07-07-2017, 06:05
(Son Düzenleme: 07-07-2017, 06:14, Düzenleyen: napolyon94.)
16 Aralık 1944'te Wehrmacht son aylarda yaşadığın yenilgilerin ve bozgunların şokunu önemli ölçüde atlatmıştır. Alman Yüksek Komuta Kademesi yada kısaca OKW aylardır statik bir hala bürünen Batı Cephesi için insiyatifi geri almak niyetindedir.
Batı'da güç dengesini yeniden tahsis etmek, çoktan kaybedilmiş doğu cephesinde yeniden tutunmamızı sağlayabilir.
Doğu cephesinden gizlice çektiği yüzlerce uçak ve binlerce araç ile, Doğu Belçika'da 1.Panzer Ordusu öncülüğünde müttefiklere saldırı hazırlığını tamamlamıştır. "Ren Bekçisi" olarak isimlendirilen harekata Almanya'nın en iyi donanım ve malzemeye sahip elit tümenleri ve Luftwaffe'nin kılıç artığı konsantre hava tümenleri iştirak edecektir.
Ren Bekçisi Operasyonunu olanca çapı ve hedefleri Almanya'nın yenilgisini engelleyebilecek kapasiteden uzaktır.
Eylül 1944'de führer kutsal savaş ilan ederek "Volksturm" programını devreye soktu. Buna göre her vatandaş üstüne düşen fedakarlığı gösterecek ve bu kutsal savaşta vatanını düşmandan koruyacak. Milyonlarca insanı silah altına almalı ve bunları donatıcak malzeme gücüne kavuşmalıyız.
Fransa ve Ukrayna'nın kaybı ile sarsılan savaş ekonomimiz her geçen gün küçülmekte. Albert Speer ve üstün çabalarına rağmen Alman Savaş Ekonomisi iflas etmek üzeredir. Ham madde eksikliği , akaryakıt sıkıntısı (evet kullandığım modda akaryakıt ve supply üretim-tüketim makaniği var tümenler üzerinde), insan gücünde yaşanan çıkmaz Almanya'nın savaşa devamını imkansız göstermektedir.
Yenilgi kaçınılmaz görünürken sadece "fanatik" bir savunma bizleri kurtarabilir. Ren Bekçisi Harekatı bu fanatizmi ateşleyebilecek kadar başarılı olmak zorundadır.
Ulusumuz düşmanlara Almanya'nın fethedilemez bir kale olduğunu göstermek zorundadır.
16 Aralık 1944 itibariyle Alman Ordusu güç dengesi ve pozisyonları;
(Okurlarımızın bu tabloya dikkatli bakmalarını rica ederim, zira hangi orduların nerede olduğunu bilmek hikaye takibini kolaylaştıracaktır. Hikayenin geri kalanı x,y,z orduları ekseninde gelişecektir.)
Daha yakından inceleyelim;
1940 Şubat'ın da ele geçirdiğimiz Norveç'de her daim güçlü bir garnizon kuvveti bulunmuştu. Eylül 1944'de Norveç büyük oranda boşaltıldı ve ana vatan savunmasına 12 tümenini gönderdi. Yine eylül 1944 tarihinde kutup noktasında başlayan Sovyet hücumu ile Norveç'de tehdit edilen bir konuma düşmüştür. General Heel'in 22 Dağcı Ordusu sadece 6 tümenden muvazzaf olup ordu ismine rağmen sadece 2 dağ tümenine sahiptir. Narvik önlerinde yapılan savunma hattı boyunca 1:2 üstünlüğünde ki düşman kuvvetlerine karşı bu buzla kaplı zor coğrafyayı elinde tutması gerekmektedir. Ayrıca Norveç'in stratejik 4 limanını koruyan Norveç Garnizonu da zayıf silahlı ve eğitimsiz 4 tümen tarafından General Behrman tarafından korunmaktadır. Tüm bunlar Norveç'i elde tutmak için yeterlilikten çok uzak rakamlar ve imkanlardır.
