Ben bu zamana kadar sayısız etkinliğe katıldım, burada oyun veya etkinlik saymayacağım. Hiçbir etkinlikte ne oyun içi çıkar ne başka bir sebepten çıkıp yalan söylemedim. Uzun soluklu, çok oyunculu bazı etkinliklerde diplomasi yaparsın, entrika yaparsın ama oyun dışı muhabbette yalan söylemezsin. Ben Aytaç'ın bu hotseate dair sohbetlerde yazdıklarına ilk başta "algı" olarak yaklaştım, yazdıklarına kendi de inanmıyordur diye düşündüm, diğer oyunculardan farklı olarak gerçekçi bir kazanma hedefi olduğu için de makul buldum. Ancak konuşmalar ilerledikçe fark ettim ki, ya yapmaya çalıştığı algıya kendi de inanıyor (bundan bir önceki mesajımdan da bahsetmiştim) ya da algı yapmıyor, yalan söylüyor.
Ben özellikle hotseatlerde RP ile karışık karar veriyorum. Bu hotseatte pozitif veya negatif kime ne söz verdiysem tuttum, burada basit bir "delikanlı RP"sini savunmuyorum, kendimce oyunda çizdiğim Litvanya RP'sinin tarzını anlatıyorum. HRE'ye Danimarka ile savaşı boyunca ona saldırmayacağımı söyledim, saldırmadım. Çünkü Danimarka kuzeyde Novgorod'u da işgal ediyordu ve ileride bizi 3v1 dahi yenme ihtimali olan bir ülkeydi. Beni herkes yenebilir, yeniyor da, ancak hem oyunculuk farkı hem de oyun haritasının yapısı sebebiyle Danimarka yenilmezliğe yaklaşmış bir vaziyetteydi. Ardından Kutsal Roma "anlaşmazsam toprak kaybedeceğim" diyip, anlaşma sinyalleri verdiğinde anlaşırsa ona saldıracağımı söyleyerek anlaşmaktan caydırmaya çalıştım. Caymadı, sözümü tuttum, saldırıp 2 şehrini aldım.
Danimarka'nın savaşta olduğu 2 oyuncuyla anlaşması benim ona Novgorod'u sacklaması vs. durumunda o savaşan ikilinin yanında destek olabileceğimi söylememle başladı. Normalde bu devletlerle anlaşmak gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum zira Novgorod'un dediğine Novgorod bitik, HRE'nin dediğine göre ise HRE bitik durumdaydı. Ben savaşa onların yanında girebileceğimin sinyallerini verince Danimarka'nın oynayışı değişti.
İlk olarak Discord sunucusunda Askeriye grafikleri atılmaya başlandı, grafiklerin bir anlam ifade etmediğini defalarca kez yazdım fakat anlatamadım. Zira Britannia'da da aynısı olmuştu, Galler grafiklerde 1. diye savaş ilanı yiyip 2 tur sonra Family Member kalmadığı için yıkılmıştım. Daha birçok safsata atlattık, tüm bunlar esnasında ben olayları "algı" olarak yorumlamaya devam ediyordum.
Geçtiğimiz tur, Kutsal Roma'nın ordusunun yanında (yani bana ait bölgede) Danimarka ordusu vardı, onun yanı sıra kuzeyde Danzig'e 1 turluk mesafede ormanda saklanan mancınıklı Danimarka ordusu gördüm, Danimarka'nın da bana saldıracağını yazdım. Okuduysanız bilirsiniz, Aytaç RP'de "defansif ittifak" roleplayi yapıyor şu sıralar. Olayın defansif vs. olmadığını, Danimarka'nın oyunu kazanmaya gittiğini belirttiğimde, böyle bir olayın yakından uzaktan ilgisinin olmadığını, benim olayları abarttığımı, tepki verecek bir şey olmadığını vs. yazdılar.
Burada benim canımı sıkan 2 detay var:
1. Oyun için yalan söylemek.
2. Karşısındakinin aklıyla alay eder seviyede insanları kandırmaya çalışmak.
Bugün öğle saatlerinde bunu yazan oyuncu, "henüz saldırmadık" değil, "saldırmıyoruz" yazan oyuncu, bazılarını fark ettiğim, bazılarını fark etmediğim 4-5 ordusuyla şehirlerimi aldı. Alabilir, dediğim gibi ben iyi bir hotseat oyuncusu değilim ama saldıracağım adama "saldırmıyoruz" diye de algı yapıp, hotseat sohbetini/tartışmasını zehirlemeye, bir şey söylemeye çalışan oyuncuyu boğmaya çalışmam örneğin. Bir grafikler atılıyordu Litvanya şöyle güçlü böyle güçlü, ne oldu o grafiklere? Ben o grafiklerin bir anlam ifade etmediğini söylediğimde neden linç yedim? Kaç defansif ittifak düşman ülkenin başkentini yağmalar? Hani agresif bizdik?
