fakat bu iş ,bilimsel gelişmelere bir nebze darbe vuracak gibi görünüyordu...
büyük güçlerce dikkate değer görülmeye başlanan portekiz kendine yeni bir müslüman düşman bulmuştu. doğuyu kasıp kavuran bu güç Türk imparatorluğu olarak anılıyordu.
öte yandan eski dostlar da düşman bellenmişti. alınan haberlere göre yeni dünya zenginliklerini ingilizler de araştırıyordu..
tarihler 1500 yılına geldiğinde portekiz büyük bir haberle sarsıldı. portekizli bazı kaşifler hizmetlerini kastilyaya sınmuşlar ve elde ettikleri birçok tecrübeyi kastilyaya anlatmışlardı. kastilya keşiflerde bir adım öne geçmişti. bu kötü bir haberdi.yine de bu dost krallıkla ilişkiler kopartılmayacaktı.tabii ki şimdilik...
1500 yılında uzun süredir tahtta oturan kral ,büyük bir şövalyelik turnuvası düzenledi. bu turnuva askerlerin tecrübelerine morallerine büyük katkı sağlayacaktı..
kral 69 yaşına gelmişti. iyice yaşlanmış hafiften bunamaya başlamıştı. eski heyecanını yitirmiş gibiydi. yine de ölmeye niyeti yoktu. genç prens ise tahta çıkmaya pek bi hevesliydi. fakat soylular bu kralı kabul etmeye pek niyetli değillerdi. ne de olsa bir piç nasıl olur da tahta çıkabilirdi. fakat kral onu varisi ilan etmişti bir kere. ordu da kralın arkasındaydı. galiba soylular bu işe ses çıkaramayacaklardı..
nihayetinde tarihler 1503 yılına geldiğinde 71 yaşındaki kral,alfonsoların 5.cisi afrika fatihi huzura ermişti. ardından ağıtlar yakılarak ,ülke hüzün denzilerinde boğularak kralı anıyorlardı. meşruluğu tartışma konusu olmuş genç prens pedro, cenazenin ertesi günü tartışmalar eşliğinde tahta çıkmayı başarmıştı. ordu ona destek verdiğini duyurdu. ordu arkasında oldukça meşruluğu pek de takacak gibi değildi. gerçek babası olmasa da kralı babası bilmişti. yaşadığı dönemde saygıda kusur etmemiş, bir dediğini iki etmemişti. babasına büyük bir anıt mezar inşaa etmişti. daha sonrasında babasından kalan vasiyeti okudu..
''oğlum, sana koca bir ülke ve büyük bir sorumluluk bırakıyorum.ben kral olduğumdan bu yana 56 yıl geçti..bu sürede ülkeyi neredeyse 3 kat büyüttüm...sen benim oğlumsun..yolumdan ilerle.. keşiflere devam et.. ilk olarak brezilyadaki koloni devletimizi kur. marrakeş sultanlığının işini bitirirken ,onu destekleyen tunusun da ipini çek. tunus güçlü müttefikler edinmiş durumda.. birisi de bizim dost bildiğimiz kastilya.. artık bu devletleri ayırmak sana düşer..papa hazretlerinin emrinden çıkma.. dinimizi yücelt.. kristof kolombun izinden yürü.. afrikayı portekiz toprağı eyle.. tanrı yardımcın olsun oğlum. beni unutma!!..''
Son...
İleti Sayısı: 6,806
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
17
tüm hikaye harika takipteyim
İleti Sayısı: 2,840
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
47
14-03-2019, 21:37
(Son Düzenleme: 14-03-2019, 22:05, Düzenleyen: Aeschyli.)
Ordunun ve babamın desteğinin ardından tahta çıktıktan sonra yönetim açısından herhangi bir problem yaşamasamda derhal kendimi kanıtlamam gerektiği oldukça bilinen bir meseleydi. Meşruluğumun düşük olması açısından yaptığım başarısız bir hamle derhal tahttan indirilmeme sebep olabilirdi. Dolayısıyla bende halkın desteğini kazanabilmek için dini yöntemlere başvurdum. İlk olarak Papa ile ilişkilerimi geliştirerek halka kafir olan müslümanların topraklarında genişleyip dinimizi yayacağımın sözünü verdim. Bunu gerçekleştirmek için babamın yarım bıraktığı iş olan Fas ve Marakesh devletlerine savaş açmaya karar verdim. Bunu yapmadan önce ordu durumumuza ve ekonomik durumumuza göz atmam gerekti. Ordu miktarımız oldukça iyi bir durumda olsa da hızlı bir genişleme sergilememiz için arttırılması gerektiği açıktı ancak erken safhada beklememizin daha iyi bir karar olacağına karar verdim.