Kızıl Ordunun Yaz 1944 taarruzu ve onun yan hücumları ile şekillenen yeni Doğu Cephesi'nde ki en çok canımızı yakan nokta şüphesiz Kurland Kuşatması'dır. Kızıl Ordunun Baltık saldırısı sonucunda düşman 10 Ekim 1944'de Memel'e girdi ve Kurland da 36 tümen ve 2 ordumuzu kuşattı. O tarihten beri süregelen pozisyonlar da Kurland Grubu ve onu oluşturan 4.Panzer Ordusu ve 11.Ordu tamamen lojistik olanaklarını yitirmiş bir durumda direnmekte. General Shulz'un 4.Panzer Ordusu büyük oranda mekanize ve panzer tümenlerinden oluşsa da tümenler tıpkı General Blaskowitz'in 11.Ordusu gibi güçten düşmüş durumdalar. Bir an evvel yapay bir liman ile Kurland'ı lojistik yönden desteklemeliyiz.
Kurland'ı boşaltmak ve bu tümenleri Reich Savunması'nda kullanmak icap etse de führerin emirleri Kurland Ordu Grubu'nun Memel istikametin de taarruz etmesi ve Sovyet Baltık güçlerinin büyük oranda yok edilmesidir. Bu fantaziden öte olmayan harekat düşlemesi gerçeklikten çok uzaktır. Lojistik imkansızlar içinde OKH Kurland için 4 hafta dayanma gücü ömür biçmektedir. Sağlıklı bir limanın inşasının tamamlanması takdir de bile Kriegsmarine Kurland'ı desteklemeyecek yada lojisitk olarak sağlıklı bir takviye sunamıyacaktır. Zira el koyulan yolcu gemilerine rağmen konvoy sayımız burada sıkışan 320 bin personeli bırakın savaşta tutmayı hayatta tutacak seviye bile değildir. Alman gemi üretim kapasitesi de bu durumu yakın vadede değiştirmekte yetersizdir.
Kurland kısaca ölmeye emredilmiş ve terkedilmiş bir pozisyondadır. Almanya sizleri hep hatırlayacak.
Doğu Prusya'da ise Memel 10 Ekim de kaybedildi ve Ruslar ilk defa Alman halkının yaşadığı arazileri işgal ettiler. Kuzey Ordular Grubu olarak teşkilatlanan Doğu Prusya'da ki güçlerimiz Student'ın 2. ve Hausser'in 5.Ordusu cephe hattında tutunmaktadır. Ayrıca Grossdeutchland tümeninde aralarında bulunduğu Krüger'in 19.Panzer Kolordusu beklenen Sovyet Kış hücumu için Kuzey Ordular Grubunun karşı saldırı gücünü oluşturmaktadır.
Königsberg'i ve Prusya'yı ölümüne savunmak için bu güçler son anına kadar direnmesi beklenmektedir. Yine de bu cephe de ki üstünlük düşmanın 1:2,5 oranındadır. Heer Prusya için daha fazla rezerv kuvvet sağlayamamaktadır. Ayrıca tümenlerin birçoğu da güçten düşmüş ve malzeme yönünden hayli eksik donatımlıdır. Yeni teşkillenmiş Volksgreanadier tümenleri ise çatışma tecrübesi olmadan yalnızca cephe boyunca hat "doldurmaktadırlar".
Merkez Ordular Grubu ise 1944 yazında yaşadığı felaket ile pratikte imha olmuştur. Yeni tümenler, Norveç'ten çekilenler ve diğer cephelerden toplananlar ile von Manstein komutasında 12.Ordu yeniden donatıldı. 27 tümenlik bu güç ile 12.Ordu Almanya'nın en yüksek personel sahibi ordusu olmasına rağmen karşısında durduğu Kızıl ordu Kuvvetleri muazzam miktardadır.
Heinz Guderian'ın komuta ettiği 17.Panzer Kolordusu ise Merkez Ordular Grubunun karşı saldırı gücünü teşkil etmektedir. Yakın zamanda bir çok elit tümeninin elinden alınarak Batı'ya sevk edilmiş olan 17.Panzer Kolordusu eski günlerinden uzaktadır. Özellikle akaryakıt sıkıntısının yüksek olduğu tümenler de operasyon kabiliyeti asgari olanaklardadır.
Güney Ordular Grubu ise Slovakya ve Balaton gölü arasında kalan bölgeyi savunmaktadır. Bir zamanlar Maginot Hattı'nı aşarak Paris'e giren, Sivastapol'ü kuşatıp zorlu bir mücadele de ele geçiren 6.Ordu bu cephe de bulunmaktadır. Ne var ki Stalingrad ve Romanya'da iki kez tamamen yok olan 6.Ordu'nun yeniden oluşturulmuş hali olan Dietrich'in 6.Panzer Ordusu Doğu Cephesi'nde ki en operasyonel kabiliyetli güç olarak Macaristan'da bulunmaktadır. Budeppeşte'yi elde tutmak ve Balaton gölünün Batı'sından gerçekleşebilecek bir Kızıl ordu istilasına karşın 6.Panzer Ordusu Almanya'nın gururu olarak tutunmaktadır.
