İleti Sayısı: 12,751
Üyelik Yılı: 2017
Imperium:
100
Kitabi birkaç sene önce okudum ve okuduğum yegane Atsız eseri. Kitap adına konuşmam gerekirse bence akıcı ve ilgi çekici bir anlatımı var. Size direkt olarak bir olay verilmesine rağmen altındaki anlam çok daha farklı. Kitabın sonuna yaklaştıkça olayların bağlantısını ve çözümünü anlıyorsunuz bu da iyi bir tatmin hissiyatı bırakıyor.
İleti Sayısı: 392
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
0
12-03-2021, 16:07
(Son Düzenleme: 12-03-2021, 16:09, Düzenleyen: HakaniyeLehçesi.)
Konusunu görünce aklımdakilerini yazayım dedim.
Neşriyat tarihinin tartışmalı bir yönü var. Mesela Ahmet Bican Ercilasun'un bir video-konferansta "İlk post-modern roman; Tutunamayanlar değil, Ruh Adam'dır" demişti. Fakat neşriyata bakarsak, ikisi de 1972 senesinden. Üstelik 70'te Tutunamayanlar ödül almış TRT'den.
Ercilasun konuyu Türkçülüğün Mistik Önderi kitabında açmış olsa da o kitaba henüz sahip değilim ama "NİHAL ATSIZ’IN RUH ADAM VE OĞUZ ATAY’IN TUTUNAMAYANLAR ROMANLARINDAKİ ANLATIM TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI" adlı bir makalede o kitaba değinilmiş:
Ahmet Bican Ercilasun; Ruh Adam romanının çıkışını 1972 sonu olarak işaret etse de, Atsız hakkında hazırladığı velût çalışmasında, romanın bu tarihten çok önce yazılmakta olduğunun haberinin, bizzat yazar tarafından verildiğini de söyler. Ercilasun; “3 Ağustos 1951 tarihli 44.sayısında, “Atsız” imzasıyla ve “Bu şiir, Atsız’ın intişar etmemiş bir romanından alınmıştır.” notuyla “Geri Gelen Mektup” yayımlanmıştır.” (ERCİLASUN, 2018: 495) der. Dolayısıyla isim verilmese de bahsedilen intişar etmemiş roman, Ruh Adam’dır.
Fakat doğal olarak, edebiyat tarihinde bu çok da göz önüne alınacak bir veri değil. İki roman arasındaki benzerliklerden dolayı yazarlar birbirleriyle etkileşime girmiş mi girmemiş mi diye sormuyor değilim ama bunun da net bir cevabı yokmuş.
Yine Bican Hoca "bu kitaba çok ayıp ediliyor. Hatta MEB'in 100 kitap önerisi arasında olması lazım ama MEB'in Türkçü-milliyetçi yazar ambargosu yüzünden o listeye Peyami Safa bile zor giriyor" diyordu.
Abim 6-7 sene önce uyduruk uyduruk milliyetçi yazarların kitaplarını almıştı, okuyacak kitabım da yoktu. Ben de lisedeyken onları okuduktan sonra, önce Deli Kurt'u okumuştum. Pek etkilenmemiştim. Sonra düşük beklentiyle başladığım bu kitabı büyülenerek bitirmiştim. Ondan sonra da Bozkurtlar'ı dört günde okumuştum. Hepsinin de liseliler için de anlaşılabilir dili var. Gerçi ben o aralar, affedersiniz, öz Türkçeciydim. Belki Bozkurtlar'ı bu sayede daha rahat okumuştum. Eh, berbat fikirlerin üç beş faydası olabiliyor.
Deli Kurt'u, Bozkurtlar'ı okuyup okumamak başkalarının bileceği iş ama bu kitabın her kitaplıkta olmayı hak ettiğini temin ederim.
Edit: Yahu yorumları beğeniyorum da sakın benim mesajıma bakın, beğenin diye beğenmiyorum. Benim her şeyi beğenme huyum var internette.
İhtiras, keder, heyecan, marjinallik, monşerlik, kaygı ve aşırı miktarda Türklük barındırır.
Sen eğme, eğilsin alnı karalar / Dalkavuklar, p...lar ve maskaralar