Beklediğim üzere Fas ve Marakesh devletlerine yaptığım sefere Tunus müdahale etmişti. Sefer çok güzel bir biçimde devam ederken oğlan bir varisin haberinin gelmesi beni oldukça mutlu etmişti.
Tunus devleti kesin bir biçimde bozgun almıştı. Az miktarda toprak ile beraber Osmanlı ve Kastilya ile bağlarının koparılmasının sözünü alarak anlaşmaya varıldı. Fas ve Marakesh ise ilhak edilerek ülke sınırları bütünleştirildi.
Daha sonra babamın kolonize etmeye başladığı yeni topraklarda yerli kabileleri ilhak ederek ilk sömürge devletimizi kurma yolunda önemli bir adım attım.
Savaş sonrasında ülkemizin geleceği için teknoloji alanında çok büyük yatırımlar yaparak ülkemize dışarıdan çok önemli teknolojiler getirdik. Hiç şüphesiz harcanan paraya değmişti.
Almanya içlerinde dinimize karşı kafir tutumlar sergileyen yeni oluşumlar çıkmaya başlamıştı. Bu durumu korkuyla takip ederek gelecek konusunda endişeli bir durumun içine düştüm.
İlk koloni devletimizi Brazilya olarak adlandırdığımız bölgede kurdum.
Babamın vasiyeti üzerine Afrika üzerinde ilerlemek için bilgi yetersizliğimiz vardı. Bu bilgileri edinebilmek için bölge içerisinde bulunan bazı kabilelere iyi niyetli bir yaklaşım sergiledim. Bu yaklaşımın faydalarını almam uzun sürmedi ve detaylı bir harita sahibi oldum. Bu durum gelecek fetihlerin habercisiydi.
Diplomatik hamlelerim sonuç vermişti. Afrika ilerlememiz karşısındaki Songhai krallığı karşısında hem bir ittifak bulmuş hemde hedefimizin bir ittifakını devre dışı bırakmıştık. Derhal sefere çıkılmalıydı.
Songhai seferim devam ederken bir diğer düşmanımız olan Tunus devletinin güçlü ittifaklarının olmaması durumunu değerlendirmek istedim. Yaptığım biraz açgözlülük olabilirdi tabi ama devletimizin bu iki savaşı aynı anda kaldırabileceğinden emindim.
Songhai seferi erzak sıkıntısından dolayı zorlu geçsede zafere ulaşıldı ve muzaffer olduk. Bu ilk adım Afrika kıtasının kapılarını bize açacaktı.
Tunus seferi devam ederken ülkedeki teknolojik gelişmeleri es geçmiyordum. Yüksek miktarda harcamalar yaparak devletimizi diğer devletlerden geri bırakmamak için elimden geleni yapıyordum.
Sonunda Tunus seferide sonlanmıştı. Düşmanımız kudretimiz karşısında direnememiş ve teslim olmuştu. Kuzey afrika üzerinde önemli bir toprak fethi yapmıştım.
İttifakımız olan Mali devleti Songhai seferi sonrası aldığımız topraklardan rahatsız olmuş ve bize hakaretler savurarak ittifakımızı sona erdirmişti. Bu durum beni çok sinirlendirdi ve halen eski savaşların etkisi devam etsede bu çöl maymunlarına hadlerini bildirmeliydim. Ülke içi isyan sorunlarından dolayı seferi kısa sürede sonlandırmak zorunda kaldım ancak alınan topraklar gayet yeterli düzeydeydi.
Songhai devleti ile ateşkesimiz sonlanmıştı. Songhai eski savaşın etkilerini üzerinden atmadan tekrar bir darbe vurmak adına hemen sefere çıktım.
Sefer sonunda Jolof kabilesi ilhak edildi ve Songhai devletinden yüksek miktarda toprak alındı.