Güney Ordular Grubunun ön cephesini ise Weich'in 3.Ordusu üstlenmektedir. 300 km lik cephe hattı boyunca sadece 13 tümenle tutulan Weich ve onun 3.Ordusu olası bir 6.Panzer Ordusunun transferinde tutunamayacağı gün kadar ortadadır. Macaristan kalan Balkan müttefikimiz ve onu hayatta tutmak Almanya'yı savunmak kadar kati önemlidir. En iyi vatan savunması, vatanımızdan uzak yapılan savunmadır.
Romanya ve Bulgaristan'ın ihaneti ile Yugoslav partizanlar Eylül ayında Kızıl Ordu ile birleştiler. Bosna ve Hırvatisan'da tutunan Ordu Grubu D daha çok partizan ve terörle mücadele için donatılmış hafif tümenlerden oluşmaktadır. 7.Ordu olarak Küchler komutasında ki güçler bu dağlık ve zorlu arazi de bolşeviklere karşı tutunmak zorundadır. Sadece 2 tümenden oluşan ve eski Sovyet generali olan Vlasov'un 18.Motorize Kolordusu ise Ordu Grubu D'nin tek ve zayıf karşı saldırı / rezerv gücüdür.
Ayrıca kağıt üstünde Ordu Grubu D'ye bağlı olan 15.Piyade Kolordusu Girit ve Rodos adaların da hala tutunmaktadır. Ana vatan dan izole olan bu 2 tümene Fanatik Ehler komuta etmektedir.
İtalya'da ise Albert Kasselring'in 8.Ordusu Gotik hattında tutunmaktadır. Afrika ve Monte-Casino kahramanı havacı general Kasselring paraşütçü tümenleri ile Gotik hattında tutunurken. Aslen Batı Cephesi Genel Komutanı olan von Rundstedt'e doğrudan bağlı olan 14.Ordu'da İtalyan Alplerinde Milan'ı korumaktadır.
İtalyan sanayisi ve güney cephesini tutmak bu mütevazi 2 orduya tahsis edilmiştir. Bölge de ki tek panzer tümeni Luftwaffe'ye bağlı olan Hermann Göring Panzer tümenidir.
Siegfried hattın da tutunan Witzleben'in 10.Ordusu Ruhr ve Güney Ren'i savunmaktadır. Efsanevi tankçı general Hoth ve onun 13.Panzer Kolordusu Siegfried hattı için tahsis edilen zırhlı ve karşı saldırı gücünü oluşturur.
Ren Bekçisi harekatı için yapılan yığınağın ardından Güney Hollanda ve Antwerp adalarını savunan Kleist'in 9.Ordusu bir örtme kuvveti olarak Ren'in güneyinde tutunmaktadır.
Batı Rheinland'da ise efsanevi komutan Walter Model komutsın da birçok elit ve SS tümenlerinin toplandığı Almanya'nın en iyi donanımlı ve tecrübeli ordusu 1.Panzer Ordusu sıfatıyla bölgede saldırı için son hazırlıklarını yapmaktadır. Fakat bu elit bir kaç tümen gerçekten Reich'in kaderini değiştirebilecek midir? OKH üzerin de ki tüm karamsar havaya rağmen umutlar Model ve 1.Panzer Ordusuna bağlanmış durumdadır.
Son olarak Rezerv ordusu olarak 107.Ordu bünyesinde ki 10 tümen Batı Almanya'ya yayılmış bir durumdadır. Almanya geniş rezerv olanaklarından çok uzaktır.
Luftwaffe ise operasyonel olarak sadece 800 uçağa sahiptir. (Mod yapımcısı abartmış kekini de kabartmış, 800 nedir lo?) . Artık kılıç artığı gözüyle bakılan Luftwaffe'nin ağırlığı 1.Panzer Ordusunu desteklemeye yönelik Ren bölgesinde bulunmaktadır. Doğuda ise yalnızca 250 uçaklık bir güç olarak Luftwaffe binlerce Sovyet uçağına karşı imkansızı başarmak zorundadır.
Reich Savunması imkansız bir görev, yine son damlamıza kadar ülkemizi savunacağız.
13.bölümün sonu...