Hikaye: Spartenos
#1
20230514202039_1.jpg

Bu yazılan kitap Spartenos hanesinin tarihini anlatmaktadır. 10 yüzyıl boyunca hayatta hüküm sürmüş olan bir hanenin tarihini okuyacaksanız. Tarihte kayıtlarda adı geçen ilk Spartenos üyesi Lucas Spartenos'tur. Onun hakkında bilinen tek şey 40 yaşında cont olup Bizans imparatorluğuna ölene kadar hizmet ettiğidir. Lucas sonrası hane üyelerinin isimleri dışında bir şey bilinmemektedir. Bu kişiler sırasıyla: Leo , Michael , Zeno , Kallistos ve Phocas'tır. Bu noktadan itibaren hanenin parlamaya başladı tarih 1066 yılına geliyoruz. O tarihte Bizans İtalya'dan kovulmuş ve güneyini Normanlar işgal ederken , kuzeyini ise Almanlar ele geçirmişti.Tüm bu karmaşanın içerisinde "Kurnaz" Sergios Spartenos 1046 yılında tahta çıkmıştı ve 1066 yılına kadar barış içinde ülkesini korudu. Lakin artık barışı korumak zorlaştığı gibi sürekli küçük bir devlet olarak kalırsa hürriyetinin kaybedileceği ortadaydı. Bu yüzden ilk önce Baronlarından birini öldürüp mallarına el koydu. Arından ise Kommenos hanesinden biriyle evlendi. Kardeşini Yunanistan'da bir contesle evlendirdi ki hane büyüsün. Kendini korumaya aldıktan sonra asker toplamaya çalıştı ve Neopolis topraklarında Orthodoksluğu yaymaya çalıştı. Başarılı da oldu. İlk hedef olarak sürekli kendisini tehdit eden Capua contuğuna savaş açtı. Capua muharebesi öncesinde ne kadar kurnaz olduğunu kanıtladı. Muharebeden bir gün önce düşman kampının yiyeceklerini zehirleyip onları öldürdü. Muharebe günü ise düşmanı cont Dagobert'e benzer birini getirtip onu idam etmiş gibi gösterdi. Dagobert'in orada olduğunu bilmeyen askerlerin ise morali bozuldu. Muharebeyi düşmanı zehirleyerek ve moralini bozarak alt eden Sergios işgalinde başarılı oldu. Capua'nın fethi ardın ismi "Gaeta" oldu. Fethin aynı yılı Sergios'un oğlu Pelagios doğdu. Pelagios bir Yunandan çok bir Bulgara benzemesine rağmen Sergios onu kendi öz oğluymuş gibi kabullendi. Onun için İtalya'daki en iyi komutanları akıl hocası yaptı. Varis sorununu hallettikten sonra yeni hedefi belliydi. Amalfi toprakları. Amalfi cumhuriyet ile yönetilmesine rağmen Salerno hanesi seçimlerde sürekli hile yaparak başta kalmaya devam ediyordu. Amalfi halkı bundan bıkmıştı. Bu tiranlığa "dur" demek için isyan ettiler. Lakin başarılı olmadıkları gibi Salerno askerleri halka korkunç bir kıyım yaptı. Bu yapılan kıyım için "Tiranların Vahşeti" dendi.

Bilmemne.jpg
Aut viam invemiam aut viam creo
Ara
Cevapla
#2
1073 yılında Sergios Spartenos Amalfi Cumhuriyetine yapılan tiranlıkları bahane ederek savaş açtı. Savaş için müttefiklerini çağırmasına rağmen elinde sadece 6.000 kişi vardı. Amalfi'nin ise zenginliği sayesinde 15.000 kişilik bir ordusu mevcuttu. Bu savaşın akıbetini herkes Sergios aleyhine yorumladı ama Sergious'un planları vardı. İlk işi düşmanın su ve yemeklerini zehirlemek oldu. Ardından ise yozlaşmış memurları kullanarak basılan paraların altından değil bakırdan olmasını sağladı ki bu paranın değerini düşürdüğü için bazı askerler firar etti. Firar edenlerin sayısı aşağı yukarı 3.000 kişiydi. Lakin zaten çoğu ödemeyi peşin almıştı. Ancak Sergios'un yaptığı son şey Amalfi tiranlığının sonu oldu. Gece leyin bütün düşman askerlerini nasıl olduğunu bilmediğimiz bir şekilde surlara çıkarttı. O ana kadar düşmandan hep uzaktaydı ve neredeyse 9 ay olmuştu. Bir anda surlara çıkan bütün askerler bir sarsıntı hissetti. Çünkü surlar yıkılıyordu. Sergios Balkanlardan getirttiği köleleri kullanarak tüneller kazdırmış ve surların altını boşalttırmıştı. Askerlerin birçoğu surlara çıktığı için surlar çökmüştü. Askerlerin neredeyse tamamı ölmüş , surlara çıkmayanlar ise korkarak kaçmıştı. O andan itibaren Sergios'a "kurnaz" lakabını aldı. Bu andan itibaren kimse bir daha onunla uğraşmadı. Çünkü onun neler yapabileceğini biliyorlardı. Amalfi'nin fethi ardından topraklarında Ortodoksluğu yaymaya başladı. 5 yıllık çabası sonucu Amalfi ve Gaeta Ortodoks olmuştu. Lakin o sıralarda ortaya çıkan nezle salgınına yakalandı. O sıralarda yeğeninin kaybetmesi üzerine gelen depresyonla savaşırken nezle onu mahvetti. 3 Ocak 1078 yılında nezle yüzünden öldü. Oğlu Pelagios o sıralarda 7 yaşındaydı. Lakin kimsenin beklemediği bir şekilde Pelagios buna üzülmemişti. Onun er yada geç zaten öleceğini bildiğini söyledi. Bütün cenazedeki insanlar onun bu dediğine kızdılar ama haklıydı. Pelagios kimseye belli etmese de hanesini Roma imparatorları kadar itibarlı yapmak istiyordu.

20230515021058_1.jpg
Aut viam invemiam aut viam creo
Ara
Cevapla
#3
Efenim kusura bakmayın fakat kendi yazdıklarımı beğenmediğimden ötürü bu hikayeye devam etmeyeceğim. Zaten save dosyası anlık bir kesinti ile gittiğinden devam edemezdim. Bu yüzden efenim sizden özür diliyorum.
Aut viam invemiam aut viam creo
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.