08-07-2019, 21:31
(Son Düzenleme: 03-03-2024, 16:03, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 1 kere düzenlenmiş.)
18 Ekim 1925, saatler öğlen 1:30 sularını gösterirken Yunanistan ile Bulgaristan'ın Demir Kapu ismindeki bir sınır bölgesinde görevli bir Yunan askeri, beslediği köpeğin kaçması sonrası onu yakalamaya çalışırken Bulgar sınır muhafızları tarafından öldürüldü.
1925 yılının Sonbaharında dünya yepyeni bir Avrupa ile karşı karşıyaydı. 16 Ekim'de imzalanan Locarno Antlaşmaları neticesinde Fransız - Belçika - Alman sınırları kesinleşmiş, Almanya'ya "bir daha asla savaş açmayacağı" gibi maddeler kabul ettirilmişti. Tüm savaşları bitiren nihai savaş sonrasında Avrupalı güçler Milletler Cemiyetinin de kuruluşuyla tüm çatışmaları barışçıl bir biçimde çözme idealine sahipti ve Petriç Olayı Avrupa için bir sınav görevi görüyordu.
Yunanistan ile Bulgaristan arasındaki ilişkiler 20. yüzyılın başlangıcından bu yana oldukça gergindi. Makedonya ve Batı Trakya bölgelerinde hak iddiaları 1904 senesinde silahlı grupların çatışmalarıyla sonuçlandı. Bu iki ülke 1913 senesindeki İkinci Balkan Savaşında ve Birinci Dünya Savaşının Makedonya cephesinde karşı karşıya geldi. Bu savaşlar doğrultusunda çatışma yaşanan Makedonya ve Batı Trakya bölgeleri büyük oranda Yunanistan hakimiyetine geçti.
Bu iki bölgede de yaşayan nüfusun neredeyse tamamı Bulgar'dı ve buradaki Bulgar nüfus özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında İçeri Makedonya Devrimci Örgütü ve İçeri Trakya Devrimci Örgütü gibi örgütler kurarak Yunan ve Yugoslav topraklarına saldırılar düzenlediler. Petriç şehri Bulgar hakimiyetindeki Pirin Makedonyasının idari merkeziydi ve şehrin kontrolü uzun bir süre boyunca İMDÖ'ye bağlı olmuştu. Öyle ki 1923 senesinde Bulgaristan başbakanı Aleksandar Stamboliyski Yugoslavya ile ilişkileri iyileştirmeye yönelik adımlar attığında İMDÖ tarafından yakalanıp işkenceye maruz bırakılmış ve öldürülmüştü.
Stamboliyski'nin ölümünden 2 sene sonra yaşanan bu olayın ardından Yunanistan'ın bölgeye ateşkes şartlarını konuşmak üzere gönderdiği bir subay daha Bulgarlarca öldürüldü. Sınır bölgesinde çatışmaların artması üzerine Yunan birlikleri sınır karakolunu terketmek zorunda kaldılar. Demir Kapu'dan verilen istihbarat raporunda Bulgar güçlerinin makineli tüfeklere sahip yaklaşık 1 tabur gücünde olduğu bilgisi yer alıyordu. Bu durum Yunanistan Savaş Bakanlığı tarafından Bulgarların bir taburluk güçle taarruz ettiği ve sınır bölgesini işgal ettiği olarak anlaşıldı. Bulgarların kasti bir biçimde saldırı düzenlediği kanaatine varan Yunanlar 3. ve 4. Ordularına Struma Vadisi boyunca ilerleme emri verecekti.
Öte yandan Demir Kapu'da yaşanan olay Bulgaristan kurmaylarına 19 Ekim tarihinde ulaştı, Bulgaristan meseleyi ilk başta basit bir sınır çatışmasından ibaret görse de, Yunanistan'ın reaksiyonu karşısında şaşırarak Dışişleri Bakanlıkları aracılığıyla Yunan tarafıyla bir görüşme talep edip Yunan hükümetinin ve Selanik'teki askeri otoritelerin istilayı durdurması çağrısında bulundular. Bulgaristan aynı zamanda Yunan askerlerin bölgedeki Bulgar güçler beyaz bayrak vermelerine rağmen ateş etmeye devam ettiğini iddia ediyordu. Bulgaristan'ın tüm bu görüşmeler neticesinde Bulgar-Yunan ortak komisyonu kurularak olayın soruşturulması teklifi Yunan tarafı tarafından reddedilmişti.
Diktatör Theodoros Pangalos önderliğindeki Yunan hükümeti Bulgaristan'a bir ultimatom vererek sorumluların cezalandırılmasını, resmi bir şekilde özür dilenmesini ve 2 milyon Fransız frangı verilmesi talebinde bulundu. Bu ultimatomun yanıtlanmasını beklemeden Yunan orduları 22 Ekim tarihinde Bulgaristan'ın Petriç kentine girdi. Yunanistan'ın bu hamlesi üzerine Bulgaristan Milletler Cemiyeti'ne müdahil olması için başvuruda bulundu.
Milletler Cemiyeti bölgeye Fransız, İtalyan ve İngiliz ataşeler göndererek Yunan birliklerinin Bulgaristan'dan çekilmesini ve Bulgaristan'a 45 bin sterling ödeme yapmasını kararlaştırdı. Yunanistan bu kararı kabul etmek zorunda kalsa da, sadece birkaç yıl önce yaşanan Korfu Olayındaki yaklaşım farkından rahatsız olduğunu belirtti. Korfu Olayı ve Petriç Olayı arasındaki yaklaşım farkı Yunanistan için Milletler Cemiyetinin İtalya gibi büyük güçlere farklı, Yunanistan gibi küçük ülkelere farklı standartlar uyguladığını gösterdi.