To The Moon
Indie oyunların en güzellerinden biri olan To The Moon için kısa bir inceleme yazısı paylaşacağım. Bu yazının devamını frpnet.net adresinde bulabilirsiniz.
Alıntı:Oyunda Sigmund Agency of Life Generation isimli kuruluşun iki doktorunu kontrol ediyorsunuz. Bu kuruluşun amacı ölmek üzere olan insanların anılarına girip son isteklerini gerçekleştirmek, en azından zihinlerinde… Gerçek hayatta yapamadıkları şeyleri anılarıyla oynayarak yapmışlar gibi bir izlenim yaratıyorsunuz insanların beyinlerinde ve bu yarattığınız simülasyon içinde insanlar daha mutlu ve huzurlu bir şekilde ölüyorlar. En azından kuruluşun amacı bu. Oyun 3 parçadan oluşuyor ve ölmek üzere olan Johnny Wyles’a yardım etmeniz gerekiyor. Johnny nedenini hatırlayamasa da aya gitmek istiyor ve siz de bu gizemi çözüp Johnny’yi aya yollamaya çalışıyorsunuz.
Böyle oyalanacak bir şeyler arıyorsanız veya sağlam, duygusal senaryo arıyorsanız tam size göre bir oyun.
Az önce Pintipanda'dan izledim. Bayağı sağlam bi oyunmuş. Oynaması sıkıcı olabilir fakat senaryosu mükemmel ötesi. Peçete dayanmıyor dedikleri türden. Milletin dediği kadar var. Gerçi ben ağlamadım ama bi ara baya ağlıcak gibi oldum. Oynamadıysanız veya izlemediyseniz aşırı şekilde tavsiye ediyorum. Duygu patlaması garantili.
Bu kısımda da Orhun abi gayet güzel anlatıyor mevzuyu. Tabi **SPOİLER** uyarısı da yapayım. Ama cidden güzel özetlemiş.
To the Moon garip bir fikrin üstüne kurulmuş bir hikaye. Bir dünya düşünün ki bilim insanları anılarınıza erişebiliyor, onlar arasında seyahat yapabiliyor hatta ve hatta onları değiştirebiliyor. İşte To the Moon bu fikrin gerçek olduğu bir dünyada geçiyor ve Sigmund Yeni Hayat Çizme Kurumu bu teknolojiyi ölmek üzere olan insanlara daha huzurlu ve daha mutlu oldukları bir ölüm yaşamaları için kendisini adamış bir kurum. Ve siz de bu kurumda ki iki bilim insanını oynuyorsunuz. Ve sırada ki hastanız belli Johnny adında ki yaşlı bir adam. Kendisi aya gitmek istiyor ve de sebebini kendisi bile tam olarak bilmiyor. Sadece gitmek istiyor. Ve siz de onun son isteğini yerine getirmek için anılarında yolculuk yapmaya başlıyorsunuz. Ulaşabildiğiniz son anısından onun hatırladığı ilk anısına kadar (
). Bu yolculuk sırasında To the Moon sizi bazen soru sordurmayı bazen duygulandırmayı bazen de müzikleri eşliğinde sizi dakikalarca ekranda hiç bir şey yapmamaya itiyor. To the Moon size bu yolculukta anılara takılı yaşamanın en güzel ve de en kötü zamanlarını bir arada gösteriyor. Ve bir nokta da sizlere bu yönde dersler vermeye çalışıyor.
![[+]](images/collapse_collapsed.png "[+]")
Spoiler
To the Moon size bir oyun olarak çok da fazla oynayabileceğiniz içerikler sunmaz. To the Moon daha çok bir film tarzındadır. Size içinde hareket edebildiğiniz arada sırada aşırı da önemli olmayan seçimler yapmanızı sağlayan bir film içeriği sunuyor. Ve bunu yaparken sizi hoş müzikleriyle yaptığı göndermelerle ve de aklınızda sürekli bir soru işareti bırakarak daha fazlasını öğrenme isteği oluşturarak sizin oyundan kopmanızı engelliyor. İçinde ki her nesneye içinde ki her şeye bir anlam yükleme başarısına da ulaşmış bir oyundur. Önemsiz olduğunu düşündüğünüz her şeyin bir anlamı var oyunda başından sonuna kadar.
Son olarak benim için şahaser olan bu oyunun akıl babasından biraz bahsetmessek ayıp etmiş oluruz. Reives takma adını kullanan Kan Gao hem bir müzisyen hem bir yazar hem de bir oyun yapımcısı. Aslında Kan Gao’nun ne kadar nitelikli bir insan olduğunu açıklamak için burada bir yazı yazmayı düşünüyordum ancak ne yalan söyleyeyim üstte hazırladığım metinin tam olarak mükemmel olmayışı gibi bu metin de mükemmel olmuyordu. Ve bu yüzden ben de bunu anlatmanın daha iyi bir yolunu buldum.
Bir twitter iletisi ile :https://twitter.com/RhysvstheOzone/status/869565115691143169
Ve de kapanışı oyunun temel taşı olan güzel bir piyano eseri ile bitirelim.
- @'ilber Ortaylı'
[video=youtube]https://www.youtube.com/watch?v=9QfPDmzpC2Q [/video]
Sic Parvis Magna
![[+]](https://forum.strategyturk.com/images/majestic/collapse_collapsed.png)
