Birkaç yıl önce PS3'te oynamıştım, birkaç gün önce gameplayini izledim. İlk oynadığımda biraz daha etkileyici ve biraz da enteresan gelmişti çünkü bu zamana kadar bu türde oynadığım ilk oyundu. Oyundaki en büyük sorun oyunun hikayesinin 'kararlarla' değil 'başarılarla' şekil alması, bu da oyuncuda kötü bir etki bırakıyor. Oyuncu hikayenin kendi 'kararlarıyla' değil de bir şeyi 'becerememesiyle' değişik bir yolda ilerlediğini farkettiğinde bu kötü bir etken bana göre. Oyunun sonundaki sevgili seçme kısmı ve ondan öncesindeki hangi tarafta bulunmak istiyorsun mevzusuna kadar oyuncunun karar vermek zorunda kaldığı hiçbir kısım hatırlamıyorum. Ancak atıyorum hikayenin belli bir kısmında yapmanız gereken bir şeyi beceremezseniz hikayenin gidişatı değişiyor evet. Bu oyunun tasarımındaki felsefi problem bu.
Bunun yanı sıra ruhlar, entityler vb. doğaüstü unsurlar gerçek hayatla kurnaz bir şekilde bağdaştırılarak hem daha gerçekçi hem de oyunun akışında daha normal bir gidişat oluşturulabilirdi diye düşünüyorum. Şimdi Jodie'nin başına gelenlere baktığımızda nereye gitse başının ruhlarla belaya girmesi gibi abuk bir durum var. Çöle gidiyor çölde de Yeiitsoh diye kötücül ruhla karşılaşıyor vs.
Karakterlerin gerçekçiliği açısından en güzel Quantic Dream oyunu buydu, Heavy Rain'deki gibi random bir şekilde elinde origami bulan esas oğlan veya Fahrenheit'teki gibi oyunun yarısından sonra Matrix'e bağlayan bir ana karakter yoktu. Sadece Aiden'in güçlerinde 'arbitrary' olarak görülebilecek bazı gameplay kısıtlamaları vardı sadece belli başlı kişileri kontrol altına alabilmek, belli kişileri öldürebilmek gibi. O gibi şeyler belli bir mantığa oturtulmalıydı.
Bunun yanı sıra ruhlar, entityler vb. doğaüstü unsurlar gerçek hayatla kurnaz bir şekilde bağdaştırılarak hem daha gerçekçi hem de oyunun akışında daha normal bir gidişat oluşturulabilirdi diye düşünüyorum. Şimdi Jodie'nin başına gelenlere baktığımızda nereye gitse başının ruhlarla belaya girmesi gibi abuk bir durum var. Çöle gidiyor çölde de Yeiitsoh diye kötücül ruhla karşılaşıyor vs.
Karakterlerin gerçekçiliği açısından en güzel Quantic Dream oyunu buydu, Heavy Rain'deki gibi random bir şekilde elinde origami bulan esas oğlan veya Fahrenheit'teki gibi oyunun yarısından sonra Matrix'e bağlayan bir ana karakter yoktu. Sadece Aiden'in güçlerinde 'arbitrary' olarak görülebilecek bazı gameplay kısıtlamaları vardı sadece belli başlı kişileri kontrol altına alabilmek, belli kişileri öldürebilmek gibi. O gibi şeyler belli bir mantığa oturtulmalıydı.