Ülke oldukça yorgun durumdaydı. Çıkan isyanlar orduyu oldukça yormuş ve halk oldukça şikayetçi durumdaydı. Çok büyük miktarda topraklar elde etmiştim ancak ülke çok borçlanmıştı. Çok fazla asker ölmüştü herkes şikayetçi durumdaydı. Kendime güvenim tam olduğundan durumu çok dikkate almayarak sınırlarımız içerisinde kalan küçük bir Afrika kabilesine daha sefere çıkma kararı aldım. Savaş açılmıştı ve ordu harekete geçmişti. Çok küçük bir savaş olduğundan sefere benim katılmam gereksizdi ve uzun süre sonra başkentimiz olan Lisbon yoluna çıktım. Sürekli savaşlarla uğraştığımdan oğlumla ve karımla hiç ilgilenememiştim. Uzun süreden sonra onu görme düşüncesi beni mutlu ediyordu. Saraya ulaştığımda beni koruması gereken askerlerin hepsinin beni çevrelediğini gördüm. Karşımda oğlum Diego duruyordu. Evet tahttan indirilmiştim. Başkentte olmadığım süreçte hem ordu hem halk tamamen oğlumu destekler olmuştu. Gözlerinde bana karşı hiç sevgi belirtisi yoktu. Tabi bu tamamen benim hatamdı. Seferler uğruna onunla hiç ilgilenmemiştim. Ertesi gün hücremde vasiyet mektubumu yazmama izin verildi. Gerçi bir anlam ifade ediyormuydu bilmiyorum. Yaptığım herşey devletim içindi. (5 gün sonra halka açık bir şekilde idam edildi ve tahta Diego I de Avis geçti.)
Vasiyet.
1-) Sevgili oğlum, Belki beni hiç sevmedin ancak yaptığım herşeyi devletimin bekası için yaptım. Bundan sonra devleti sen yöneteceğin için sana bazı konularda bilgiler vermek benim bir yükümlülüğümdür. Yaptığım seferler sırasında ordu çok fazla yoruldu ve adam eksiğini paralı askerlerle sağladım. Bu paralı askerlerin devlete yükü çok fazla olduğundan normal bir ordu toplayasıya kadar sefer yapmaman devletimiz şarttır. Bu süreçte fildişi bölgesinde kolonileştirilebilir boş topraklara odaklanman hem hazinemiz için hemde ordumuz için iyi olacaktır. Bir diğer konu ise brazilya topraklarında yeterli güçte bir koloniye sahip olduk. İkinci ve Üçüncü koloni devletleri başka topraklarda kurulmalı ve geliştirilmelidir. Mali devleti üzerinden altın madenleri alınmalı ve tamamen faydalanılmalıdır. Sana güzel bir devlet bırakamadım belki ama eminim ki yaptıklarımdan torunlarım faydalanacaktır. Kral olmayı Baba olmaya tercih ettiğim için pişman değilim. Kral olduktan sonra eminim sende beni anlayacaksındır. Yaptıkların için sana hiç kızmıyorum. Devletimizi daha da güçlendireceğine güvenim tam.
Save : https://cdn.discordapp.com/attachments/4...nedani.eu4
@ GameTroll
İleti Sayısı: 162
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
0
keyifli bir olaya benziyor katılmak isterim :)
•
İleti Sayısı: 2,840
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
47
@ Carpathia 7.sıradan ekledim listeye.
•
İleti Sayısı: 61
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
1
16-03-2019, 18:01
(Son Düzenleme: 16-03-2019, 18:23, Düzenleyen: GameTroll.)
Diego I De Avis
Babamı bir saray darbesi ile öldürüp tahta çıktım. Babamı sevmeme rağmen onu Krallığımız için ölmesi gerekiyordu. Ömrünü Kuzey ve Batı Afrika'daki toprakları fethetmek ile geçirdi ama bu fetihler sırasında yüklü miktarda borçlar aldı. Kendine bağlı krallara bile söz geçiremiyordu. Devlet adamları tarafından otoritesi hep sorgulanmıştı. Şimdi benim bile otoritemi sorguluyorlar. Babamı öldürdüm ve geriye borç ve isyanlar ile dolu bir Krallık aldım. Ben adımın 1.cisi Diego De Avis Krallığımız için çalışacağıma yemin ederim.
Krallığın ekonomisi o kadar kötüydü ki sarayda danışmanlar bile bulunmuyordu.
Krallığımız ekonomik olarak o kadar kötü durumdaydı ki yeni dünyada topraklarımız ve bize bağlı devletimiz olmasına rağmen bölgede birkaç ticaret merkezi dışında söz sahibi değildik. Krallığımıza bağlı tüccarlar yeterince karlı anlaşmalar yapamıyorlardı. Başkent, pislik hastalık ve fakirlik içindeydi. Ticaret şehri olmasına rağmen ne pazar ne de düzgün bir ticaret limanı vardı. Başkent gelişmeliydi ama öncelik Batı Afrika'daki isyanlar olmalıydı.
Babamın zamanında ülke teknolojik olarak Avrupa krallıklarını takip ediyordu. Ülke için güzel fikirleri vardı bu fikirler tamamlanıp teknolojik olarak da gelişmeyi sürdürmeliydik. Belki de bana öğrettiği ve ona minnettar olduğum tek şey bu durumdu.