Şu yukarıdaki konuşma oyun içi/RP içi konuşmalar olsa kendince entrika yapıyor, algı yapıyor diye es geçebilirdim. Ancak Aytaç'ın 1 haftadır sunucuda yazdıkları ne entrika, ne algı. Üzülerek söylüyorum sadece yalan.
Ben özellikle hotseatlerde RP ile karışık karar veriyorum. Bu hotseatte pozitif veya negatif kime ne söz verdiysem tuttum, burada basit bir "delikanlı RP"sini savunmuyorum, kendimce oyunda çizdiğim Litvanya RP'sinin tarzını anlatıyorum. HRE'ye Danimarka ile savaşı boyunca ona saldırmayacağımı söyledim, saldırmadım. Çünkü Danimarka kuzeyde Novgorod'u da işgal ediyordu ve ileride bizi 3v1 dahi yenme ihtimali olan bir ülkeydi. Beni herkes yenebilir, yeniyor da, ancak hem oyunculuk farkı hem de oyun haritasının yapısı sebebiyle Danimarka yenilmezliğe yaklaşmış bir vaziyetteydi. Ardından Kutsal Roma "anlaşmazsam toprak kaybedeceğim" diyip, anlaşma sinyalleri verdiğinde anlaşırsa ona saldıracağımı söyleyerek anlaşmaktan caydırmaya çalıştım. Caymadı, sözümü tuttum, saldırıp 2 şehrini aldım.
Danimarka'nın savaşta olduğu 2 oyuncuyla anlaşması benim ona Novgorod'u sacklaması vs. durumunda o savaşan ikilinin yanında destek olabileceğimi söylememle başladı. Normalde bu devletlerle anlaşmak gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum zira Novgorod'un dediğine Novgorod bitik, HRE'nin dediğine göre ise HRE bitik durumdaydı. Ben savaşa onların yanında girebileceğimin sinyallerini verince Danimarka'nın oynayışı değişti.
İlk olarak Discord sunucusunda Askeriye grafikleri atılmaya başlandı, grafiklerin bir anlam ifade etmediğini defalarca kez yazdım fakat anlatamadım. Zira Britannia'da da aynısı olmuştu, Galler grafiklerde 1. diye savaş ilanı yiyip 2 tur sonra Family Member kalmadığı için yıkılmıştım. Daha birçok safsata atlattık, tüm bunlar esnasında ben olayları "algı" olarak yorumlamaya devam ediyordum.
Geçtiğimiz tur, Kutsal Roma'nın ordusunun yanında (yani bana ait bölgede) Danimarka ordusu vardı, onun yanı sıra kuzeyde Danzig'e 1 turluk mesafede ormanda saklanan mancınıklı Danimarka ordusu gördüm, Danimarka'nın da bana saldıracağını yazdım. Okuduysanız bilirsiniz, Aytaç RP'de "defansif ittifak" roleplayi yapıyor şu sıralar. Olayın defansif vs. olmadığını, Danimarka'nın oyunu kazanmaya gittiğini belirttiğimde, böyle bir olayın yakından uzaktan ilgisinin olmadığını, benim olayları abarttığımı, tepki verecek bir şey olmadığını vs. yazdılar.
Burada benim canımı sıkan 2 detay var:
1. Oyun için yalan söylemek.
2. Karşısındakinin aklıyla alay eder seviyede insanları kandırmaya çalışmak.
Bugün öğle saatlerinde bunu yazan oyuncu, "henüz saldırmadık" değil, "saldırmıyoruz" yazan oyuncu, bazılarını fark ettiğim, bazılarını fark etmediğim 4-5 ordusuyla şehirlerimi aldı. Alabilir, dediğim gibi ben iyi bir hotseat oyuncusu değilim ama saldıracağım adama "saldırmıyoruz" diye de algı yapıp, hotseat sohbetini/tartışmasını zehirlemeye, bir şey söylemeye çalışan oyuncuyu boğmaya çalışmam örneğin. Bir grafikler atılıyordu Litvanya şöyle güçlü böyle güçlü, ne oldu o grafiklere? Ben o grafiklerin bir anlam ifade etmediğini söylediğimde neden linç yedim? Kaç defansif ittifak düşman ülkenin başkentini yağmalar? Hani agresif bizdik?
Şu yukarıdaki konuşma oyun içi/RP içi konuşmalar olsa kendince entrika yapıyor, algı yapıyor diye es geçebilirdim. Ancak Aytaç'ın 1 haftadır sunucuda yazdıkları ne entrika, ne algı. Üzülerek söylüyorum sadece yalan.