Ülke kontrolsüz bir şekilde genişlemişti. Fethedilen kafir ve pagan inançlara sahiplerdi. isyan etmek için neden ve doğru zamanı bekliyorlardı. Bu kontrolsüz genişleme onlara istedikleri fırsatı vermişti.
Babam seferleri için paralı askerlerden oluşan ordular kurmuştu. Ekonomiye çok büyük yükleri vardı ama isyanları bastırmak için bu orduya ihtiyacım vardı. Para için savaşan bu insanlara güvenmiyordum zorluğu görür görmez kaçmaya çalışırlardı. Zamanı geldiğinde ulusal ve profesyonel ordu kurulmalıydı. Bunun için ömrüm yetecek miydi? bu soruları sormak için çok erken ve zamanı değildi.
Babamın son başlattığı savaşı bitirip isyanlar ile ilgilendim. Bir isyan bitmeden bir başka isyan çıkıyordu. Tahta yeni geçtiğim yıllarda gayri meşru bir oğlum olmuştu. Evli değildim ve bu durumu açıklamak için 2 yıl beklemişti. Meşruluğumu sağladığım zamanda bunu açıkladım ve kendisini varisim ilan ettim.
Babamdan kalan borçlara rağmen başkent ve diğer önemli şehirlere büyük pazarlar kurdum. Bu pazarlar bizim bölgedeki ticaretimizi artıracaklardı. Mevcut borçları erteleyip bu pazarların kurulması için hazinedeki bütün parayı bu iş için harcadım.
Hükümeti reforme etmek için zaman gelmişti. Krallığımız benden sonraki nesillerde imparatorluk olacaktı ve bir imparatorluğu bir arada tutmak için erkenden adımlar atılması gerekiyordu. Saraya aldığım danışmanlar ile Krallığın geleceğini planlamaya başladım. Batı Afrika kabile reislerinden biri olan ve bölgede sevilen bir lideri saraya getirttim. böylece bölgedeki huzursuzluğu biraz dindirebilirdim. Ordu için önemli generallerden birini yanıma aldım. Bu ordunun moralini önemli ölçüde artıracaktı.
Batı Afrika'da misyonerlik faaliyetleri yürütülmeye başlandı. Bölgenin hızla Katolik inanca geçmesi lazımdı. Misyonerlerimiz çok daha azimli çalışmaya başladılar.
Krallığımız bir ticaret krallığıydı ve küresel ticarette payımızı artırmamız gerekiyordu. Bunu için çalışmalar meyvesini vermişti ve Brezilya'ya ülkeden daha çok yerleşimci gidiyordu bu krallığımız için sevindirici bir haberdi. Alman Prensliklerinden bir haber gelmişti. Matbaa adı verilen bir icat bütün dünyayı değiştirme gücüne sahipti. Bu Cihaz Bizim Krallığımıza da gelmeliydi ama nasıl?
Kral olduğum günden beri sorunlar neredeyse hiç bitmiyordu. İleri doğru bir adım atsak bile karşımıza bizi geri adım atmaya zorlayan sıkıntılar çıkıyordu. Dedemin zamanından beri iyi ilişkiler kurduğumuz Castile Krallığı ile sonu gelmez sınır çekişmeleri ile uğraşıyorduk. Diplomatik yeteneğim sayesinde bu sorunları aşmayı başarıyorduk.
Babamdan kalan borçların sadece faizi ödeyebiliyordum. Borçlar bitmeyecek gibi gelmeye başlamıştı. Kasaya para giriyordu girmesine ama hem isyanlar için paralı ordunun masrafı hazineye yük olmaya devam ediyordu.
Lehistan-Litvanya Krallığı ile kurulan iyi ilişkiler meyvesini vermişti. Artık Doğu Avrupa'nın bu büyük devleti ile ittifak kurmuştuk. Bu ittifak ilerde Kuzey Afrika'daki Tunus Kralığının Fethinde Osmanlı Ordularına karşı çok yardımcı olacaktı. Bundan emindim.
Çoğu ticaret bölgesinde söz sahibi değildik ama Kuzey Afrika'daki Safi ticaret bölgesi bizim kontrolümüzdeydi bu yüzden ticaret gemilerimizi oraya gönderdim. Bölgedeki ticaretimize katkı yapacaklardı. Bu da hazine için güzel bir haberdi.
Tahta çıktıktan 15 yıl sonra ilk borcu ödemeye başlamıştım. Bu güzel ve sevindirici bir haberdi. Ancak yeterli değildi böyle giderse bu borç hiç bitmeyebilirdi. Başka bir çözüm bulmalıydım.. Ordum paralı askerlerden oluştuğu için onları daha disiplinli bir hale getirmiştim, 15 yıl geçmesine rağmen hiç savaş görmemiştim ama bu artık sona ermeliydi. Bir zamanlar savaştığımız Mali ile tekrar savaşmalıydık, Mali Devleti ve onun zengin toprakları ve dolu hazinesini Krallığa bağlamalıydım. Bunun için ilk borcu ödedikten sonra sefere çıktım. Başarılı geçen sefer sonucunda bir kısım topraklar ile Hazinedeki bütün altınları kendi hazineme kattım. Artık borçların bir kısmını daha ödeyebilirdim.
Mali ile yaptığım savaş sırasında bölgeden bolca köle edinmiştim. Bu köleler çok iyi para edeceklerdi ve bu köle ticareti Kralığımıza iyi bir prestij getirecekti. Nitekim öylede oldu. Hazineye giren yüklü miktar para ile Krallığın kazandığı prestij... Köle ticaretini biz kontrol etmeliydik...
60 yaşıma gelmiştim. Birgün şehirde dolanırken genç ve güzel bir kadın gördüm. Bu kadın benim olmalıydı. Ne pahasına olursa olsun onu kraliçem yapmalıydım. Diğer Kralların ve devlet adamlarının ne düşündüğü umrumda değildi. Halktan bir kadın ile evlenmem bana olan bağlılığı artıracaktı bundan emindim.
Aragon Krallığından ülkeme Katolik Hristiyanlar mülteci olarak gelmeye başlamıştı. Ne Yapmalıydım? Onları kabul edemezdim. Ordum disiplinsiz davranışlar sergiliyor ve Batı Afrika'da hala isyanlar devam ediyordu.
Krallığımın başkenti Avrupa'nın diğer başkentlerine nazaran hiç gelişmiş değildi. Matbaa bile daha başkentimizde yoktu. Birşeyler yapmalıydım. Ömrümün son yıllarında bütün idari diplomatik ve askeri gücümü buna harcadım. Matbaayı başkentime getirmiştim. Artık ülkenin geri kalanına da yayılabilirdi.
Artık güçten düşmüştüm. Hizmetkarlarımın desteği olmadan yürüyemiyordum bile. Ölümün yaklaştığını biliyordum. Krallığım tek çocuğum ve varisim olan Henrique'ye kalacaktı. Gayrimeşru olması doğduğu günden beri onun sorgulanmasına yol açmıştı. Gençlik yıllarında ona askeri dersler vermesi için tuttuğum hocalar onu öldürmeye bile kalkmışlardı. Bu yüzden askeri anlamda hiç tecrübe kazanamamıştı. Onu benim ölümümden sonra zor yıllar bekliyordu. Sarayda onu destekleyen bir avuç insan vardı. Bununla başacıkabilir miydi?
Vasiyet:
1- Sana iyi bir hazine geliri bırakıyorum. Sana karşı olacak isyanları emrindeki paralı ordu ile bastır ve otoriteni sağlamlaştır.
2- Ticarete önem ver ve Yeni Dünya'daki kolonilerimizi büyütmeye devam et. Batı Afrika'daki yerli Krallıklarını fethet.
3- Sana borçsuz bir Hazine bırakmak isterdim ama gücüm buna yetmedi. Benim hayalim olan o ticaret imparatorluğunu senin kurmanı istiyorum.
https://drive.google.com/file/d/1iK4KQ2a...sp=sharing
@Emekli Tüccar
İleti Sayısı: 1,375
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
Mümkünse katılabilir miyim ?
"Paris'te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir; doğuda elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir"
Victor Hugo
•
İleti Sayısı: 2,840
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
47
Dokuzuncu sıradan ekledim. @ Menars
•
İleti Sayısı: 2,860
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
3-3-0 ı kovsaydın keske..cok kötüymüş..soy da bozuldu..
•
İleti Sayısı: 61
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
1
(16-03-2019, 19:13)jax61 : 3-3-0 ı kovsaydın keske..cok kötüymüş..soy da bozuldu..
Kovacaktım ama hanedan oyunu bozulur diye dokunmadım. Zaten Kral bir kraliçe aldı oda bir yıl sonra öldü. Sonra event ile bir kraliçe geldi. Kral oldu 60 yaş . Ekonomi için uğraştım zaten -12 dukat ordu açık masraftan +12 dukat ordu açık masrafa getirdim.
•
|